Ekonomi Sözlüğü

EKONOMİ SÖZLÜĞÜ 

A


A Tipi Yatırım Fonu/ Ortaklığı

Fon içtüzüklerinde / esas sözleşmelerinde asgari sınırları belirtilmek kaydıyla, portföy değerinin en az % 25’ini devamlı olarak mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil Türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerdir.

AACB (African Association of Central Banks)
Afrika Merkez Bankaları Birliği. Afrika ülkeleri arasında para, bankacılık, maliye alanlarında işbirliğini geliştirmek amacıyla 1968'de oluşturulmuş bir kuruluştur. Birlik, Afrika merkez bankalarına ve finans kuruluşlarına ödeme politikalarının ve mali anlaşmaların oluşturulmasında yardımcı olmakta, ihracat finansmanı, bölge içi ödemeler sistemi konularında bilgi toplamakta ve aktarmaktadır.

AB (Aktielbolaget)
Limited şirket (İsveçce)

ABA (American Bankers Association)
Amerikan Bankacılar Birliği

AC (Account Current)
Cari hesap

Acenta
Acentalık sözleşmesi çerçevesinde, faaliyet gösterdikleri mahalde, sadece sermaye piyasası araçlarına ilişkin alım ve satım emirlerinin aracı kuruma iletilmesine ve gerçekleşen emirlerin tasfiyesine aracılık eden gerçek kişi veya ticaret şirketleridir.

Acentelik
Mümessillik; ticari temsilci. Daha çok hizmet sektöründe görülen acentelik kurumu, ana şirketle, ayrıntılı şekilde şartları belirlenmiş sözleşmelerle faaliyetlerini yürütür. Acentelik, belli bir yer veya bölge içinde vekil ve satış memuru gibi sıfatlara sahip olmadan ana şirketi ilgilendiren konularda anlaşmalara aracılık etmek ya da şirket adına anlaşmalar yapmaktır.

Aciz vesikası
Borçlunun kanuni yönden takip edilen alacağı ödemeye yeterli malı bulunmadığına dair İcra Dairesi tarafından verilen resmi belge. "Kesin" ve "geçici" olmak üzere iki çeşittir. Kesin aciz vesikası, borçlunun kovuşturulan alacağı tamamen veya kısmen ödeyemeyecek durumda olduğunu kesin şekilde gösteren belgedir. Geçici aciz vesikası ise borçlunun yeterli malı bulunmadığı hallerde haczedilmiş mallara takdir edilen kıymetle alacak miktarı arasındaki farkı gösteren tutanaktan ibarettir. Alacaklıya, borçlunun mallarına bu fark kadar haciz konulması hakkını verir ve malların satışından sonra bu vesika geçerli olmaz. Yerine kesin aciz vesikası alınır.

ACP (African Caribbean and Pacific) İlkeleri
Afrika, Karaib ve Pasifik ülkeleri. Ekonomik dayanışma örgütüdür. 28 şubat 1975'de AET ile Lome Sözleşmesi'ni imzalayan 46 ülkeyi tanımlar. Bu ülkelerin ortak özelliği, eski koloniler olmalarıdır.

ACU (Asian Currency Unit)
Asya Para Birimi, Uzak Doğu'nun mali piyasalarındaki dolarlar

Acyo
Para veya senedin üzerinde yazılı olağan değerden daha çok değer kazanması durumunda, eski değeri ile kazandığı değer arasındaki fark, para veya senedin gerçek değeri ile itibari değeri arasındaki fark.

Açık Artırma
Alıcılar arasında rekabet yaratarak satın alınacak nesneye en yüksek fiyatı verecek alıcıyı bulmak amacıyla uygulanan bir satış yöntemi. Ekonomik genişleme dönemlerinde bu uygulamada satıcılar yüksek fiyat bulabilirken, ekonominin daralma dönemlerinde bunun tersi olmaktadır. Tarihi ya da sanat değeri olan nesneler, bu yöntemle oldukça yüksek fiyatlarda satılabilmektedir.

Açık Ciro
Poliçenin ciro edilen şahsın adı yazılmaksızın imzalanması

Açık Ekonomi
Diğer ülke ekonomileriyle mal-hizmet ticareti, sermaye emek hareketinin serbest olduğu ekonomi; ithalat ve ihracat üzerinde herhangi bir sınırlamanın bulunmadığı veya faktör hareketlerinin karşılıklı olarak serbest olduğu ekonomi

Açık Hesap
Güvenilir bir banka yaptığın ticaret hacminin çok daha üstünde kredi alabilme ya da bankanın size kefil olabilmesi. Bu tür avantajlara sahip kişiler veya kurumlara uluslar arası ticarette çok rahat ederler.

Açık İşsizlik
Gayrı iradi işsizlik; kişinin çalışma istek ve yeteneğine sahip olduğu ve ayrıca geçerli ücret düzeyinde çalışmayı kabul ettiği halde çalışacak iş bulamaması

Açık Kapı Politikası
Bir ülkenin başka ülkelere kendi pazarlarında serbestçe ticaret yapma hakkı vermesi; yabancı kişi ve kuruluşların bir ülkenin vatandaşlarıyla eşit koşullarda ekonomik faaliyette bulunmasına imkan veren uygulamalar demeti. Karşılıklı olma şartı aranmazsa kapitülasyona dönüşür.

Açik Kredi
Bankaların herhangi bir güvence aramaksızın açtığı kredi. Burada güven unsuru, kişilerin ve firmaların ticari itibarlarıdır.

Açık Pazar
Alım-satım işlemlerine dış müdahalelerle herhangi bir sınırlamanın getirilmediği piyasa. Açık pazar terimi, uluslararası ekonomide daha çok tekelci durumdaki yabancı firmalardan yapılacak ithalata gümrük vergisi, kota gibi kısıtlamalar koymayan ülkeler için kullanılır.

Açık Piyasa İşlemleri (APİ) (Open Market Operations)
Merkez bankasının para veya kredi hacmini denetlemek için devlet tahvili, hazine bonosu ve döviz alıp satması işlemi. Durgunlaşmaya yüz tutmuş piyasayı harekete geçirmek, ekonomideki emisyon miktarını azaltmak, enflasyonist eğilimi önlemek amacıyla hazine bonosu veya döviz alım satımı yapılır. Merkez bankası piyasadan menkul değer veya hazine bonolarını nakit ödemek suretiyle satın alarak piyasanın para ihtiyacını karşılamış olur. Böylece toplam talep genişler, faiz hadleri düşer. Merkez bankası, menkul değer ve hazine bonoları satarak piyasadan para da çeker ve satın alma gücünün düşmesini sağlar.

Açık Pozisyon (Short Position)
Vadeli işlem piyasalarında alınmış ve henüz kapatılmamış pozisyonara denir.
Döviz, altın, menkul kıymet gibi bir finansal araç üzerinden sahip olunan varlıkların aynı cinsten yükümlülükleri karşılayamayan kısmıdır. Örneğin 10 milyon USD yükümlülüğe karşı 5 milyon USD varlık bulunduruluyorsa aradaki 5 milyon USD, açık USD pozisyonunu ifade eder.

Açığa Satış
Sahip olunmayan menkul kıymetlerin ödünç alınmak sureti ile satılmasıdır.

Açık Sigorta Politikası
Deniz Sigorta firması her türlü aksiliği ödeyeceğine dair garanti veriyor, buna teslimatın geç yapılması da dahil.

Açık Tarla Sistemi
Avrupa'da iki bin yılı aşkın süreyle uygulanan toplu tarım sistemi. Buna göre köylülere ait topraklar dağınık haldedir ve dönüşümlü ekim, ortak otlatma usulü benimsenir. Ortak toprakların bir bölümü nadasa bırakılır. Toplumsal ilişkilerin karmaşık bir hal alması ve pazar ekonomisinin gelişmesi bu sistemin uygulanmasını daha sonra zorlaştırmış, yerini bireysel çiftçiliğe bırakmıştır.

ADB (Asian Development Bank)
Asya Kalkınma Bankası. Merkezi, Filipinlerin başkenti Manila'da bulunan ve bölge ülkeleri arasında iktisadi işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan bir kalkınma bankasıdır. Kaynakları, bölgedeki yoksul ülkelere, ağır olmayan koşullarda kredi sağlanmasında kullanılmaktadır. Açılan kredilerle tarım, enerji, madencilik ve sanayi alanlarındaki projeler finanse edilmektedir.

ADB (African Development Bank)
Afrika Kalkınma Bankası. 10 eylül 1964'de bağımsız Afrika devletlerinin ekonomik gelişmesine yardımcı olmak amacıyla kurulmuş bölgesel bir bankadır. Merkezi Fildişi Sahili'nin başkenti Abidjan'dadır. Banka, kalkınma projelerinin değerlendirilmesi, koordinasyonu ve finansmanı ile ilgilenir.

Ad Valorem
Değere bağlı, değerine göre, değeri oranında ithal mallarına uygulanan gümrük vergisi. Bu tip vergilendirme ile gümrük vergilerinin enflasyon nedeniyle etkilerini kaybetmesi önlenir. Spesifik vergilerin, malların kalitesi arasında ayırım yapmaması nedeniyle ortaya çıkan adaletsizlikleri önler

Ademi-Merkeziyetçi Ekonomi
Bir ülkede çeşitli ekonomik birimlerin emredici bir devlet planına ve tek bir idari merkezin kararlarına uymak zorunda bırakılmadığı ekonomi tipi. Bu ekonomide piyasa ve para iktisadi birimlerin birbirinden ayrı olarak yaptığı bir çok planın uyuşmasını sağlar. Devlet uyguladığı para ve maliye politikasıyla iktisadi gelişimi etkilemekle yetinir.

ADF (African Development Fund) Afrika Kalkınma Fonu.
1972 yılında oluşturulmuş uluslararası bir kuruluştur. İyeleri arasında Afrika dışındaki ülkeler de yer alır. Afrika Kalkınma Fonu, sermaye ihracatçısı sanayileşmiş ülkelerden sağlanan kaynakların kullanımını denetlemekte ve üyelerine düşük faizli krediler açmaktadır. Amacı, Afrika Kalkınma Bankası üyesi ülkelerin ekonomik kalkınmasına ve işbirliğini geliştirme çabalarına yardımcı olmaktır.

Adi Hisse Senedi
Şirket ana sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmayan ve sahiplerine eşit haklar sağlayan hisse senedidir.

Adil Ücret
İşçiye toplumsal yaşam düzeyine göre ailesiyle birlikte geçimini sağlayacak ücret. 19. yüzyılda ilk kez papaz St Antonius tarafından tanımlanmıştır. Antonius, ücretin mal olarak ya da ayarı bozuk parayla veya eksik ödenmesini adalete aykırı saymıştır.

Adisyon
Hesapta toplam

AFL-CIO Amerikan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (American Federation of Labor and Congress of Industrial Organization).
Amerika Birleşik Devletleri'nde hem ulusal hem de uluslararası sendikaların birleşmesiyle oluşmuş gönüllü bir kuruluştur.

Agraryan
19. yüzyıl sonunda Almanya'da çiftçi taraftarı bir partinin kurulmasından sonra, tarımcıların çıkarlarını savunan partilere ve üyelerine verilmiş olan ad. Toprağın, bu topraklarda tarım yapanlar arasında bölüştürülmesini esas alır. Bu tip partiler İsveç ve Finlandiya'da çok etkili olmuştur.

Agrovil
Eski Sovyetler Birliği'nde mesken ve zirai işletme grubu. 1949'da hazırlanan ve zirai çalışma metodlarında reform öngören bir programa göre birleştirilecek bir çok kolhozdaki halkın biraraya toplanmasını amaçlar.

Ağırlıklı Ortalama Fiyat
Bir sonraki seansa ait baz fiyatın hesaplanmasına esas teşkil eden hisse senedinin miktar ağırlıklı ve küsüratsız fiyatıdır.

AID (Agency for International Development)
Uluslararası Kalkınma Ajansı. ABD Dışişleri Bakanlığı'na bağlı, özellikle gelişmekte olan ülkelere ekonomik açıdan yardım etmek üzere 1947'de kurulan birliktir. Hükümetin dış yardımlarını dağıtır.

Aile Ücreti
19. yüzyıl başlarında ücretlerin iyileştirilmesi için mücadele eden sendikaların hedef aldıkları ölçü. Buna göre alınacak ücret, eşe ve çocuğa bakmaya yetmelidir.

Akıcılık
Piyasa giriş ve çıkışların serbest olması. Böylece malların ya da hizmetlerin,arz ve talebinin kolaylıkla birbirine uyumu sağlanmış olur.

Akord Sistemi
İşçinin ürettiği mal birimi başına üretim kararlıştırılması ve ödenmesidir.

Akredite Etmek
İtimatnameyle memur etmek, bir kimseyi, herhangi bir yerden para tahsil etmesi ya da ticari işleri yürütmesi için temsilci olarak göndermek

Akreditif
Teminat mektubu; ticaret finansmanı olarak kullanılan kredi. İthalatçı firmaların kendi ülkelerinde başvurdukları bankaları yoluyla kendilerine mal satan yabancı ülkelerde ihracat firmaları lehine açtırdıkları vesikaya dayanan kredilerdir. Bir başka deyişle, alıcının satıcı ile yaptığı satış sözleşmesinin ifası için satıcıya bazı şartlar altında belirli bir paranın verilmesi konusunda alıcının bir bankayı aracı kılmasıdır.

Akselerasyon
Borçlunun mukaveleye uymaması yüzünden alacaklının vadeden önce alacağını isteyebilmesi, hızlandırma

Akseptans
Kabul edilmiş poliçe, bir poliçeyi ödeyecek kimse tarafından poliçe bedelinin vadesinde ödeneceğinin imza yoluyla taahhüt edilmesi

Aktarılmış Nakliye
Tazminat olarak ihraç malların nakliyesini yapan bağımsız bir iş koludur.

Aktif
Herhangi bir kurumun taşınabilir ve taşınamaz tüm varlığı ile üçüncü şahıslardan borç taleplerini içeren bilançosunun bir parçası

Aktif Karlılık Oranı
Aktiflerde yapılan yatırımın net karlılığını göstermektedir. Bu oranın yüksek olması şirketler için iyidir. Fakat şirketlerin aktif karlılık oranı kadar yapılan yatırımların finansmanından öz kaynak ya da yabancı kaynak kullanıldığı da önemlidir. Bu oran aşağıdaki formülle hesaplanır:
Aktif karlılık Oranı: Net Dönem Kar'ı / Aktif Toplamı

Aktif Nüfus
Bir ülkenin üretim faaliyetlerinde bulunabilecek nüfusu

Aktüer
Hayat sigortası istatistikleri uzmanı. Sigorta şirketlerine prim belirlemede ve ödeme güçlerine paralel olarak verebilecekleri tazminatların saptanmasında yardımcı olur.

Akümülasyon
Yığılma, birikme, sermaye birikimi; yatırım veya harcama amacıyla biriktirilen sermaye

Alacak Bildirim Formu (ABF veya NTR)
Satıcı firmanın (Müşteri) Factoring şirketi ile imzaladığı sözleşme kapsamında, temlik etmiş olduğu alacakların doğduğunu Factoring şirketine bildirmesi amacıyla doldurduğu form.Not : Aynı zamanda muhasebe işlemlerinde dekont yerine kullanılabilen bir belgedir.

Alameti Farika
İmal edilen mallar için saptanan işaret, yapımcıların ya da satıcıların mallarını başka mallardan ve rakip firmalardan ayırmak için kullandıkları marka. Sanayide, küçük sanatlarda, tarımda imal olunan veya ticarette satışa çıkartılan her nevi mala, diğerlerinden ayırabilmek için bu mal ve ambalajı üzerine konan, mal üzerine konmadığı takdirde ambalajlarına yazılan ve bu amaca elverişli bulunan işarettir. Bir işaretin marka olabilmesi için üç unsur taşıması gerekir: (1) İzerine konulduğu eşyanın sanayide, küçük sanatlarda, tarımda imal edilmesi, hazırlanması, üretilmesi ya da ticari eşya olarak satışa çıkarılması, (2) O güne kadar tescilli bulunan markalardan ayırıcı bir nitelikte bulunması, (3) Satışa çıkartılan eşyanın ya da eşya ambalajının üzerine konabilmesi.

Alıcı Acenta
Satın alan acenta

Alım Vergisi
İşletme vergisi; mubayaa vergisi; perakende satışlarda tahakkuk ettirilen vasıtalı vergi. Tüketimi etkilemek gerekçesine dayanır. Ancak asıl amaç, devletin gelir sağlamasıdır. Genellikle yiyecek ve zorunlu ihtiyaç malları bu verginin kapsamı dışında tutulur. Tüketimi zorunlu olmayan mal ve hizmetleri vergilendirme gerekçesine dayanır.

Alım Kağıtları
Nakliye ücretlerini tahsil etmek için alıcıya teslim edilen belgelerdir (ticari fatura, konşimento, vb.)

Alım Satıma Aracılık
Daha önce ihraç edilmiş sermaye piyasası araçlarının aracılık sıfatıyla ve ticari amaçla alım satımını ifade eder.

Alış (Bid)
Piyasa katılımcılarının, piyasada işlem gören değerleri (döviz, menkul kıymet gibi) almaya istekli oldukları fiyattır

Alış – Satış Farkı (Spread)
İşlem gören herhangi bir kıymetin, alış ve satış fiyatı arasındaki farkı ifade eder.

Alivre
Sonradan teslim edilmek kaydıyla yapılan satış. Mahsul henüz tarladayken ve yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden pay verilerek yapılan satış. Mukaveleye göre satıcının, satılan bir malı belli bir vade içinde teslim etmeyi yüklenmesidir.

Alman Okulu
İktisat biliminin , klasiklerin kullandığı soyut yöntemlerle incelenemeyeceğini, bunların tarihsel çerçeve içinde değerlendirilmesi gerektiğini savunan ve 1840-1860 yılları arasında etkin olan okul

Alonj
Bono, poliçe ve çeklerin arka yüzünde işlemler için yer kalmadığı zaman senede eklenerek üzerinde yapılan her tür işlemin senede yazılmış sayıldığı belge

Alt Yapı
Bir toplumun sosyal kurumları. Karayolu, demiryolu, teknoloji, iş gücü, enerji santralleri, eğitim ve sağlık kuruluşları gibi.

Altın
Kıymeti oranında kağıt paranın piyasaya sürüldüğü ticari değeri yüksek metal. Altının saflık ölçüsü "ayar" ile belirtilir. Saf altın 24 ayardır. 22 ayarın yüzde 91.66'sı, 18 ayarın yüzde 75'i ve 14 ayar altının da yüzde 58.33'ü saftır.

Altın Ankesi
Merkez bankalarının ihtiyat amacıyla kasalarında bulundurdukları altın stoku. Altın ankesi genellikle ulusal paranın değerini desteklemek ve dış ödemelerde kullanılmak üzere bulundurulur.

Altın Bloku
1934'de Belçika, Fransa, Hollanda ve İsviçre tarafından kendi aralarındaki ticareti geliştirmek ve paralarının değerini korumak amacıyla oluşturulmuş birliktir. Altın bloku ülkeleri sabit kur rejimi uygularken dış ülkelere karşı tarifeler ve nükleer kısıtlamalar gibi koruyucu önlemlere de başvurmuşlardır. Blok, 1935'de Belçika'nın devalüasyon yapmasından sonra varlığını sürdürememiştir.

Altın Çağ
İnsanların barış refah ve mutluluk içinde yaşadığı dünyanın ilk ve en iyi çağı. Bazı ekonomistler İkinci Dünya Savaşı sonrası zenginleşmenin başladığı 1950 yılı ile petrol krizinin başladığı 1973 yılları arasındaki dönemi de altın çağ olarak nitelemektedir.

Altın Havuzu
Altının fiyatındaki yükselmeyi belirli bir tavanla sınırlamayı amaçlayan ülkelerin 1961 yılında kurduğu bir organizasyon. ABD, İngiltere, Batı Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda ve İsviçre tarafından kurulan teşkilat, altının bir ons fiyatının 35.2 doları aşması halinde altın satarak belirlenen düzeyin üstüne çıkması engellenmiştir. Havuz, Fransa'nın ayrılmasından sonra 1967'de dağılmıştır.

Altın Kambiyo Standardı
Altın standardının özel bir türüdür. Bu standardı kabul eden ülkelerin merkez bankaları, kendi paralarını altınla değiştirmez, ancak değeri altın karşısında sabit ve altına konvertibl bir başka parayla değiştirir.

Altın Külçe Standardı
Paranın sadece külçe altına çevrilebildiği sistem. Altının, çıkarılan banknotların garantisi olarak külçe ya da çubuk halinde merkez bankalarında muhafaza edildiği, iç piyasada ise ödemelerin banknotla yapıldığı altın sisteminin bir türüdür. Altın külçe standardında para, altın külçe ya da çubuklar karşısında konvertibiliteye sahiptir.

Altın Rezervi
Merkez bankasında veya devlet hazinesinde kur istikrarı için külçe ya da madeni para olarak saklanan altın

Altın Sertifikası
Altına endeksli senet, ana para ve faiz ödemelerinin altınla yapılacağı senet. ABD hazinesi tarafından çıkarılan ve altını temsil eden sertifikalardır. 1933'de tedavülden kaldırılmıştır.

Altın Standardı
Mevcut altın miktarına uygun olarak banknotların altınla veya dövizle değiştirilmesi temeline dayanan para tedavül biçimi

Altın Tranşı
IMF üyesi ülkelerin bu kuruluştan sağlayabilecekleri ve "çekme hakları" adı verilen kredilerin ilk dilimidir. İye, bu kuruluşta bulunan mevduatının altın-konvertibl paralardan oluşan bölümünü, herhangi bir sınırlama olmaksızın istediği an kullanabilir.

Altın Zaman
Pazar ya da tatil günlerinde çalışanlara ek ücretlerin ödendiği dönemler

Ambargo
Ekonomik müeyyide; yaptırım; bir yasanın ya da antlaşmanın bozulması üzerine verilen cezalar; ticareti kısıtlama ya da yasaklama. Bir devletin limanlarında ya da karasularında bulunan gemilere bu sulardan çıkmamaları ya da belirli bir yükü taşımamaları emrinin verilmesidir. Sivil ve uluslararası olmak üzere iki türlü uygulanır. Sivil ambargo, bir devletin kendi gemilerini yabancı yağmasından korumak ya da malların belli bir ülkeye ulaşmasını engellemek amacıyla kendi limanlarında alıkoymasıdır. Uluslararası ambargo ise yabancı devlet gemilerinin ve mallarının alıkonulmasıdır.

AMF (Arab Monetary Fund) Arap Para Fonu;
Sandukul Maliyi Arabi. 1976'nın nisan ayında, Fas'ın başkenti Rabat'ta Arap İlkeleri Ekonomik Konseyi tarafından kabul edilen bir anlaşma ile kurulmuş, bir yıl sonra da fiilen çalışmaya başlamıştır. Merkezi Abu Dhabi'dedir.

Amortisman
(1) Borcun ana parasını taksitlerle ödeme, (2) amortisman, eskime veya aşınma payı, itfa, imha, her yıl kardan belli bir pay ayırarak sabit tesislerin aşınmasına karşılık tutma, (3) bir tesis için yatırılmış paranın yavaş yavaş kazançtan ayrılması

Analiz
Tahlil, doğrudan doğruya bir ekonomik olayı niteleyen sebep ve etki ilişkilerini, zaman ile süre ilişkilerini görev ve güç ilişkilerini aydınlığa çıkarmaya çalışma

Andlılar Grubu
26 mayıs 1969'da Bolivya, Kolombiya, Peru, Ekvador, Şili tarafından Cartagena Anlaşması ile kurulmuştur. Venezuela, 1973 yılında pakta katılmıştır. Amacı, üyeler arasında ortak bir pazar teşkil etmek, ekonomilerin uyumlu ve dengeli gelişmesini ve bunların entegrasyonunu sağlamak, dış ticareti gümrük tarifeleri, kotalar ve diğer kısıtlayıcı önlemlerin kaldırılmasıyla serbestleştirmek, bölgesel sanayileri geliştirmektir.

Angarya
(1) savaş halinde bulunan iki devletten birinin, savaşın dışında bulunan üçüncü bir devlete ait ulaşım araçlarını, özellikle de ticaret gemilerini, ele geçirip bunlardan savaşçı amaçlarla yararlanması, (2) kölelik hukukunda, kölenin ve köylünün derebeyi hesabına mecburi ve ücretsiz çalışması, (3) devletin olağanüstü durumlarda vatandaşlara ait taşıt araçlarını kullanması, (4) usandırıcı, bıktırıcı işler

Ankara Anlaşması
12 eylül 1963 tarihinde Türkiye ile AET arasında imzalanan ve 1 aralık 1964'te yürürlüğe giren anlaşmadır. Türkiye Topluluğa ilk kez 31 ağustos 1959'da başvurmuştur. Gümrük birliğinin aşamalı olarak oluşturulmasını, tarafların iktisadi politikalarının üç aşamada birbirine yaklaştırılmasını hedefler. Bunlar hazırlık dönemi, geçiş dönemi ve tam üyelik dönemidir.

Anklav
Yabancı toprakla çevrilmiş arazi, dört yanından başka bir ülkenin topraklarıyla çevrilmiş ve böylece denize açılacak limanı kalmamış toprak; az gelişmiş ülkelerde ihracata yönelik yabancı sermayenin denetiminde ve yönetiminde üretim faaliyetleri yapılan bölgesi. Ulusal ekonomi ile bağının çok az olduğu düşünüldüğünden iç büyüme üzerinde ciddi bir etki yapması da söz konusu olamaz.

Anonim Şirket
Bir unvan altında çalışmak üzere sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan kuruluştur. Anonim şirketlerde ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye paylarıyla sınırlıdır. Borçlar ve yükümlülükler yalnızca şirketin sermayesi ile sağlanır. Sermaye eşit paylara bölünmüştür. Anonim şirket kurmak için en az beş ortağa ihtiyaç vardır.

Antidamping Vergisi
Dış ticarette damping yaparak haksız rekabet uygulayan ülkelere karşı başvurulan bir yöntem. Damping uygulamasından gümrük tarifeleri etkinliğini kaybeder ve yerli üretim korumadan yoksun kalır. Bu durumda yerli üretimi korumak için dampingle gerçekleştirilen fiyat indirimine eşit bir gümrük vergisi konur.

Antitröst Yasaları
Piyasadaki haksız ya da tekelci sayılan uygulamaları kısıtlayan yasalar. Firmalar arası rekabet koşullarını çeşitli yasalar aracılığıyla korumaya yönelik en uzun ömürlü politika, ABD'de uygulanmaktadır. Bu tür yasaların ilki ve en ünlüsü ticareti kısıtlayan her birleşme ya da sözleşmeyi yasadışı sayan 1890 tarihli Sherman Antitröst Yasası'dır. Buna göre eyaletlerarası ticaret kurallara bağlanmış, hem iç hem de dış ticareti kısıtlayıcı her tür uygulama kanun dışı ilan edilmiştir.

Antrepo
Vergi ve resimleri ödenmiş gümrüğe tabi malların saklanması ve bazı tamamlayıcı işlemlerin yapılması için genellikle gümrüğe yakın yerlere kurulan ambar

Antrepo Rejimi
Yabancı malların tarife ödenmeksizin gümrük makamlarının denetimine bağlı kapalı yerlerde muhafaza edilmesine imkan tanıyan özel bir gümrük rejimidir. Buna göre söz konusu malların antrepolarda bekleme süresi genellikle 5 yıldır. Bu mallar ithal edilebileceği gibi sevkedilen ülkeye iade edilebilir ya da diğer ülkelere ihraç edilebilir.


ANZUS (Australia, New Zealand, USA)
Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD'nin 1 eylül 1951'de San Fransisco'da imzalayıp 1952'de yürürlüğe koyduğu güvenlik antlaşması. Merkezi Avustralya'nın başkenti Canberra'dadır. İyelerinden birine yapılan saldırıya karşılık vermeyi taahhüt eder.

APC (Average Propensity to Consume)
Bir ekonomide mal ve hizmet için yapılan harcamaların ekonomide ulusal gelire bölünmesi. Keynes'e göre gelir seviyesi ne kadar artarsa APC oranı o kadar düşük olur.

APEC (Asia-Pacific Economic Cooperation)
Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği. 1989'da kurulmuştur.

Apel
Pay bedelinin taksitle ödenmesinin sözkonusu olduğu durumlarda, ortaklık yönetim kurulu tarafından ortaklara yapılan çağrıya denir.

API (American Petroleum Institute) Amerikan Petrol Enstitüsü. ABD'de petrol sanayi araştırma ve normalleştirme kurumudur. Ham petrolün yoğunluğu API derecesiyle ifade edilir.

APS (Average Propensity to Save)
Mal ve hizmetlere harcanmayıp tasarruf edilen miktarın ulusal gelire oranı

Ara Mallar
Hammadde niteliğini kaybetmiş, yarı üretilmiş mallar. Elbise yapımı için kullanılan kumaş, astar, iplik ve düğmelerin bir ara mal olması gibi.

Aracı Kuruluş
Sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu’nca yetkili kılınmış bankalar ve aracı kurumlardır.

Aracı Kurum
Sermaye piyasası faaliyetinde bulunmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aracılık yetkisi verilmiş anonim ortaklıklardır.

Aracılık
Sermaye piyasası araçlarının, yetkili aracı kuruluşlar tarafından, kendi nam ve hesabına, başkası nam ve hesabına, kendi namına ve başkası hesabına alım satımıdır.

Aracılık Yüklenimi
Halka arz edilecek sermaye piyasası araçlarının tamamının satılacağının aracı kuruluş veya kuruluşlar tarafından ihraçcı şirkete taahhüt edilmesidir. İki türlü olur: bakiyeyi yüklenim veya tümünü yüklenim.

Arbitraj
(1) karcılık; para işlemlerinde en elverişli faydalanma şekli, bir ülke parasının değişik ülkelerin serbest döviz piyasalarında farklı değerler taşıması halinde söz konusu değer farklarından net yarar sağlama, tahvil mübadelesi. (2) ticari ihtilaflarda hakeme gitme; tartışmalı sorunların hakem aracılığı ile çözülmesi. Uluslararası arbitraj, devletler arası anlaşmazlıkların barış yoluyla çözümlenmesi yollarından biridir.

Arşimet Prensibi
Bir şirketin ya da işadamının yaptığı son iş anlaşmasının, daha önce yaptığı tüm anlaşmaların toplamından daha büyük olması hali.

Artık Değer
Artık değer teorisi Karl Marx tarafından geliştirilmiştir. Üretilen malların değeri ile bu malların üretimi için ödenen ücret arasındaki fark artık değerdir

Arz
Satıcıların malı piyasaya sürmeyi düşündükleri miktar

Arz ve Talep
Fiyat değişimlerine karşı satıcı ve alıcıların birbirine karşıt tepkilerini belirleyen, fiyatlar yükselirken piyasada arzın yükselip talebin daralması, fiyatlar düştüğünde ise arzın daralıp talebin genişlemesi durumu; sunu ve istem

Arz Yönü Ekonomisi
Ekonomik genişlemenin düşük vergi oranlarından kaynaklanacağı teorisi; ülkenin toplam mal ve hizmet arzını artıracak resmi teşviklerin istihdamı kamçılayacağı, daha büyük talep yaratarak toplumu refaha götüreceği teorisi. Bu ekole göre daha büyük arz, enflasyonu düşürücü etki yapar. Düşük vergiler, vergi gelirlerinin azalmasına neden olmaz. Tam tersine artan refah nedeniyle daha çok kişi daha fazla vergi verir.

ASEAN Güneydoğu Asya İlkeleri Topluluğu (Association of South East Asian Nations).
Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur ve Tayland tarafından 1967 yılında Bangkok'da kurulmuştur. Daha sonra Brunei ve Vietnam da katılmıştır. İye ülkelerin ekonomik ve kültürel gelişmelerini hızlandırmak, siyasi işbirliğini artırmak, güneydoğu Asya'da barışı sağlamak için çalışır.

Asgari Geçim İndirimi
Bireyin veya ailenin asgari geçim düzeyini sağlayacak bölümünün toplam gelirden düşülerek vergi dışı bırakılması. Uygulamada genellikle götürü bir indirim saptanmakta ve derinlemesine hesaplar yapılmamaktadır.

Asgari Ücret
Bir işçinin çalıştırılabileceği en düşük ücreti gösteren düzey. Çalışanların gelirinin belli bir düzeyin altına düşmesini engellemeyi amaçlar. Asgari ücretin belirlenmesine yol açan nedenlerin başında insani düşünceler gelir. İcret karşılığında çalışan bir kişi, salt insan olması nedeniyle uygun bir yaşam düzeyine hak kazanır.

Asıl Manifesto Gümrük Sözlüğü
Konşimentolara göre gemide tutulan yük defteri ve mahreç limanlardaki yetkili mercilerce tasdik edilmiş olan yük beyannamelerdir. Bu belgeler mahallindeki Türkiye Konsolosluklarına ilgilerce tasdik ettirilir. Manifestolarda eşyanın cinsi, kapların adedi, nevi markası, numarası ve gayrisafi ağırlığı ile konşimento veya yük senetlerini numaraları ve milletlerarası anlaşmalar ve gelenekler de göz önünde tutulmak suretiyle Gümrük Müsteşarlığının tespit edeceği diğer bilgiler gösterilir

Asit Oran
Cari oranın konsantre halidir. Dönen varlıklardan daha yavaş nakde çevrilebilen kalemler çıkartılır ve bu şirketin nakit pozisyonuna bakılır. Nakte en hızlı dönüşen kalemler ile yapılan bu likidite ölçüsü aşağıdaki formülle heseplanabilir: Hazir Değerler + Menkul Değerler Cüzdani + Tic. Alacaklar + Diğer Alacaklar / KV Borçlar.

Asli para
Merkez bankaları tarafından çıkarılan kağıt paralarla, hazine tarafından çıkarılan bozuk paraların toplamı

Asya Doları
Asya ve Pasifik havzasına yatırılmış olan Amerikan dolarları.

ASPAC (Asian and Pacific Council) Asya ve Pasifik Konseyi.
Komünist olmayan bölge ülkeleri arasında siyasal, kültürel ve ekonomik işbirliğini hedef alır. 1966'da kurulmuştur. Merkezi Bangkok'dadır.

AC (Asian and Pacific Council) Aşırı Değerlenmiş Kur Politikası
Bir ülke parasının değerinin, diğer ülke paraları karşısında bilinçli olarak değerli tutulması. Böylece ithalat ucuzlar ve hammadde ithalatı kolaylaşır.

Aşırı İstihdam
Bir ülkede ekonomik faaliyetlerin tam istihdam sınırını aşması

Aşırı Talep
Belirli bir piyasada belirli bir fiyat düzeyinden tüketicilerin almaya hazır oldukları mal miktarlarının üreticilerin satmaya istekli oldukları miktardan daha fazla olmasıyla ortaya çıkan durum. İlke ekonomisi düzeyinde de aşırı talep, toplam mal ve hizmet talebinin arzı aşan kısmını ifade eder. Bu durumda da sonuç fiyatlar genel düzeyinin yükselmesidir.

Atıl Kapasite
Firmaların kapasitelerinin altında üretim yapması

Atıl Para
Para piyasasının dışına çıkarak kullanılmayan paradır.

ATR Belgesi
Malların Türkiyeden Avrupa Birliği üyesi bir ülkeye veya Birlik üyesi bir ülkeden Türkiyeye ihraç veya ithal edilmesinde kullanılan bir belgedir.

ATM (Automatic Teller Machine) Otomatik Vezne Makinaları.
Elektronik fon transferi (EFT) sistemlerinden biridir. Önceleri sadece nakit para verebilen (cash dispenser) bu makinalar, bugün para çekmenin yanı sıra hesapların yazılı dökümünü çıkarmak, hesaba para yatırmak, hesaplar arasında para transferi yapabilmek, bazı kredi ve döviz işlemleri gibi çeşitli hizmetler sağlar.

Audit
Hesap tetkiki, hesap teftişi, bağımsız dış denetim, hesapları denetleme, şirket hesaplarının doğruluğunun dışarıdan yetkili bir şirket tarafından kontrol edilmesi. İşletmelerin mali tablolarının ve bunların dayanağını oluşturan bilgi ve belgelerin gerçekliği ve güvenirliği hakkında görüş bildirilmesi olarak anlaşılmaktadır.

Aval
Bir ticaret senedinin üzerine kaydedilmiş kefillik

Avans
Bir süre sonra geri alınmak veya mahsup edilmek üzere ödenen para, tahakkuktan önce ödenen, işlemeden ödenen, bankacılıkta belirli ve güvenceli kredi, ikraz, pey. Bankaların kısa vadeli kredi işlemleri de avans olarak adlandırılır.

Avarya
Gemiye veya yüke, kendi yıpranmalarından, buz, sis gibi doğa olaylarından, mürettebatın eylemlerinden veya savaş halinde uluslararası deniz ticaret hukukunun içerdiği özel kuralların ihlal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan maddi hasarlar ve olağanüstü giderler.(Gümrük ve dış ticaret terimleri sözlüğü-1999)

Avi
Bankada hesabı bulunanlara hesaplarından yapılan her türlü ödeme ile hesaplarına yatırılan paralar için bankalarca kendilerine gönderilen ödeme alma bildirgesi

Avista
Poliçelere "görüldüğünde" ödenmek üzere anlamında konan terim

Avrupa Birliği
Avrupa Topluluğu'nun, 1993 yılı kasım ayından sonra benimsediği adıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrası birleşme ve ekonomik bütünleşme isteklerinin sonucu olarak ortaya çıkmış bir örgütlenmedir. Avrupa Birliği fikri ilk olarak 1943'de Londra'da toplanan sürgün hükümetleri tarafından görüşülmüş, önce Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında "Benelüks" adıyla bir gümrük bölgesi kurulmuştur. Daha sonra o dönemin en stratejik iki ürünü kabul edilen demir ve çeliğin, altı kurucu ülke (Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg) tarafından ortak biçimde işletilmesi ve bu iki ürünün üst düzey bir merci tarafından denetlenmesi amacıyla Demir Çelik Birliği kurulmuş, bu kuruluş daha sonra Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Topluluğu olarak anılmıştır.

Avrupa Ekonomik Komisyonu
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nce 28 mart 1947'de Avrupa'nın ekonomik ve teknolojik sorunlarını ele alarak savaş sonrası Avrupa'nın kalkınması için yürütülmesi gereken çalışmalara ilişkin danışmalarda bulunmak üzere kurulmuştur. Amacı, Avrupa'nın ekonomik yönden geliştirilmesini ve ilişkilerin yoğunlaştırılmasını sağlamaktır.

Avrupa Hareketi
1947 yılında Avrupa'nın bütünleşmesini desteklemek amacıyla kurulmuştur. Birleşik ve demokratik bir Avrupa için çaba gösteren bütün hükümet dışı uluslararası kuruluşlar bu hareketin üyesidir.

Avrupa Para Yılanı
Ulusal paraların Amerikan doları karşısındaki dalgalanma marjını yükselten Smithsonian anlaşmasından sonra Avrupa Topluluğu ülkelerinin 1971 yılında kendi paraları arasındaki dalgalanma marjını yüzde 2.25 ile sınırlandırması. Amerikan dolarına karşı olan dalgalanma oranı yüzde 4.5 olmuştur.

Avrupa Sosyal Fonu
Avrupa Birliği içinde iş gücünün ve çalışma imkanlarının artırılması, istihdam olanaklarının artırılması, işçilerin yaşam standartlarının yükseltilmesi, gelir adaletinin sağlanması gibi amaçlarla oluşturulmuş bir finans kuruluşudur.

Avusturya Okulu
19. yüzyıl sonlarında geliştirilen ve ürün değerinin belirlenmesinde son tüketici açısından sağlanan faydanın önemini vurgulayan iktisat kuramlarının bütünüdür. Neo-klasik okulun Avusturya kolunu temsil eden iktisatçılar grubudur. Marjinal fayda teorisine taraftardır.

Ayı Piyasası
Gelecek hakkında karamsarlığın ve fiyatların düşeceği beklentisinin hakim olduğu piyasalardır. Bu piyasalarda kişiler ellerindeki hisse senetlerini gelecekte daha düşük fiyattan satın alabilecekleri düşüncesi ile satarlar.

Aylak Sınıf
ABD'de işveren sınıfı içinde gösterişçi bir biçimde tüketim yapan asalak kesim. Terim ilk kez, Thorstein Veblen tarafından 1989'da "The Theory of the Leisure Class'' adlı kitapta kullanılmıştır. Bu aylak elitin, modern işletmelerin, Amerika'nın sanayileşmesi sırasındaki rekabetçi mücadelesinin ürünü olduğu iddia edilir. Aylak kesimin içine girdiği bu süreç, servet ve mal israfını kapsayan hedonizmin bir biçimidir. Aylak sınıf bireyleri, halkın ilgisini çekebilmek için hem savurganca hem de herkesin izleyebileceği biçimde harcama yaparlar

Ayni Ücret
İretilen malın bedelinin yine malla ödenmesi

Az Gelişmiş Ülkeler
Kişi başına düşen reel gelir düzeyinin görece düşük olduğu ve üretim kapasitesinin çok yavaş arttığı ülkelerdir. Düşük tasarruf ve yatırım hacmi, ulusal gelirin yüksek bir yüzdesini tarımsal kesimin oluşturması, tarım kesiminde çalışan iş gücünün yüksek olması (yüzde 60-90 gibi), özellikle tarım kesiminde görülen gizli işsizlik, yetersiz alt yapı, bozuk gelir dağılımı, düşük okuma/yazma oranı, yetersiz beslenme ve yüksek çocuk ölümleri, hızlı nüfus artışı, azgelişmiş ülkelerin ortak özellikleridir.

Az Gelişmişlik
Sermayenin nüfusa ve mevcut gelir kaynaklarına göre yetersiz olması; bir toplumun siyasi ve sosyo-ekonomik açıdan, gelişmiş toplumların standartlarına göre geri bir konumda bulunması. Sanayileşmemiş, tarımdan makineleşmeye geçememiş, kentleşme ve genel nüfus içinde okuma yazma oranının düşük olduğu, bilimsel ve sanatsal etkinliklere fazla kaynak ayıramayan ülkeleri niteleyen özelliktir. Terim, ilk kez Birleşmiş Milletler Genel Kurulu«nda kullanılmıştır.

Azami Factoring Hacmi (AFH )
Factoring şirketinin satıcı ( müşteri ) firmaya tanıyacağı toplam işlem hacmi .

Azalan Marjinal Fayda
Arka arkaya tüketilmeye devam edilen bir malın belirli bir noktadan sonra onu tüketen kişiye gittikçe azalan miktarlarda fayda sağlayacağına ilişkin teori. Çok susamış birinin bir bardak suya ödemeye razı olduğu fiyatın, ikinci üçüncü bardaklarda azalması gibi.

Azalan Oranlı Vergi
Vergi matrahı büyüdükçe vergi oranlarının da azaldığı vergiler

Azalan Verimler Yasası
İretim faktörlerinden sadece birinin miktarının değiştirilip diğerlerinin sabit tutulduğu durumda firmanın toplam üretiminde meydana gelecek değişmeyi açıklayan yasa. Eğer belli zaman dönemi içinde gerçekleştirilen üretimde kullanılan faktörlerden birinin miktarı artırılırsa toplam üretimde artış görülür. Ancak belirli bir noktadan sonra artış tekrar azalma eğilimine girer.

B

B Birimi
Barclays Bank tarafından 1974'de yaratılan bir para birimi. Amaç, ticari alışverişleri kolaylaştıracak ortak bir değer standardının gerçekleştirilmesidir. ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve İsviçre'nin para birimleriyle tanımlanmıştır. Bu ülkelerden her birinin B Birimi içindeki payı yaklaşık yüzde 20'dir.

Bağımsız Dış Denetim
Ortaklıkların ve sermaye piyasası kurumlarının kamuya açıklanacak veya Kurulca istenecek mali tablolarının, genel kabul görmüş muhasebe kavram ilke ve standartlarına uygunluğu ile bilgilerin doğruluğunun ve gerçeği dürüst bir biçimde yansıtıp yansıtmadığı gösteren denetim

Bağlantılı Mallar
Bir üretim süreci sonunda birlikte elde edilmiş mallar

Bağlı Ortaklık
İşletmenin doğrudan veya dolaylı olarak en az % 50 oranında oy hakkına veya en az bu oranda yönetim çoğunluğunu seçme hakkına sahip olduğu iştiraklerdir.

Bağlı Talep
Birbirlerinden tamamen farklı olmalarına rağmen belirli bir ihtiyacın giderilmesi için her ikisinin de birlikte kullanılmasının zorunlu olduğu mallara olan talep. Mürekkep-dolmakalem, otomobil-benzin, plak-pikap ilişkisi bağlı talebe örnektir.

Baker Planı
Özel bankalarla çok taraflı bankaların borçlu ülkelere açtıkları kredileri, bu ülkelerin büyümeyi hızlandırıcı yapısal değişiklikler içeren makro-ekonomik politikalar uygulamaları karşılığında artırmalarını öngörmektedir. 1985 yılı ekim ayında Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın, Güney Kore'nin başkenti Seul'de yaptığı yıllık olağan genel kurul toplantısı sırasında ABD Maliye Bakanı James Baker tarafından gündeme getirilen plan, tüm gelişme yolundaki ülkeleri değil, en borçlu 15 ülkeyi hedef alır. IMF'in eski modeli, dış borçları ödemeleri için ülkelerin ihracat yapmalarını, sık sık mini devalüasyonlar uygulamalarını, sıkı para politikası ile tüketimin kısılmasını ülkelerin küçük bir ekonomiye götürülmesini, bu şekilde de dengeler kurulmasını amaçlamıştır.

Bakiye Ödeme
Faturanın vadesinde ödenmesinden sonra sözkonusu faturayla ilgili ön ödeme kullanmış olan satıcıya , tüm masraflar düşüldükten sonra faturadan arta kalan meblağın ödenmesi .

Bakiyeyi Yüklenim
Sermaye piyasası araçlarının, aracı kuruluşlarca halka arz yoluyla satışında, satılmayan kısmın tamamının, bedeli satış süresi sonunda tam ve nakden ödenerek satın alınacağının satışı yapana karşı taahhüt edilmesini ifade eder.

Banka
Sermaye, para, kredi, yatırım, hizmet sunma gibi alanlarda her türlü işlemi yapan, toplumun kullanılabilir kaynaklarına egemen olan kuruluşlar. Toplumdaki parasal fonları kanalize etmek, kalkınma çabalarına hızlandırıcı doğrultuyu vermek bankaların başlıca sorumluluk alanlarıdır. Para ticareti yapmak, faizle para alıp vermek, ödemelerde aracılık etmek, ücret karşılığında kredi kambiyo gibi parasal işlemleri yürütmek, kasalarında para, değerli evrak ve eşya saklamak, doğrudan yatırımlara girişmek, tüccar ve sanayiciye kredi açmak, ithalat-ihracat işlemlerine aracı ve yardımcı olmak, hisse senedi tahvil alan, ev edinen, sigorta yaptıran müşterilerine yararlı önerilerde bulunmak, geziye çıkacaklara döviz sağlamak, çiftçiye kredi açmak ve kooperatiflerini desteklemek bankaların başlıca işlevleri arasındadır.

Bankalararası Para Piyasası
Bankalar arasında kısa vadeli fonların alınıp satıldığı piyasalardır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde aynı adla işlem gören piyasada bankalar kendilerine tanınan limitler çerçevesinde, önceden belirlenen vadelerde TL alım-satım işlemi gerçekleştirmektedirler. Bu piyasada, Merkez Bankası aracı konumu üstlenmekte olup (blind broker) alım-satımı gerçekleştiren taraflar birbirlerini bilmeden Merkez Bankası üzerinden (Merkez Bankasını taraf kabul ederek) işlemlerini gerçekleştirmektedirler. Para politikası uygulamasında önemli bir fonksiyona sahip olan bu piyasada Merkez Bankası doğrudan faiz belirleyerek kısa vadeli faizleri yönlendirebilmekte ve son kredi mercii fonksiyonunu yerine getirmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dışında, bankaların kendi aralarında bu tür işlemleri gerçekleştirdikleri ikincil piyasalar da mevcuttur.

Banka Bonoları
Kalkınma ve Yatırım Bankalarının borçlu sıfatıyla düzenleyip, ihraç ettikleri emre veya hamiline yazılı bir sermaye piyasası aracıdır.

Banknot
Devlet bankası tarafından çıkarılan kağıt para. Banknotun, altın, gümüş, döviz gibi menkul kıymetlerden teşekkül eden bir karşılığı bulunur. Eskiyen para tedavülden çekilerek imha edilir. Kağıt paraların eskime süreleri Türkiye'de 36 ay, ABD'de 18, Batı Almanya'da 55, İngiltere'de ise 10 yıldır.

Bankor
Uluslararası ödeme aracı olarak Keynes tarafından 1944'te önerilen para biriminin adı. Banka parası (kaydi para) niteliğindeydi ve altın temeline göre değerlendirilecekti. Bretton Woods Konferansı'nda kabul edilmemiştir.

Barem
İcret ve aylıkların derece ve miktarlarını gösteren kıdem esası üzerine kurulu cetvel, hesap cetveli, gelirlerin ne kadar vergisi olduğunu gösteren cetvel. 17. yüzyıl matematikçisi B.F. Bareme'in adını almıştır.

Barter
Para kullanmadan gerçekleştirilen mal veya hizmet mübadelesi, takas, trampa, sayışma; vereceğini alacağına saymak suretiyle ödeme, tek bir kontrat çerçevesinde iki taraf arasında sürekli mal değişimi, para aracılığı olmaksızın malı malla değiştirme, alacak ve borçların karşılıklı mahsubu, para kullanılmadan malların birbirleriyle değiş tokuş edildiği ticaret yöntemi

Basit Faiz
Bir yatırımın, yatırım dönemi süresince sadece anaparasının kazandığı faiz oranıdır

Baş vergisi
Bireyler arasında ekonomik güç farklılıklarının bulunmadığı varsayımıyla kişi başına eşit miktarda alınan vergi. Verginin konusu ve matrahı, yükümlünün kendisidir. Zaman içinde nüfus artışı, toplumsal ilişkilerin gelişmesi sonucunda baş vergisinin gerçek ödeme gücünü temsil etmemesi, adil olmaması, vergiyi ilkel bir uygulama haline getirmiştir.

Başabaş Noktası
Bir firmanın ne kar ne de zarar etmesi durumu

Başlangıç Sermayesi
Kayıtlı sermaye sistemine tabi ortaklıkların sahip olmaları zorunlu asgari çıkarılmış sermayeleridir.

Başlangıç Teminatı
Vadeli işlem sözleşmesinde uzun veya kısa pozisyonalan yatırımcının pozisyon açarken yatırması gereken teminattır.

Batık Kredi
Şüpheli alacak, tahsili kabil olmayan alacak

Baz Fiyat
Bir hisse senedinin seans içinde işlem görebileceği üst ve alt fiyat limitlerinin ve fiyat adımlarının belirlenmesine esas teşkil eden fiyattır.

Baz Puan (Basis Point)
Faiz oranlarındaki değişimi ifade eden bir ölçüm birimidir. Noktadan sonraki 4 üncü haneye karşılık gelir (0.0001). Örneğin fazi oranının % 65.25’den % 66.75’e yükselmesi durumunda 150 baz puanlık bir artış söz konusudur. Diğer bir deyişle baz puan % 0.01’e karşılık gelmektedir

Bebek Endüstrisi
Gelişmekte olan ülkelerde, güçleninceye kadar dış rekabete karşı korunan yeni kurulmuş sanayi dalı. "Yavru Sanayi" de denir. Zengin ülkeler, tekstil, deri gibi yaşlanmış sanayi dallarını da gelişmekte olan ülkelerin rekabetinden korumaya çalışır.

Bedelsiz İthalat
Yurt dışına döviz transferi yapılmadan mal ithal edilmesi. Yurt dışında çalışan işçilerin ya da geçici görevle yurt dışına giden devlet memurlarının dönüşlerinde getirdikleri kişisel ya da mesleki kullanıma yardımcı nitelikteki mallardır.

Bedelli Sermaye Artırımı
Şirketlerin sermaye artırımı karşılığında çıkardıkları hisse senetlerini nominal değerinden veya daha yüksek bir fiyattan satmak suretiyle gerçekleştirdikleri sermaye artırımlarına denir.

Bedelsiz Sermaye Artırımı
Anonim ortaklıkların, iç kaynaklarından yaptıkları sermaye artırımı karşılığı çıkardıkları hisse senetlerini bir bedel almaksızın ortaklarına dağıtarak gerçekleştirdikleri sermaye artırımlarıdır.

Belgeler İçin Ödeme
Mal alımında transfer belgeleri için yapılan nakit ödemedir.

Belgesel Taslak
Belgelerin iliştirildiği taslaktır.

Benchmark (Ölçüt)
Ölçüm ve karşılaştırma kriteri anlamında kullanılmaktadır. Örneğin portföy yönetiminde, benchmak portföy, bu yapı dışında oluşturulan portföylerin performans (getiri ve risk anlamında) başarısının ölçümüne esas alınan portföydür. Diğer bir örnek; benchmark menkul kıymetler, piyasada yeterince likiditeye sahip, ihraç eden kurum tarafından bu özelliğinin devam ettirilmesi söz konusu olan ve piyasada benzer ihraçlar için bir referans teşkil eden kıymetlerdir.

Benchmarking
Tezgah çalışması; bir kuruluşun kendi sektöründen veya dışından başarılı bir kuruluşu referans alarak karşılaştırma yapması ve daha iyi olmaya çabalaması; aynı sektörde çalışan şirketlerin birbirlerinin ürünleri üzerinde yaptığı inceleme, piyasa araştırması, pazarlama taktiklerinin belirlenmesi gibi etkinlikler; bir şirketin rakiplerinin üretimden yönetim şekline kadar tüm yöntemleri detaylı olarak incelemesi ve kendi şirketine adapte etmesi

Benelüks
Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasındaki gümrük anlaşması. İlk kez 1921'de Belçika ve Lüksemburg birleşme girişiminde bulunmuş, bu birlik İkinci Dünya Savaşı'na kadar sürmüş, savaş sonrasında da Hollanda'nın katılımıyla 1 kasım 1960'da 'Benelüks Ekonomik Birliği' resmi nitelik kazanmıştır.

Bertran Çözümü
İki satıcının egemen olduğu bir piyasada satıcıların fiyat politikası uygulayarak nasıl dengeye geldiklerinin araştırılması

BES (Business Expansion Scheme) İş Genişletme Programı.
BSS (Business Start Up Scheme) kavramının yenileştirilmiş şeklidir. Girişimcilerin riskli yatırımlara girmelerini teşvik eder. Karşılığında vergi kolaylığı sağlar.

Beş Yıllık Plan
(1) ülkede orta vadede uygulanacak ekonomi politikalarının genel gelişme yönünü, hedeflerini, kaynaklarını, koşullarını öngören kararlar. (2) endüstriyi ve kollektif tarımı yaygınlaştırmak için Rusya'da Stalin yönetimi tarafından uygulanan plan. 1928-1932 dönemini kapsayan Birinci Beş Yıllık Plan, büyük çapta acı çekilmesine yol açmakla birlikte dev bir sosyal devrim niteliği taşımış, ağır sanayinin geliştirilmesine, merkezileştirilmiş bir tarımsal ekonominin kurulmasına zemin hazırlamıştır. 1933-1937 dönemini kapsayan İkinci Beş Yıllık Plan, daha çok tüketim malı üretilmesini amaçlamıştır. 1938-1942 tarihleri arasındaki İçüncü Beş Yıllık Plan, özellikle silahlanma ve savunma sanayine yöneliktir.

Beşeri Sermaye
Kişilerin üretken bir biçimde çalışmaları ve hizmetleri karşılığı gelir elde etmelerine imkan veren kazanılmış beceri ve kapasiteler

Beyan Sahibi
Kendi adına beyanda bulunan kişiyi veya adına beyanda bulunulan kişiyi ifade eder

Beyaz Yakalı
El emeğine dayanmayan bir iş yapan

Beyin Göçü
Az gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere nitelikli iş gücü, bilim adamı ve araştırmacı göçü. Gelişmiş ülkeler arasında da olabilir. Ancak ekonomik ve sosyal etkileri açısından daha etkileyici olduğu için az gelişmiş ülkeler için önemlidir.

Bırakınız Yapsınlar
Ekonomik liberalizm; sınırsız dış ticaret politikası; ekonomik gelişmenin bireysel çıkarlara dayandığı ve bireylerin serbestçe davranmasına imkan verilmesi savı; devletin ekonomik etkinliklere, sanayi ve ticaret işlerine müdahale etmemesi prensibi; en az devlet müdahalesine dayalı politika

Bilanço
Envanterde gösterilen kıymetlerin değerleri itibariyle tasnifli ve karşılıklı olarak tertiplenmiş özeti; bir işletmenin belirli bir dönem sonunda, bütün varlıklarını, alacaklarını ve borçlarını göstermek üzere düzenlenen ve işletmenin ekonomik durumunu muhasebe diliyle ifade eden cetvel; işletmenin belli bir tarihte sahip olduğu aktif, pasif ve öz varlığını (kaynaklarını) gösteren tablo...

"Bir şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu, dönem sonunda hazırladıkları (31 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül ve 31 Aralık) ve yayınladıkları tablolardır. Şirketin portresini çizen bu tablolar muhasebe dilinde ""t tablosu"" olarak adlandırılır."

Bilateralizm
İki taraflılık; bütün dünyada ticari engellerin ortadan kalktığı bir dönemde daha önem kazanan ikili ilişkiler; iki ülke arasında yapılan, hükümleri başka ülkeleri bağlamayan, özellikle ticaret ve ödemelerle ilgili ikili anlaşmaları içeren sistem. Söz konusu ülkelerin, uluslararası ticarette diğer ülkelere tanımadıkları ayrıcalıkları birbirlerine tanımalarıdır. Bu ayrıcalıklar, kapsamlı ithalat kotaları ya da gümrük tarifesi indirimleri biçiminde olabilir. İki yanlılık, GATT ilke ve kurallarının onaylamadığı bir dış ticaret ilişkisidir. Bu ilişki biçimi, İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda AET ve EFTA gibi birçok ülkeyi bünyesinde toplayan ekonomik bütünleşmelerin doğmasıyla etkinliğini kaybetmişti

Bilgisayar Sistemi Gümrük idarelerinde gümrük işlemlerinin yürütüldüğü yerel veya geniş alan ağı ile birbirine bağlı entegre bilgisayar sistemini anlamına gelir.

Bilgisayarlı Gümrük Etkinlikler (Bilge)
Eşyanın gümrük sahasına girişinden çıkışına kadar tüm gümrük işlemlerinin gerçek zamanlı olarak bilgisayar ortamında yürütülmesine ilişkin olarak kullanılan bir yazılımdır.

Bileşik Faiz
Bir yatırımın yatırım dönemi boyunca kazandığı faizin de yeni yatırım döneminde yatırıma tabi tutulması sonucu elde edilen getiriyi gösteren faizdir. Diğer bir deyişle faizin de faiz kazanmasıdır.

Bimetalizm Altın ve gümüşe dayalı para sistemi; çift maden sistemi.
Bu sistemde altın ve gümüş arasında belli bir değer oranı vardır. Oran, 16 ons gümüşün 1 ons altına eşit olmasıdır. Ancak bu yasal orantının, metallerin ticari değeriyle ilişkisi yoktur. Her iki maden de birlikte dolaşımda bulunur.

Bireyci Ekonomi
Fertlerin çıkarlarını amaç edinen ekonomik görüş. Bu görüşe göre toplum kişiyi alet olarak kullanmaz. Kendisi kişinin rahatını sağlayacak bir alettir. Ferdiyetçilik aşırı bir görüşe uyularak kişinin herşeyi kendine göre ayarlaması, her türlü bağdan sıyrılması olarak kabul edilmiştir. Karşıtı kollektivizmdir.

Birikmiş Faiz
Bir yatırımın, yatırım dönemi içerisinde, ödeme tarihine kadar üzerinde biriken faizdir. Örneğin, 6 ayda bir dönemsel % 30 kupon ödemeli 100.000 TL ‘ den ihraç edilen bir devlet tahvilini almak için, piyasa oranının değişmediği varsayımı ile 3 ay sonra ödenmesi gereken fiyat yaklaşık 115.000 TL’ dir (dönem sonunda toplam 30.000 TL faiz kazanması için, bu durumda ikinci 3 ay için % 13.04’ lük bir getiri söz konusudur). Buradaki 15.000 TL yatırımın üzerinde biriken faizi ifade etmektedir

Birincil Piyasalar
Menkul kıymetleri ihraç eden şirketler ile tasarruf sahiplerinin doğrudan doğruya karşılaştıkları piyasalardır. Diğer bir anlatımla, menkul kıymetlerin ihraçcı kuruluşlarca tasarruf sahiplerine ilk kez satışa sunulduğu piyasalardır.
Benzer şekilde, devlet iç borçlanma senetlerinin, T.C. Hazine Müsteşarlığı tarafından ihale yöntemi ile satımı da bir birincil piyasa işlemidir. Bu senetlerin daha sonra yatırımcılar arasındaki alım-satımları ise ikincil piyasa olarak adlandırılan piyasalarda gerçekleşmektedir.

Birikmiş Faiz
Bir yatırımın, yatırım dönemi içerisinde, ödeme tarihine kadar üzerinde biriken faizdir. Örneğin, 6 ayda bir dönemsel % 30 kupon ödemeli 100.000 TL ‘ den ihraç edilen bir devlet tahvilini almak için, piyasa oranının değişmediği varsayımı ile 3 ay sonra ödenmesi gereken fiyat yaklaşık 115.000 TL’ dir (dönem sonunda toplam 30.000 TL faiz kazanması için, bu durumda ikinci 3 ay için % 13.04’ lük bir getiri söz konusudur). Buradaki 15.000 TL yatırımın üzerinde biriken faizi ifade etmektedir.

BIS (Bank for International Settlements) Uluslararası Ödemeler Bankası.
Bütün merkez bankalarının bankası niteliğindedir. 1930'da kurulmuştur. Amacı, Alman savaş borçlarına ait hesapların ve ödemelerin tanzim edilmesidir. Günümüzde ise merkez bankaları arasındaki ilişkileri düzenlemek, işbirliğini geliştirmek, çeşitli uluslararası finans işlemlerinin kolaylaştırılmasını sağlamak, uluslararası mali operasyonlar için kolaylık temin etmektir.

Blankizm
Bir avuç devrimci komplocunun iktidarı ele geçirmesiyle kapitalist sömürüye son verilebileceğine inanan ünlü politik eylemci Louis Auguste Blanqui'nin (1805-1881) adıyla anılan 19. yüzyıl Fransız devrimci hareketi. Blankistler, işçi sınıfının kitlesel işçi hareketine dayanan politik bir parti içinde örgütlenmesinin zorunluluğunu reddetmişler ve kaçınılmaz olarak devrimi başarısızlığa mahkum etmişlerdir.

Blok Satış
Emir miktarı şirketin ödenmiş/çıkarılmış sermayesinin % 10’unu aşan satış işlemidir.

Blokaj
(1) Paranın harcanmasını yasaklama, bir varlığın, yetkili mercilerin izni olmadan sahibi tarafından kullanılamaması; yasal koşullara uygun olarak sahibinin tasarrufuna ve kullanmasına izin verilmeyen dondurulmuş değer. Bloke hesap uygulaması, icra veya vergi borçlarından veya dış politika nedenlerinden kaynaklanabilir. (2) Abluka; bir devletin bir başka devlete karşı uygulayabileceği çeşitli önlemlerdir.

Boğa Piyasası
Talebin arzdan daha çok olduğu ve borsada fiyatların tırmanışa geçtiği dönemi ifade eder.

Bolluk Ekonomisi
Bir ülkenin tüm bireylerinin hayat seviyesini üst düzeye ulaştıracağı ileri sürülen ekonomik düzen; bir ülkede mevcut satın alma gücünün tüketim malları sanayini tam kapasite ile çalıştırmaya yetecek kadar yüksek olması

Bologna Ekolü
Faizin yasaklanmaması gerektiğini savunan ekol. 12. ve 13. yüzyıllarda Bologna kentinin hukukçuları tarafından, faiz alınmasına karşı çıkan Katolik Kilisesi'ne tepki olarak ileri sürülmüştür.

Bon Marşe
1852'de Paris'te Aristide Boucicaut tarafından açılmış ve kısa sürede genişlemiş mağazalar zinciri. Satış hacmi, sekiz yıl içinde on katına, sahibi öldüğünde de yüz katına çıkmıştır.

Bonifikasyon
(1) Vergi muafiyeti, bir verginin kaldırılması, teşvik amacıyla bazı ihraç mallarının vergiden istisna edilmesi, (2) Müşterinin uğrayacağı zararı karşılamak amacıyla satıcının verdiği mal fazlası veya fiyat indirimi. Fiyat indirimi, çok miktarda mal satın alan müşterilere de yapılabilir

Bono Borç Senedi.
Bir bedelin kayıtsız şartsız ödeneceğini ifade eder. Düzenleyenin imzasını, düzenleme tarihini, alacaklının ismini, bono veya emre muharrer senet sözcüklerini içeren bir taahhüt senedidir. Taahhüt senedinin bono sayılabilmesi için bu şartları içermesi gerekir. Düzenleme yeri veya ödeme yeri ifadelerinden birinin bulunmaması bononun niteliğini değiştirmez. Ancak her ikisi de belirtilmemişse taahhüt senedi bono değil adi senet kabul edilir.

Bonservis
İşten ayrılan birine yöneticiler tarafından verilen, ilgilinin işini ve çalışmalarını özetleyen hizmet belgesi; tavsiye mektubu

Borç
Bir kişi veya kuruluşun diğerine karşı yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülük.

Borç/Servis Oranı
Dış borçların ana para, faiz ve diğer ödemelerin yıllık toplamının, cari ödemeler bilançosunda yer alan döviz kazançlarına (ülke ihracatına) oranı. Bir ülkenin borçlarını geri ödeme kapasitesini ortaya çıkaran göstergelerden biridir. Bu oran elde edilen dövizin ne kadarının borç ödemelerine ayrıldığını gösterir.

Borç Devir Hızı
"Borçların satışların maliyetine oranlanması; şirketin borçlarını ne hızda ödediğini gösterir. Bu oranın düşük olması şirket için o kadar iyidir."

Borç/Özsermaye Oranı
Şirket, işletme sermayesi ve yatırımlarının finansman ihtiyacını dış kaynaklardan mı (borç) yoksa iç kaynaklardan mı (özsermaye) karşıladığını gösterir. Ülkemizde dış kaynak finansmanı genelde içsel kaynaklardan daha yüksek maliyetli olduğu düşünülürse bu oranın düşük olmasi tercih edilir.

Borçlanma Oranı
İşletmenin borçlanarak sağladiği yabanci kaynaklar ile, ortakların sağladığı ve faaliyet sonucu yaratılan özsermaye arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Borçlar Toplamı / Özsermaye formülü ile hesaplanır.

Borçlu / Alıcı
Vadesinde faturanın bedelini ödemekle yükümlü olan ve malların alıcısı konumunda olan firma.

Borçlu İşlem Hacmi (BİH )
Satıcı firmanın her borçlusu için ayrı ayrı tanınan azami işlem hacmi .

Borçlu Ödeme
Faturanın vadesinde alıcı tarafından ödenmesi .

Borsa
Mübadele konusu olan mal ve değerli maddelerin ortada olmadan kağıtlarla alınıp satıldığı Pazar

Borsa Eksperleri
Menkul kıymetlere ilişkin alım-satım emirlerinin ilgili iç yönetmelikte belirtilen esaslara göre karşılaştırılması ile fiyatların teşekkülünü izleme ve alım satım işlemlerinin sonuçlandırılmasını sağlamakla yükümlü olan görevlilerdir.

Borsa Emirleri
Müşteri emirleri, aracı kurum üye temsilcileri tarafından seans içinde borsa bilgisayar sistemine aktarıldığında borsa emrine dönüşür.

Borsa Fiyatı
Borsada belirli kurallara göre işleyen organize pazarlarda işlem gören menkul kıymetlerin, borsadaki arz ve talep koşullarına göre oluşan fiyatıdır.

Borsa Payı
Borsa üyelerinin, Borsa’da gerçekleştirdiği işlem hacmine göre hesaplanarak Borsa’ya ödenen meblağ olup Borsa Yönetim Kurulu’nca belirlenir.

Borsa Üyeleri
Sermaye Piyasası Kurulu’ndan yetki belgesi ve Borsa’dan üyelik belgesi almış aracı kuruluşlardır.

Borsaya Kote Olmak
Borsanın izniyle halka arz edilecek hisse senetlerinin, borsaya kaydedilmesidir. Kote ettirilmemiş senetlerin ticareti olanaklı değildir. Kote olmuş senet, ilgili borsada tanındığını ve alım/satımının yapılmasına izin verildiği anlamına gelir. Hisse senetlerinin ticaretinin yapıldığı bir piyasa olan her borsanın kendine özgü kuralları vardır

Bowley Teorisi
Düopson durumunda kar ve üretim miktarının ilişkilerini saptayan kuram. İngiliz ekonomist ve istatistikçi Arthur Lyon Bowley tarafından ileri sürülmüştür. Bir malın iki satıcısı olması durumunda, bunların arasındaki rekabetin bir ölüm kalım savaşına varmaması için fiyatları nasıl saptamaları gerektiğini açıklar.

Boykot
Bir topluluğun bir kişi, kuruluş ya da ülkeyle ilişkilerini kesmesi.

Brandt Raporu
1977'de Dünya Bankası'nın önerisi üzerine az gelişmiş ülkelerin sorunlarını incelemek ve çözüm yolları önermek amacıyla Alman siyaset adamı Willy Brandt'ın başkanlığında bir komisyon kurulmuştur. Komisyon çalışmasını 1980 yılında, 'Kuzey-Güney: Yaşam Savaşı İçin Bir Program' adı altında yayınlamıştır. Rapor zengin Kuzey ile yoksul Güney arasında büyüyen açığı vurgular.

Brent Piyasası
Kuzey Denizi petrolünün piyasası

Bretton Woods Konferansı
1944 yılında Dünya Bankası ve IMF'nin kurulduğu konferans.
İkinci Dünya Savaşı sonrası, uluslararası ödemeler ve sermaye hareketleri açısından genel bir düzenleme yapılmasına, uluslararası bir para kuralı belirlenmesine ilişkin olarak yapılan toplantı

Broker
Simsar, acente, komisyoncu, yatırımcılar için ticari işleri yürüten kişi, mal alışverişinde acentelik yapan kimse

Brüt Ağırlık
Bir nakliyede malların ambalajıyla birlikte toplam ağırlığıdır.

Brüt Kar Marjı Oranı
İşletmenin satışlarının brüt karlılığını göstermektedir. Brüt satış Karı / Net satışlar formülü ile hesaplanır

Bullionizm
Altın, gümüş ya da diğer değerli madenlerin külçe halinde ihracatının yasaklanması

Bundesbank
Federal Almanya Merkez Bankası

Business to Business Commerce (B2B)
İnternet aracılığı ile iki işyeri arasında gerçekleşen ticari işlemler. Geçmişte Elektronik Veri Alışverişi (EDI- electronic data interchange) ile yapılan Bu ticaret şekli günümüzde XML teknolojileri ile yapılmaya başlanmıştır.

Business to Consumer Commerce (B2C)
İşyerleri ve bireyler arasında gerçekleşen ticari işlemler.

Bütçe
Gelecekte belli bir dönemde gerçekleşmesi öngörülen gelir ve giderlerin karşılıklı tahminlerini içeren cetvel; belirli bir süreyi, çoğunlukla takvim yılını veya ekonomik yılı kapsayan, devlet gelir ve giderleri planının parasal göstergelerle ifadesi. Geniş anlamıyla bütçe kurumların, örgütlerin, kuruluşların ya da kişilerin belirli bir süre içindeki gelir gider planlarıdır.

Bütçe Açığı
Devletin harcamalarının, gelirlerinden yüksek olması

Bütçe Dengesi
Devlet harcamalarının gelirlerine eşit olması

Bütçe Fazlası
Devlet gelirlerinin harcamalarından yüksek olması

Büyüme
İş gücü, doğal kaynaklar ve donanımda, kişi başına bir yıldan geçen yıla oranla daha yüksek bir gelir sağlayacak şekilde kaydedilen artış

Büyüme Oranı
Milli gelirin bir önceki yıla göre artış oranı. Belli bir dönemin sabit fiyatlarla GSMH'sinin, bir önceki yılın aynı döneminin GSMH'sine bölünmesiyle bulunur. Sanayileşmiş ülkelerde, ekonominin bir yıl veya üç aylık dönemler itibariyle performansını ölçerken gayrısafi milli hasılanın büyüme hızı kullanılır. İç aylık hesaplamalar ekonominin seyrinin daha iyi izlenmesi için yapılır. Böylece hükümete ekonominin gidişi konusunda ipuçları verilir ve gerekli önlemlerin alınması için bir erken uyarı sistemi görevi görür. Sanayici ve işadamları büyüme oranının seyrine göre üretim, satış ve yatırım programlarını daha sağlıklı bir şekilde yapabilirler.

C

CACM (Central American Common Market)

Orta Amerika Ortak Pazarı. 1960'da imzalanan anlaşma gereği 1961'de kurulmuştur. Merkezi Guatemala City'dedir. İyeleri: Costa Rica, El Salvador, Guatemala, Honduras, Nikaragua.

Call Option
Opsiyon, sahibine, opsiyona konu olan kıymeti, kontratta yazan fiyattan, kontrat vadesinde herhangi bir yükümlülük doğurmadan alma hakkı verir. Bu tür bir mali araçta, vadede, opsiyona konu olan kıymetin fiyatı kontrat fiyatının altında gerçekleşirse opsiyon sahibi bu hakkını kullanmaz ve işlemini daha düşük olan piyasa fiyatından gerçekleştirebilir.

Cambridge Okulu
Cambridge İniversitesi'nden bir grup ekonomistin oluşturduğu topluluk. Okulun kurucusu, 1885-1908 arası Politik İktisat Kürsüsü Başkanlığı yapmış olan Alfred Marshall'dır. Keynes'in hocası olan Marshall, o zamana dek makro ekonomiye yönelik olan dikkatlerin mikro ekonomiye çekilmesini sağlamıştır. En büyük başarılarından biri mikro ekonomiyi arılaştırıp geliştirmesidir.

Cari Kur
Gerçek kur. Döviz piyasasında günlük olarak döviz alım, satım işlemleriyle oluşur.

Cari Varlıklar
Satılabilir pay senedi ve tahviller, alacaklar, stoklar, kasa ve öteki döner varlıklardın oluşan bütün.

CAMO (Common African and Mauritius Org.)
Afrika ve Madagaskar Ortak Grubu. 1965 yılının şubat ayında kurulmuştur. 1970'de Afrika, Madagaskar ve Mauritius Ortak Örgütü (OCAMM) adını almış, 1974'te de Madagaskar'ın örgütten çıkmasıyla yeniden eski adını kullanmıştır

CARICOM (Caribbean Common Market)
Karaibler Topluluğu ve Ortak Pazarı. Bölgesel ve uluslararası bir örgütlenmedir. 1973'de kurulan örgütün amacı, Karaib ülkeleri arasındaki işbirliğini ve bölgesel ticareti geliştirmektir.

Category Killer
Uzman mağaza; belli bir sektörde satış yapan mağaza. Amerika Birleşik Devletleri«nde ortaya çıkmış bir perakende satış şeklidir. Önce geleneksel ticaret ve perakendecilik anlayışının egemen olduğu bir pazar boşluğu belirlenir. Hayat tarzı ve talep analizleri yapılarak, hangi tür malların satış şansı olduğu araştırılır. İnsanların yoğun olarak yaşadığı ve on kilometre çapında bir alana hizmet verecek bir yerde mağaza açılır.

CE İşareti
"Bir ürünün Avrupa Birliği direktifleri ile belirlenen sağlık, güvenlik, çevrenin ve tüketicinin korunması gereklerine uygun olduğunu gösteren bir Birlik işaretidir. "

CEO (Chief Executive Officer)
Genel Müdür

CF
Fiyatın mal bedeli ve taşıma masraflarından ibaret olduğunu gösteren kısaltma

CFR Ticari
Mal bedeli ve navlun.

Chaebol
Güney Kore'nin holdinglerine verilen ad

CIF (Cost-Insurance-Freight)
Bir malın maliyet, sigorta ve navlun ücretlerini kapsayan fiyatı; müşterinin limanına teslim, malın ihraç olunan yere teslimi

CIO (Chief Information Officer)
Şirketin enformasyon sistemleri ve bunlarla ilgili kaynaklardan sorumlu üst düzey yönetici

Ciro
(1) çekin arkasını imzalama, (2) bonodan doğan hakların bir başka kimseye senet sahibi tarafından devredilmesi, (3) bir şirketin bir yıllık iş hacmi

Clayton Yasası
1914'de çıkarılan ve rekabeti büyük ölçüde azaltacak girişimleri yasaklayan yasadır. Piyasadaki toplam malın önemli bir kısmını üreten tekellerin gelişmesinin denetim altında tutulmasını hedeflemiştir.

Colbertism
Fransız Merkantilizmi, Sanayi Merkantilizmi; 1664-1681 arasında uygulanan, ülke sanayini geliştirerek ihracatı artırma politikası. Bu çabaya özel sektör kadar devlet de yoğun şekilde katılmalıdır. Devlet eliyle sanayileşmenin desteklenmesine, koruyucu dış ticaret politikasıyla ithalatın kısılarak ihracatın artırılmasına, ithalata yüksek vergiler uygulanmasına yönelik bir dizi politika düzenlenmesini içerir.

Colombo Planı
Güney ve güneydoğu Asya'daki Batı yanlısı ülkelere ekonomik yardım yapılması amacıyla 1950'de uygulamaya konan plan. Başta İngiliz milletler Topluluğu çerçevesinde gelişen bu örgütlenme, diğer Asya ülkelerinin de dahil olmasıyla genişlemiştir.

Comecon (Council for Mutual Economic Aid)
Karşılıklı Ekonomik Yardım Konseyi; Doğu Bloku Ortak Pazarı. CMEA olarak da bilinir. Ekonomik amaçlı uluslararası bir örgütlenmedir. İye ülkelerin kalkınma planlarının koordinasyonuna ve ekonomik gelişmelerine ağırlık vermiş, bu amaçla öneriler hazırlamıştır.

COMESA
Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı. 1983 yılında açılan Doğu ve Güney Afrika Tercihli Ticaret Bölgesi, 1993 yılında 21 ülkenin ortaklığı ile bir ortak pazara dönüşmüştür. Amaç, üye ülkeler arasında gümrüksüz ticaret yapmaktır. İyeler: Angola, Burundi, Cibuti, Eritre, Etiyopya, Kenya, Komor Adaları, Kongo, Madagaskar, Malawi, Mauritius, Mısır, Namibya, Ruanda, Seyşel Adaları, Sudan, Swaziland, Tanzanya, Uganda, Zambiya, Zimbabwe.

Ç

Çapa (Nominal Anchor)
Ekonomik karar alma süreçlerinde referans olarak alınan büyüklükleri ifade etmek için kullanılır. Örneğin kur çapası kavramı, Merkez Bankasının kur için belli öngörüleri sonrasında, diğer ekonomik birimlerin de bu öngörüye güven duyması ile birlikte, alınan ekonomik kararlarda kurun, kurdaki artışın esas alınması ve fiyat, ücret artışı, yatırım gibi kararlarının kur politikası çerçevesinde şekillenmesini ifade eder. Bu tür bir çapaya (politikaya) güvenin olmaması halinde, seçilen büyüklükler bu özelliklerini kaybederler. Parasal büyüklükler, faiz oranları, enflasyon, büyüme oranları “çapa” olarak kullanılan büyüklüklerdir. Özellikle son yıllarda, kur ve faiz oranı gibi büyüklüklerin çapa olarak kullanımında ortaya çıkan güçlükler, enflasyonun bu amaçla kullanımını yaygınlaştırmıştır.

Çapraz İşlem
İşlemin alıcı ve satıcı tarafının aynı üye olması durumunu ifade eder. Bu şekilde işlem oluşturmaya yönelik emirler (Cross Orders), belirli kurallar dahilinde işlleme tabi olurlar.

Çapraz Kur
Bir ulusal paranın dışında iki yabancı paranın birbiri karşısındaki değiştirilme oranıdır.

Çek
Para yerine kullanılan değerli kağıt; herhangi bir kredi kurumunda hesabı bulunan bir kimsenin özel işaretli bir matbu kağıtla, söz konusu kişiye ya da kağıda sahip kişiye yazılı miktar kadar para ödenmesine ilişkin verdiği yazılı emir, bir bankada ticari hesap açtırmış olan kimsenin gerek kendisine gerekse de başkasına ödeme kolaylığı gösteren yazılı talimat.

Çekirdek Enflasyon (Core Inflation)
Tüketici ve Toptan Eşya Fiyat Endeksleri gibi genel kullanıma açık mal ve hizmet sepetlerinden oluşan enflasyon endekslerinin temel enflasyonist eğilimleri tam olarak yansıtmadığı varsayımı ile, bazı mal grupları ile fiyat değişmelerine yol açan bir takım unsurların enflasyon endeksinden çıkarılması sonucu ulaşılan bir enflasyon tanımıdır. Bu amaçla, dışsal etkilere (enerji fiyatlarında artış, mevsimsel koşullar, maliye politikası vs) daha açık olan ve geçici nitelikler taşıyabilen, enerji, temel gıda maddeleri fiyatları ve dolaylı vergiler bu tür enflasyon hesaplamaları içerisine katılmamaktadır. Amaç, fiyatlar genel seviyesindeki değişimi sürekli kılan unsurları tespit etmek ve bunlara yönelik daha gerçekçi politika kararları alabilmektir. Özellikle, enflasyon hedeflemesine yönelen ülkelerde bu türden alternatif endeks oluşumları değişik formları ile kullanılmaktadır. Türkiye’de Özel İmalat Sanayi Fiyat Endeksi "çekirdek enflasyon" olarak adlandırılmaktadır.

Çevre Ekonomileri
Geri bıraktırılmış ekonomi. Arjantinli ekonomi profesörü Raul Prebisch tarafından ileri sürülmüştür. Prebisch, gelişmiş ekonomilere de "merkez ekonomileri" demiştir. Merkezde olup bitenler çevreye daha geniş ölçüde yansır. Merkez ekonomilerde gelir düşmesi görülmeye başlamışsa çevre ekonomilerinde bu düşme daha büyük ölçüde olmaktadır.

Çevrilebilir Para Birimi
İstendiğinde alınıp satılabilen para birimidir.

Çıkarılmış Sermaye
Kayıtlı sermaye sistemine tabi ortaklıkların satışı yapılmış hisse senetlerini temsil eden sermayeleridir.

Çift Metal Kuralı
Para değerinin altın ve gümüşe göre saptanmasıdır. Güçlüğü, iki metal arasındaki değişim oranının belirlenmesindedir. 19. yüzyıl ülkelerinin genellikle kabul ettiği oran 15-16 ölçek gümüşün bir ölçek altına denkliğidir. Ne var ki, bu iki metalin değer oranı değiştiği zaman, değer kazanan metalden yapılan paraların halk tarafından saklandığı ve ortadan kaybolduğu görülmüştür. Bu kural, 1870'lerde terkedilmiş, yerine altın kuralı kabul edilmiştir.

Çift Vergileme
Bir vergi konusunun iki kez vergilendirilmesi

Çoğaltılabilen Mallar
Miktarı her zaman için üretimle artırılabilen mallar. Ekmek, peynir, otomobil gibi.

Çoğaltılamayan Mallar
Miktarının artırılması mümkün olmayan mallar. Tarihi ve antika eşyalar gibi.

Çok Fiyat-Sürekli Müzayede Sistemi
"Çok fiyat yöntemi; bir menkul değer için verilen alım satım emirlerinin fiyat ve zaman önceliği kurallarına uygun olarak teker teker karşılaştırılması sonucunda oluşan fiyatlarla alım satım işleminin gerçekleştirilmesidir."

Çok Uluslu Şirket
Birden fazla ülkede üretim ve pazarlama faaliyetleri olan firma. Genellikle dünya pazarları için üretim yaparlar. Gelişme stratejilerini global olarak saptarlar. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaygınlaşmışlardır.

D

DAC (Development Assistance Committee)
Kalkınmaya Yardım Komitesi. OECD bünyesinde özel bir komitedir. İyeleri: Avustralya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Yeni Zelanda, Norveç, İsviçre, ABD, Fransa, Japonya, Almanya, İngiltere, Hollanda, Kanada, İsveç, İtalya, AT Komisyonu.

Dağıtıcı
Bir üreticinin mallarını direk olarak satan ve hizmeti veren yabancı acentadır.

Dalga Etkisi
Bir ülkedeki ekonomik canlanmanın komşularına da yansıması

Dalgalı Borçlar
Devletin gelir ve giderleri arasında zaman açısından ortaya çıkan farkları gidermek amacıyla sağladığı kısa vadeli krediler

Dalgalı Döviz Kuru
Ulusal paranın değerinin serbest piyasada döviz arz ve talebine göre belirlendiği sistem. "Serbest döviz kuru sistemi", "yüzen kur sistemi", "esnek döviz kuru sistemi" gibi isimler de verilmektedir. Bu sistemde döviz kuru günlük olarak herhangi bir kamu müdahalesi olmadan belirlenir. Döviz piyasasındaki denge ve ödemeler bilançosu düzeltmeleri döviz kurundaki değişmelerle gerçekleşir.

Damping
Toptan ucuz fiyata satma, maliyetin altında satış, bir malı dış pazarlarda iç pazarlardan daha ucuza veya zararına satma, ihraç mallarının aynı zamanda aynı şartlar altında bir imalat memleketindeki alıcıya kendi ülkesinden daha ucuza sunulması

Darboğaz
Bir üretim sürecinde karşılaşılan arz ve talep dengesizlikleri

Dardanizm
Özellikle tarımsal ürün piyasalarında fiyatları yüksek tutmak ya da maliyetlerin aşağı düşmesini önlemek amacıyla malın çeşitli yollardan yok edilmesini sağlamak

Dayanıklı Mallar
Birçok kez kullanılmaya elverişli mallar. Toprak, ev, otomobil, beyaz eşya gibi.

Dayanıksız Mallar
Sadece bir kez kullanılmaya elverişli mallar. Gıda maddeleri gibi.

Dayanışmacılık
Dayanışmayı toplumun törebilimin politika ve ekonominin temel ilkesi sayan bireycilikle kollektivizm arasında yer alan görüş

Dealer
Alım-satım işlemlerinde kendi nam ve hesabına hareket eden kişi ve kurumlara verilen isimdir

Dealing Room
Bankaların döviz ve mevduat alışverişi yaptıkları bölüm. Bir şirket merkezindeki tüm yatırım uzmanlarının katılımı ile borsanın seansı boyunca borsa temsilcileriyle sürekli açık bir telefon sisteminin olmasıdır. Bu sistemde yatırımcı, emirlerini bir gün önceki fiyatlara göre değil piyasada oluşan fiyatlara göre anında verir. Böylece yatırımcı, borsadan ne kadar uzakta olursa olsun işlem yaptırabilir.

Deblokaj
Blokajın kaldırılması, bloke edilmiş bir bölge ya da değerin kurtarılması. Bir çeşit özel takastır. Dış ülkelerden alacağın tahsili için başvurulur. Alacağını uzun süre tahsil edemeyen ülkeler, borçlu ülkeye yeniden mal göndermekten kaçınırlar. Bu durum ihracat imkanlarını daraltır.

Deflasyon
Tedavüldeki paranın azaltılması, ekonomik daralma, deflasyon, emisyondaki azalma, paranın piyasada azalması üzerine satın alma gücünün artması, fiyatlar genel düzeyinin düşürülmesi. Enflasyonla değerini kaybetmiş olan paranın değerini tespite yarayan tedbirlerden biridir. Fakat para değerindeki düşüş çok fazla olduğu zamanlar deflasyon çok güç hatta imkansız olur.

Deflatör
Para darlığını destekleyici etkendir. Bu etkenlerin başında faizlerin yükseltilmesi, kredilerin daraltılması, para biriktirme, piyasadaki paranın geri çekilmesi gelir. Bir ülkede bir yıl içinde mal ve hizmetlerdeki ortalama fiyat artışını ifade eder. Parasal terimlerle ifade edilmiş olan bir faktörün değerinin gerçek değere çevrilmesinde kullanılan fiyat endeksidir.

Defter Değeri
İşletmenin aktif toplamından, borçlarının düşülmesi ile bulunan özvarlığının, çıkarılmış/ödenmiş hisse senedi sayısına bölünmesi ile bulunur.

Değer Paradoksu
Yaşamsal değeri düşük, marjinal faydası yüksek malların, yaşamsal değeri yüksek marjinal faydası düşük mallara olan avantajı. Doğada nadir bulunan elmasın, çok bulunan suya oranla değerli olması gibi. Ancak çölde suyun değeri elmastan çok daha fazladır.

Değer Zinciri
Üretim, pazarlama ve sevkiyat gibi şirketin faaliyetlerini oluşturan tüm fonksiyonların tek tek ve birbirleriyle ilişkisinin dikkate alınarak incelenmesi. Değer zinciri, şirketin iç operasyonlarının rekabetçilik açısından analiz edilmesi için kullanılır. Michael Porter tarafından incelenen kavrama göre bu yöntemle işletmelerin bazı faaliyetlerini rakiplerinden daha iyi ve ucuza gerçekleştirmeleri mümkündür.

Değişim Ekonomisi
Mal ve hizmetlerin değişimlerinin, tarafların serbestçe gerçekleştirebildiği piyasa örgütlenmesi

Değişken Faizli İhraçlar (Floating Rate Notes)
Getirisi, ihracı sırasında sabitlenmeksizin önceden belirlenen başka değişkenlere bağlanan kıymetlerdir. Gerçekleşen enflasyona veya LIBOR gibi uluslararası faiz oranlarının, örneğin geçmiş 3 aylık ortalamasına endekslenen ihraçlar bu türe girmektedirler. Getiri (faiz) oranlarındaki belirsizliğin arttığı ve fiyat oluşumlarının güçleştiği ortamlarda, hem ihraç eden hem de yatırımı yapan kişi ve kuruluşlar açısından riski daha düşüktür.

Değişken Faizli İşlemler
Factoring ücretinin piyasa koşullarına göre günlük değişken olduğu, müşterinin anapara geri ödemesini istediğinde yapabildiği işlemlerdir. Faiz ödeme dönemi o/n, ay veya dönem sonları olabilir.

Deming Ödülü
Japonya'da kaliteli ürünler üreten sanayi firmalarına verilen ödül. Ödüle adını veren yönetim teorisyeni W. Edwards Deming, 1950'ler boyunca Japonya'da kalite sistemleri üzerinde çalışmıştır. "Japonlara kaliteyi öğreten adam" olarak bilinen Deming, Batı'da ancak 1980'lerde keşfedilmiştir. Özellikle Japonya'nın toplam kalite temelinde yükselen sanayi gücü, Batı'yı telaşa düşürünce gözler Deming'e ve Japon yönetim tarzına çevrilmiştir.

Demografi
Nüfusun dağılım, yaş, meslek gibi özellikleriyle doğum, ölüm gibi hareketlerini konu alan bilim. "Demos" (halk) ve "Grapho" (yazma) kelimelerinden meydana gelmiştir. Demografik istatistikler ve araştırmalar, coğrafya, sosyoloji, ekonomik planlama ve diğer sosyal bilimlere veriler sunar.

Dengeli Büyüme
Ekonomide bütün sektörlerin uyumlu bir biçimde büyümelerini öngören plan. Bu planlar genellikle az gelişmiş ülkeler tarafından yapılır. Böyle ülkelerde dengeli gelişme, birbirini tamamlayan üretim zincirinin gerçekleşmesine bağlıdır. Örneğin demir-çelik sanayi kurulması öngörülüyorsa, bununla birlikte kömür, ulaştırma gibi diğer yardımcı sektörlerin oluşumu da dikkate alınır.

Dengesiz Büyüme
Bir ekonomide belli sektörlere ağırlık verilerek büyüme

Denetleme Sertifikası
Alınan malın nakliyesinden hemen önce iyi koşulda olduğunu gösteren sertifikadır.

Deniz Konşimentosu
"Gemi acentası veya kaptanı tarafından düzenlenerek yükletene verilen , malın teslim alındığını ve kararlaştırılan şekilde taşınarak gönderilene teslim edileceğini gösteren, malı temsil eden ve üzerinde tasarruf hakkı sağlayan kıymetli evrak niteliğindeki "

Depresyon
Ekonomik bunalım; ekonomik çöküntü; ekonomide gerileme; fiyatların düşük, işsizliğin yüksek ve satın alma gücünün hızla azalmakta olduğu, ekonominin küçüldüğü dönem. Büyüme oranının negatif değerlere düşmesi ve durgunluğun derinleşmesidir. Depresyon, resesyondan daha uzun sürer ve toplumun her alanında etkisini gösterir.

Depo Belgesi
Ürünün hangi koşulda nasıl saklandığını gösteren belge

Devalüasyon
Bir ülke parasının değerinin resmi olarak azaltılması, dolayısıyla yabancı paraların değerinin yükseltilmiş olması; paranın satın alma gücünün azaltılması, kıymetini kaybetme, devalüasyon. Ödemeler dengesi ciddi açık veren ülkeler tarafından bir dış ticaret politikası olarak uygulanır. Bu yönteme paranın nazari değeriyle piyasa veya kambiyo değeri arasındaki farkı kaldırmak için başvurulur.

Devlet Bankası
Sermayesinin tamamının ya da büyük bir kısmının devlete ait olduğu banka

Devlet İç Borçlanma Senetleri
Devletin cari yıl bütçe kanununa dayanarak, bütçe açıklarının finansmanı amacıyla çıkarmış olduğu borçlanma senetlerinin genel adıdır.

Devlet İç Borçlanma Senetleri
Bu tür menkul kıymetlere yatırım yapanlarının kıymetleri fiyat ve getirilerindeki gelişmeleri basit ve anlaşılabilir göstergeler yardımıyla izleyebilmelerini sağlamak amacıyla oluşturulmuşlardır.

Devlet Kapitalizmi
Devletin özel üretim üzerinde siyasi ve ekonomik kontrol uygulaması

Devletçi Ekonomi
Ekonominin devlet eliyle yürütülmesi, bir memleketin tarım ve sanayinin devlet eliyle yönlendirilmesi. Devletin her ekonomik etkinliğini devletçilik kabul etmemek gerekir. Yol, liman, köprü, baraj yapımı gibi bayındırlık işleri hükümete devletçi niteliği vermez. Ancak memleketin büyük üretim araçları, hükümet tarafından işletiliyorsa bu iktisadi tutum devletçilik sayılır. Devletçilik, liberalizmin karşıtı olarak gösterilmektedir.

Devletleştirme
Özel sektörün ekonomik kuruluşlarının kamu mülkiyetine geçirilmesi

Devlet Gelirleri

? Vergiler
? Borçlar
? Harçlar
? Para Basma
? Bağışlar

Destek seviyesi
Fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve daha aşağıya düşmekte zorlandığı seviyedir.

Dezenflasyon
Enflasyon beklenti ve belirtilerinin önlenmesi yoluyla ekonomik istikrarın korunması

Dış Borç
Alındığında bir ülkenin mevcut kaynaklarını artıran, ana para ve faiz ödemeleriyle birlikte ödendiğinde ise reel kaynaklarını azaltan borç. Dış borçlanmaya giden bir ülke iki açıdan yarar sağlar. Birincisi iç tasarrufların yetersizliği nedeniyle yatırım projelerinin finansmanına kaynak sağlamak, ikincisi ise döviz darboğazı nedeniyle karşılaşılan dış ödeme güçlüğünü hafifletmektir.

Dış Denge
Bir ülkenin dış ödemeler bilançosunun açık ya da fazla vermemesi

Devlet Tahvili
Devletin aldığı borçlar karşılığında özel ve tüzel kişilere verdiği ve tahvil sahibinin devletten alacaklı olduğunu gösteren belge:

? Hamiline yazılı tahviller
? İsme yazılı tahviller
? Hem isme, hem hamiline yazılı tahviller

Dış Ticaret
Bir ülkenin dış ticareti ile ilgili konuları arasında, aylık ithalat ve ihracat değerleri, yılbaşından itibaren toplam ithalat ve ihracat değerleri ve dış ticaret açığı gibi kalemler yer alır. İthalat ihracattan fazla ise dış ticaret açığı, ihracat ithalattan fazla ise dış ticaret fazlasından söz edilir. Açığın büyümesi döviz dengesini tehlikeye sokabilir. İhracatın ithalatı karşılama oranı, ihracatın ithalata bölünmesiyle bulunur. Dış ticaretin ana sektörlere göre dağılımında tarım, madencilik ve sanayi ürünlerinin ihracat ve ithalattaki payı incelenebilir. Dış ticaretin ana mal gruplarına göre dağılımında ise yatırım malı, tüketim malı ve hammadde ayrımı yapılır.

Dış Ticaret Sermaye Şirketleri
Dış ticari işlemlerdeki riskleri azaltmak, maliyetleri düşürmek ve uluslararası pazarlarda güçlü bir rekabet ortamı bulabilmek amacıyla kurulmuş şirketler

Dış Yardım
Genel olarak gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere sermaye ve teknoloji aktarımı. Yardımın en yaygın tanımı, "doğrudan hibe veya gerek nakit gerekse de mal transferi" şeklindedir. Ekonomist Hans Morgenthau'ya göre dış yardımları şu şekilde sınıflandırmak mümkündür: (1) İnsancıl amaçlı dış yardımlar, (2) Varlığını sürdürmek için yapılan dış yardımlar, (3) Askeri nitelikte dış yardımlar, (4) Rüşvet niteliğinde dış yardımlar, (5) Prestij amaçlı dış yardımlar, (6) Ekonomik amaçlı dış yardımlar.

Dışa Açık Ekonomi
Bir ülkenin mal, hizmet, sermaye ve işgücü hareketleri açısından dünya ekonomisi ile bütünleşmesi

Dışsal Ekonomiler
Ekonomide bir etkinliğin taraf olmayan ya da etkinliğin dışında kalan kesimler üzerindeki iyi ya da kötü etkileri. Bir şirket, yaptığı üretim sırasında su ya da havayı kirletirse kirli havayı solumak ya da kirli suyu kullanmak zorunda kalan insanlara verilen zarar dışsal ekonomi maliyetidir. Yeni yapılan bir parkın çevredeki gayrımenkulun değerini artırması da bir dışsal etki yararıdır.

Dışsal Eksi Ekonomi
Bir firmanın bünyesinde bulunan iş kolları ile birlikte büyümesi sırasında mamul maddelerin fiyatlarının yükselmesine neden olan enerji, limanlama, haberleşme gibi dar boğazların tümü

DIY (Do It Yourself)
Bir mamulün fabrikada özel hazırlanmış parçalarının birarada satılması

Dikey Birleşmeler
Birbirini tamamlayan birkaç malın üretimini yapan, üretim konuları farklı işletmelerin, hukuki bağımsızlıklarını koruyarak birleşmeleri

Dikey Kartel
Belli bir malın üretimiyle ilgili bütün şirketlerin hukuki varlıklarını korumak amacıyla birleşmeleri

Dikey Tröst
Belli bir malın üretimiyle ilgili bütün şirketlerin ekonomik ve hukuki varlıklarını kaybederek birleşmeleri

Dilim
IMF'ye üye ülkelerin fon kaynakları üzerinden normal çekme haklarının bölümlendirilmesi.

Dirijizm
Ekonomiye yön verme anlayışı; liberalizme karşıt bir anlayışla ekonomiye bir üst yetke tarafından yön verilmesi gerektiği savı; güdümcülük. 17. yüzyıl Fransız monarklarının politikasını tanımlamakta kullanılmış, bazı sosyalistler tarafından devlet kapitalizmi olarak nitelendirilmiştir.

Direnç noktası
Borsada, belli bir süreç içinde sürekli bir fiyat artışının yoğun satışlar sonucu durdurulduğu fiyat seviyesini ifade eder.

Disponibilite
İhtiyari karşılık, kasada nakit bulundurma zorunluluğu, istifade edilebilecek durumda olma, kullanılabilir halde bulunma, mevcut hazır para. Bankalar, topladıkları mevduatın tümünü kredi olarak vermezler. Bunun bir bölümünü güvence niteliğinde Merkez Bankası'na "mevduat munzam karşılığı" olarak yatırırlar. Bir kısmı da para çekilişlerini karşılamak üzere kasada bulundurulur. Bu rezerv paraya "disponibilite" denir.

Distribütör
Dağıtıcı Firma

Doğal Ekonomi
Bir toplumun tüm üretimini kendisi tüketmesi; üretimin sadece kullanım değeri için yapıldığı ve paranın kullanılmadığı ekonomi. Bu durumda mal mübadelesi veya ticaret söz konusu değildir. Böyle bir ekonomik yaşantıya sadece ilkel toplumlarda rastlanır.

Doğal Kaynaklar
Verimli topraklar, ormanlar, akarsular, göller, güneş enerjisi, denizaltı zenginlikleri gibi doğadan kullanılan kaynaklar

Dolar
Amerika'da bağımsızlık savaşından önce İngiliz Kuzey Amerika sömürgelerinde kullanılan 8 pesoluk İspanyol parasının İngilizcedeki adı. ABD, Antigua, Avustralya, Bahamalar, Barbados, Belize, Bermuda, Brunei, Cayman Adaları, Dominika, Fiji, Grenada, Guyana, Hong Kong, Jamaika, Kanada, Liberya, Nauru, Puerto Rico, Singapur, Tayvan, Trinidad ve Tobago, Yeni Zelanda, Zimbabwe para birimleridir.

Dolar Diplomasisi
Bir ülkenin, başka ülkelerde yatırım yapmış olan özel girişimci vatandaşlarının çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla bu ülkelere karşı güç kullanmaya kadar varabilen baskı uygulaması. ABD«nin 1909-1913 arası başkanlığını yapan Taft«ın, kurşunu dolarla yer değiştirme politikasıdır. Dış politikada Amerika«nın zenginliğinin ve ticari nüfuzunun kullanılmasını öngörür.

Dolar Kıtlığı
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı Avrupa ülkelerinde görülen dolar kıtlığı. Savaş sonrası dönemde Avrupa'nın sermaye varlıkları tamamen yıkıma uğramış olduğundan, ekonomileri yeniden kurmak ve tüketimi belirli bir düzeyde tutabilmek için sağlanması gereken mal ve hizmetten kaynaklanan talep büyük ölçüde ABD tarafından karşılanmıştır.

Dolarizasyon
Bir ülkenin para sistemini ABD Doları ile değiştirmesi

Dolaysız Vergi
Vasıtasız vergi; yasama organının, verginin fiyatlara dahil edilmemesine özen göstererek çıkardığı, ödeyen kişinin vergi yükünün taşıyıcısı olmasını istediği vergi

Doğru Konşimento
Geminin malları aktarma yapmadan yükleme limanından diğer boşaltma limanına taşınması halinde gerekecek konşimento.

DÖNEN VARLIKLAR
Şirketin en likit aktiflerini gösterir, yani nakit, nakit benzeri araçlar, alacaklar ve stoklar.

Dönemsel Faiz
Bir yatırımın fiilen elde tutulma süresince getireceği faizi ifade eder.

Döviz
Uluslararası ödemelerde geçerli olan yabancı para, para işlevi gören her tür bono, poliçe, kredi mektubu, havale ve benzeri varlıklar. Alım satımları efektif ve serbest piyasa olmak üzere iki ayrı değerde yapılır. Efektif döviz, nakit biçimindeki yabancı para anlamına gelir. Döviz kavramının aksine efektif kurda, çek, senet, poliçe gibi ödeme araçları bulunmaz. Efektif satış kuru genellikle döviz satış kurundan daha yüksektir. Bu iki fiyat arasındaki fark, "kur farkı" veya "kur makası" olarak bilinir. Bu farkın büyümesi dövize olan talebin arttığını, farkın kapanması da talebin azaldığını gösterir. Yüzde 1-1.5 dolayındaki fark normal sayılmaktadır. Farkın büyümesi halinde merkez bankaları müdahalede bulunur. Bu müdahale rezervlerdeki dövizin bir miktarının piyasaya sürülmesiyle gerçekleştirilir.

Döviz Arbitrajı
Döviz piyasalarındaki kur farklarından yararlanarak kazanç sağlama işlemi. Bir dövizin ucuz olduğu ülkeden alınıp pahalı olduğu ülkede satılması. Çapraz kur farklarından yararlanılarak da yapılabilir.

Döviz Arzı
Herhangi bir biçimde elde edilen ve ulusal paraya dönüştürülmek için döviz piyasasına arz edilen yabancı paralar. Döviz arzına etki eden başlıca unsurlar şunlardır: (1) İlkenin ihracatına olan talebin fiyat esnekliği, (2) İlke ihracatına rakip olan yabancı mal arzının fiyat esnekliği, (3) İhraç edilen malların arzının fiyat esnekliği, (4) İlkenin ihraç mallarına olan iç talebin fiyat esnekliği.

Döviz Bonosu
Bankada mevduatın bulunduğunu gösteren, isme veya hamiline düzenlenen kıymetli evrak

Döviz Karaborsası
Yasa dışı döviz alım satımının yapıldığı piyasa. Resmi döviz kurunun, yabancı paraları ulusal para karşısında aşırı değerlendirmesi, döviz arzının talebi karşılamasını zorlaştırır. Bu durum, dövizin yüksek karaborsa fiyattan alınıp satıldığı bir piyasanın oluşmasına neden olur.

Döviz Kontrolu
(1) Yurt içi politikalarla döviz fiyatlarının denetlenmesi. Görünmeyen işlemlere konan miktar sınırlamaları, döviz alım satımına uygulanan primler, döviz bulundurmanın çeşitli derecelerde sınırlandırılması gibi. (2) Dövizle işlem yapan kuruluşların faaliyetlerinin devletçe denetim altında tutulması. Dış ödemelerde karşılaşılan güçlükleri gidermek, ülkeden sermaye çıkışını denetlemek, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak, sanayii korumak ve kamu gelirlerini artırmak amacıyla gerçekleştirilir.

Döviz Kuru
Bir ülke parasının diğer ülke parasına göre değeri

Döviz Paritesi
Kamu otoritesinin ulusal para ile değer standardı olan yabancı para arasında belirlemiş olduğu fiyat

Döviz Piyasası
Döviz arz edenlerle döviz talep edenlerin karşılaştıkları piyasa. Döviz piyasasının üç ayağı vardır. Arz edenler, talep edenler ve aracılık edenler. Döviz piyasalarının diğer piyasalar gibi belirli fiziksel mekanlarda bulunmaları gerekmez. Günümüzde uluslararası döviz piyasasının başlıca merkezleri; New York, Paris, Tokyo, Frankfurt ve Londra'dır.

Döviz Spekülasyonu
Döviz kurlarının gelecekte göstereceği gelişmelere ilişkin tahminlere dayınalarak kazanç sağlamak amacıyla döviz piyasalarında sürdürülen alım satım işlemleri. Spekülatörler, değerinin düşeceğini bekledikleri dövizi elden çıkarmakta, değer kazanacağını düşündükleri dövizlere yatırım yapmaktadır. Spekülatörlerin etkinlikleri uluslararası para piyasasında döviz kurlarındaki istikrarsızlıkları güçlendiren bir faktördür.

Döviz Talebi
Yabancılara ödemede bulunmak amacıyla talep edilen toplam yabancı para miktarı. Döviz talebini belirleyen unsurlar şunlardır: (1) İthal mallarına olan talebin fiyat esnekliği, (2) İthalata rakip malların arzının fiyat esnekliği, (3) İthal malları arzının fiyat esnekliği, (4) İthal mallarına yönelen yabancı ülke taleplerinin fiyat esnekliği.

Döviz Kuru Rejimleri
Döviz kurları günümüzde özellikle küçük ve açık ekonomiler için taşıdıkları önem ve reel ekonomiyi doğrudan etkileme potansiyelleri nedeniyle, uygulanan para politikası çerçevesinde doğrudan hedef, gösterge veya araç olarak kullanılmaktadırlar. Döviz kuruna yönelik uygulamalar, bir uçta tamamen sabit kur sistemi, diğer uçta ise tam serbesti olmak üzere, iki rejim arasında şekillenmektedir. Tamamen sabit kur sisteminde, ulusal para yabancı bir para veya paralardan oluşan bir sepet karşısında sabitlenmekte ve bu değerin sürmesi para otoritesi tarafından bazen açık bazen de dolaylı olarak garanti edilmektedir. Para Kurulu (Currency Board) türü uygulamalarda, bir taraftan kur sabitlenirken diğer taraftan ulusal para arzı tamamen bu kur üzerinden gerçekleştirilen döviz alış-satışlarına bağlanmaktadır. Tamamen serbest kur sisteminde ise, döviz kurunun fiyatı doğrudan piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenmektedir. Ara rejim olarak adlandırılan, Avrupa Para Sistemine geçiş aşamasında da uygulanan kurun bir band içerisinde hareketine müsaade eden yapı ile kontrollü dalgalanma (managed float), sürünen kur (crawling peg) adı altındaki sistemlerde ise, kur belli bir takım kriterlere göre yönlendirilmekte ve para otoritesi tarafından gerektiğinde müdahale edilmektedir. Kura yönelik bu tür rejimlerin seçimi, ülkelerin içinde bulunduğu şartlara göre değişmektedir

Döviz Tevdiat Hesabı
Yurtiçi ve yurtdışında yerleşik kişilerin, ticari bankalarda açmış oldukları yabancı para cinsinden mevduata verilen isimdir.

DPT
Devlet Planlama Teşkilatı, kalkınma çabası içinde olan ülkelerde ekonominin belli bir plana göre yürütülmesi için kurulan örgüt

DDP
Gümrük resmi ödenmiş olarak teslim.

DDU Ticari
Gümrük resmi ödenmeden teslim

Drago Doktrini
Borç ödetmek için askeri güce başvurulmaması ilkesi. Devletlerin borçlarını ödeyememeleri halinde ortaya çıkacak duruma ilişkin uluslararası hukuk görüşüdür. Bir devletin vatandaşlarının bir başka devletten alacaklarını tahsil edemedikleri durumlarda bu kişilerin vatandaşı bulundukları ülkenin zorlama tedbirlerine başvurması konusu 20. yüzyıl başlarında sık sık tartışılmıştır.

Dualizm
Aynı toplumsal çevrede iki bazen de daha fazla ayrı iktisadi sürecin veya piyasanın birarada olması

Due Diligence
Bir girişimcinin ve iş planlarının temel değerlendirmesinin ve detaylı analizlerinin yapılması; vergi borcu, SSK borcu, Danıştay«da herhangi bir hukuki sorun olup olmadığı gibi risklerin araştırılması.

Dumbarton Oaks Konferansı
İkinci Dünya Savaşı sonlarında ABD, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Çin temsilcilerinin Washington'da BM teşkilatının kuruluşuna ilişkin konuları görüştükleri toplantı. 1944 yılının ağustos ekim ayları arasında sürdürülen toplantılarda yeni kurulacak teşkilatın Milletler Cemiyeti'nden daha güçlü ve işlerliği olan bir Güvenlik Konseyi'ne sahip olması ve beş büyük ülkenin (ABD, Sovyetler Birliği, Çin, İngiltere, Fransa) bu konseyin daimi üyeleri olmaları kararlaştırılmıştır. Buna karşılık veto, bazı ülkelerin üyeliği gibi üzerinde anlaşmanın sağlanamadığı konuların çözümü daha üst düzeydeki görüşmelere bırakılmıştır.

Dur Kalk Politikası
Kısıtlamalardan oluşan kısa dönemlerle, enflasyonun kısa dönemlerini birleştiren ekonomi politikası. Terim İngiltere'de 1960'ların başında, herhangi bir uzun vadeli ekonomik planlaması bulunmayan Macmillan hükümetini eleştirmek için kullanılmıştır.

DURAN VARLIKLAR
Şirketin likit olmayan aktiflerini gösterir, yani uzun vadeli alacaklar, iştirakler ve maddi duran varlıklar.

Durgunluk
Bir ekonomide sermayenin etkinliğinin, ekonominin bütün kesimlerinde cari faiz haddinin düşebileceği en düşük sınırının bile altında kalması durumuk

Duruma Özel İhracat Lisansı
Belirli ticari malların ihracatı için hükümet tarafından hazırlanmış izin belgesidir.Bu lisans özel bir işlem veya belirli bir zaman diliminde yapılması gereken ihracat içindir.

Dünya Altın Konseyi
1987 yılında İsviçre yasalarına göre kurulmuştur. Dünyanın önde gelen altın madeni şirketlerince finanse edilir. Kar amacı olmayan bir kuruluştur. Amacı, altın konusunda araştırmalar yapmak ve yayınlamak, altına yeni kullanım alanları geliştirmek, süs, yatırım ve sanayi amaçlı kullanımları teşvik etmek ve altın ürünlerini geliştirmektir. 2002 yılı itibariyle 22 ülkede hizmet verir. Dünya altın talebi üzerine ve faaliyet gösterdiği ülkelerdeki altın pazarları hakkında çeşitli araştırmalar yapan Konsey, pazar araştırmaları ve dünya altın takı talebi konusunda çok geniş istatistiklere sahiptir.

Dünya Bankası
Çok taraflı bir kredi ajansıdır. Amacı, üye ülkelerin gelişmesine yardımcı olacak mali kaynakları sağlama ve bu ülkelere özel yabancı sermaye yatırımlarını yönlendirmektir. Banka, sağladığı krediler için devlet garantisi talep eder. Kalkınma projelerinin en büyük kaynağı konumundadır. Finans kaynaklarının yanı sıra yetişmiş elemanlarını ve bilgi birikimini kullanarak dünya yüzünde yoksulluğa karşı mücadele eder. 1944 yılında kurulmuştur.

Dünya Ekonomisi
(1) bir iş bölümü etrafında birçok ülkenin oluşturduğu birim, (2) ülke ekonomilerinin tek tek oluşturduğu hiyerarşik yapı, (3) mal sermaye ve emek akımlarıyla ilişki kurmuş ülke ekonomilerinin bütünü.

Dünya Ticaret Teşkilatı
1995'in ocak ayında kurulmuştur. Kuruluş anlaşmasını 124 ülke imzalamıştır. Ticarette dünyanın globalleşmesi konusunda çalışmalar yapar. Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile eşit statüdedir. GATT'a bağlı bir kuruluştur. Dolayısıyla GATT anlaşmalarına uyulması konusunda ilgili ülkeleri zorlayıcı tedbirlere başvurur. GATT'ın 128 üyesinden daha geniş bir üye potansiyeline sahiptir. İlgi alanı daha geniştir. GATT sadece mal ticaretiyle ilgilenirken bu kuruluş, mal, hizmet ve fikri mülkiyet alanlarını da kapsar. GATT'ın geçici bir örgüt olmasına karşılık WTO süreklidir.

Düopol
Sadece bir üreticinin buna karşılık çok sayıda tüketicinin bulunduğu piyasa; bir malın yalnızca iki satıcının elinde bulunması ya da piyasanın iki satıcı tarafından paylaşılmış olması durumu. Bu piyasa tüketiciler açısından tam rekabet piyasasına çok benzer. İreticiler arzı kontrol edemezler. Birinin davranışı diğerinin satış fiyatını etkiler. Sonuçta ortaya çıkan satış fiyatı tekel piyasasındaki fiyata yaklaşır.

Düopson
Bir piyasada aynı malı arayan iki alıcının olması hali; çok sayıda satıcı karşısında sadece iki alıcı bulunması

Düşük Mal
Tüketicilerin gelir düzeyi yükselirken tüketimleri azalan mallar

Dzaybatsu
Japonya'da büyük tekelci birlikler. Japonya'nın tüm ekonomisini ve politikasını kontrol ederler. Bankalara ve endüstriye hakimdirler.

E

EBRD Avrupa Kalkınma ve Gelişim Bankası (European Bank for Reconstruction and Development).

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Doğu Avrupa ülkelerinin, piyasayı esas alan ekonomilerini geliştirmelerine yardım eden çok uluslu bir kurumdur. Bankaya yaklaşık 40 ülke katılmıştır. Merkezi Londra'dadır.

ECA (Economic Cooperation Administration)
Ekonomik İşbirliği İdaresi, Avrupa'nın ekonomik kalkınması için toplu yardımı öngören plan, Marshall Planı

ECIP Avrupa Topluluğu Uluslararası Yatırım Ortaklığı (European Community International Investment Participation)
Sermayenin tabana yayılmasını hızlandırıcı girişimleri desteklemek amacıyla geliştirilmiş bir programdır.

ECO (Economic Cooperation Organization)
Türkiye, İran ve Pakistan'ın katılımı ile 22 temmuz 1964 tarihinde Kalkınma ve Bölgesel İşbirliği Teşkilatı RCD adıyla kurulan ve uzun süreden beri de faaliyetleri durgunluk içinde devam eden teşkilat. 4-8 ekim 1984 ve 27-29 ocak 1985 tarihlerinde üye ülke temsilcilerinin yaptığı toplantılar sonucu adını Ekonomik İşbirliği Teşkilatı olarak değiştirmiştir.

ECOSOC (Economic and Social Council)
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi. Teşkilatın ekonomik ve sosyal konularla uğraşmak üzere oluşturulmuş organıdır. Kendi dalıyla ilgili konularda incelemeler yapar ve Genel Kurul'a tavsiyelerde bulunur.

ECOWAS Batı Afrika Ekonomik Topluluğu (Economic Community of West African States)
28 mayıs 1975'de Nijerya'nın başkenti Lagos'da yapılan bir antlaşma ile kurulan örgütün amacı, üye devletler arasındaki gümrükleri ve ticari kısıtlamaları kaldırmaktır.

ECSC (European Coal and Steel Community) Avrupa Kömür ve Çelik Birliği.
AT içinde bulunan üç kuruluştan biridir. Amacı, kömür ve çelik için ortak bir piyasa oluşturmak, farklı fiyat sistemlerini kaldırmaktır. Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman öncülüğünde, Fransa ile Almanya arasındaki muhtemel savaşları engellemek ve demir kömür rezervlerini birlikte işletmek amacıyla kurulmuştur. Bu birlik içinde kömür, demir cevheri ve metalürjik ürünler için gümrük duvarları ve miktar sınırlamaları kaldırılmış, diğer ülkelerden ithal edilecek kömür ve çelik için ortak gümrük tarifesi getirilmiş, tek bir pazar oluşturulmaya çalışılmış, üretici ve tüketici arasında ayrım gösterici işlem ve uygulamalar kaldırılmıştır. Teşkilat 1967 yılının haziran ayında kendi kendini feshederek Avrupa Topluluğu içinde yer almıştır.

ECU (European Currency Unit)
Avrupa Para Birimi. Avrupa Para Sistemi EMS'nin temelini oluşturur. Avrupa Topluluğu'na üye ülkelerin paralarının ağırlıklı ortalamasıdır. Ödeme aracı ve hesap birimi olarak kabul edilir. Uluslararası tahvil piyasalarında ve hükümetler arası ödemelerde popüler bir transfer aracı olmuştur. Fakat mal ve hizmet karşılığı ödemelerdeki payı yüzde 1 ile sınırlı tutulmuştur. Bir "sepet para" niteliğindedir. Ancak ECU sepetinde çeşitli ülke paraları sabit miktarlarda yer alır. ECU sepetinde ortalama yüzde 33.6 oranındaki ağırlığı ile Alman markı istikrar sağlayan para niteliğindedir. Temeli, 18 aralık 1978'de kabul edilen Avrupa Hesap Birimi'dir

EFTA (European Free Trade Association) Avrupa Serbest Ticaret Birliği
4 ocak 1960 tarihinde İsveç'in başkenti Stockholm'de imzalanan ve 3 mayıs 1960'da yürürlüğe giren sözleşmeyle kurulmuş teşkilattır. Kurucu üyeleri Avusturya, Danimarka, İngiltere, Norveç, Portekiz, İsveç ve İsviçre'dir. Daha sonra İzlanda da katılmıştır. Finlandiya ise teşkilatta ortak üye statüsündedir. Amacı, Avrupa Ekonomik Topluluğu'na bir alternatif oluşturmak için üye ülkeler arasındaki ticaretin geliştirilmesidir. Bu amaca yönelik olarak üye ülkeler arasında, besin maddeleriyle ilgili olanlar dışında gümrükler kaldırılmış, gümrük resimleri tedrici olarak indirilmiştir. 1 temmuz 1960 günü sanayi ürünleri üzerindeki gümrük vergileri yüzde 20, 1 ocak 1966«da tüm vergiler yüzde 80 oranında düşürülmüş, 1 ocak 1967«de de tamamen kaldırılmıştır.

EFTPOS Satış noktasından elektronik fon transferi.
Bireysel bankacılık uygulamalarının dünya çapında yaygın örneklerinden biridir. Plastik kartlar ve elektronik bankacılığın bir araya gelmesiyle oluşan bu sistem, satış noktasında yapılan ödemelerde kredi kartı veya hesaba erişim kartı ile çalışan terminallerde müşterinin kendi hesabından satıcının banka hesabına para transferi yaparak hizmet verir.

EIB (European Investment Bank)
Avrupa Yatırım Bankası. Avrupa Birliği'nin uzun dönemli kredi veren kuruluşudur. Topluluk içinde geri kalmış bölgelerdeki yatırımları özendirmek, gerekli görülen projelere destek vermek, başlıca amaçlarıdır. İye ülkelerin maliye bakanları, bankanın yönetim kurulunu oluşturur. ECU cinsinden borç senedi çıkaran ilk kuruluş olan Avrupa Yatırım Bankası, ECU özel sermaye piyasasının gelişmesine de katkıda bulunmuştur. 1958'de kurulmuştur. Kar amacı gütmez.

Efektif
Kaydi forma dönüşmemiş, ekonomik birimlerin fiilen banknot ve bozuk para olarak ellerinde tuttukları parayı ifade etmek için kullanılan bir terimdir.
Paranın gerçek değeri, itibari değer. Kambiyo rejimine göre "nakit yabancı para" demektir. Döviz kavramının aksine efektif kur, çek, senet, poliçe ve hazine bonosu gibi ödeme araçlarını kapsamaz. Efektif satış kuru, döviz satış kurundan genellikle daha yüksektir

Egzotik Opsiyonlar (Exotic Options)
Talep edenin ihtiyacına göre şekillendirilen opsiyonlardır. "Barrier option" adı altında opsiyona konu olan kıymetin opsiyonda öngörülen fiyatı, örneğin geçmesi halinde geçerliliğini yitiren opsiyonlar, ya da "Lookback options" adı altında belli bir dönemde gerçekleşen örneğin en yüksek fiyatı opsiyona fiyat kabul eden opsiyonlar bu türe örnektirler.

Ekonometri
Fiyatlar, istihsal-istihlak, geçinme endeksleri vs gibi ekonomik esasların birbirleriyle olan karşılıklı ilişkilerini gösteren çizelge, ekonomik olayların matematiksel çözümlemesi, ekonometri, matematik ve istatistik tekniklerin ekonomik sorunlara uygulandığı ekonomi dalı. Bilgisayarla değerlendirilen ekonometrik modeller, daha çok geleceği tahmin için kullanılır.

Ekonomi
(1) İlke ekonomisi, (2) Tasarruf, idare, tutum, iktisat, israftan çekinme, bir amaca ulaşmak için harcanacak parasal tutarın daha azını tüketerek aynı amaca ulaşma. Yunanca'da "evin içindeki düzen" anlamına gelir.

Ekonomik birlik
Birden fazla ülkenin dış ticaret rejimleri, yurt içi ekonomi politikaları gibi konularda ortak tavır almak üzere aralarında anlaşarak oluşturduğu anlaşma. Ekonomik bütünleşmelerin en ileri aşamasıdır. Ekonomik birlik, kendi aralarında bir ortak pazar oluşturan ülkelerin para, maliye ve vergi politikalarını da uyumlaştırmalarıyla gerçekleşir.

Ekonomik bütünleşme
Belirli bir bölgede yer alan ülkelerin aralarındaki ekonomik faaliyetleri serbestleştirerek üretim faktörleri fiyatlarını eşit duruma getirmeleri. Dar anlamıyla ülkelerin aralarında gümrük birliği kurmaları ve buna ek olarak malların vergilendirilmesinin uyumlu duruma getirilmesidir. Geniş anlamda üretim unsurlarını da kapsar. Döviz ve sermaye piyasalarının düzenlenmesiyle emek ve sermaye faktörlerinin ülkeler arası hareket serbestliği de ekonomik bütünleşme kapsamında düşünülmelidir. Ekonomik bütünleşme hareketleri genellikle serbest ticaret bölgeleri ve gümrük birlikleri biçiminde ortaya çıkmaktadır.

Ekonomik büyüme
Belirli bir amaç için çeşitli açılardan ölçülebilen ve genellikle ekonomideki üretim kapasitesindeki artışı belirlemekte kullanılan kavram. Ekonomik büyüme değişik yöntemlerle ölçülür. Bunlardan birincisi büyümeyi toplam sanayi ürünü olarak ölçmektir. Bu yol kullanıldığında çeşitli sanayi ürünü kalemler birbirine eklenerek belirli bir yılın fiyatıyla değerlendirilir ve bu şekilde büyüme saptanır. Bir başka ölçme biçimi, ulusal gelir ya da toplam ulusal hasıladaki artışı belirlemektir. Bu işleme genellikle tarım ve sanayi ürünleri katılır.

Ekonomik dalgalanma
Anamalcı üretimde döngüsel olarak süregelen inişler ve çıkışlar, yavaşlamalar ve hızlanmalar. Bu dalgalanmalar, anamalcı üretimin iç yapısından zorunlu olarak doğar. Günlük dalgalanmalardan otuz kırk yıl süren dalgalanmalara kadar çeşitli süreli dalgalanma vardır. Mevsimlik ve yıllık dalgalanmalar kısa süreli, 3-10 yıl arasında olan dalgalanmalar orta süreli, otuz yılı aşan dalgalanmalar da uzun sürelidir. Örneğin 1780'lerde başlayan bir dalgalanmanın yükseliş süresi 35 yıl, alçalış süresi de 24 yıl sürmüştür.

Ekonomik eşitlik
Hayatın imkanlarından adil bir pay alma konusunda her ferdin eşit fırsata sahip olması veya hiç kimsenin başkası zararına özel çıkarlar edinmemesi prensibi

Ekonomik insan
Sadece ekonomik güdülerle ve akılcı olarak hareket ettiği öngörülen hayali insan tipi, ekonomik çıkarları en büyük ölçüde sağlamak amacıyla hareket ettiği düşünülen insan (= Homo Economicus). Klasik iktisatçılar tarafından yaratılmıştır.

Ekonomik kıtlık
İnsanların sınırsız olan isteklerine oranla ihtiyaçları gideren mal ve hizmet arzının az olması

Ekonomik milliyetçilik
Başka ülkeler üzerinde meydana getirdiği olumsuz sonuçları dikkate almaksızın bir hükümetin kendi ulusal çıkarlarını sağlamak amacıyla uyguladığı ekonomi siyaseti; ekonomik olarak kendi kendine yeterlilik siyaseti

Ekonomik nüfuz
Bir ülkede stratejik yatırımlar yapmak, ekonomik haklar elde etmek suretiyle yabancı bir milletin nüfuz kazanması. Bir ülkede ekonomik hakimiyet kazanmak için geniş ölçekli sermaye yatırımı yapmak gerekir. Bunların başında kara ve demiryolu inşa etmek, ülkenin yabancı ticaretinin tekelini ele geçirmek, sanayi tesislerini satın almak ya da kurmak gibi etkinlikler gelir.

Ekonomik planlama
Gelecekteki ekonomik ihtiyaçların giderilmesi amacıyla sahip bulunan bütün kaynakların en etkili biçimde kullanılmalarını sağlayan önlemler bütünü. Bir kişi veya firma için geçerli olabildiği gibi ekonominin bütünü için de söz konusudur.

Ekonomi politikası
Belli ekonomik amaçlara ulaşmak için karar alınması ve bu kararın uygulamaya konması

Ekonomik refah
Sosyal refah için iki kriter ileri sürülmektedir. (1) Kaldor-Hicks ve Zararı Karşılama İlkesi: Eğer uygulanan ekonomik politika, bir değişim yaratmış ve bu değişimden bazıları zarar etmiş bazıları da kazançlı çıkmışsa, kazançlı çıkanlar zarar edenlerin zararlarını karşıladıkları halde hala kazançtaysalar toplumun sosyal refahı artmıştır. Bu ilke önce Kaldor tarafından ileri sürülmüş ve Hicks tarafından da benimsenmiştir. (2) Scitovsky ve İkili Kriter İlkesi: Ekonomik politika bir değişim yaratmış ve bu değişim sonucu kazanç elde edenlerle kayba uğrayanlar olmuşsa, kazançlıların kaybedenleri bu değişime ikna etmeleri ve aynı zamanda kaybedenlerin kazançlıları bu değişimden vazgeçmeye ikna edememeleri halinde toplumun refahı artmış demektir

Ekonomik uyuşmazlık
Birbirine zıt yönde etki yapan toplumsal ve psikolojik etkenlerle ekonomik etkenler arasında çatışma ve uyuşmazlık

Ekonomik yaptırım
Bir ülkeyi belli bir hareket tarzına zorlamak için başka ülkelerin uyguladığı ekonomik baskı tedbirleri. Ekonomik yaptırımları iki gruba ayırmak mümkündür. (1) Dış ticarete ilişkin yaptırımlar: Tarife, kota uygulaması, ambargo ve abluka. (2) Finansal yaptırımlar: Dış yardım kesintileri.

Ekonomik yeterlik
Belirli bir coğrafi alanda tüketilen her türlü nesnenin yine aynı coğrafi alanda üretilebilme imkanının bulunması durumu. Böyle bir yeterlik hiç bir zaman söz konusu olmamaktadır.

Ekonomik yoğunluk
İretimin önemli bir kısmının az sayıda kişi veya teşebbüsün kontrolunda bulunması; ekonomiye büyük teşebbüslerin hakim olması

Eldorado
(1) İspanyol istilacıların 16. yüzyılda Amazon bölgesinde bulmayı umdukları altın ve her türlü zenginlikle dolu efsanevi ülke, (2) bolluk ve zenginlik ülkesi.

Electronic Business(e-Business) / ElektronikElektronik iş bir organizasyonun tüm işlerinin ve görev süreclerinin teknolojik uygulamalar, felsefeler ve yeni ekonomi uygulamaları yoluyla dönüşümüdür.

Elektonik Fon Transferi (EFT)
Fonların elektronik ortamda hesaplar arası aktarımının yapıldığı sistemdir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde ilk olarak Nisan 1992 ' de işletime açılmış, Nisan 2000 ' de ise ikinci nesil adı altında günün ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde güncelleştirilmiştir. Şu anda sadece TL üzerinden işlem yapılmaktadır. Sistemin açılış saati 8.00 olup, katılımcıların en geç saat 9.00 ’ da kendi sistemlerini açması gerekmektedir. Resmi kapanış saati 17.30 olup, bu saat Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından gerek görülmesi haline uzatılabilir.

Elektronik Menkul Kıymet Transferi (EMKT)
Menkul kıymetlerin elektronik ortamda hesaplararası aktarımının yapıldığı sistemdir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde bu tür bir sistem Ekim 2000' de faaliyete geçmiştir. Sistemin açılış saati 8.00 olup, katılımcıların en geç saat 9.00' da kendi sistemlerini açması gerekmektedir. Resmi kapanış saati 17.30 olup, bu saat Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından gerek görülmesi haline uzatılabilir.

Elektronik Veri Değişimi
Kabul görmüş mesaj standartlarına göre yapılandırılmış verilerin bir bilgisayar sistemi ile diğer bir bilgisayar sistemi arasında elektronik olarak aktarımını ifade eder.

Elleçleme
Gümrük gözetimi altındaki eşyanın asli niteliklerini değiştirmeden istiflenmesi, yerinin değiştirilmesi, büyük kaplardan küçük kaplara aktarılması, kapların yenilenmesi veya tamiri, havalandırılması, kalburlanması, karıştırılması ve benzeri işlemleri ifade eder.

EMA (European Monetary Agreement) Avrupa Para Anlaşması.
Avrupa Ödemeler Birliği'nin (EPU) yerini almak üzere oluşturulmuştur. 27 aralık 1958'de Avrupa Ödemeler Birliği'nin yerine geçen anlaşmadır. Amacı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan çelişkileri gidermek, Ortak Pazar'ın koşullarını hazırlamak, Batı Avrupa ülkeleri arasında çok taraflı ticaretin geliştirilmesini sağlamak ve konvertibiliteyi pekiştirmek olmuştur.

Emek
Kas veya fikir gücüne dayanan beşeri üretim faktörü

Emekli sandıkları
Halen çalışabilir durumda olanların tasarruflarıdır. İcretliler ücretlerinin bir bölümünü almayıp kendi istihdamlarını finanse ederek bu fonların kaynağını oluşturur. Sahipleri, bu işten nihai yararlananlar, bir başka deyişle gelecekte emekli maaşı alacak olan kişilerdir.

EMF (European Monetary Fund) Avrupa Para Fonu.
1973'de, Avrupa Parasal İşbirliği Fonu olarak kurulmuştur. Amacı; para politikalarını uyumlu hale getirmek, dış ödemeler güçlüğü çeken ülkelere kredi sağlamaktır.

EMI (European Money Institute) Avrupa Para Enstitüsü
Avrupa Merkez Bankası'nın temelini oluşturan kurumdur.

Emir Bölme
Girilen bir emrin, orijinal emrin fiyatına eşit ya da orijinal emrin fiyatından daha iyi fiyatlı yeni emirlere bölünmesidir.

Emir İyileştirilmesi
Alış emirlerinde fiyatların yukarıya, satış emirlerinde aşağıya çekilerek fiyat önceliğinin değiştirilmesidir.

Emisyon
İktisatta para, hisse senedi, bono gibi değerlerin çıkarılmasını ifade eder.
Kağıt para çıkarma, piyasaya para sürülmesi, tedavüle kağıt para çıkarma, merkez bankasının bastığı kağıt para ile bozuk paranın toplamı. Enflasyonla yakın ilişkisi vardır. Ancak enflasyonu asıl etkileyen, emisyon hacmi değil dolaşım hızıdır. Tahvil ve hisse senetlerinin piyasaya sürülmesine ya da ihraç edilmesine de emisyon denmektedir.

Emisyon Primi
Ortaklıkların hisse senetlerini nominal değerinin üzerinde bir fiyatla ihraç etmeleri sonucunda satış fiyatı ile nominal değer arasında oluşan farktır.

Emlak vergisi
Gayrimenkullerin üzerinden tahsil edilen bir servet vergisi

Emperyalizm
ekonomide üretimin tekelcilik aşaması

Emre Yazılı Konşimento
Üzerinde belli bir kimseye ya da onun emrine ödenmesi için kayıt bulunan konşimento

EMS (European Monetary System)
Avrupa Para Sistemi. Avrupa Birliği bünyesinde parasal entegrasyonu gerçekleştirmek için kurulan sistemdir. Bölgesel bir "interkonvertibilite" esasına dayanır. İleride tüm üyeler arasında ortak bir para birimi kullanılmasını öngörür. Fonksiyonları üç ana bölümde özetlenebilir: (1) ECU'nun yaratılması ve kullanımı, (2) Kur sistemi ve müdahale mekanizması, (3) Kredi mekanizması.

EMU (European Monetary Union) Avrupa Para Birliği.
Avrupa ülkelerinde tek bir para biriminin geçerli olması ve tek bir merkez bankasının oluşturulması görüşüdür. Bu amaçla 1969'da Fransa eski başbakanlarından Raymond Barre ve Lüksemburg eski başbakanlarından Pierre Werner'in adlarını taşıyan planlar hazırlanarak AET Konseyi'ne sunulmuş ve onaylanmıştır. Ancak dünya ekonomik krizinin yol açtığı istikrarsızlıklar bu yönde ileri adımlar atılmasını engellemiştir. Bu girişimlerin son örneği Avrupa Para Sistemi (EMS)'dir.

En İyi Gayret Aracılığı
Halka arz edilecek sermaye piyasası araçlarının izahnamede gösterilen satış süresi içinde satılmasını, satılmayan kısmın ise ihraçcıya iadesini ifade eder.

Endeks
Belli bir olaya ilişkin istatistiksel verilerin ve değerlerin gösterdiği oransal değişimler

Endüstri üstü toplum
Endüstrileşmiş toplum durumunun da üstüne çıkar. Yazar Daniel Bell, bu terimi ABD için kullanmıştır. Ekonomik etkinliklerin ağırlığının birinci sektör (tarım) ve ikinci sektörden (endüstri), üçüncü sektöre (hizmetler) kaydığı endüstri üstü toplumda fikir işçileri beden işçilerine oranla çoğunluktadır. Bu toplumlarda çalışma saatleri azaltılmış, dinlenme süresi artırılmış, emeklilik yaşı düşürülmüştür.

Enflasyon
Fiyatlar genel seviyesindeki değişimdir. Bugün için, parasal bir olgu olduğu ve uzun dönemde parasal bir büyüme olmadığı sürece enflasyonun artmayacağı genel olarak kabul görmektedir. Toptan Eşya Fiyat Endeksleri, Tüketici Fiyat Endeksleri ve İmalat Sanayii Fiyat Endeksleri gibi çeşitli endeksler aracılığı ile ölçülmektedir.

Enflasyon Hedeflemesi (Inflation Targeting)
Merkez bankalarının genellikle hükümetlerle birlikte, para politikası amacı olarak belli bir enflasyon rakamını hedeflemeleridir. Bu tür bir uygulamada hedeflenen enflasyonun, beklentileri etkileyebildiği ölçüde, nominal çapa görevini üstlenmesi öngörülür. Diğer politikalardan farkı, enflasyon hedefinin net bir şekilde kamuoyuna duyurulması ve bu konu ile ilgili doğrudan sorumluluk alınmasıdır. Uygulamada, uygulayıcı kurum olarak merkez bankaları amaca yönelik bir araç bağımsızlığına kavuşmaktadırlar. Diğer bir deyişle, merkez bankaları, kur ve faiz politikalarını enflasyonu kontrol altına almak amacı ile istedikleri biçimde kullanabilmektedirler. Bu tür uygulamalar, bir ekonomideki tüm büyüklüklerin nominal çapa özelliğini kaybetmesi sonucu bir zorunluluk olarak da ortaya çıkabilmektedir. Bu tür bir politikanın başarısı için, güçlü ve sağlıklı bir mali yapı, enflasyon ile para politikası araçları arasında gözlenebilir ve istikrarlı bir ilişki, kredibilite, bağımsızlık ve açıklık gibi unsurlar ön koşul olarak sayılmaktadır.

Enflasyon Vergisi
Para, tedavüle çıkaran kurum açısından yükümlülük, talep eden, elde tutan kurum ve kişi açısından ise bir varlık olarak düşünüldüğünde, enflasyon, parayı ihraç eden kurumun yükümlülüğünü, parayı elde tutan kurumun ise varlığını reel olarak azaltır. Bu anlamı ile enflasyon, gelir elde eden açısından vergi özelliği taşımakta, dolayısıyla vergi gibi satın alma gücünün transferine neden olmaktadır.

Enflasyon şoku
Bir ülkede herhangi bir üretim kesiminde, faktör ve mal fiyatlarıyla maliyetlerinin diğer kesimlere göre ani ve aşırı artışı

Enfrastrüktür
Altyapı. Bir toplumun karayolu, demiryolu gibi kamu yararına kullanılan sermayesi, üretim tekniği, birikmiş veya yetişmiş insan gücü, eğitimi, ekonomik organizasyonu, enerji santralleri, eğitim ve sağlık kurumları ile sosyal kurumlarıdır. Beşeri sermaye de bazen bu kapsam içine alınır.

Engel Kanunu
Tüketicilerin gelir düzeyi yükselirken beslenme ile ilgili yaptıkları harcamalar için bütçelerinden ayırdıkları payı azaltmaları, giyim ve konut harcamalarını sabit tutmaları, buna karşılık kültür ve sağlık harcamalarını artırmaları kuralı

Envanter
Demirbaş eşya listesi, müfredat defteri, malların sayısını değerlerini ve maliyetlerini gösteren liste, borç-alacak dökümü. Geniş anlamda bir işletmenin belli bir andaki tüm varlıklarıyla borç ve alacaklarını ayrıntılı olarak gösteren listeyi ifade eder. Bütün malları kapsar. Mal stokunu, yarı mamulleri, hammaddeleri ve tüm gereçleri sayıp değerlendirir. Sürekli olarak tutulabildiği gibi bir hesap dönemi sonunda da çıkarılabilir.

EPU (European Payments Union) Avrupa Ödemeler Birliği
OECD bünyesinde 1950'de oluşturulmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkelerinin karşılıklı borç ve alacaklarını çok yanlı bir takas sistemiyle yürüttükleri ödeme sistemidir. Döviz açıklarını ve üye ülkeler arasındaki ticari dengesizlikleri gidermeye çalışır. Ayrıca dış ödeme güçlüğü içinde bulunan üye ülkelere yardım etmek için bir kredi mekanizması da kurulmuştur.

Equilibrium
Dinginlik; (1) bir piyasada tüketicilerin belli bir fiyat düzeyinden satın almak istedikleri mal miktarının, aynı fiyat düzeyinden üreticilerin satmak istedikleri mal miktarına olan eşitliği, (2) karşıt güçler veya eylemler arasında denge halinde bulunma durumu. Bu denge hali dinamik veya statik, istikrarlı veya istikrarsız olabilir.

Ergonomi
İşbilim; makine biçimlerinin insana uyumu ile uğraşan bilim dalı, insanın işine uymasını amaca göre çalışmasını düzenleyen inceleme ve araştırmaların tümü, insan gücünün üretimde verimli olarak kullanılmasını sağlamanın şartlarını inceleyen bilim dalı. Amacı, iş gücü ve sermayenin üretkenliğini maksimuma çıkarmak için uygun fiziksel ortamın yaratılmasıdır. İşin gerçekleştirileceği mekanın düzenlenmesi, iş için en uygun yöntemin seçilmesi, üretim süreçlerinin ve bu süreçlerde kullanılacak makinelerin tasarımı ergonominin inceleme alanına girer.

ERM (Exchange Rate Mechanism)
Kambiyo değişim mekanizması

ERP (European Recovery Program)
Avrupa Kalkınma Programı. Amerikalı General Marshall tarafından İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa'nın kalkınması için teklif edilen programdır.

Esnaf
Kendi emeği ve sermayesini kullanan, yanında az sayıda kalfa, çırak ve işçi çalıştıran, tüccar ya da sanayici olarak nitelendirilemeyecek kadar küçük ciroya sahip serbest meslek mensuplarına denir.

Esnek talep
Fiyatlara bağlı olarak inip çıkan talep; fiyat artışı veya azalışı sonucunda talebin fiyattan daha büyük oranda artması veya azalması. Fiyat değişmeleri sonucunda talebin bu değişikliklerden daha küçük oranda değişme göstermesi durumunda da "esnek olmayan talep" söz konusu olur.

Eşel Mobil
*Oynak cetvel; ücret ve maaşların enflasyon oranlarına ya da geçinme endekslerine göre otomatik olarak ayarlanması, hareketli merdiven, oynak ücret, değişen aylık sistemi. Sistem, fiyat artışlarıyla ücretler arasında bir denge kurmaya yöneliktir. İcretlerin satın alma gücünün artmasını da azalmasını da önler. Fiyatların artış oranı ile ücretlerin aynı anda artırılmasını gerçekleştirmeye çalışır. Böylece dar gelirlilerin satın alma gücünün korunması amaçlanır.
*Ücretli ve maaşlıları, hayat pahalılığı karşısında korumak amacıyla fiyat artışlarıyla doğru orantılı olarak artmasının sağlanmasıdır.

Etatizm
Devletçilik, ekonominin devlet eliyle yönetimi, bir memleketin sanayi ve tarımının devlet eliyle yürütülmesi. Yalnız devletin her ekonomik etkinliğini devletçilik kabul etmemek gerekir. Yollar, limanlar, köprüler, barajlar yapılması gibi bayındırlık işleri hükümete devletçi niteliği vermez. Ancak memleketin büyük üretim araçları hükümet tarafından işletiliyorsa bu iktisadi tutum devletçilik sayılır. Devletçilik liberalizmin karşıtı olarak gösterilir.

ETUC (European Trade Union Confederation)
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu

Etkin Piyasa (Efficient Market)
Bu hipotez, bir piyasada işlem gören kıymetlerin mevcut fiyatlarının, o kıymetlere ilişkin elde edilebilir bilgilerin tümünü yansıttığını öngörür. Teori, fiyatı belirleyenin alıcı ve satıcılar olduğu varsayımı ile, işlemcilerin tüm ulaşılabilir bilgilere aynı anda ve simetrik olarak ulaşabildiğini varsayar. Bu durumda oluşan fiyatın da denge fiyatı olduğu öngörülür.

EUA (European Unit of Account)
Avrupa Hesap Birimi. 18 aralık 1978'de kabul edilen ve bugün kullanılan Avrupa Para Birimi'nin (ECU) temelini teşkil eden para sistemidir.

Euler Kuramı
Bir üretim faaliyeti sonucunda elde edilen üründen bu ürünün üretilmesinde kullanılan faktörlerin, marjinal verimliliklerine göre pay aldıklarını ve geriye herhangi bir artık kalmadığını, üretim faktörlerinin üretimden aldıkları payların toplamının üretilen ürüne eşit olduğunu savunan kuram

EUREKA
Avrupa Araştırma Koordinasyon Kurumu (European Research Coordination Agency). Avrupa ülkelerindeki sanayi kuruluşları, üniversiteler ve araştırma enstitüleri arasında araştırma ve geliştirme çalışmalarında işbirliği sağlamak, yüksek teknoloji alanlarında Avrupa«nın ürün, üretim ve hizmetlerinin dünya pazarlarındaki rekabet gücünü artırmak amacıyla 1985«te kurulmuştur.

EURO
Maastricht Anlaşması uyarınca, gerekli kriterleri yerine getiren Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin 1999 yılı itibariyle kaydı olarak kullanmaya başladığı para birimi. Daha sonraki dönemde dolaşıma da sürülmesi planlanan bu para birimi Avrupa Birliği'ne üye tüm ülkelerin ortak para birimi haline gelecek.

Euro Bonolar (Eurobonds)
Çıkaran ülkenin veya kuruluşun, kendi ulusal para birimi dışındaki bir para birimi üzerinden ihraç ettiği menkul kıymetlerdir.

Euro-cheque
AT üyesi ülkelerin bankalarında kullanılan çek

Euro Dolarlar (Eurodollars)
Amerika Birleşik Devletleri dışındaki bankalarda veya ABD bankalarının yurtdışı şubelerinde tutulan ABD doları cinsinden mevduatları ifade etmek için kullanılır. Euro ifadesi, bu tür mevduatların büyük çoğunluğunun özellikle Batı Avrupa ülkelerindeki bankalarda tutulmasından kaynaklanır. Ancak, Asya ve benzeri diğer tüm ülkelerde tutulan ABD doları hesapları da bu adla anılır. Çok yoğun bir ikincil piyasa hacmine sahiptir.

Euro-market
Avrupa piyasası; konvertibl paraların alınıp satıldığı piyasa; herhangi bir devletin denetiminde olmayan, yasal denetimi bulunmayan ve başta ABD olmak üzere çeşitli ülke paralarından oluşan piyasa. Başta Orta Doğu ve Uzak Doğu olmak üzere Avrupa dışındaki finansal merkezleri de içine alacak biçimde gelişmiştir.

Euro-tahvil
Avrupa bonosu veya tahvili, sabit faiz temeline dayalı borçlanma aracı, Amerikan şirketlerinin Avrupa sermaye piyasalarında pazarladıkları menkul değerler

Eurofed
Avrupa Topluluğu için para politikası belirleyecek merkezi sistem

Eximbank
ABD İhracat-İthalat Bankası (Export-Import Bank). Amerikan hükümetinin başlıca uluslararası finans kuruluşlarından biridir. 12 şubat 1934«te "Washington İthalat-İhracat Bankası'' adıyla kurulmuştur. Amacı, ihracatın finansmanına katkıda bulunmaktır. 13 mart 1968 tarihli bir yasa ile adı bugünkü halini almıştır. ABD ile ticaret ilişkilerini sürdürebilmek için geçici dolar sıkıntısı çeken ülkelere tarım meta kredileri de verir. İhracat kredisinin yanı sıra ihracat sigortası da sağlayarak dış ticareti destekler. Banka kredilerinden, Amerikan mallarının ithalinde kullanılmak koşuluyla özel yabancı şirketler, yabancı hükümetler ve çok uluslu Amerikan şirketleri de yararlanmıştır.

EXQ (Ex Quay)
Rıhtımda teslim

EXS (Ex Ship)
Gemi üzerinde teslim

EXW (Ex Works)
Fabrikada teslim

F


Fabianizm
İngiltere'de mutedil sosyalizm. 1884 yılında İngiltere'de kurulan Fabian Derneği tarafından geliştirilip, 20. yüzyılın başlarında İngiliz İşçi Partisi'nin oluşumuna önemli katkıda bulunan, partinin kurulmasıyla da onun içinde eriyen, toplumu devletçilik ve ahlakçılık ilkelerine dayanarak yeniden düzenlemeyi amaçlayan reformcu siyasal doktrindir. Sosyalist düşünceleri eğitimli kişiler arasında yaymayı amaçlar. Sosyalizme devrim yoluyla değil bir evrim süreci sonunda ulaşılacağını savunur.

Fabrika sistemi
Malzemelerin bir yerde toplanmasını, bağlı sermayeyi ve işgücü topluluğunu gerektiren bir imalat sistemi. Fabrika üretiminin gelişmesi ve büyük ölçüde dağınık ev imalatının yerini almasının nedenleri çok çeşitlidir. Bir yandan hammaddelerin ve bitmiş ürünün dağıtım maliyetleri azaltılırken diğer yandan ölçek avantajlarından yararlanmayı sağlayan iktisadi etkinlik, makine kullanımına imkan veren teknik etkinlik, çaba pazarlığının disiplinli biçimde denetlenmesinin kapsamını artıran yönetsel etkinlik gibi, işletmenin sahibi ya da denetçiler açısından üç etkinlik elde etme türü görülmektedir.

Factoring
Müşteri (şirket) alacaklarının factor denilen gerçek ya da tüzel bir kişi tarafından bedeli peşin ödenerek satın alınmasıdır. Mal ve hizmet satışı yapan bir ticari işletmenin vadeli alacaklarının factor denilen bir mali kuruluş tarafından alacaklıya rücu hakkı olmaksızın satın alındığı finansal hizmettir.

Factoring Ücreti
Sağlanan finansman hizmeti karşılığı alınan bedeldir. Para piyasası koşullarına göre belirlenir. Türk Lirasında günlük para piyasasına, ihracatta ise döviz faiz oranlarına paralel seyir izler. Not : Yurtiçi İşlemlerde komisyon ve factoring ücreti sadece BSMV’ye tabidir.

Faiz
Ödünç olarak verilen paranın kira karşılığı; kapitalizme göre üretim faktörlerinden biri olan sermayeyi belirli bir dönemde kullanmanın bedeli.

Faiz Ödemeleri
Bu veriler Hazine, Kamu İktisadi Teşebbüsleri, döviz pozisyonu tutan bankalar ve yurtdışından kredi alan diğer kuruluşlara ait borçların faiz ödemelerini kapsar. Bütçede eksi kalemdir.
FAİZ KARŞILAMA GÜCÜ
işletmenin finansman giderleri öncesi oluşan faaliyet kari ile finansman giderlerini ne ölçüde karşılayabildiğini gösterir. Dönem Kari-Finansman Giderleri / Finansman Giderleri formülü ile hesaplanır

Faiz Dışı Bütçe Dengesi (Primary Balance)
Bütçeden gerçekleştirilen faiz ödemeleri hariç tutularak ulaşılan bütçe dengesidir.

Fakirleştiren büyüme
Ekonomik büyüme belli şartlar altında dış ticaret hadlerinin bozulmasına neden olabilir. Ancak bu bozulma sonucu gelen kayıp büyümenin reel gelirde yarattığı artıştan büyükse ekonomik büyüme ülkeyi giderek fakirleştiriyor demektir. Fakirleştiren büyüme, ihraç malları fiyat endeksinin giderek açılan bir biçimde ithal malları fiyat endeksinin gerisinde seyretmesinin yol açtığı kaybın, ihracatın miktar olarak artırılmasıyla giderilemeyeceğini gösterir.

Fakirlik çemberi
Fakir ülkelerde düşük olan gelirin, tasarruf ve yatırımların üretim artışını yavaşlatmasıyla oluşturduğu kısır döngü

FAO (Food and Agricultural Organization) Gıda ve Tarım Teşkilatı.
Birleşmiş Milletler bünyesindeki uzmanlık kuruluşlarından biridir. 16 ekim 1945'de Kanada'da kurulmuştur. Türkiye 1947'de üye olmuştur. Merkezi Roma'dadır. İyi beslenme, tarımsal gelişme, tarımsal üretimin artırılması, konuyla ilgili projelerin mali ve teknik açıdan desteklenmesi, beslenme ve tarımla ilgili bilgilerin toplanması, yiyecek maddelerinin dağıtımının sağlanması, deniz ve orman ürünlerinin değerlendirilmesi konularında çalışmalar yapar.

FAS (Free Alongside Ship)
Gemi doğrultusunda teslim, Rıhtımda teslim, geminin yanına teslim; bütün masrafların alıcıya ait olduğu teslim şekli

FCA
Taşıyıcıya teslim

Fasit daire teorisi
Kısır döngü kuramı; azgelişmişlik sürecinde devamlı olarak kendini tekrar etme ve her defasında yine başlangıç noktasına dönme. Düşük gelirler, düşük tasarruf ve talep, düşük yatırım düzeyi, yetersiz sermaye oluşumu, düşük verimlilik, düşük gelir düzeyi, bu kısır döngüyü oluşturan etkenlerdir. Bu durumda kalkınmanın önü tıkanmaktadır

Fason ihracat
Dış ülkelerdeki firmaların siparişi üzerine belli normlara göre imal edilen malların, siparişi veren firmalara ihracı

Fason üretim
Hammaddelerin işveren tarafından sağlandığı parça başına ücretle yapılan üretim

Fatura
Satılan bir malın miktarını, çeşidini, niteliklerini, markasını, fiyatını ve satış bedelini göstermek üzere satıcı tarafından tanzim edilip alıcıya verilen belgedir. Faturaları; (1) Proforma fatura, (2) Orijinal fatura, (3) Konsolosluk faturası, (4) Navlun faturası, (5) Değişik satış şekillerine göre tanzim edilen faturalar olmak üzere sınıflandırmak mümkündür.

Fayda
Kullanma değeri; kullanılan bir şeyin verdiği olumlu sonuç; belirli bir mal ya da hizmetin tüketilmesi ile sağlanan yarar ya da tatmin. Ekonomi dilinde "kullanma değeri"ni dile getirir. Klasik ekonomistler mal ve hizmetlerin ihtiyaçları giderme özelliğine "yarar" adını vermiştir. Özünde psikolojik bir kavram olduğundan ölçülmesi pek mümkün görünmemektedir. Bir mal ya da hizmetin ancak "faydalı" ya da "faydasız" olduğundan söz edilebilir. Ancak faydanın ölçülebileceğini ileri sürenler (kardinal faydacılar) de vardır. 18. yüzyılda faydanın anlamı, en büyük mutluluk ilkesi olmuştur

Faydacılık
Bütün sosyal ve siyasal kurumların amacının, toplumun refahı ve mutluluğu olması gerektiğini ileri süren ve fazileti faydalı olmakta arayan ekonomik görüş

FDIC (Federal Deposit Insurance Corporation) Federal Mevduat Sigorta
Kuruluşu. Amacı ABD'deki bankaların mevduatını mevcut yasalar çerçevesinde teminat altına almaktır.

FED (Federal Reserve Bank) ABD Merkez Bankası.
İlkenin parasal istikrarını korumak amacıyla 23 aralık 1913 yılında Kongre'nin çıkardığı bir yasayla kurulmuştur. Uzun yıllar, özellikle tarım sektöründeki kredi talebini düzenleme işlevi görmüş ancak büyük buhran sırasında sistemin ciddi bir krizi kaldıramayacak güçte olduğunun ortaya çıkmasının ardından Başkan Roosevelt 1935 yılında bugünkü anlamında modern merkez bankasını kurarak onu geniş yetkilerle donatmıştır.

Federal Fon Oranları (Federal Funds Rate)
Amerika Birleşik Devletleri'nde finansal kurumların gecelik bazda borçlanmalarını gerçekleştirdikleri piyasa faiz oranıdır. Para politikası uygulamasında temel gösterge niteliğinde olduğundan ABD Merkez Bankası’nın yakın gözetimi altındadır. ABD Merkez Bankası bu piyasada oluşan günlük "Federal Funds Rate" lerin kendi açıkladığı orana uygun seyretmesi amacıyla açık piyasa işlemleri yoluyla piyasadaki günlük rezerv (kullanılabilir fon) miktarını ayarlar. Örneğin, bu piyasada oluşan faizler kendi hedef oranın altında ise, diğer bir deyişle piyasada fon fazlası varsa, bu miktarı açık piyasa işlemleri ile piyasadan çeker.

Fesih
Ortaklık faaliyetlerinin esas sözleşme şartlarına bağlı olarak ya da kanunlarda belirtilen şartlardan birinin gerçekleşmesi halinde sona erdirilmesidir. Sözkonusu durum gerçekleştiğinde Ortaklık hisse senetleri Borsa kotundan da çıkarılır.

Feodalizm
Orta Çağ Avrupası'nda büyük toprak sahipliğine ve toprağa bağlı köylülerin emeğine dayanan ekonomik düzen; küçük köylü üretiminin piyasa dışı mekanizmalarla bir toprak beyliği sınıfına veya devletine aktarılmasına dayalı kapitalizm öncesi bir üretim tarzı

Fidüsyer para
Değerli maden karşılığı bulunmaksızın tedavüle çıkarılan, itimada dayalı banknotlar, itibari para, saymaca para

Filyal
Bağlantılı şirket; şirkete mal ya da hizmet sağlama, ürünlerin ticaretini ya da reklamını yapma, çeşitli yollarla söz konusu şirketin politikalarını yürürlüğe koyma ve onunla yakın işbirliği içinde çalışma doğrultusunda anlaşma yapan bir kuruluş

FIO (Free In and Out)
Yükleme ve boşaltma masrafları hariç. Bu masrafların navlun ücretine ilaveten ödenmesi gerekir.

FİNANSMAN GİDERİ KARŞILAMA ORANI
Bir şirketin faaliyet kari artı net faaliyet kalemleri finansman giderlerini ne oranda karşıladığını gösterir. Bu oran ne kadar yüksekse şirketin durum o kadar iyidir.

FİNANSMAN BONOSU
Şirketlerin kısa vadeli işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak için çıkardıkları teminatsız senetlere verilen isimdir.

FİNANSAL RASYOLAR
Rasyo iki değerin birbirine oranı anlamına gelir. Finansal rasyolar ise şirketlerin mali tablolarındaki kalemlerin birbirine oranlanmasını ifade eder. işletme faaliyetlerinin ortaya çıkardığı fon ihtiyacının saptanması, işletmenin finansal yapısının ne derece sağlam olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla kullanılan analiz araçlarından birisidir.

Fiyat
Bir mal ya da hizmetin, başka bir mal veya hizmetle değişim oranı

Fiyat Adımı
Her hisse senedi fiyatı için bir defada gerçekleşebilecek en küçük fiyat değişimidir.

Fiyat Endeksleri
Hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişimleri dikkate alarak hesaplanan endekslerdir.

Fiyat İstikrarı
Para politikasının uzun dönemli temel amaçlarına (büyüme ve istihdam) yönelik olarak ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını ifade eder

Fiyat Karteli
Firmaların hukuki varlıkların korunması koşuluyla ürettikleri malların fiyatlarını saptama konusunda birlikte hareket etmeleri

Fiyat Kotasyonu Vermek
Piyasa yapıcının görevli olduğu sermaye piyasası aracında seans sırasında ilan ettiği alış ve satış fiyatıdır.

Fiyat Marjı/Fiyat Aralığı
Her hisse senedi için, seans içinde önerilebilecek en düşük ve en yüksek fiyatlar o hisse senedi için fiyat marjını oluşturur. Mevcut uygulamada bu limitler baz fiyatın % 10 altı ve üstüdür.

Fiyat Önceliği
"Hisse Senetleri Piyasası’nda daha düşük fiyatlı satım emirlerinin, daha yüksek fiyatlı satım emirlerinden; daha yüksek fiyatlı alım emirlerinin, daha düşük fiyatlı alım emirlerinden önce karşılanmasını ifade eder."

Fiyat Ve Nakliye
Mallar için verilen fiyatın ve nakliye ücretinin belirlenen toplam fiyata dahil olduğunu belirten terimdir.Alıcı da buna göre sigorta ücretini yatırır.

Fiyat Tüketim Eğrisi
Malların veya hizmetlerin fiyatlarının değişmesi halinde tüketicinin kendisine en yüksek tatmini sağlayacak mal ya da hizmetlerin bileşimlerinin geometrisi

Fizibilite
Tatbik imkanı, yapılabilirlik, önerilen veya mevcut olan bir plan veya projenin teknik, ekonomik ve mali açıdan yapılabilirliğinin ve gerçekliğinin araştırılması.

Fiziki Muayene
Eşyanın gümrük muayene memurları veya muayeneye yetkili diğer görevliler tarafından fiziksel özelliklerine göre yapılan muayenesidir

Fizyokratlar
Yeryüzünde kendiliğinden işleyen doğal bir düzen bulunduğunu e devletin temel rolünün bu düzeni korumak olması gerektiğini savunan, 18. yüzyılda yaşamış Fransız iktisatçılar

FOA (Free on Aircraft)
Uçağa teslim

Fob (Free On Board)
Uluslararası taşınan malların taşınacakları taşıt (alıcı için veya alıcı tarafından ayarlanmış olabilir)üzerine yüklenme ücretlerinin daha önce belirlenmiş olan fiyata dahil olduğunu belirten ücretlendirme terimidir.

FOQ (Free On Quai)
Rıhtımda teslim. Alıcı tarafından belirtilen rıhtıma malın satıcı tarafından teslimi yükümlülüğünü içeren bir anlaşmadır. Rıhtıma teslim anına kadar olan giderler satıcıya ait olup, bu giderlerin tümü FOQ fiyata dahildir.

Fon
Para, mal, şirket sermayesi, kaynak, bir faaliyetin gerçekleştirilmesi için ayrılmış para, (1) yatırım şekli olarak düşünülen ulusal borç miktarı, (2) sermayeye çevirmek, belli bir faizle sürekli borç durumuna getirmek, yatırım yapmak

Fonlama
Özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlama yöntemidir. Senet ihraç edilmesidir. Şirketler, borç alarak ya da özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlarlar.

FOR (Free On Rail)
Trende teslim, adı geçen istasyonun rayına teslim. Alıcı tarafından belirtilen yükleme istasyonuna malın satıcı tarafından teslimi yükümlülüğünü içeren anlaşma. İstasyona teslim anına kadar olan giderler satıcıya aittir ve bu giderlerin tümü FOR fiyata dahildir. Özellikle canlı hayvan alışverişlerinde kullanılan bir teslim yöntemidir.

Forfaiting
Latincede alacak hakkının kayıtsız ve şartsız olarak teslim edilmesi anlamındadır. Vadeli mal ve hizmet ihracatından doğan ve belirli bir ödeme planına bağlı olarak tahsil edilecek olan alacakların daha önce bu hakkı elinde bulunduranlara rücu edilmeksizin (kayıtsız şartsız ve vazgeçilmez olarak), bir banka veya bu alanda uzmanlaşmış bir finans kuruluşu (forfaiter) tarafından satın alınarak iskonto edilmesidir. Uygulamada forfaiting işlemi yatırım mallarını kapsamaktadır. 1950'li yıllarda ABD ve Avrupalı ülkelerin SSCB ile dış ticaretlerinde doğdu. Uzak Doğu ve Latin Amerika ülkelerinde yaygınlaştı.

Form B
İsviçre bankalarının gizli hesaplara verdiği ad. 3 mayıs 1991'de İsviçre hükümeti tarafından alınan bir kararla bu uygulamadan vazgeçilmiştir.

Forward
İleri tarihli işlemler anlamındadır. Belli bir kıymetin önceden belirlenmiş bir fiyattan yine önceden belirlenmiş bir tarihte teslim edilmesini öngörür. İşlemler, genellikle organize piyasalarda değil, alıcı ve satıcının karşı karşıya gelmesi ile tarafların ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştirilir. Döviz, menkul kıymet, mal gibi alım-satıma konu araç üzerinden düzenlenebilen bu tür kontratlar fiyat riskini bertaraf etmenin yanısıra spekülatif amaçlara da yönelik olabilir

Forward-Forward
Sözleşmeye konu olan örneğin bir para piyasası işleminde vade, faiz ve miktar gibi unsurlar üzerinde bugünden anlaşılan, ancak ileri bir tarihte başlayacak ve daha ileri bir tarihte sona erecek işlemleri ifade eder. Bu kotasyon 3 ay sonra başlayacak 3 ay vadeli bir işlemi (işlem vadesi 6 ay) ifade eder.

FORWARD İŞLEMLERİ
Döviz piyasalarında gerçekleştirilen vadeli işlemlerdir. Para birimlerini gelecekteki bir tarihte değiştirilmek üzere yapılan kontrata dayanır.

FOT (Free On Truck)
Kamyona teslim; alıcı tarafından belirtilen kamyona satıcı tarafından teslimi yükümlülüğünü içeren anlaşma. Kamyona teslim anına kadar olan giderler satıcıya ait olup, bu giderlerin tümü FOT fiyata dahildir.

Free shop
Gümrüksüz satış mağazaları. Genellikle havaalanı ve limanlarda kurulan dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarının satıldığı mağazalar

Friedman'cılık
Süper kapitalizm, enflasyonu parasal nedenlere bağlayan ve enflasyonla mücadelede sıkı para politikasının başarılı olacağını ileri süren görüş. Friedman'a göre enflasyonla mücadelede talebin sınırlandırılması için doğrudan doğruya para politikası önerilir. Mücadelede parasal düzenlemeler gibi dolaylı yollara önem verilir.

franchise(ing)
(1) hükümet tarafından verilen imtiyaz veya muafiyet, (2) ortak işletmecilik, mümessillik, bir markanın isim hakkının alınması, bir üretici ya da hizmet sunucu ile bir kuruluş arasında, ürün ya da hizmetin genellikle sınırları belirlenmiş bir yörede pazarlanması yolunda varılan anlaşma

Future
İleri tarihli işlemler anlamındadır. Belli bir kıymetin önceden belirlenmiş bir fiyattan yine önceden belirlenmiş bir tarihte teslim edilmesini öngörür. Forward piyasalardan farkı, organize piyasalarda standartlaştırılmış (bir kontratın miktarı, kontratların piyasaya çıkış tarihleri, marjin adı altında bir teminat sistemine sahip olunması gibi) kontratlar üzerinden işlem görmesidir. Spekülatif amaçlı yapıldığında, teorik olarak sonsuz kar ve zarar ihtimali vardır.

FUTURES İŞLEMLERİ
Döviz, hazine bonosu, tahvil gibi değerlerin belli bir tarihte ve belli bir fiyattan alma veya satma sözleşmesidir.


G

G7 / G8
Sanayileşmiş zengin ülkelerin oluşturduğu grup; ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada. 1975«ten beri yıllık ekonomi zirveleri düzenlemektedirler. Son zamanlarda Rusya«nın da katılımıyla G8 olarak anılmaktadır

G20
ABD, AB, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Güney Kore, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Türkiye«nin oluşturduğu grup. Dünyadaki ekonomik krizleri önlemek amacıyla çalışır. Bünyesinde G7 ülkeleri de bulunur. Böyle bir birliğin oluşturulması teklifi, Uzakdoğu, Rusya ve Brezilya«da finans piyasalarının çökme ihtimaline karşılık, 1998 yılının ekim ayında dönemin ABD Başkanı Bill Clinton«dan gelmiş, IMF«nin 25 Eylül 1999 tarihindeki toplantısında da resmen açıklanmıştır.

GATT (General Agreement on Tariffs and Trade) Ticaret ve Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması.
Uluslararası ticareti, haklar ve sorumluluklar açısından düzenleyen çok taraflı bir anlaşmadır. 1947'de 23 ülke tarafından imzalanan bir anlaşma ile kurulmuştur. 1 Ocak 1948«de de yürürlüğe girmiştir. 1955«den beri Ticaret İşbirliği Teşkilatı (OTC - Organisation for Trade Cooperation) tarafından yönetilir. Arthur Dunkel kuruluşun mimarı olarak bilinir. 23 kurucu üye, 45 bin kalem malın gümrük tarifinde karşılıklı taviz vermiştir.

Garanti Ödemesi (Payment Under Guarantee) (PUG)
Mal ile ilgili herhangi bir sorun olmadan , yurtdışındaki alıcının konkordato , iflas veya ödeme güçlüğüne düşmesi durumunda , fatura vadesinden sonra 90. günde IF tarafından , fatura bedelinin tamamının satıcıya ödenmesi.

Gayrı Kabilî Rücu Akreditif
"İthalatçının kararlaştırılan şartları tamamen yerine getirmesi üzerine, akreditif vadesinde çekilecek poliçelerin akreditifi açan banka tarafından kabul edileceği veya ödeneceği konusunda kesin bir taahhüt içeren akreditif. Tarafların isteği ve onayı olma"

Gayrimenkul Sertifikaları
İhraçcıların bedelleri inşa edilecek veya edilmekte olan gayrimenkul projelerinin finansmanında kullanılmak üzere ihraç ettikleri, değerleri birbirine eşit, hamiline yazılı menkul kıymettir.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları
Gayrimenkuller ve gayrimenkule dayalı sermaye piyasası araçlarından oluşan portföyü işleten ve gayrimenkule dayalı projelere yatırım yapan sermaye piyasası kurumlarıdır.

Gayrisafi Küresel Hasıla
Dünyadaki bütün mal ve hizmetlerin toplam gayrısafi değeri

Gayrisafi Milli Harcama
Bir ülkede belirli bir dönemde tüketilen mal ve hizmet miktarı ile yapılan yatırımlar toplamı. Bu değerden vasıtalı vergiler çıkarıldıktan sonra kalan değer, söz konusu ülkelerde yapılan harcamaların toplamını ifade eder.

Gayrı Safi Milli Hasıla GSMH;
Bir yıl boyunca üretilen sermaye, mal ve hizmetlerin veya yaratılan katma değerlerin toplamı, ülke ekonomisi tarafından üretilen mal ve hizmetlerin toplam piyasa değeri

GCC (Gulf Cooperation Council)
Körfez İlkeleri İşbirliği Konseyi. Bölgedeki ülkeler arasında ekonomik bütünlüğü sağlamayı amaçlar. Suudi Arabistan, Kuveyt, BAE, Bahreyn, Katar ve Umman tarafından 25 mayıs 1981 tarihinde kurulmuştur.

Geçici işsizlik
Çalışanların hangi nedenle olursa olsun iş yerini veya işini değiştirmek amacıyla bir süre işsiz kalması

Geçim ekonomisi
Üretici birimlerin üretimlerini pazar için değil kendi ihtiyaçları için yaptığı, tüketim için pazarlara bağımlı olmadığı ekonomi; mübadele için olmayan, tüketim için üretmeye dayalı tarımsal ekonomi. Yaşamın temel ihtiyaçlarından sadece biraz daha fazlasını karşılayacak miktarda üretim yapılır. İçüncü Dünya«nın yoksulluğu ve azgelişmişliğinin önemli nedenleri arasındadır.

Geçinme endeksleri
Tüketicinin geçinmesi için gerekli olan belirli mal ve hizmet fiyatlarıyla hesaplanan endeksler. Hesaplarda ortalama bir ailenin harcamalarını gösteren tüketim kalıpları kullanılır.

Gelir
Ücret ve maaşları, menkul değerlerden sağlanan faiz ve kar paylarını, kiraları ve işletme net karlarını kapsar. Gayrimenkul ve menkul kıymetlerdeki değer artışları da en azından harcama gücünü artırdıkları ölçüde gelir olarak kabul edilmelidir

Gelir dağılımı
Bir ülkedeki toplam gelirin bireylere ya da değişik sınıf ve tabakalara dağılımı; bir ekonomide belirli bir dönemde yaratılan gelirin kişiler, gruplar ve üretim faktörü sahipleri arasında paylaşımı. Gelirin tüketici birimleri, aileler ya da kişiler arasında bölüşümüne "kişisel gelir bölüşümü", üretim faktörlerine göre bölüşümüne de "fonksiyonel gelir bölüşümü" denir.

Gelir Ortaklığı Senetleri
Köprü, baraj, elektrik santralı, karayolu, demiryolu, telekomünikasyon sistemleri ile sivil kullanıma yönelik deniz ve hava limanları ile benzerlerinden, kamu kurum ve kuruluşlarına ait olanlarının gelirlerine, ortak olunması için çıkarılan senetlerdir

Gelir teorisi
(1) para değerinin gelir düzeyindeki ve bölüşümündeki değişikliklerle açıklanması, (2) uluslararası ticareti ülkelerin talep yapılarına göre açıklayan ve gelir düzeyleri benzer yapıda olan ülkelerin talep yapılarının da birbirine benzer nitelikte olacağını, dolayısıyla gelir düzeyleri birbirine yakın olan gelişmiş ülkelerle az gelişmiş ülkelerin daha çok kendi aralarında ticaret yapacaklarını ileri süren görüş

Gelir vergisi
Gerçek kişilerin bir dönemde elde ettikleri kazançların tutarı üzerinden alınan vasıtasız vergi

Genel Borçlanma
Anlaşması 1960'ların başında IMF'nin mali kaynaklarını genişletme ihtiyacının belirmesi sonucu imzalanan bir anlaşmadır. Buna göre ABD, İngiltere, Federal Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya, İsveç, Kanada ve Japonya'dan oluşan "Onlar Grubu"nun, 24 ekim 1962'de yürürlüğe giren Genel Borçlanma Anlaşması uyarınca IMF'ye 6 milyar 500 milyon SDR tutarında kredi açması öngörülmüştür. Anlaşmada taraf olmayan İsviçre de 200 milyon dolarlık taahhütte bulunmuştur. Anlaşma 26 aralık 1983'de genişletilmiş, 1984'de İsviçre de taraf sayılmıştır.

Genel Finans Ortaklıkları
Alacakların temellükü ve bu alacaklar karşılık gösterilerek düzenlenen varlığa dayalı menkul kıymetlerin ihracı ve halka arzı amacıyla kurulan anonim ortaklıklardır.

Genel grev
Ekonomik ve politik haklar almak isteyen işçi sınıfının kitlesel hareket biçimlerinden biri; işçilerin ya kendi başlarına ya da sendikanın talimatıyla, mesleki veya siyasi amaçlı olarak yaptığı, işi topluca bırakma eylemi. İşi örgütlü ve planlanmış bir şekilde tümden veya kısmen durdurma şeklinde görülebilir

Genel İhracat Lisansı
Duruma özel ihracat lisansı gerekmediğinde kullanılan, çeşitli ticaret lisanslarından herhangi biri.Bu lisansla yapılan gemi taşımacılığında özel bir resmi veya yazılı izin gerekmez.

Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi
Sanayileşmiş ülkelerin az gelişmiş ülkelerden ithal ettikleri sanayi mamullerine belli sınırlar içinde gümrük tarifesi uygulamalarını ya da düşük oranlı tarifeler uygulamalarını öngören sistem. Az gelişmiş ülkelerin talebi ile gündeme gelmiş, 1971'de AET, 1976'da ABD ve daha sonra da değişik tarihlerde Japonya, İskandinav ülkeleri, Avustralya gibi diğer sanayileşmiş ülkeler tarafından benimsenerek farklı biçimlerde uygulanmaya başlamıştır.

Gerçek fiyat
Muhtemel arz ve talep fiyatlarından arz ve talep edilen miktarların kesişmesi halinde oluşan fiyat

Geri Çevrilemez Kredi Mektubu
Tüm gerekli koşullar sağlandığı takdirde bankanın ödemenin banka tarafından garantilendiği kredi mektubudur.

Geri Ödeme
İthal edilmiş malzemeler veya hammaddelerle üretilmiş ve daha sonra ihraç edilmiş giyim eşyaları üzerinden kesilen gümrük vergisinin, 99% una kadar olan kısmı geri ödenir.

Geri Ödeme Sistemi
Serbest dolaşımda bulunan eşyanın işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilmesi halinde, bu eşyanın serbest dolaşıma girişi esnasında tahsil edilmiş olan ithalat vergileri, dahilde işleme rejimi kapsamında geri verilir. Eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına geri ödeme sistemi denir.

Geri Temlik
Temlik edilmiş ve tahsilatı mümkün olmayan faturaların satıcının hesabına iadesi.

Getiri Endeksleri
Hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişimlerin yanı sıra şirketlerin ödedikleri kar paylarını da dikkate alarak hesaplanan endekslerdir.

Giffen paradoksu
Genel kuralın istisnası olarak bir malın fiyatının arttığında talebinin de artması ile ortaya çıkan çelişik durumdur. İngiliz iktisatçı Sir Robert Giffen (1837-1910) tarafından ileri sürülmüştür. Giffen çelişkisinin klasik örneği, ekmeğin fiyatının artmasıyla talebinin de fazlalaşmasıdır. Bunun kaynağında, belirli koşullar altında, düşük ve sabit gelir düzeyinde, fiyatların artması karşısında insanların gıda maddesi ihtiyaçlarını daha fazla ekmek talep ederek gidermeleri gerçeği yatmaktadır. Bu tip mallara "Giffen malı" dendiği de olur.

Girişim
Anamalcı ekonomi edebiyatında "üretim etmenleri birimi" olarak tanımlanır. (1) üretim faktörlerini planlı ve sistemli bir biçimde bir araya getirmek suretiyle mal ya da hizmet üretimi amacını güden üretim birimi, işletme ekonomisi açısından firma, (2) çeşitli ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirildiği iş yeri.

Girişimci
Müteşebbis; gerekli sermayeyi ve üretim girdilerini sağlayarak bir işletme oluşturan kimse; üretim faktörlerini veya alıcıyla satıcıyı bir araya getiren kişi; piyasa koşullar içinde sermayeye en yüksek geliri sağlayacak mal ve hizmetlerin üretimini öngören ve bu amaçla sermayeyi üretim sürecine sokan kişi

Gizli işsizlik
Bir sanayi dalında ya da sektörde istihdam edilmekte olanların bir kısmının işten çıkarılmalarına rağmen üretimde azalmanın olmadığı işsizlik türü

Gizli vergi
Ürünün fiyatına dahil olan vergi. Katma değer vergisi hariç, hemen hemen bütün dolaylı vergiler gizli vergi kapsamında düşünülebilir.

Globalleşme
Şirketlerin dünyaya açılma politikası, kendi ülke sınırları dışında iş yapmaları. Yönetim literatüründe 1990'lara kadar olan süre içinde `globalleşme' kavramına çok sık rastlanmasa da, globalleşme bir iş stratejisi olarak yeni bir yöntem değildir. Globalleşme stratejisi, 20. yüzyılın başlarında bazı şirketler tarafından benimsenmiş ve uygulanmıştır.

Glokalizasyon
Çok uluslu şirketlerde yetkiyi merkezden uzaktaki şubelere dağıtma eğilimi. Karar verme yetkisi yerel yöneticilere bırakılarak şirket kültürünün yerel şartlara uydurulması sağlanır.

Gosbank
Sovyetler Birliği'nde döviz işlemlerinden sorumlu Devlet Bankası

Gosplan
Sovyet planlama sürecinin merkezi koordinatörü olan kuruluş, Devlet Planlama Komitesi. Yönetim Kurulu Başkanı Bakanlar Kurulu üyesidir.

Gölge fiyatlar
Fiyatların yetersiz olduğu ya da hiç oluşmadığı durumlarda toplumsal fayda ve maliyetleri yansıtması için mallara ve faktörlere bağlanan fiyatlar

Gönüllü işsizlik
İradi işsizlik, cari ücret düzeyinde çalışmak istememeleri nedeniyle işsiz kalanların ortaya çıkardığı işsizlik

Görünmez el
Ekonomik yaşamın varsayılan doğal düzenini sağladığı düşünülen güç; liberal iktisat düşüncesine göre ekonomik hayatın düzenlenmesi sırasında fiyat mekanizması aracığıyla kendini gösteren ve piyasadaki dengeyi sağlayan düzenleyici güç.

Götürü vergi
Vergi mükelleflerinin durumu ve gerçek matrah dikkate alınmadan genel bir takdirle, yasal ölçütlerle saptanmış vergi; gelir ve kazancın değerine bağlı olmadan sabit bir matrah üzerinden alınan vergi. Bu yöntemde defter tutma yükümlülüğü yoktur. Ancak mükellef zarar da etse belirlenen vergiyi ödemek zorundadır.

Gözaltı Pazarı
Hisse senetleri Borsa’da işlem gören şirketler ve/veya hisse senetleri işlemleri ile ilgili olarak olağan dışı durumların ortaya çıkması, hisse senetleri Borsa’da işlem gören şirketler tarafından kamunun zamanında, tam ve sürekli aydınlatılmasına ve mevcu

Gözetleme Şirketi
"Malı ihracatçı veya alıcı adına ihraç veya ithal noktasında ağırlık, miktar ve kalite gibi konularda kontrol edip rapor veren tarafsız şirket. "

Gresham Kanunu "Kötü para iyi parayı kovar" kanunudur.
Buna göre, nispi nominal değerleri aynı, külçe değerleri farklı iki madeni paradan külçe değeri yüksek olan dolaşımdan çekilir. Böylece külçe değeri küçük olan para (kötü para), külçe değeri yüksek olan parayı (iyi parayı) kovmuş olur. Kanuna ilişkin tipik örnek altın ve gümüş sikkelerin birlikte dolaşımda bulunması durumudur. Buna göre gümüş (kötü para), altını (iyi parayı) dolaşımdan çıkarmıştır. Kanun, İngiltere'de Kraliçe 1. Elizabeth'in mali danışmanı Sir Thomas Gresham'ın (1519-1579) adıyla anılmaktadır.

Grev
İşçilerin işveren tarafından öngörülen koşullarda çalışmayı reddederek işi toplu halde bırakması; kollektif olarak işin durdurulması; ücretlerinin, çalışma saatlerinin veya başka isteklerinin patronları tarafından kabul edilmesi için işçilerin çalışmalarını tatil etmeleri

Güdümlü ekonomi
Dirije ekonomi; hükümet tarafından düzenlenen ekonomi, kapitalist ekonomide devletin piyasa faaliyetine müdahale edip ekonomiye dolaylı ya da dolaysız olarak yön vermesi. Fiyatlara narh koymak, ekonomik etkinlikleri sıkı bir şekilde kontrol etmek, kar oranlarını saptamak, tüketimi, ithalatı, hammadde ve üretim faktörlerini denetlemek biçiminde doğrudan olabildiği gibi vergileri ayarlamak, bütçe harcamalarını düzenlemek, para politikası uygulamak şeklinde dolaylı da olabilir. Serbest piyasa ekonomisinin karşıtıdır.

Gümrük
(1) devlet sınırlarından her türlü geçişi denetleyen devlet kurumu. Görevi, devlet tarafından konan gümrük kurallarına uyulmasını sağlamak, dışalımı yapılan malları denetlemek ve gümrük vergisi almak, dışalımı yasaklanan ve yurda sokulmak istenen mallara el koymak ve ceza kesmektir. (2) sınırdan geçen her tür eşyadan alınan vergi, resim ve harçlar

Gümrük Antreposu
Gümrük görevlileri tarafından yetkilendirilmiş ve uzaklaştırılana kadar ödemeleri ertelenmiş olan malların saklandığı depodur.

Gümrük Beyanı
Belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde eşyanın bir gümrük rejimine tabi tutulması talebinde bulunulmasına denir.

Gümrük birliği
İki veya daha fazla ülkenin, gümrük vergilerini kaldırıp kendi toprakları arasında malların serbest dolaşımını sağlamaları, üçüncü ülkelere aynı gümrük vergilerini uygulamalarıdır. Gümrük birliği kuran ülkelerin iç sınırlarında gümrükler kalkar ancak diğer ülkelerden gelen mallara gümrük uygulanır. Bu gümrük tarifesi de ortaktır. Malların serbest dolaşımını engelleyici her tür kısıtlama ve korumacı engel gümrük birliği uygulanan ülkeler arasında ortadan kalkar. Birliğe dahil olan taraflar, birbirlerine gümrük vergisine eş etkili başka vergiler uygulayamazlar.

Gümrük Denetimi
Gümrük mevzuatına ve gereken hallerde gümrük gözetimi altındaki eşyaya uygulanacak diğer hükümlere uyulmasını sağlamak üzere eşyanın muayenesini, belgelerin varlığının ve gerçekliğinin kanıtlanmasını, işletme hesaplarının, defterlerinin ve diğer yazılı belgelerin tetkikini, nakil araçlarının kontrolünü, bagajların ve kişilerin yanlarında ya da üstlerinde taşıdıkları eşyanın kontrolünü, idari araştırmalar ve benzeri diğer işlemlerin yapılması gibi özel işlemlerin yerine getirilmesini ifade eder

Gümrük İdaresi
Gümrük mevzuatında belirtilen işlemlerin kısmen veya tamamen yerine getirildiği merkez veya taşra teşkilatındaki hiyerarşik yönetim birimlerinin tamamını ifade eder.

Gümrük Komisyoncusu
Gümrüğe mal getirmek veya bulunan malları temizlemekle görevli,lisanslı şahıs veya firma.

Gümrük Müşaviri
Eşyanın giriş, çıkış, aktarma, transit ve diğer Gümrük işlemlerini sahipleri adına, Gümrük Kanununun uygulanmasında vekilleri sayılarak kovalayan ve Gümrükler Genel Müdürlüğü’nce tescil edilerek kendilerine fotoğraaflı bir kimlik belgesi verilen serbest meslek sahipleridir.

Gümrük Rejimi
a) Serbest dolaşıma giriş rejimini,b) Transit rejimini,c) Gümrük antrepo rejimini,d) Dahilde işleme rejimini,e) Gümrük kontrolü altında işleme rejimini,f) Geçici ithalat rejimini,g) Hariçte işleme rejimini,h) İhracat rejimini ifade eder.

Gümrük Resmi
İthal edilecek mallardan gümrük giriş tarifesi cetvellerine göre alınan vergi.

Gümrük Statüsü
Eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesinde serbest dolaşıma girmiş olup olmadığı yönünden durumunu ifade eder.

Gümrük vergileri
Malların gümrük sınırlarını aşmaları durumunda değer ve miktarlarına göre alınan vergiler

Gümrük vergisi iadesi
Tekrar ihraç edilmek koşuluyla ithal edilen mallar üzerinden ülkeye giriş sırasında alınan gümrük vergisinin, mallar ihraç edilirken iade edilmesi

Gümrük Veri Ambarı Sistemi
GİMOP Projesi çerçevesinde, Türkiye genelinde tüm gümrük idarelerinde operasyonel olarak girilen ithalat, ihracat, transit ve kaçakçılık olaylarına ilişkin bilgilerin Gümrük Müsteşarlığı bünyesinde merkezde oluşturulan bir veri tabanında toplanarak, karar vericilere bilginin hızlı ve sağlıklı iletilmesini sağlayan sisteme denir

Günlük kur
Döviz kurunu merkez bankası tarafından belirli bir formüle göre her gün saptanması ve açıklanması. Bu yönteme gerçek anlamda bir serbest döviz piyasasının bulunmadığı ülkelerde, sabit kur sisteminin dış ödemeler açısından yarattığı sakıncaları azaltmak amacıyla başvurulur. Söz konusu sakıncalar, yerli paranın aşırı değerlenmesinin ihracatı caydırması, ithalatı ve döviz spekülasyonunu özendirmesidir. Bu sakıncalara çapraz kur farklarının oluşumu ve gelişiminden kaynaklanan aksaklıklar da ilave edilebilir.

H


Hakim firma
Ekonomik karar ve politikalarda diğer firmalardan bağımsız olarak davranabilen ve diğer firmaları da kendisine uydurabilen firma

Halka Arz
Şirketlerin kaynak ihtiyacını karşılamak amacıyla öz kaynak yoluyla senet ihraç ederek (fonlama) kaynak sağlamasıdır. Şirketler kaynak ihtiyaçlarını faiz karşılığı yabancı kaynaklardan (borç) ya da öz kaynaktan (ortaklardan sermaye yoluyla veya faaliyetler sonucu kazanç yoluyla) sağlar. Öz kaynak için ödenmesi gereken ve ortaklar tarafından belli bir taban limitte beklenen temettü geliridir. Öz kaynak yoluyla fonlama yani senet ihraç ederek toplanacak fonların maliyeti, borçlanmadan daha ucuz ise, şirketler halka arza başvurma yolunu tercih edecektir.

Halka Arza Aracılık
Sermaye piyasası araçlarının halka arz yoluyla satışına aracılıktır.

Hamule Senedi
"Nakliye veya Taşıma senedi de denir. Malı gönderenle nakleden, malın ne şekilde nakledileceğine, teslim ve tesellümüne mahsus esasları kapsayan senettir. "

Hansa Birliği
Ortaçağ Almanyası'nda bazı şehirler arasında yapılan ticari ittifak; tüccar loncası. Dışalım ve dışsatım yapan adi şirketlerden oluşmuştur. 12. yüzyıldan itibaren İngiltere, Kuzey Almanya ve Kuzey Fransa'da ticari zarar tehlikesine karşı oluşturulmuş bir birliktir. 13. ve 15. yüzyıllar arası, Avrupa«nın kuzeyinde önemli bir ekonomik ve siyasal güç olmuştur. Bu birliğin oluşturulmasına önayak olan grup, Ren bölgesi tüccarlarıdır. 1280«lerde ortak çıkarları korumak amacıyla işbirliğine gitmişlerdir. Birliğe daha sonra kuzey Alman kentleri de katılmıştır.

Harcama vergisi
Gider vergisi; kişinin bir yıl içinde yaptığı harcamaların toplamından alınan vergi. Bazı ülkelerde gelir vergisi yerine uygulanır. Özellikle İngiliz ekonomisti Nicholas Kaldor tarafından önerilmiş ve savunulmuştur. Kaldor'a göre vergi kişinin tasarruflarından değil, harcamalarından alınmalıdır. Çünkü tasarruflar bireylerin ulusal servete kattıkları değerdir.

Harç
Genellikle kamu kuruluşlarının sundukları hizmetlerden yararlananların bunun karşılığında ödedikleri bedel

Hasıla
Bir üretim faaliyeti sonunda yaratılmış bulunan mal ve hizmetlerin değerlerinin belirtilmesi amacıyla kullanılan terim

Hata Konşimentosu
Malların teslim alındığında hasarlı olduğunu bildiren makbuzdur.

Hava İrsaliyesi
Belli bir varış noktasına nakledilen malların hem yurt içi hem yurt dışı uçuşlarını kapsayan konşimentodur. Bu hava taşımacılığında, nakliyeci için, listelenmiş olan malları aldığını kabul ettiği ve malları daha önce belirlenmiş olan havaalanına sevk edeceğini bildiren makbuzdur.

Hava Navlunu
Havayolu ile yük taşıma ücreti

Hava Taşıma Senedi
Havayolu ile taşınan malların sağlıklı bir şekilde alıcısına ulaşmasını temin etmek için uygulanan sigorta

Havale
El değiştirme, aktarma, döviz transferi, devir, virman, temlik; bir banka hesabındaki fonların bir başka hesaba aktarılması

Havana Sözleşmesi
1948 yılında Küba'nın başkenti Havana'da imzalanan ve Birleşmiş Milletler bünyesinde Uluslararası Ticaret Örgütü (International Trade Organization) adlı kuruluşun oluşturulmasını öngören sözleşme

Hayali İhracat
Yurt dışına gerçekte olmayan bir mal sevkinin olmuş gibi gösterilmesidir. Birkaç şekli vardır. Birincisi naylon fatura düzenleyip hiç mal göndermeden yapılır. İkincisi ihracına prim verilen mallar söz konusu ise, başka mal gönderilir. Primli mal işlemi yapılır. Bir de malın gerçek fiyatının üzerinde gösterilmesiyle yapılabilir. Hayali ihracat yapabilmek için alıcı firmaya anlaşmak gereklidir.

Hazine
Kamusal gelirlerin toplanması ve kamusal giderlerin düzenlenmesi faaliyetlerini yürüten kurum. Bu hazine işlemleri yurt içi ve yurt dışı olmak üzere ikiye ayrılır. Yurt içi işlemlerin başlıcaları gelirlerin toplanması, giderlerin ödenmesi ve iç dalgalı borçlara ilişkin işlemlerdir. Yurt dışı işlemler ise genel olarak borçlanma ve kambiyo denetimi faaliyetleridir.
Görevleri
* Bütçede açık çıkması halinde denkleştirici işlem yapar, yani gelir ve gider dengesizliğinden doğan bu açıkları karşılar.
* Siyasal partilere yardım.
* Yerel yönetimlerin, öteki özerk ve katma bütçeli kuruluşların finansman açıklarını giderme, bunlara çıkaracakları tahvillerde kefil olma.
* Tarım ürünlerine destek sağlama.

Hazine Açığı
Hazine, devletin harcama ve gelirlerinin gerçekleştiği soyut bir kasa olan kurumdur. Belli bir dönemde Hazinenin kamusal giderlerinin finansmanı için yapılan ödemeler, toplanan kamu gelirlerini aşması durumunda Hazine açığı ortaya çıkar.

Hazine Bonosu
Hazine tarafından vadesi 1 yıldan kısa süreli olarak çıkarılan ve iskontolu olarak işlem gören borçlanma senetleridir.

Heckscher-Ohlin Teorisi
Uluslararası ticareti, üretim faktörlerinin ülkeler arası dağılımındaki oransızlıkla açıklayan teori. Her ülke farklı oranlarda üretim faktörlerine sahiptir. Buna göre her ülke en çok sahip olduğu faktörleri göreli olarak yoğun biçimde kullanan malları ihraç, en az sahip olduğu faktörleri yoğun olarak kullanan malları ithal eder.

Hedging
*Döviz ve para piyasalarında gelecekteki kur riski ve fiyat hareketlerinden korunmak için yapılan vadeli işlemlerdir.
*Fiyat dalgalanmalarının yol açtığı zarar riskini azaltma yöntemi; birbirinin aynı ya da çok benzer malları eşit miktarlara ayırarak iki farklı piyasada aynı anda satma ya da satın alma işlemi. Bir tahıl tüccarının buğday satın alması ve aynı anda aynı miktarda buğdayı ileride teslim etmek üzere satması gibi. Tüccar böylece riski, fiyat hareketlerini tahmin etme becerisine güvendiği bir spekülatöre aktararak kendini fiyat değişikliğinin yol açtığı zarara karşı korumuş olur. (2) riski azaltma, kur riskine karşı korunma, kur farklarına karşı korunmak için döviz piyasalarında uygulanan yöntem.

Hesaben Saklama (Book Entry)
Kıymetlerin elektronik ortamda hesaben saklanmasını ifade eder. Örneğin T.C. Hazine ihalesinden alınan kıymetler, katılımcılar tarafından fiziki olarak talep edilebileceği gibi (bu kıymetler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından bastırılmaktadır) makbuz karşılığı elektronik ortamda katılımcıların hesabına da aktarılabilmektedir. Şahıslar da, makbuz karşılığı kıymetlerini hesaben saklatabilmektedirler. Fiziki olarak elde bulunan bir kıymetin, sonradan bir hesaba yatırılması da kıymeti bu forma sokmaktadır.

Hinterland
Arka ülke; gerideki topraklar; ekonomik bir merkeze bağlı olan bölge; bir yerleşim merkezinin ticaret merkezi durumunda olduğu ve ürünleri toplayıp gelen malları dağıttığı çevre; iç bölge; arka bölge; art ülke

Hiper enflasyon
*Çok yüksek enflasyon
*Dörtnala enflasyon olarak adlandırılır. Paranın değerinin yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir. İktisat tarihinde çoğunlukla savaş ya da sonrasında ortaya çıkmış ve yeni bir para biriminin kurulmasını zorunlu hale getirmiştir

Hipermarket
Süper marketlerin 5-10 katı büyüklüğüne ulaşan dev mağaza, büyük süpermarket, maliyeti düşürücü stoklama sergileme ve stok kontrolu yöntemleri kullanarak fiyatları minimum düzeyde tutmayı ve cironun büyüklüğü sayesinde kar etmeyi amaçlayan perakende satış yeri

Hisse senedi
Sermayesi hisselere bölünmüş ortaklıklar tarafından çıkarılmış ortak sermaye üzerinde tek ve bölünmez bir hak sağlayan ve sahiplerinin mali sorumluluklarının üstüne yazılı değerle sınırlı olduğu menkul değerler

Hissedar
Bir anonim şirketin hisse senedine sahip olan şahıstır.

Hizmetler Endeksi
Ulusal Pazar’da işlem gören ve sadece hizmetler sektöründe yer alan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişmeler dikkate alınarak hesaplanan hisse senetleri piyasası endeksidir.

Holding
Birçok şirketi içinde toplayan ve onların hisse senetlerine sahip olarak yöneten şirketler grubu. Holdinge bağlı şirketlerin tüzel kişiliği devam eder. Tröstün yasal şeklidir. Holdinge bağlı şirketler biçimsel olarak bağımsız görünür. Gerçekte ise holdingin mali denetimi altındadırlar. Mümkün olan en düşük miktarda yatırımla birçok şirketin denetimini tek elde toplamanın bir aracıdır.

Homo economicus
Ekonomik insan, insanların en az çaba ile en yüksek faydayı hedeflemeleri. Deyim, klasik ekonomistler tarafından kullanılır.

I

IBEC Uluslararası Ekonomik İşbirliği Bankası (International Bank for Economic Corporation)
1964'de faaliyete geçen uluslararası bir finans kuruluşudur. Amacı tüm Doğu Bloku ülkelerinden oluşan üyeleri arasındaki işbirliğini geliştirmek, bu ülkelerin ekonomik gelişmelerine katkıda bulunmaktır.

IBRD Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (International Bank for Reconstruction and Development)
BM sistemi içinde yer alan uluslararası finans kuruluşlarından biridir. Dünya Bankası«na bağlı bir kuruluştur. 1945 yılında savaşın ekonomik çöküntülerini gidermek ve ekonomik kalkınmayı sağlamak amacıyla kurulmuş, 1947'de BM'ye bağlanmış, aynı yıl da Türkiye üye olmuştur. Merkezi Washington'dadır.

ICC (International Chamber of Commerce) Uluslararası Ticaret Odası
1920 yılında kurulmuştur. 110 ülkenin ticaret ve sanayi odası birliklerinin üst kuruluşu olarak faaliyetini sürdüren kuruluşun merkezi Paris'tedir. Genel kurullarını her üç yılda bir yapar.

ICFTU Uluslararası Hür Sendikalar Konfederasyonu (International Confederation of Free Trade Unions)
Çeşitli ülkelerin işçi sendikalarının üye olduğu uluslararası bir kuruluştur. 1949'da Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu'ndan ayrılan sendikalar tarafından kurulmuştur.

IDA (International Development Agency) Uluslararası Kalkınma Ajansı
IBRD'den kredi alamayacak kadar yoksul ülkelere yardım eder. 1960 yılının eylül ayında kurulmuştur. Merkezi Washington'dadır. Dünya Bankası'nın yan kuruluşudur. IBRD'nin Başkanı aynı zamanda IDA'nın da başkanlığını yapar.

IFC (International Finance Corporation) Uluslararası Finans Kurumu
1956'da özel sektöre kredi vermek için kurulmuştur. 1957'de Türkiye de katılmıştır. Merkezi Washington'dadır. Dünya Bankası grubu içinde yer alır. Özel sektörü destekleyerek ekonomik kalkınmayı hedef alır.

IIB (International Investment Bank)
Uluslararası Yatırım Bankası. Comecon'un yan kuruluşlarındandır. 1971'de faaliyete geçmiştir.

ILO (International Labour Organization) Uluslararası Çalışma Örgütü
Tüm dünyada kalıcı barışın sağlanması için önce sosyal adaletin gerçekleştirilmesinin şart olduğunu kabul ederek 1919'da Versailles Barış Antlaşması çerçevesinde kurulmuş ve Milletler Cemiyeti'nin bünyesi içinde çalışmalarını sürdürmüştür.

IMF (International Monetary Fund) Uluslararası Para Fonu
İkinci Dünya Savaşı'ndan ekonomileri tahrip olmuş olarak çıkan Avrupa ülkeleri, 1944 yılında para ve mali sorunlarla ilgili iki müessesenin kurulmasına karar vermişlerdir. Bunlardan biri IMF diğeri IBRD'dir. IMF, Bretton Woods anlaşması ile oluşturulan uluslararası para sisteminin temel örgütüdür. 1 temmuz 1946'da çalışmaya başlamıştır.
*Uluslararası ticaretin gelişmesi, tam istihdam, gelişim hızının artırılması, sabit kur sisteminin gerçekleşmesi, kurlarda kararlılığın sağlanması, tek yönlü devalüasyonu önlemek ve ödemeler dengesi sorunlarını çözmek, kredi sağlamak gibi çok amaçlı kurulmuş bir örgüttür

Import Factor(IF)
Alıcı firmanın ülkesindeki, ithalat işlemine aracılık edip, alıcı firma ile ilgili garantiyi temin eden factoring kuruluşu.

INSIDER TRADING
Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, henüz kamuya açıklanmamış bilgileri kendisine veya üçüncü kişilere menfaat sağlamak amacıyla kullanarak sermaye piyasasında işlem yapanlar arasında fırsat eşitliğini bozacak şekilde haksiz yarar sağlamak veya bir zararı bertaraf etmektir.

ISO (International Standard Organisation)
Uluslararası Standartlar Teşkilatı. Standartları belirleyen dünya çapında bir kuruluştur.

İ

İç Borçlar
Hükümetin ülke sınırları içinde kişi ve kurumlara ulusal para cinsinden borçlanmasıdır. Bu borçlanmanın iktisadi niteliği, satın alma gücünün özel ve kamusal kesimler arasında el değiştirmesidir. İç borçlanmada ülkenin kullanabileceği kaynaklara bir ek söz konusu değildir. Devlet, en yaygın yöntemle halka ve kurumlara sattığı kağıda +bağlı bono, tahvil ve kağıda bağlı olmayan yöntemlerle borçlanabilir. İç Borçlanma; kısa-uzun vadeli, teminatlı-teminatsız ve zorunlu-gönüllü olarak üç gruba ayrılabilir.

İç ticaret hadleri
İlke içi ticarette çeşitli sektörlerdeki fiyat ortalamalarının birbirine oranı

İçsel etkiler
Bir firma ya da endüstrinin içinde gerçekleşen kazanç ya da kayıplar

İçsel istifadeler
Firmaların, üretim ölçeklerini artırırken bu ölçek artışı nedeniyle firmaların kendi içlerinde sağladıkları yararlar

İçsel kayıplar
Firmaların üretim ölçeklerini artırırken daha önceleri içsel istifade sayılan unsurların bu kez ters yönde işleyerek birim başına maliyetleri yükseltmesi

İflas
Ödeme gücü olmama; borçlarını ödeyemeyecek durumda olma; pasifi aktifinden fazla olma. Aciz hali, kural olarak bir iflas nedeni değildir. Ancak alacaklı kişi, icra takibine gitmeden mahkemeye başvurup borçlunun iflasını isteyebilir. Borçlu da borcunu ödeyemeyecek durumda olduğunu ispat etmek koşuluyla mahkemeden iflasını talep edebilir.

İhbarlı mevduat
İhbar tarihinden belli bir süre sonra çekilmek üzere bankalara yatırılan para

İhale (Auction):
İhale, ingilizce "auction" auctio kökünden gelmekte olup kelime anlamı artış demektir. Piyasa ekonomilerinde, çeşitli mal ve finansal değerlerin kişi veya kurumlara tahsis yöntemlerinden birisidir. Özellikle, ihaleye konu olacak malın sabit veya doğrudan belirlenebilir bir fiyatı yoksa ya da malın satıcısı, malın piyasa fiyatı konusunda emin değilse ihale yöntemi ile satım tam rekabet koşulları altında bu belirsizliği ortadan kaldırır. İhale yöntemlerine ilişkin ilk sınıflandırma, 1961 yılında William Vicrey tarafından yapılmıştır. İhaleler farklı biçimlerde gerçekleştirilebilir. En yaygın olanı, fiyatların büyükten küçüğe doğru dizildiği, (satan açısından geliri maksimum, maliyetin minumum olması anlamına gelmektedir), çoklu fiyat ("Dutch Auction" adını Hollanda'da çicek satışlarında kullanılmasından almıştır) türü ihalelerdir. Bu ihalede her katılımcıyla kendi teklif ettiği fiyat üzerinden işlem yapılmaktadır. Fiyatların küçükten büyüğe sıralandığı ihaleler ise "English Auction" olarak adlandırılmaktadır. Diğer bir ihale yöntemi ise "tek fiyat" ihalesidir. Bu ihale türünde arzın ve talebin eşitlendiği fiyat, ihaleyi kazanan tüm katılımcılara uygulanmaktadır. Diğer bir deyişle tüm işlemler tek bir fiyat üzerinden gerçekleştirilmektedir. İki ihale türünün de birbirine göre avantaj ve dezavantajları söz konusudur. Tek fiyat ihalesinde, bilgi toplamının maliyeti daha az olup daha fazla katılım sağlanabilir. Çoklu fiyat ihalesinde ise daha yoğun bir rekabet söz konusu olup satıcı açısından daha düşük bir maliyet söz konusu olabilir. Ancak, tüm bunlar piyasanın yapısına ve o günkü koşuluna bağlıdır.

İHRAÇ
Tahvil, hisse senedi gibi sermaye piyasası araçlarının satışa çıkarılmasıdır.

İhracat
Bir ülkenin başka ülkelere mal satması, dış satım, kişi ve kuruluşlarca üretilen mal ve hizmetlerin yurt dışına satılması. Makroekonomik açıdan ihracat, toplam talebin bir parçasıdır. İhracat, gerçekleştiren ülke açısından alacak doğurduğu için ödemeler bilançosunun alacak tarafına yazılır. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan izin alınarak yapılabilir.

İhracat İşlemleri
İhracat factoringi işlemlerinde hesap, borçlu-cari şeklinde tutulur ve factoring ücreti aylık tahakkuk ettirilir.

İhracat Komisyon Birimi
Yabancı bir alıcı için belli bir komisyon karşılığında satın alma acentası rolünü üstlenen organizasyondur.

İhracat Komisyoncusu
Alıcıları ve satıcıları belli bir ücret karşılığında bir araya getiren ancak satış işlemlerinde rol almayan kişi veya şirkettir.

İhracat kısıtlamaları
Temel madde fiyatlarının dünya piyasalarında düşmesini önlemek için ihracatçı ülkelerin ihracat miktarına getirdiği kısıtlamalardır. İrünün bol olduğu dönemlerde arz artarken talep aynı miktarda artmayacağından fiyatlar dünya piyasalarında düşmeye başlayacaktır. İhracatçı ülke hükümeti bu durumda söz konusu ihraç ürününü imha ederek veya ihracatına vergi koyarak kısıtlama yoluna gider.

İhracat kotaları
Belirli bir mala olan talebin uluslararası piyasalarda arzın altında kalması sonucunda fiyatının belirli bir eşiğin altına düşmesine engel olmak amacıyla ilgili malı üreten ülkelerin aralarında yaptıkları bir anlaşma ile saptadıkları ihracatın sınırlandırılması sonucunu doğuran önlemler. 1963'de yapılan Uluslararası Kahve Anlaşması, 1969'da imzalanan Uluslararası Şeker Anlaşması, ihracat kotaları uygulamasına birer örnektir. Petrol ihracatçısı ülkeler de 1973 sonrasında ihracat kotaları saptayarak petrol fiyatlarının büyük ölçüde artmasını sağlamıştır.

İhracat kredisi
Amacı ihracatı özendirmek ve kolaylaştırmak olan bir kredi türü. Kapsamına merkez bankası ve ticari bankaların kaynakları tarafından finanse edilen düşük faizli ihracat reeskont kredileri ile çeşitli özel fonlardan ihracatın desteklenmesi için sağlanan krediler girer. İhracat kredisi bir çeşit kabul kredisidir. İhracatçıya ihraç mallarının belli bir oranına kadar banka üzerinde poliçe çekme yetkisi verir. İhracatçı bu yolla aracı banka tarafından kabul edilen poliçeyi kolaylıkla iskonto ettirerek ihracat bedelini tahsil etme imkanına sahip olur.

İhracat Lisansı
Belirli malların belirli yerlere ihracatına izin veren hükümet belgesidir.

İhracat rejimi
İhracatın hangi ana ilkelere göre gerçekleştirileceğini ortaya koyan resmi düzenleme

İhracat teşvikleri
İhracat gelirlerinin artmasını sağlamak amacıyla hükümetlerce alınan ihracatı özendirici önlemler. İhracata yönelik üretime sağlanan vergi muafiyeti ve vergi indirimleri, ihracatta vergi iadesi, düşük faizli ihracat kredisi, primler, paranın değerinin düşürülmesi, ihracat geliri dövizlerin bir bölümünün ihracatçı firma tarafından kullanılmak üzere yurt dışında tutulması imkanını tanınması, belli malların ihracatına katlı kur uygulanması ve ihracat sigortası gibi önlemlerdir. GATT, haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle ihracat teşviklerine karşı çıkmaktadır.

İhracat Ticari Şirketi
İhracat yönetim şirketinin bir benzeridir.

İhracat Vergileri
"Eşyanın ihracatında öngörülen gümrük vergileri ve eş etkili mali yükleri,

İhracat Yönetim Şirketi
Birçok üretici için ihracat departmanı görevini üstlenen özel bir kuruluştur.Bu işlem ya ürünlerin adını alarak veya belirli bir komisyon veya maaş karşılığında şirketin ihracat işlerini onlar adına yürüterek olur.

İhraç
Sermaye piyasası araçlarının ihraçcılar tarafından çıkarılıp, halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satışıdır.

İhraçcı
Sermaye piyasası araçlarını ihraç eden anonim ortaklıklar, mevzuata göre özelleştirme kapsamına alınanlar dahil kamu iktisadi teşebbüsleri, mahalli idareler ile bunlarla ilgili özel mevzuatları uyarınca faaliyet gösteren kuruluş idare ve işletmelerdir.

İhtilaf ( Dispute )
Alıcının satın aldığı mal ile ilgili her türlü ayıp durumu.

İhtiyat akçesi
Yedek akçe; bir işletmede elde edilen dönem sonu karının, kar payı olarak dağıtılmayan, kanun veya sözleşmeler gereği alıkonan, bilançoda çeşitli amaçlarla ayrılmış olarak ayrı kalemlerde gösterilen kısmı. Zorunlu yedek akçeler ve isteğe bağlı yedek akçeler olmak üzere iki çeşittir. Zorunlu yedek akçeler, ana sermayenin bütünlenmesine yardım amacıyla ticaret kanununa göre ayrılması zorunlu kılınan yedek akçelerdir. İsteğe bağlı yedek akçeler ise kanuni olarak zorunlu tutulmayan ancak işletme genel kurulu tarafından şirketin sürekli gelişmesini veya her yıl istikrarlı kar payları dağıtılmasını sağlamak amacıyla gerekli görüldüğünde ayrılmasına karar verilen yedek akçelerdir.

İhtiyat fonu
Gizlilik derecesi olduğu için gerçek miktarının halktan gizlendiği, normal bütçenin yanı sıra bazı üst düzey yöneticilerin uygun gördüğü yerde kullanabileceği fon

İkili ekonomi
Az gelişmiş ülkelerin ekonomilerini değerlendirmede bir niteleme. 20. yüzyıl başlarında geleneksel yapının hakim olduğu bazı sömürgelerde pazar ekonomisini geliştirme çabaları bazı güçlüklerle karşılaşmıştır. Özellikle Hindistan ve Endonezya'nın, fiyat mekanizması ile arzı ayarlama girişimleri sonuçsuz kalmıştır. İretimi teşvik için yapılan vergi indirimleri, köylünün üretimi daha da azaltmasına neden olmuştur.

İkili ticaret anlaşması
İki ülke arasında ticareti düzenleyen anlaşma. Genellikle döviz kullanılmayan kliring ve takas anlaşmalarını kapsar. Ticaretin konvertibl dövizle yapıldığı ticaret anlaşmaları da ikili anlaşmalar kapsamındadır. Ayrıca genelleştirilmiş tercih sistemi çerçevesinde yapılan hammadde ve tarımsal ürün anlaşmalarının bir kısmı da iki yanlı ticaret anlaşması şeklini almaktadır.

İkincil Piyasa (Secondary Market)
Kıymetlerin ilk ihraçları sonrası işlem gördükleri piyasaları ifade eder. Örneğin, T.C. Hazine Müşteşarlığı tarafından ihraç edilen borçlanma senetlerinin ihraç sonrası alınıp-satıldığı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Tahvil Bono Piyasası ikincil piyasaya bir örnektir.

İktisadi büyüme
Kişi başına ulusal gelirin ya da mal ve hizmet üretiminin artması. GSMH cinsinden ölçülür. İktisadi büyüme, artan üretimin nasıl ve kimler tarafından kullanıldığına bağlıdır

İktisadi ufuk
Ekonomik kararlar almada geleceğin tahmin sınırı

İlk Kotasyon
Ortaklık hisse senetlerinin ilk kez Borsa kotuna alınmasını, ortaklığın borçluluğu temsil eden menkul kıymetlerinin Borsa kotuna alınmasını ifade eder.

İlâve Kotasyon
Hisse senetleri Borsa kotunda bulunan bir ortaklığın sermaye artırımı nedeniyle ihraç ettiği yeni hisse senetlerinin kotasyon işlemini ifade eder.

İmtiyazlı Hisse Senedi
Esas sözleşmede hüküm bulunmak kaydı ile, sahiplerine temettü ödemesi, rüçhan hakkı kullanımı, oy hakkı gibi konularda ayrıcalık tanıyan senetlerdir.

İmkansızlık teoremi
Ekonomist Herman Daly tarafından ileri sürülen, dünyadaki bütün insanların Amerikan benzeri bir tüketim ve yaşam düzeyine yükselemeyeceğini ifade eden tez

İndirim
Bir malı yurt içinde satılan fiyatının altında yurt dışında satmak veya üretim ve nakliye tutarlarının altında bir fiyata satmak.

İnterbank
Bankalararası para piyasasını ifade eden terim. Bankalar kendi aralarında da para alışverişinde bulunabilirler. Bu paraların faizi gecelik (overnight) olarak hesaplanır. Interbank faiz oranının düşmesi piyasadaki para bolluğunu gösterir. Faizlerin uzun süre düşük seyretmesi durumunda dövize olan talep canlanabilir. Oranlar yükseldiğinde ise piyasada para darlığı olduğu anlaşılır. Nakit para sıkıntısı çeken bankalar, Interbank piyasasında yüksek faizle borçlanmak yerine ellerindeki dövizi bozdurmayı tercih ederler. Bu nedenle piyasadaki döviz miktarı artar ve döviz kurları aşağı çekilir.

İntifa Senetleri
Şirket genel kurulunun alacağı kararla bazı kimselere çeşitli hizmetler ve alacak karşılığı olarak kuruluştan sonra verilen ve sermaye payını temsil etmeyen hisse senetleridir.

İpotek
Gayrimenkul rehin etme, bir bina veya mülkü ipotek altına alma, kredi kurumlarından ödünç para alabilmek için taşınmaz malları rehin olarak gösterme. Rehin alacaklıya, alacağını borçludan tahsil edememesi durumunda kendisine ipotek edilen taşınmazı paraya çevirerek alacağını tahsil yetkisi verir. Bir taşınmazın rehni için tapu kaydının olması zorunludur. Hisseli mülkiyette hisseler bağımsız olarak ipotek edilebilir. Bir taşınmazı ipotek etmek için biri rehin sözleşmesi diğeri tescil olmak üzere iki işlem yapılır. Taşınmaz üzerinde birden fazla ipotek işlemi yapılabilir.

İradi işsizlik
Bir ülkede, cari ücret düzeyinden daha yüksek ve belli çalışma koşullarından daha iyisi arandığı için iş bulunamaması hali

İrat vergisi
Gelir vergisi; gerçek kişilerin belirli dönemlerde elde ettikleri gelirlerin net tutarı üzerinden alınan vergi. Artan oranlı tarifeye göre alınan direkt bir vergidir. Modern anlamda ilk gelir vergisi, 1799-1816 yılları arasında Napolyon Savaşları«nı finanse etmek için İngiltere«de konmuştur.

İrtibat Büroları
Aracı kurumu ve aracı kurumun yetkili olduğu sermaye piyasası faaliyetlerinin tanıtımını yapmak amacı ile aracı kurumu temsil etmekle görevli hizmet birimleridir. İrtibat büroları sadece müşteri emirlerini aracı kuruma iletebilirler.

İskonto
Tenzilat, fiyat indirme, bankaların hesap sahiplerine azalan mevduatlarını bildiren pusula, dekont, senet kırdırma, bir senedi vadesinden önce üzerinde yazılı olan değerden daha azına paraya çevirme

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
Galata Bankerleri döneminden gelen eski borsanın kapatılmasıyla birlikte Aralık 1985 tarihinde faaliyetine başlamış, hisse senedi ve tahvil alım satımlarının yapıldığı Türkiye'deki tek menkul kıymetler borsasıdır.

İstatistik
Belirsizlik ortamında sayısal veriler elde ederek analiz etme ve buna göre karar alma

İstifçilik
Stokçuluk, paranın harcama veya herhangi bir türden yatırım yapmaksızın saklanması. Bir ekonomide istifleme arttıkça yatırımların finansmanında kullanılacak fonlar azalmış olur.

İstihdam
İş verme, iş gücünün ekonomik faaliyet alanlarında çalıştırılması. Tam istihdam, işsizliğin asgari düzeye düşürülmesini ifade eder. Eksik istihdam ise iş gücünün bir bölümünün işsiz olduğu durumdur.

İstihkak
(1) müteahhitlerin işin bir bölümünü bitirdikten sonra kamudan ya da ihaleyi açandan almaya hak kazandığı para, (2) vesika sistemi, karne sistemi, tüketime ya da üretime ayrılan malların zorunlu durumlarda vesikayla kişi veya firmalara tahsisi. Ekonomik bunalım ve savaş yıllarında başvurulan bir yöntemdir.

İstikrar
Bir ekonomideki fiyatlar genel düzeyi, istihdam hacmi, döviz kurları, faiz oranları gibi unsurların kararlı bir dengede bulunduğu, iç ve dış faktörler nedeniyle önemli değişikliklerin gerçekleşmesinin beklenmediği durum

İstikrar politikası
Ödemeler dengesinde kalıcı bir iyileşme ve yurt içi enflasyon hızında gerileme ya da bu iki unsurun bileşimi gibi genel makro-ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla hazırlanmış geniş kapsamlı tedbirler bütünü

İstikrar tedbirleri
İstikrar politikası amaçlarını gerçekleştirmek üzere uygulamaya konan politika araçları ve yapılan düzenlemeler. Enflasyonun önlenmesi ve ödemeler dengesi açıklarının giderilmesi istikrar politikalarının yaygın olarak benimsenen iki temel amacıdır. Bu amaçlara ulaşmak için alınan en önemli tedbirler şöyledir: Yurt içi kredi genişlemesine katı sınırlama getirilmesi, kamu kesimine yönelik ekonomik faaliyet alanının daraltılması, vergi reformları, yaşanmış enflasyonun gerisinde kalan fiyatların yükseltilmesi, dış ticaretin serbestleştirilmesi, ihracatın teşviki, dış borçların yeni ödeme planına bağlanarak ertelenmesi.

İş çevrimleri
Ekonomik hayatın üretim, istihdam gibi unsurlarının ortalama olarak 8-10 yıllık süreler içinde artma ve azalma yönünde dalgalanarak ortaya çıkardığı çevrimler; dünya ticaret anlayışından doğan ticari çember, ekonomik dalgalanmalar, faaliyet devresindeki değişmeler, konjonktür. İşletmeler ve ulusal ekonomiler her zaman istikrarlı bir büyüme göstermez. İş dünyasında da dönemsel iniş ve çıkışlara rastlanır. Faaliyetlerin en tepe noktaya çıktığı dönemleri genelde resesyon izler

İş gücü
Çalışma çağında olan nüfustan, öğrenci ve rantiye gibi iş gücüne dahil olmayan nüfus çıkarıldığında işgücü sayısına ulaşılır. İşgücü, ücretli veya maaşlı olarak bir işte çalışanlar, kendi işlerinin başında olanlar, işverenler ve işsizlerin toplamını ifade eder. Marjinal çalışanlar ve yerleşik bir işi olmayanlar da işgücü tanımı içinde kabul edilir.

İşlem Birimi
Bir sermaye piyasası aracının, kendisi ya da katları ile işlem yapılabilecek asgari sayısını ya da değerini ifade eder. İşlem birimi olarak “lot” ibaresi kullanılır.

İşlem Görmüş Ürün
Işleme faaliyetleri sonucunda elde edilen tüm ürünler anlamına gelir

İşlem hacmi
Her hisse senedi için gerçeklesen işlemlerdeki hisse senedi sayısı ile işlem fiyatının çarpılmasıyla elde edilen değerlerin toplamıdır. Tüm hisse senetlerinin işlem hacimleri toplamı, piyasanın toplam hacmini oluşturur.

İşlem miktarı
Bir seans da ya da belli bir dönemde alınıp satılan menkul kıymet adedidir.

İşleme Faaliyetleri
"İşleme faaliyetleri" deyimi ; a) Eşyanın montajı, kurulması ve diğer eşya ile birleştirilmesi dahil olmak üzere işçiliğe tabi tutulması, b) Eşyanın işlenmesi, c) Eşyanın yenilenmesi ve düzenli hale getirilmesi dahil olmak üzere tamir edilmesi, d) İşleme sırasında tamamen veya kısmen tüketilseler dahi, işlem görmüş ürünler içinde bulunmayan ancak, bu ürünlerin üretilmesini sağlayan veya kolaylaştıran önceden belirlenmiş bazı eşyanın kullanılması, anlamına gelir. "

İşsizlik
Çalışacak iş aranmasına rağmen bulunamaması hali. Çalışamayacak durumda olanlarla iş aramayanlar bu kapsama girmez.

İşsizlik sigortası
İşin istek dışı kaybedilmesi halinde devletin işsize belli bir süre için ödediği para. İlk kez 1920 yılında İngiltere«de uygulanmıştır. Ancak çiftçilerle ev hizmetçileri bu sigorta kapsamına alınmamıştır. ABD«de bu uygulama 1935 yılında başlamış, işgücünün yüzde 85«i işsizlik sigortası kapsamına alınmıştır.

İştirak
Bir ortaklık ile işletme arasında, sözkonusu ortaklığın yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılma anlamında devamlı bir bağ yaratan, doğrudan veya dolaylı sermaye ve yönetim ilişkisidir.

İşveren
Herhangi bir mal veya hizmet üretmek amacıyla yanında emeğini kiraladığı işçi(ler) çalıştıran kişi

İşveren sendikası
Ortak çıkarları savunmak ve aralarında dayanışma sağlamak amacıyla, üyelerini işverenlerin oluşturduğu sendika

İtfa
(1) iç borç geri ödeme, rehinden kurtarma, kefaret, ödeme, geri satın alma, (2) anonim şirket hisse senetlerinin itibari değerlerinin şirket temettülerinden ayrılan fonun kullanılarak pay sahiplerine ödenmesi, (3) borcun borçlu tarafından bir defada veya belirli dönemlerde yapılan ödemelerle ortadan kaldırılması işlemi

İthal ikameci sanayileşme
İçe dönük sanayileşme; yurt dışından ithal edilmek durumunda olan malların yurt içinde üretilmesini sağlayarak dışarıya bağımlılıktan kurtulmak suretiyle sanayileşmeyi öngören politika. Mamul mal ithalatını azaltmak için ulusal sanayinin büyümesini teşvik etmeyi amaçlayan bir stratejidir.

İthal ikamesi
İthal yoluyla karşılanan ihtiyaç maddelerinin yurt içinde üretilmesi; bir ekonomide tüketim malları ithalinin zorlaştırılması veya yasaklanmasıyla sanayinin teşvik edilmesi politikası

İthal kotaları
Döviz sıkıntısı çeken ülkelerde ithalatçılara kıt dövizin dengeli olarak tahsisi için çeşitli mallara göre tespit edilen kontenjan listeleri; bir maldan ne kadar ithal edileceğini belirleyen kararlar

İthalat
Bir ülkeye yurt dışından mal ve sermaye getirmek. İthalat, ihracatla birlikte dış ödemeler bilançosunda dış ticaret hesabını oluşturur.

İtibari ücret
Para ile ifade edilmiş ücret; satın alma gücü sabit olmayan ücret; sembolik ücret

İzahname
Sermaye piyasası araçlarının ihracında ya da halka arzında ortaklıklarca halkı şirket ve hisse senetleri konularında bilgilendirmek amacıyla düzenlenmesi gereken belgedir.

J

J eğrisi
Devalüasyonun etkilerinin devalüasyon yapıldıktan belli bir süre sonra ortaya çıkması. İlk andaki ani etkilerden biri ithal fiyatlarının yükselmesi, ihraç fiyatlarının düşmesidir. İhracat hacminin artması için belli bir sürecin geçmesi gerekir.

JIT (Just In Time)
Üretimdeki aşamaların tam zamanında gerçekleşmesi; tam gerektiği anda üretim yapılması

joint venture
Yerli bir şirketin yabancı bir diğeriyle ortaklık kurması. Böyle bir ortaklık genellikle her iki taraf için yarı yarıya paylarla gerçekleştirilir. Payların yüzde 40/60 olması da mümkündür. Buna karşılık yerli ortak şirket yönetiminde söz hakkını korur. Özellikle yeni bir coğrafi bölgeye ya da yeni pazara girildiği zaman firmalar tarafından tercih edilir.

K

Kabala borç

Soygun niteliğinde faiz yüzdesi olan borç

Kabili Rücû Akreditif
Açan banka tarafından her an iptal edilen akreditiftir.

Kabul
Bu terimin konuyla alakalı birkaç anlamı bulunur:
(1)Havale alan kişinin vadesi geldiğinde ödemeyi koşulsuz olarak kabul ettiği zaman poliçesi (veya kambiyo faturası).Poliçe öncelikle kabul i çin sunulmalıdır.Havale alan kişi, ödeme için "kabul eden" konumuna geçer. "Kabul ettim" ibaresi, ödeme yeri ve zamanı poliçede belirtilmelidir.
(2)Havale alan kişinin poliçeyi alması ve vadesi geldiğinde gerekli miktarı ödeme zorunluluğuna girmesi. (3)Genel olarak,belirli koşullar altında mal almak için yapılmış anlaşma.Belirli koşullar ve belirli bir fiyat üzerinden mal almak için yapılmış anlaşma.

Kabul kredisi
Bir finans kurumunun, üçüncü kişinin değerli kağıdını garanti etmesi ve ödeme taahhüdünde bulunması koşuluyla verilen kredi

Kadro şişkinliği
Aşırı istihdam; bir ülkedeki ekonomik faaliyetin tam istihdam sınırına yaklaştığı emre hazır emek miktarının çeşitli üretim kolları arasında yeterli bir uyumu sağlayan geçici işsizlik düzeyinin altına düşmesi.

Kafeterya planı
Memurlara, sigorta, emeklilik, tatil gibi uzun ve kısa vadeli ihtiyaçlarına uyacak şekilde yan gelirlerini seçme imkanı sağlayan program

Kağıt para
Kamu otoritesinin yetkili kıldığı bir banka aracılığıyla altın ve döviz karşılığı çıkarılan ve üstünde nominal değerleri yazılı bulunan kağıt parçaları

Kaizen
Üretimde kaliteyi geliştirme; sonsuz mükemmele ulaşmak için yapılması gerekenlerin itinalı bir şekilde uygulanmasını öngören Japonca bir deyim; ürünün, sürecin ve hizmetin sürekli iyileştirilmesi, geliştirilmesi yöntemi

Kalanını İptal Et (KİE)
Fiyat ve miktarın girildiğiancak işlem kısmen veya tamamen gerçekleşmezse işlem görmeyen kısmın ekranda pasif olarak görünmeyerek sistem tarafından otomatik olarak iptal edildiği emir türüdür.

KALDIRAÇ ORANI
Bu oran aktiflerin ne kadar yabancı kaynaklarla (borçlarla) finanse edildiğini gösterir. (Borçlar Toplamı/Aktif Toplamı)

Kalkınma
Bir ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik açıdan ilerlemesi;. Walt Rostow'un ekonomik kalkınma teorisine göre her toplum kalkınma sürecinde beş evreden geçer. Bunlar; geleneksel toplum, kalkınma öncesi, kalkınmaya geçiş, olgunluğa gidiş ve kitle tüketimi dönemidir.

Kalkınma kutupları
İlkelerin kalkınma süreçlerinde her bölgenin farklı bir gelişme hızı göstermesi

Kalkış noktası
Bir ülkenin ekonomik kalkınma süreci içinde hızlı ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin gerçekleştirildiği ilk aşama. Amerikalı iktisat tarihçisi Walt W. Rostow tarafından ileri sürülmüştür. Rostow, insanlık tarihinin beş aşamadan geçtiği kanısındadır. Bunlar geleneksel toplum, kalkışın ön koşullarının hazırlanması, kalkış koşullarının olgunlaşması, olgunlaşmaya yöneliş ve olgunlaşmadır.

Kambiyo
Ödeme vasıtalarının ülkeye girmesi çıkması ve yabancı ödeme araçlarının (döviz) ülke içinde kullanılmasını düzenleyen kurallar; para ya da para yerine geçen altın veya senet gibi menkul değerlerin birbirleriyle değiştirilmesine ilişkin işlemler. Çeşitli ülkelerin paralarının birbirlerine ilişkin kambiyo işlemleri, değişik esaslara göre düzenlenebilen kur sistemleri aracılığıyla yürütülür

Kambiyo rejimi
Bir ülkenin dış ekonomik işlemlerinin parasal yönlerini düzenleyen genel çerçeve. Döviz işlemlerinde serbestliği veya resmi denetimi öngörebilir.

Kambiyo senedi
Karşılığı yabancı para ile ödenmek üzere düzenlenen ve uluslararası ticarette kullanılan senet. Bu senet, muhatabı dışında herhangi bir kişiye ciro edilebilirken senedin kabulünden sonra vadesi gelmeden piyasada iskonto ettirilebilir. Ticaret kanununda poliçe, çek ve bono gibi ticari senetler kambiyo senedi olarak adlandırılır.

Kambiyo İzni
İthalatçı firmanın zaman zaman diğer ülkedeki satıcıya ödeme yapabilmesi için, kendi para birimini diğer ülkenin para birimine çevirmesi gerekir.Bunun için hükümetten alınan izindir.

Kameralizm
Merkantilizmin Almanya ve Avusturya'daki adı.

Kamu bütçesi
Kamu kesiminin belli bir dönemlik ekonomik planı

Kamu gelirleri
*Devletin kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla başta vergi toplamak, sahip olduğu menkul ve gayrimenkul değerleri işletmek, ürettiği mal ve hizmetleri satmak ve piyango tertiplemek yoluyla elde ettiği değerlerin toplamı
*Devletin kamu harcamalarını karşılamak amacıyla vergi, harç, resim, para cezaları, mülk-teşebbüs gelirleri, borçlanmalar, yardım-bağış, devalüasyondan doğan fark gibi gelirlerden oluşur.

Kamu harcamaları
*Devletin ekonomik, sosyal, siyasi ve idari amaçlarını gerçekleştirmek için bu faaliyet alanlarında verdiği hizmet ve ürettiği mallar için yapmış olduğu harcamalar.
*Geniş anlamda, devlet ve diğer kamu kuruluşlarının bütçe ödemeleri ile Kamu İktisadi Teşebbüsler (KİT), sosyal sigorta ödemeleri, vergi muaflık ve istisnaları ve özel kişilere yapılan teşvikleri de içerir. Dar anlamda da kamu hizmetlerinin bedeli olarak, devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin (belediye, il özel idaresi gibi) yaptıkları ödemelerdir.

Kamu işletmesi
Sermayelerinin tamamı veya büyük bölümü kamu tüzel kişilerine ait işletme. Genel olarak mali, sosyal, ekonomik ve politik nedenlerle kurulur. Mali nedenlerle kurulanların tek amacı, kamu kurumlarına gelir sağlamaktır.

Kamu maliyesi
Devlet faaliyetlerinin ekonomik ve mali yönlerini neden ve sonuçlarıyla inceleyen ve bunlardan kaynaklanan sorunların çözüm yollarını araştıran bilim dalı. Temel konusu kamu gelirleri ve kamu harcamalarıdır.

Kamu Sektörü Borçlanma Gereksinimi (KSBG)
Kamu Sektörü Borçlanma Oranı. Bu ihtiyacın gayrısafi milli hasılaya oranıdır. Bir başka deyişle kamu sektörünün toplam giderleri ile toplam gelirleri arasındaki farktır. Konsolide bütçe, KİT'ler, yerel yönetimler, fonlar ve sosyal güvenlik kuruluşlarının giderleri ile gelirleri arasındaki farkların toplamını ifade eder. Devletin gideri, gelirinden fazla oldukça bu oran yükselir.

Kamulaştırma
Bedelleri peşin ödenmek şartıyla özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamının ya da bir kısmının kamu mülkiyetine alınması

Kapalı çember kuramı
Az gelişmişliği, devamlı olarak kendini yineleyen her defasında başlangıç noktasına dönülen süreç olarak açıklayan teori. (Düşük gelir düzeyi > düşük tasarruf ve talep düzeyi > düşük yatırım düzeyi > yetersiz sermaye oluşumu > düşük verimlilik > düşük gelir düzeyi)

Kapalı ekonomi
İlkeler arasındaki ticarete katılmayan ve kendi kendine yeterli olabilen ekonomi. Diğer ekonomilerle asgari düzeyde ilişki sürdürmesine rağmen tüm ihtiyaçlarını kendi sistemi içinde karşılamayı hedefleyen ekonomidir. Ekonomik analiz yapılırken teori, dış ekonomik ilişkilerin bulunmadığını varsayar, uluslararası ilişkileri soyutlar. Terimi ilk kez Alman ekonomist Fichte kullanmıştır

Kapanış Fiyatı
Bir seansta Borsa kaydına alınan (tescil edilen) en son işlemin fiyatıdır.

Kapasite
Üretilebilir toplam miktar, bir mal veya hizmeti üretebilmek yeteneği ve imkanlarının belli bir ölçü ile deyimlendirilmesi

Kapitalist ekonomi
Üretim araçları sahipliğinin özel kişilere ait olduğu ekonomik sistem. Kapitalizmde ithalat, kotalar ve yüksek gümrük vergilerine bağlı olabilir. Bütün piyasa kamu tarafından kontrol altında tutulabilir. Ekonomik liberalizm geçerli olmayabilir. Kapitalist ekonomilerin en önemli özelliklerinden biri de banka kredileridir. Banka kredisi özel imalatta o kadar önemlidir ki iktisatçılar bunu kelimenin tarifine bile sokmaya taraftardır. Bu nedenle sermaye ekonomisi olarak da geçer.

Kapitalizm
Sermayedarlık. Üretim araçları sahipliğinin özel kişilere ait olduğu ekonomik sistemdir. Bireylere, ekonomik hayatın başlıca unsuru gözüyle bakar. 1400«lü yıllarda Avrupa«da kök salmaya başlamış, 19. yüzyılda başlayan Sanayi Devrimi ile şekillenmiştir. 1873 ve 1929 yılları arasında bir dizi ekonomik panik, çöküntü ve gerileme yaşanmışsa da bu yıllar modern refah devletinin doğduğu dönem olmuştur. Kapitalizmde ithalat, kotalara ve yüksek gümrük vergilerine bağımlı olabilir. Bütün mal ve faktör piyasaları kamu tarafından kontrol altında bulunabilir. Kapitalist ekonomilerin en önemli özelliklerinden biri de banka kredileridir.

Kapitalizasyon
Herhangi bir işletmenin birikmiş yedek akçe ve karının sermaye artırımında kullanılmasına denir.

Kar
Kazanç, fayda, kar getirmek, kazanmak; iş, toprak veya sermaye karşılığında bir kimsenin grubun veya örgütün sağladığı para; dördüncü üretim faktörü kabul edilen "teşebbüs" unsurunun üretimden almış olduğu paya verilen ad

Kar amacı gütmeyen kuruluşlar
Genelde hayır işleri yürütürler ve bu nedenle bazı vergilerden muaf tutulurlar.

Kâr Transferi
Türkiye’de yatırım yapmış olan yabancıların söz konusu yatırımlardan elde ettikleri gelirlerin yurtdışındaki şirketlerine aktarmasıdır

Kara ekonomi
Pazar ekonomisi içindeki istihdamın bir ölçüde vergi kaçırma çabasıyla ilgili olduğu varsayılan eksik bildirimlerden kaynaklanan ve resmi istatistiklerde tam olarak görünmeyen kısmı

Kar-Zarar Ortaklığı Belgesi (KOB)
Ortaklıkların, kar ve zarara ortak olmak üzere iştigal sahalarına giren tüm faaliyetlerin gerektirdiği finansman ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ihraç veya halka arz edebilecekleri bir tür sermaye piyasası aracıdır

Kara Konşimentosu
Mallar ihracatçının yurtdışı taşımacısına getirilirken kullanılan konşimentodur.Bazı durumlarda genel konşimento kullanılsa da genellikle hem karasal konşimento hem de deniz konşimentosu hazırlanması gerekir.

Kara para
Vergi dışı bırakılmış haksız kazanç

Karaborsa
Mal veya hizmetlerin, kamu otoritelerinin koyduğu ya da kontrol ettiği fiyatlardan daha pahalıya satılması

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Anlaşması
Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin ekonomik işbirliği geliştirmek amacıyla 1992'de İstanbul'da imzaladıkları anlaşma

Kardinal Fayda
Ölçülebilen fayda. Malların, insan ihtiyaçlarını tatmin etme özelliğini ifade eden faydanın ölçülüp ölçülemeyeceği uzun zamandan beri tartışma konusudur. Faydanın ölçülebileceğini savunan iktisatçılar (kardinal faydacılar), her mal ya da mal grubunun sağlamış olduğu faydanın teorik bir fayda birimiyle ölçülebileceğini ileri sürerler.

Karma ekonomi
Kapitalist ve sosyalist sistemlerin birlikte teşebbüslerini öngören ekonomi. Üretim araçlarının bir kısmında özel mülkiyet, bir kısmında da kamu mülkiyeti bulunmaktadır. Devlet ekonomide yönlendirici bir rol oynar. Bir yandan özel sektörün karsız ve riskli bulduğu için girmeye isteksiz olduğu alanlara yatırım yaparken diğer taraftan özellikle gelişmekte olan ülkelerde kaynak israfını önlemek, sosyal adalet içinde hızlı kalkınmayı başarmak gibi amaçlarla uygulanan merkezi planlamayla piyasa ekonomisinin işleyişini yönlendirir. Karma ekonomi taraftarları, her iki sistemin olumsuz yönlerinin böylece giderildiğini ileri sürerler.

KARMA FON
Hisse senetleri, borçlanma senetleri, altın ve diğer kıymetli madenlerin en az ikisinden oluşan ve her birinin değeri fon portföy değerinin %20'sinden az olmayan fonlardır.

Karnet
Hamiline elinde bulundurduğu malları geçici olarak ödemelerini yapmadan yurt dışına (bir sergi veya gösteri için) çıkarma imkanını sağlayan gümrük belgesidir.

Karneye bağlama
Vesika ile satma, piyasada kıt bulunan bir malı tüketicilere eşit paylaştırmak amacıyla önceden düzenlenip verilmiş belgelerle satma

Karşılaştırmalı üstünlük
Bir ülkenin diğer bir ülke ya da ülkelere karşı ihracatta ve doğal kaynaklar açısından gözle görülür üstünlüğe sahip olması. Klasik serbest ticaret görüşünün dayandığı temeldir. Klasiklerden ünlü İngiliz iktisatçısı David Ricardo'nun geliştirdiği bu görüşe göre serbest ticaret, ticarete katılan tüm taraflar için yarar sağlayacaktır.

Karşılıklılık
Bir ülkenin mal ihraç ettiği ülkeden başka bir mal ithal etmesi. Bu ilkede, her iki ülkenin birbirinin pazarına girişi aynı oranda olur. Saldırgan ticareti ön plana çıkaran bir dünya ekonomisinde etkili olarak yürütülebilecek tek ticaret politikasıdır. Karşılıklılık, dünya ekonomisinin koyu bir korumacılığa doğru gerilemesini önleyecek bir yoldur. Bu ilke, sadece mal ticaretiyle sınırlı kalmaz. Karşılıklılık hizmetler alanında da gereklidir.

Kartel
*Bağımsız tüzel kişilik sahibi firmaların kendi aralarında rekabeti ortadan kaldırmak ya da sınırlamak amacıyla yaptıkları anlaşma, piyasayı denetleyebilmek amacıyla örgütlenmiş şirketler topluluğu, bir iş kolunda üretimi ve fiyatı kontrolu altında tutmak için oluşturulmuş uluslararası grup; sermayeciliğin tekel aşamasında aynı üretim kolunda çalışan çeşitli şirketlerin, aralarındaki rekabeti kaldırmak, üretim miktarını ve fiyatları kararlaştırmak amacıyla gerçekleştirdikleri birlik.
*Aynı üretim kolunda, iki veya daha fazla işletmenin aralarındaki rekabeti önlemek ve pazarda bir tekel oluşturmak amacıyla hukuki ve ekonomik bağımsızlıklarını koruyarak meydana getirdikleri birlik.

Kartogram
İstatistiksel araştırmalarda mekan serilerini göstermek amacıyla kullanılan haritalı grafik

KATILMA BELGESİ
yatırım fonlarına katılanların sahip oldukları payları ve hakları gösteren, paraya çevrilebilen, nama ve hamiline yazılı kıymetli evraktır.

Katılma İntifa Senedi
Nakit karşılığı satılmak üzere, ortaklık haklarına sahip olmaksızın kardan pay alma, tasfiye bakiyesinden yararlanma ve yeni pay alma gibi haklar sağlayan bir kıymetli evraktır.

KATILMA PAYI
Bir şirkete ortak olan bir kişinin toplam sermaye içinde sahip olduğu paydır.

Katlı kur
Çeşitli mal ve hizmetlerin dış ticaretinde farklı kurların uygulanması. Lüks mal ithali için yüksek kur, gübre ithali için düşük kur uygulanması gibi. Döviz gelirlerinin artırılmasının amaçlandığı katlı kur uygulamasına devalüasyon yapmak istemeyen ülkeler başvurur. IMF ve GATT, katlı kur uygulamasına karşı çıkarlar.

Katma bütçe
*Kamu bütçesinden ayrı olarak genel ve özel bütçe tiplerinin dışında kalan, KİT'lerin kuruluş ve işleyiş yasalarına uygun olarak hazırlanan bütçe
*Giderlerini özel gelirleriyle karşılayan ve genel bütçe dışında yönetilen kamu kuruluşlarının bütçeleri.

Katma Değer
*Bir sektörün veya firmanın bir dönemde elde ettiği satış geliri ile üretim için dışarıya yapılan alım giderleri arasındaki fark
*Belirli bir üretim aşamasında belli bir mal için yapılan faktör ödemelerinin(ücret, faiz, rant, kar) toplamı

Kaydi para
Çek aracılığı ile tedavül eden vadesiz mevduat

Kaydi Takas
Üyelerin, takasa olan para borçları ile takastan olan para alacaklarının hesaben ödenmesi ile menkul kıymet borçları ile menkul kıymet alacaklarının hesaben teslimidir.

KDV Katma değer vergisi,
Ara malların ve hizmetlerin her aşamada vergilendirilmesini sağlayan sistem. Sanayi üzerindeki yükü hafifletir, mal ve hizmetlerin fiyatlarında düşme olur, talep enflasyonu azalır, ihracatın artması sağlanır. Vergi kaçakçılığının da büyük ölçüde önüne geçilir. İlk olarak 1954'te Fransa'da uygulanmış, diğer ülkelere de yayılmıştır. Bu vergi üretici ve satıcıdan alınır ancak sonuçta ödeyen yine tüketici olur. Bu nedenle gizli satış vergisi olarak da anılır.

KAYITLI SERMAYE
Sermaye Piyasası Kanununa göre anonim ortaklıkların esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla hisse senedi çıkarabilecekleri azami miktarı gösteren, Ticaret Sicilinde tescil edilmiş sermayeleridir.

Kayıt Dışı Ekonomi
Devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen/geçirilemeyen ve bu sebeple denetlenemeyen faaliyetler olarak tanımlanabilir. Enformel ekonomi, illegal ekonomi, gayri resmi ekonomi, gizli ekonomi diye de adlandırılır. Genel olarak kayıt dışı ekonominin, mal ve hizmet üretimine konu olmasına karşılık ekonominin geleneksel ölçüm yöntemleriyle bütünüyle tespit edilemeyen ve GSMH hesaplamalarına yansımayan alanları kapsadığı kabul edilmektedir.

Kayıtlı Sermaye Ekonomi Sözlüğü
Sermaye Piyasası Kanununa göre anonim ortaklıkların esas sözleşmelerinde hüküm bulunmak kaydıyla hisse senedi çıkarabilecekleri azami miktarı gösteren, Ticaret Sicilinde tescil edilmiş sermayeleridir.

Kıyı Bankacılığı
Genellikle serbest bölgelerde faaliyette bulunan, mübadele-denetim ve vergilemenin asgari düzeeyde tutulduğu bir bankacılık türü.

Kefalet
Borçlunun yüklendiği borcun ödenmesini alacaklıya karşı yazılı olarak taahhüt etmesi. Kefalet edilen borç, miktarca belli olmalıdır. Adi kefalette borcun asıl borçludan tahsil edilememesi, rehin olup da bunun borca yetmemesi halinde borç, kefilden istenebilir. Müteselsil kefalette ise alacaklı, alacağının tahsili için borçluya gitmeden, hatta rehinin paraya çevrilmesini istemeden kefilden borcu ödemesini isteyebilir. Kefil bir kişi veya birden fazla olabilir. Kefile kefil olmak da mümkündür. Asıl borç düşünce, kefil de kefaletten kurtulur.

Keiretsu
Japonya'da holdinglere verilen ad; bir banka ya da dev şirketin etrafına toplanmış gruplar

Kelle vergisi
Nüfus vergisi, seçim hakkının tabi olduğu vergi. İlk kez İngiltere«de 1222 yılında Haçlı Seferleri«ni finanse etmek üzere alınmış, 14. yüzyılda düzenli bir vergi haline getirilmiştir. Bu vergi, yoksullar üzerinde bir yük oluşturduğundan halk arasında büyük hoşnutsuzluk yaratmış, kitleler 1381«de Wat Tyler liderliğinde ayaklanmıştır.

Kesin Alış
Bir menkul kıymetin doğrudan alımıdır. Merkez Bankası tarafından yürütülen Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, para politikası uygulamasına yönelik olarak, piyasada kalıcı bir likidite (para) eksikliğinin olduğu düşünüldüğü durumlarda, Merkez Bankasının piyasadan kendi porftöyü için menkul kıymet almasını ve karşılığında sisteme para vermesini ifade eder.

Kesin Satış
Bir menkul kıymetin doğrudan satımıdır. Merkez Bankası tarafından yürütülen Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, para politikası uygulamasına yönelik olarak, piyasada kalıcı bir likidite (para) fazlasının olduğu düşünüldüğü durumlarda, Merkez Bankasının piyasaya kendi portföyünden menkul kıymet satmasını, karşılığında sistemden fazla parayı kesin olarak (bir daha geri verilmemek üzere) çekmesini ifade eder.

Keynes Planı
İkinci Dünya Savaşı sonrasında ekonomileri düzeltmek amacıyla hazırlanan ve Bretton Woods Konferansı'na sunulan iki plandan biridir. İngiltere'nin görüşünü taşıyan bu plan, Amerika'nın görüş belirttiği White Planı ile çekişmiş, konferansta Amerika'nın White Planı benimsenmiştir. İngiliz heyetine başkanlık eden Keynes'in önermiş olduğu birlik, bir tür dünya merkez bankası rolünü üstlenmiştir. Bu kuruluşun, "bankor" (bancor) adı verilen yeni bir uluslararası ödeme aracı çıkarması, tüm paraların ve altının değerinin bankor cinsinden tanımlanması uluslararası rezerv ihtiyaçlarının da bankor ile karşılanması öngörülmüştür.

Keynesçilik
Enflasyonun önlenmesinde para politikasının yanı sıra mali politikaya da önem verilmesi gerektiğini savunan ekonomik görüştür. İngiliz iktisatçı John Maynard Keynes (1883-1946), tüketime olan eğilim, sermayenin marjinal yeterliliği ve para miktarıyla birlikte faiz oranını belirleyen likidite tercihi gibi üç bağımsız değişkenle, gelir seviyesi ve iş alanındaki muhtemel dalgalanmaları açıklamaya çalışır. "İstihdam, Para ve Faizin Genel Teorisi" adlı kitabında kapitalist ekonominin tam istihdamda dengede olabileceğini, tam istihdam sağlanmasının da mümkün olamayacağını savunmuştur.

Kısa dönem
Bir malın talebindeki değişmeler karşısında arz miktarlarını bir ölçüde ayarlamanın mümkün olabildiği süre

KISA VADELİ BORÇLARIN TOPLAM BORÇLARA ORANI
Ticari ve emek yoğun işletmelerde yüksek sermaye yoğun ve sabit varlıkları yüksek işletmelerde ise düşük olması beklenen bu oran, toplam borç içinde kısa vadeli borcun payını dolayısıyla borçların risk yapısını göstermektedir. (Kısa Vadeli Borçlar / Borçlar Toplamı)

Kısa vadeli kredi
Bankaların, daha çok işletmelerin sermayelerindeki tıkanıklığı gidermek amacıyla verdiği kredi

Kısır sınıf
Sanayi ve ticaretle uğraşan ve gerçek üretim faaliyetine katılmayan kesim

Kıt kaynak
Bir toplumu oluşturan bireylerin ihtiyaçlarının tümünü karşılayacak kadar bol olmayan kaynaklar

Kıtlık ekonomisi
Bir ülkede mevcut satın alma gücünün tüketim malları sanayini tam kapasite ile çalıştırmaya yetecek kadar yüksek olmaması; üretim kapasitesine oranla talebin düşük olduğu ekonomi

Kıyı bankacılığı
Genellikle serbest bölgelerde faaliyet gösteren, ülke dışından sağlanan fonların yine o ülke dışında kullandırılmasını amaçlayan bir bankacılık türü

Kibbutz
İsrail'deki kollektif çiftlikler. Filistin'e giden ilk Yahudi göçmenleri tarımsal faaliyetlerde bulunabilmek için ortak hareket etmek ve yardımlaşmak gereğini duymuşlardır.

Kilit sanayi
Bir ülkede gösterdiği faaliyet sonucu, sanayinin diğer önemli kesimlerini de etkileyebilen sanayi

King Yasası
Sürümün aritmetik olarak azalması durumunda fiyatların geometrik olarak yükseleceğini ileri süren kuram. İhtiyaçların tatmin edilmiş olması halinde tarımsal ürünlerin arz miktarlarında oluşacak bir artışın çok şiddetli bir fiyat azalışına, ihtiyaçların tatmin edilmemiş olması halinde de ürünlerin arz miktarlarındaki bir azalışın orantılı olarak daha şiddetli bir fiyat artışına yol açacağını vurgular.

Kira
Kazanılmamış gelir, kiracının bir mülk, arazi ya da ev için ödediği bedel, taşınabilir veya taşınmayan bir maldan ya da bir haktan bedel karşılığında geçici olarak faydalanma hakkı, rant, gelir, irat, bir malın kendiliğinden getirdiği ve dolayısıyla çalışılmadan elde edilen kazanç, emeksiz kazanç. Genellikle topraktan, bazı mallardan, banka yatırımlarından, değerli kağıtlardan gelen gelirdir.

Kişi başına düşen gelir
Bir ekonomide belli bir dönemde yaratılan milli gelirden kişi başına düşen pay. Milli gelirin ülke nüfusuna bölünmesiyle bulunur.

Kişisel gelir
Bir ulusal ekonomide belli bir dönemde kişilerin eline geçen toplam gelir. Bu gelirin hesaplanması için söz konusu dönem içinde devletin ödediği transfer ile sübvansiyon ödemeleri toplamının milli gelire ilave edilmesi, buna karşılık devlete ödenen kurumlar vergisi ile her tür sosyal kesintinin şirketlerce dağıtılmayan karlar toplamının milli gelirden çıkarılması gerekir.

KİT Kamu İktisadi Teşekkülleri,
Sermayelerinin tamamı ya da yarıdan fazlası devlete ait kuruluşlar. Devletin iktisadi alanda mal ve hizmet üreten kuruluşlarıdır. Mal ve hizmetlerin, toplumun bütün fertlerine ulaştırılabilmesi amacıyla oluşturulmuşlardır. Özel hukuki düzenlemelere tabidirler. Toplumsal kalkınmada öncü rolü oynarlar.

Klasik Büyüme Teorisi
Klasik iktisatçıların, kapitalizmin içsel dinamizmi ile kendiliğinden büyüyeceğini savunan teori

Klasik İktisat Okulu
18. yüzyıl sonlarında fizyokratların "bırakınız yapsınlar" ideolojisini sürdürerek bunu destekleyecek iktisat teorisi geliştiren akım. Bu okula mensup iktisatçılar, ekonominin kendiliğinden ve daima dengede olacağını, toplumsal ve ekonomik dengenin bireysel çıkarların toplamının oluşturacağı doğal yapı içinde gizli bir el aracılığı ile sağlanacağını, ekonomiye hiç bir şekilde müdahale edilmemesi halinde ulusal ve uluslararası iş bölümünün tüm toplumların refahını maksimum kılacağını savunmuşlardır.

Kleptokrasi
Çalma rejimi; devlet düzenine çıkar, rüşvet ve kişisel ilişkilerin hakim olması. Deyim ilk kez İngiliz ekonomist Peter Bauer tarafından kullanılmıştır.

Kliring
Malın malla ödenmesi. İki yanlı ticaretin bir türü olup takasa benzer. Ancak takastan farklı olarak kliringde farklı ülkelerin ithalatçı ve ihracatçıları aralarında, döviz kullanmadan, dolaylı biçimde bağ kurarlar. Kliring ülkeler arasında imzalanan ikili anlaşmalara göre yürütülür. Bu anlaşmalarla, ülkelerin birbirlerinden yapacakları ithalatın tutarı ve bileşimi belirlenir.

Know how Yapım bilgisi.
Ekonomi alanında bir tür bilgi satışı veya kiralanması anlamına gelir. Bir kazanç ya da mülkiyet sağlamak isteyen bir kimse için yenilik veya gizlilik niteliği olan, bir patente konu olabilecek veya konu olmayacak durumdaki bir meslek veya sanayi ile ilgili bir tekniği gerçekleştirmek için elde edilmiş tüm bilgi ve üretim vasıtalarıdır.

KOBİ
Küçük ve Orta Boy İşletme

Kolhoz Rusya'da kooperatif çiftlikler
Terim, köylülerin ortaklaşa çalıştığı bir tarım işletmesini ifade eder. 1922 tarihli tarım kanunu ile kurulmuştur.

Kollamacılık
Herhangi bir kamu hizmetine seçilebilmek için seçmenlere yasal çerçeve içinde hediye ve hizmet verme, iş bulma, resmi dairelerde işlerini halletme

Kollektif şirket
İki ya da daha çok kimsenin bir ticaret unvanı altında ticaret yapmak ve bundan doğan kar ve zararı aralarında paylaşmak ve üçüncü şahıslara karşı şirket borçlarından dolayı müteselsil ve sınırsız bir sorumluluk yüklenmek üzere sözleşme ile kurulan ticaret şirketleridir. Şirket yazılı bir sözleşme ile kurulur.

Kollektivist ekonomi
Tüm üretim araçlarını toplum malı ilan etmek isteyen ekonomik görüş. Toplum içinde fertlerin yerine halkın hakim olmasını kabul eder. İreticilerin kurdukları birlik ve derneklerin toplumsal meseleleri çözmek konusunda yetersiz kalmasıyla ortaya çıkmış bir ekonomi şeklidir.

Kollektivizm
Üretim araçlarını yerel, bölgesel, ulusal veya dünya ölçüsünde herkesin ortaklaşa paylaşabileceği şekilde yararlanması amacını güden ekonomik sistem

Komandit şirket
Birlikte bir unvan altında ticaret yapmak amacıyla iki ya da daha çok kimse arasında kurulan ve içlerinden biri veya birkaçı şirket borçlarından dolayı üçüncü şahıslara karşı sınırsız ve müteselsil sorumluluk yüklendiği halde diğerleri için yalnız şirkete koydukları sermaye miktarıyla sınırlı bir sorumluluk getiren ticaret şirketidir. Ortaklardan bir veya bir kaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış, diğer ortakların sorumluluğu ise belirli bir sermaye ile sınırlandırılmıştır.

Komisyon
Verilen tahsilat, garanti, takip hizmetleri karşılığı alınan bedeldir.

Komünizm
Bir toplumda bütün malları herkese ortak eden ekonomik düzen. Bugünkü anlamıyla ilk kez 1848'de Engels ve Marx'ın yayınladıkları "Komünist Manifestosu" ile ortaya atılmıştır. 1917 ihtilali ile Rusya'da iktidara gelen Bolşevikler bu tarz bir düzeni kurmaya girişmişlerdir.

Komprador
Satın alıcı anlamına gelen İspanyolca kökenli terim. 16. yüzyılda Batı Afrika kıyılarında kaptanlara ve esir tacirlerine devretmek üzere ırkdaşlarını satın alan zenci aracılara komprador adı verilmişti. 18. yy. sonlarıyla 20. yy. başları arasında Çin'de ticaret yapan Batılılara aracılık eden Çinli tüccarlara da komprador deniliyordu.Zamanla "işbirlikçi" anlamını kazandı.

Konjektür
ekonomik tahmin

Konjonktür
Hal ve şartların bir araya gelmesinden doğan durum, bir ülkenin iktisadi sosyal ve siyasi durumunun belli bir devrede bağlı olduğu unsurların tümü, ekonomik olay ve göstergelerin belirli bir zamandaki bütünü. İretimin artması veya azalması, fiyatların inip çıkması, belli alanlarda tüketimin azalıp çoğalması, işsizliğin artması veya düşmesi, banka mevduatlarının gösterdiği değişimler gibi ekonomik olaylar ve eğilimlerin toplamı konjonktürü teşkil eder.

Konjonktürel işsizlik
Ekonomik bunalım dönemlerinde toplam talebin buna bağlı olarak da üretimin düşmesiyle ortaya çıkan işsizlik

Konkordato
*İflas durumunda alacaklıların alacaklarını belli bir plana göre tahsili için aralarında yaptıkları sözleşme, cebri icra yolu. Henüz iflas etmemiş ancak iflasın eşiğinde bulunan bir kişi veya kuruluşun alacaklılarıyla yaptığı anlaşmadır. Bu anlaşma için alacaklıların sayı ve alacak tutarı açısından üçte ikisinin onayı şarttır. Konkordato, icra tetkik merciinin tayin ettiği bir komiserin başkanlığında yapılır. Konkordato iflas anlamına gelmez. Borçlarının büyük miktarlara ulaşması, bu borçların ise ödeme imkanlarının sınırlanması sonucunda iflasın eşiğine gelen bir firma adalet önünde mal varlığını ortaya koyarak borçlarını kabullenebilir.
*Kendi kusuru olmaksızın mali durumu bozulmuş olan bir borçlunun alacaklıları ile yaptığı bir anlaşmadır. Bu anlaşma sonucunda alacaklıların en az üçte iki oranındaki çoğunluğu alacaklarının belirli bir bölümünden vazgeçer, borçlu ise geri kalan borçlarını

Konsolidasyon
(1) borçları birleştirme; vadesi dolan borcu orta veya uzun vadeli borca çevirme; sağlamlaştırma; birkaç kalem borcu tek kalemde toplama. Hem iç hem dış borçlar için yapılabilir. Genellikle kısa vadeli Hazine bonoları geri alınıp yerine uzun vadeli devlet tahvilleri verilerek uygulanır. Alacaklılara yeni vade için de faiz ödenir. Fakat buna rağmen devlete güvenlerinin sarsılması önlenemez. Konsolidasyona giden bir hükümet, yeniden iç borç almakta çok zorlanır. Dış borçların konsolidasyonunda taraflar arasında borcun yeni vadesiyle birlikte borca uygulanacak faiz oranının yeniden belirlendiği bir erteleme anlaşması da imzalanır. (2) şirketlerin birleşmesi (3)Uluslararası borç işlemlerinde bankaların ya da direkt olarak borçlu olan ülkenin, vadesi gelen bir borcun daha uzun süreli bir vadeye uzatılması işlemidir.

Konsolosluk Deklarasyonu
Başka bir ülke konsolosluğuna yapılan resmi bildiridir.Nakliye edilecek malları tanımlar.

Konsolosluk Faturası
Bazı yabancı konsolosluklar tarafından istenen bir belgedir,malların nakliye şeklini tanımlar ve ihracatçı,acenta ve nakliyenin değeri hakkında bilgi verir.Başka bir ülkenin konsolosluk görevlisi tarafından onaylanarak, o ülkenin gümrük görevlileri tarafından malların değerini, kalitesini ve diğer özelliklerini belirtir.

Konsorsiyum
(1) şirketler birliği; birden fazla firmanın belli bir projenin gerçekleştirilmesi için bir araya gelmesi. Özellikle baraj, köprü gibi, tek bir firmanın, projenin tümünü tamamlamasının zor olduğu işlerde kurulur. Fikir, Dünya Bankası eski başkanlarından Eugene Black tarafından ortaya atılmıştır. Çeşitli kuruluşların merkezi bir yönetim altında toplanması anlamına gelen Latince bir kelimedir. (2) merkezi bir yönetim altında toplanmış çeşitli kuruluşlar.(3)Sözlük anlamı; bir merkezi yönetim altında toplanmış çeşitli kruluşlar. Konsorsiyum kuran organlar, bağımsız hukuki kimliklerini korumaya devam eder. Piyasa ekonomilerinde firmaların kartelden de ileri düzeyde işbirliği yapmaları konsorsiyum ile sağlanır.

Konşimento
*Taşıyan tarafından yükletenin isteği üzerine tek taraflı düzenlenen belge olup, bu belge ile taşıyan, bir yandan sevk için gönderilen malı teslim aldığını beyan eder ve diğer yandan da seferin sonunda yükün kanunen yetkili taşıyıcısına teslimini üstlenir.
*Nakliyeci ile taşımacı firma arasında hangi malların daha önceden belirlenmiş olan kontrattaki fiyatlar üzerinden taşınacağını bildiren belgedir.

Kontrat
Mukavele, akit, bağıt, sözleşme, ihale, bir işi bir çok istekli arasından en uygun koşulları teklif edene bırakma, iki ya da daha çok tarafa karşılıklı yükümlülükler veren yazılı antlaşma, tarafların birbirine uygun beyanlarıyla meydana gelen ve onlara karşılıklı vecibeler yükleyen anlaşma, iki veya daha çok kişinin bir borcun oluşumu üzerinde anlaşmaları

Konvertibilite
*Bir ülke parasının resmi denetime bağlı olmaksızın ve herhangi bir sınırlama getirilmeden diğer ülke paralarına veya altın ve gümüşe serbestçe çevrilmesi, değiştirilebilirlik, çevrilebilirlik. Konvertibilite, bir ülke parasının "milli" olmasını ve borsa dalgalanmaları sırasında ayakta kalma yeteneğini ifade eder.
*Ulusal paranın, dış ticaret gereksinimlerinin karşılanmasında, resmi bir rakamın ya da yasanın iznine gerek kalmaksızın bir başka bir ulusal paraya dönüştürülmesi ve uluslararası mübadele aracı olarak kullanılabilmesidir

Kooperatif
Kooperasyon ilkelerine göre çalışan, meslek, sanat veya geçimlerine ilişkin ihtiyaç ve eylemlerini karşılıklı yardım ve kefaletle sağlamak amacıyla oluşturulan ortaklık biçimi; ortak alım veya satımda bulunmak üzere tüketici veya üreticilerin kurdukları ve ortaklarının ekonomik çıkarlarını korumak amacıyla faaliyette bulunan kuruluş. Kooperatifleri dört grupta incelemek mümkündür: (1) Tüketim kooperatifleri: Aracı tüccarları ortadan kaldırarak ihtiyaçlarını doğrudan doğruya üreticilerden veya üreticiye en yakın kaynaklardan sağlamaya çalışan kooperatiflerdir. (2) İretim kooperatifleri: İreticiler arasında kurulan ve ürettikleri malları mümkün olduğu kadar aracılara başvurmadan tüketicilere iletmeye çalışan kooperatiflerdir. (3) Kredi kooperatifleri: Aracı faizcileri ortadan kaldırarak ortakların muhtaç olduğu krediyi doğrudan doğruya bankalardan sağlamaya çalışan kooperatiflerdir. (4) Yapı kooperatifleri: Ortaklarının daha düşük maliyetle konut edinebilmesini sağlamak amacıyla kurulur.

Korumacılık
Himayecilik; devletin serbest dış ticarete müdahale ederek yerli üreticiyi korumak için izlediği politika, ithalat üzerine yüksek gümrük koyarak yerli sanayi koruma eğilimi

Koruyucu Gümrük
Haksız şekilde sübvanse edilmiş mallara karşılık koyulan zorunlu gümrüktür.

Kota
(1) IMF üyelerinin bu uluslararası kuruluşta oluşturdukları fondaki payları, (2) ayrılan bir para ile alınacak malın çeşidini ve her çeşidin oranını gösteren liste, (3) bir ülkenin genellikle ithal mallarına koyduğu miktar sınırlaması, ithaline izin verilecek mal hacminin hükümetler tarafından fiziki miktar veya değer olarak sınıflandırılması.(4) Bir malın o ülkeye belli bir miktar alına bileceğini belirleyen yasal kurallar

Kotasyon
*Belli bir zamanda borsada işlem görmüş değerlerin rayiçleri
*Bir şirkete ait menkul kıymetlerin borsa listesine alınmasıdır. Menkul kıymetlerin Borsa kotuna alınması ile şirketin Borsa tarafından gerekli görülen şartları yerine getirmiş olduğu anlaşılır.

Kote etmek
Fiyat takdir etme, fiyat verme, piyasa fiyatını söyleme

Köken Sertifikası
Bazı yabancı ülkeler tarafından istenilen, alımlarda fiyat tarifesi için,belirli malların kaynağının hangi ülke olduğunu gösteren belgedir.

Kör tröst
Çok büyük servete sahip bir işadamının, resmi bir göreve seçilmesi halinde tüm hesaplarının açık olarak yapılacağı bir finansal düzenlemeye gitmesi. Bu uygulamada işadamı, herhangi bir şaibe altında kalmamak için sahibi olduğu menkul ve gayrimenkullerle ilgili tüm bilgileri bağımsız denetçilere verebilir.

Kredi
*Belirli koşullarla borç olarak ayni, nakdi veya hizmet şeklinde sağlanan ve belli bir süre sonra geri ödenmesi taahhüt edilen kaynaktır. Kredide en önemli unsur zamandır. Zaman unsurunun mevcudiyeti güven faktörünü de beraberinde getirir. Kredinin üçüncü önemli niteliği de risktir. Her kredi işleminde ödünç veren kimse, karşı tarafın vaadini yerine getirip getirmemesi ihtimaline göre değişik risklerle yüz yüze kalır. Bankacılıkta vadesi bir yıldan fazla olan birikimlere de kredi denmektedir.
*Belirli miktardaki satın alma gücünün, belirli bir süre için ve geri verilmek üzere bir bedel (genellikle faiz) karşılığı gerçek ya da tüzelkişilere verilmesidir. Kredi çeşitleri: güvencesine göre teminatlı ve teminatsız; kullanıcısına göre; özel ve kamu, süresine göre; kısa ve uzun, veriliş yerine göre üretim ve tüketim; kullanım alanına göre ticari, tarım, sanayi, yapı ve orman gibi ayrılır.

KREDİ ÇEŞİTLERİ
Güvencesine göre teminatlı ve teminatsız; kullanıcısına göre; özel ve kamu, süresine göre; kısa ve uzun, veriliş yerine göre üretim ve tüketim; kullanım alanına göre ticari, tarım, sanayi, yapı ve orman gibi ayrılır.
Kredibilite
Şirketin tanımlı iş politikasını destekleyecek beceriler

Kredi Mektubu (Akreditif)
Banka tarafından, mal alıcının talimatları doğrultusunda hazırlanan, malları satan kişinin belirli koşullar altında bankadan belirli miktarda para çekmesine izin veren belgedir.

Kredi Riski Sigortası
Nakliyesi yapılmış malların ücretlerinin ödenmemesi durumunda ortaya çıkan riskleri kapsamak için düzenlenmiş sigortadır.

Kredili Menkul Kıymet İşlemleri
Bir aracı kuruluş nezdinde, müşteri adına kredi hesabı açılması koşulu ile müşteri ve aracı kuruluş arasında yapılacak sözleşme hükümleri çerçevesinde kredi kullanarak borçlanmak suretiyle menkul kıymet alınmasını ifade eder.

Kriz
Bunalım; genel ekonomik refahta ve ticarette düşme, (1) birbiriyle çatışma içinde bulunan antagonist güçlerin keskinleşme dönemi, (2) hasta bir ekonominin eski biçimde varlığını sürdürememesi ve yeni yaşama imkanı elde edebilecek değişikliklerin yapılması zorunluluğunun doğduğu zaman dilimi; ekonomik büyümenin çevrimsel süreç içinde kesintiye uğradığı nokta.

Kronik enflasyon
Kamu harcamalarının sürekli artması, gelirlerin üretimdeki artışa orantısız oluşu, sürekli bütçe açıkları sonucu fiyatlar genel düzeyindeki hızlı yükseliş

Kulak
Köy ekonomisinde ücretli emek kullanan, ırgatları köy yoksullarını sömüren, toprak ve tarımsal araçları kiraya vererek tefecilik yapıp haksız kazanç sağlayan zengin kapitalist çiftçi.

Kullanım fiyatı
Opsiyon sözleşmelerinde, opsiyona konu olan kıymetin, opsiyonun kullanılacağı anda alınacağı veya satılacağıu fiyattır.

Kupon
Hisse senedi sahiplerinin bazı ortaklık haklarının (karpayı, bedelli/bedelsiz sermaye artırımına katılma hakları) kullanımını teminen hisse senetleri üzerinde bulunan ve sistematik olarak numaralandırılmış kıymetli evraktır.

Kupür
Para, tahvil ve hisse senetlerinin, üzerlerinde yazılı değere göre, her birimine verilen isimdir.

Kur farkı
Dövizin değişik kurlardan ulusal paraya çevrilmesi sonucu ortaya çıkan pozitif veya negatif farklar

Kurtaj
Aracı kuruluşların, aracı olarak Borsada gerçekleştirdikleri işlemler karşılığında menkul kıymetlerin işlem fiyatlarıyla hesaplanan tutarı üzerinden müşterilerinden aldıkları komisyondur.

Kurucu Hisse Senedi
Kurucu hisse senetleri, şirket kurucularına ya da şirket açısından önem arz eden şahıslara genellikle bedelsiz olarak verilen, oy hakkından yoksun ve sadece temettü hakkı olan bir "adi senet".

Kurucu Hisse Senetleri
Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK. Madde: 402) verdiği yetkiye dayanarak Anonim Şirketlerin kuruluşunda veya sermaye artırımında, kuruculara ya da önemli hizmeti geçenlere, şirket kârının bir kısmına iştirak hakkı temin etmek üzere nama yazılı olarak çıkartılır.

Kurumlar vergisi
Kurum kazançları üzerinden alınan vergi. Dolaysız bir vergidir. Sermaye şirketleri, kooperatif şirketler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve tesislerle, vakıflara ait iktisadi işletmeler bu vergi kapsamına girer. Kurumlar kendilerini oluşturan ortaklardan ayrı bağımsız bir varlığa ve hukuki kişiliğe sahiptir. Kurum olma hakkını da devlet verdiğine göre devletin bumdan bir pay alması gerekir. Bu nedenle kurumlar vergisinin çifte vergilendirme olduğu yolundaki iddialar çürütülmektedir.

Kuramsal ekonomi
Ekonomik faaliyeti, belirli bir zaman ve yere bağlı kalmaksızın genel bir analize tabi tutma ve ekonomik olayların neden ve sonuçlarını inceleme

Kurumsal yatırımcı
*Sigorta şirketleri, emekli sandıkları, sosyal sigorta kurumları, vakıflar ve doğrudan doğruya yatırım için kurulmuş olan yatırım fonları ve ortaklıklarıdır.
*Bireysel yatırımlardan farklı olarak yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, sigorta şirketleri, sosyal güvenlik kuruluşları, özel emeklilik fonları, vakıflar, sendikalar
ve benzeri kurumlarca yapılan yatırımlardır.

Kuponlu İhraçlar
Bir menkul kıymetin dönemsel olarak faiz ödemesini ifade eder. Örneğin, 100.000 TL nominal değerli, 3 ayda bir % 15 kupon faizi ödemeli 1 yıl vadeli bir menkul kıymetin, yatırımcısına 3 ayda bir 15.000 TL lik faiz (kupon) ödemesi yapılması, 1 yıl sonunda ise anaparasının, 100.000 TL’nin ödenmesi söz konusudur.

Kutuplaşma teorisi
Serbest ticaretin az gelişmiş ülkeler aleyhine işleyişini açıklayan teori. 19. yüzyıldaki ticari deneyimlere dayanılarak Gunnar Myrdal tarafından geliştirilmiştir. Buna göre serbest piyasa düzeninde dış ticaret ilişkileri bölgeler arası dengesizliğin azalmasına değil artmasına neden olacaktır.

Kuzey-Güney Diyaloğu
Az gelişmiş ülkelerin kalkınma çabalarında başarıya ulaşması, bu ülkelerdeki açlık ve yoksulluğun giderilmesi amacıyla zengin kuzey ve yoksul güney arasında oluşturulmaya çalışılan işbirliğidir.

Küçülme
Firmaların küçülmek ve verimliliği artırmak için hem hiyerarşi kademelerini hem de iş gücünü azaltması, (2) hammaddeyi azaltma; enerjinin pahalanması sonucu bilgi ekonomisinin gereği olarak daha az ile daha fazlasını gerçekleştirme düşüncesi

Küsurat Emir
İşlem biriminin ihtiva ettiği hisse senedi sayısından daha az miktarlar için verilmiş emirlerdir.

L

LAFTA (Latin American Free Trade Association)
Latin Amerika Serbest Ticaret Birliği. Arjantin, Brezilya, Meksika, Paraguay, Peru, Şili ve Uruguay tarafından 1960 yılında Montevideo'da kurulmuştur. 1961'de Ekvador ve Kolombiya, 1966'da da Venezuela, 1967'de Bolivya katılmıştır. Latin Amerika'nın ortak pazarını oluşturmak ve üye ülkeler arasında ekonomik ilişkileri geliştirmek, tarımsal kalkınma ve sanayileşme politikalarını koordine etmek için çalışmıştır.

Leasing
*Finansal kiralama; çok uzun süreli kiralama ve bedelini nakit dışında mal ve hizmetle de ödeyebilme, ücretli veya ücretsiz kira kontratı. Bir menkul veya gayrimenkul kullanım hakkının sahibi tarafından belirli bir süre için kira karşılığında kiracıya verilmesidir. Kiraya veren taraf olan şirketler, çeşitli varlıkların kiralanmasında aracılık fonksiyonu gören uzmanlaşmış kuruluşlar olabildiği gibi çok az sayıda hatta tek bir mal üzerinde uzmanlaşan ve genellikle üretici firmaların uzantısı niteliğindeki kuruluşlar da olabilmektedir.
*Firmaların ticari ve sınai faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için gereksinim duydukları duran varlıkları satın almak yerine belirli kira ödentisi karşılığında kullanım olanağı tanıyan ve banka kredilerine alternatif olarak doğan orta dönemli finansman yöntemidir. Bu yöntem, 1930’lu yıllarda Dünya Ekonomik Krizi’ndeki finansman zorluğu ve 2. Dünya Savaşı sonrasında teknolojik gelişmelerin yenileşme ve modernleşme harcamalarına çözüm olarak geliştirildi. Türkiye’de de 1985’ten başlayarak daha çok KOBİ’ler tarafından kullanılmaktadır.

Lehdar
Belli koşullara bağlı olarak bir varlığın sağladığı bütün çıkarları elde eden kimse; sigorta poliçesi, bono veya çek gibi ticari senetlerden yararlanacak kişi; poliçe bedelini tahsil edecek olan kimse; senet bedelinin kendisine ödenmesi, senet metninde yazılı olan kişi. Emrine veya hamiline yazılı senetlerde lehdar, senedi emrinde tutan veya senedi kendinde bulunduran kimsedir

Leontief Paradoksu
İlkelerin en çok sahip olduğu malı ihraç, en az sahip olduğunu da ithal ettiğini açıklayan Heckscher-Ohlin teorisine, ekonomist Wassily Leontief tarafından getirilen karşıt görüş. Rus asıllı Amerikalı ekonomist Wasilly Leontief, karşı görüşünü Amerikan ekonomisine dayandırmıştır. Buna göre Amerika'nın sermaye yönünden zengin olduğu düşünülür. İlkenin sermaye yoğun ürünleri ihraç, emek yoğun ürünleri ise ithal etmesi gerekir. Ne var ki ABD, emek yoğun malları ihraç, sermaye yoğun malları ithal etmektedir.

Leveraj
Kaldıraç faktörü, mali dengeleme, işletmelerde hisse senedi çıkarılarak sağlanan ana paranın uzun vadeli borçlarla olan ilişkisi; şirketin kaynaklarını borç yoluyla artırmak ve bu artmış kaynak yoluyla şirket karlarını yükseltme tekniği

Liberal ekonomi
18. yüzyılda İngiltere'de ve Fransa'da gelişen 19. yüzyılda toplumsal düzenin temel ilkelerini oluşturan ve Batı etkisinde kalan bütün ülkelerde özellikle aydınlarca benimsenen insanın akılcı düşünce kabiliyeti ile kendisi için en yararlı olanı seçip tüm toplumu doğal bir denge durumuna götürebileceğini varsayarak devletin ekonomik yaşama el atmasına karşı çıkan ve onun işlevini, ekonomik ve toplumsal ilişkilerin olduğu gibi korunmasını gözcülükle sınırlayan, bireysel sermayenin rekabetçi dönemine denk düşen toplumsal ekonomik doktrin.

Liberalizm
*Ekonomik alanda serbest rekabet ve devletin ekonomiye müdahalesinin asgariye indirilmesi ilkeleri. "Ferdin kendi kendine yön verebileceği" prensibi üzerine kurulu bir serbestlik sistemidir. Amaçları; fertleri hürriyete kavuşturmak, temel hak ve hürriyetleri korumak, ferdi ve toplumsal inisiyatifi artırmak ve topluma canlılık kazandırmaktır.
* Ekonomik alanda 'bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' sözünde ifadesini bulur. İki temel görüşü 'serbest rekabet' ve 'devletin ekonomiye karışmaması' dır. A. Smith, ekonomide herkesin kendi çıkarını maksimum kılmaya çalışırken, toplumsal çıkarın da maksimum olacağını öne sürmüş ve ekonomide 'gizli el' aracılığıyla gerçekleştirilen bir doğal düzen bulunduğunu savunmuştur. Öyleyse devlet bu gizli elin işine karışmamalıdır

Liberalleştirme
İthalatın serbest bırakılması, ithalat ve ihracat üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması

LIBID (London Interbank Bid Rate)
Londra Bankalararası Para Piyasasında, kredibilitesi yüksek bankaların birbirlerinden ABD doları üzerinden mevduat kabul etme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranıdır.

LIBOR (London Interbank Borrowing Offer Rate)
Londra'da belirlenen ve uluslararası kredilere uygulanan faiz oranları. Londra piyasalarında yürütülen işlemlerde birinci sınıf bankaların kullandığı kredilere uygulanan faiz oranlarını gösterir. Uluslararası kredi işlemlerinde başvurulan bir ölçüdür. Londra para piyasasında yürütülen işlemlerde birinci sınıf bankaların kullandığı kredilere uygulanan faiz oranlarıdır. Uluslararası bankacılık ve kredi işlemlerinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır.

Likidite
*Ödenebilirlik, karşılık, provizyon, bir işletmenin borçlarını ödeyebilme yeteneğine sahip olması, ticari ve mali işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü, kasa mevcudu, paraya çevrilebilirlik, her an paraya çevrilebilecek kaynaklar
*Döviz, menkul kıymet, gayrimenkul gibi herhangi bir aktifin kısa sürede ve sorunsuz bir şekilde (değer kaybına uğramadan) nakde çevrilebilmesini ifade eder

Likidite tuzağı
Akışkanlık tuzağı; ekonomide faiz oranlarının en düşük seviyeye inmiş olduğu ve para arzını artırarak faiz oranlarını daha fazla düşürmenin mümkün olmadığı durum. Para arzının azami noktaya çıkışı, faizin en düşük noktaya inişi ve bunun sonucu olarak tahvil ve senetlerin satışının durduğu ölü noktadır. Faiz oranı yüksek, tahvil fiyatları düşük iken spekülasyon güdüsüyle para talebi azalır. Faiz oranı düştükçe ve tahvil fiyatları yükseldikçe servetin tahvil yerine para olarak da tutulma arzusu doğar.

Likidasyon
Paraya çevirme.

Limited şirket
Sınırlı sorumluluğu olan şirket. Bir ticaret unvanı altında gerçek ya da tüzel kişilerden oluşur. Ortakların sayısı 50'den fazla olmaz. Ortakların sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır.

Lisans sözleşmesi
Bir ülkede ekonomik değer taşıyan gayrı maddi hak sahiplerinin başka ülkelerdeki belli kişi veya kuruluşlara bu haklardan yararlanma imkanı sağlaması. Uluslararası teknoloji transferi yollarından biridir. İzinle tanınan bu yararlanma hakkı farklı biçimler alır. Bazı durumlarda lisansı alan kişi, elde ettiği hakka dayanarak üretimde bulunabilir. Lisans sahibine, patentli malı ihraç imkanı tanıyan sözleşmeler de vardır.

Lokavt
Şartlarını işçilere kabul ettirebilmek için patronların fabrikalarını kapatmaları. Kelime anlamı, "birinin yüzüne kapıyı kapatmak"tır. Grevi bastırmak, işçileri öne sürdükleri isteklerden caydırmak için başvurulan bir uygulamadır. 18. yüzyıl ortasındaki sanayi devrimi yıllarında, 20. yüzyılın başlarında devletleştirme öncesinde madencilik sanayiinde yaygın olarak uygulanmıştır

Lokomotif teorisi
Durgunluk dönemlerinde bir ülke ekonomisinin hızla gelişeceği ve dünya ekonomisini peşinden sürükleyeceği düşüncesi

Lonca
Esnaf cemiyeti; Orta Çağ'ın belli bir iş kolunun usta, kalfa ve çıraklarını içine alan, sıkı bir hiyerarşik düzene bağlı zanaatçı örgütleri. Ortak çıkar ve karşılıklı yardım ve fayda ilkesine dayalı olarak kurulan bu örgütlerde çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa geçiş oldukça güçtür ve ancak bazı sınavların başarılmasıyla mümkündür. Aynı şekilde bir loncadan başka bir loncaya geçmek de kolay değildir. Loncaya bağlı olanlar birbirlerini korumak ve birbirlerine bakmakla yükümlüdürler. Çırak ve kalfalar, ustalar tarafından beslenir, suç işlemiş olanlar lonca içinde yargılanıp cezalandırılır. Esnaflık adı verilen elişi zanaatkarlığın gelişmesinde önemli bir rolü olan loncalar, Osmanlı İmparatorluğu içinde de oldukça güçlü ekonomik kuruluşlar haline gelmişlerdir. Loncalar, sanayi devriminden sonra zamanla ortadan kalkmıştır.

Lot
Borsada 1.000 adet hisse senedi bir araya gelerek de birer lotu oluşturur. Böylece 1 lot senet miktarı, şirketin 1.000.000 liralık sermayesini temsil etmektedir ve İMKB’de işlemlere konu birimi teşkil etmektedir. Lotun altındaki küsuratlı miktardaki senet miktarları normal seans esnasında alım-satıma konu olabilmekle beraber fiyat kotasyonları verilememektedir

Louvain Okulu
Konjonktür kuramları ve analizleriyle uğraşan iktisatçılar topluluğu

Lozan Okulu
Ekonomide matematik kullanan ve genel denge modeli geliştiren iktisatçılar

Luddizm
Yeniliğe karşı olan işçi akımı. 1811-16 yılları arasında Ned Ludd adlı İngiliz işçinin modern makinelere işsizliği artırdığı gerekçesiyle saldırması, bu akıma adını vermiştir. Taraftarlarına "luddite" denir. Hareket önce Nottingham«da başlamış, tekstil makineleri kırılmıştır. Hareket zor kullanılarak bastırılmıştır.

Lundberg Gecikmesi
Talebin olduğu an ile talebi karşılamak için üretimdeki artış arasında geçen süre

M

M
Piyasaya para arzını ifade eden sembol. M1; dolaşımdaki nakit para ile kredi kuruluşlarındaki vadesiz mevduatı, merkez bankasındaki serbest mevduatı ve emisyonu, M2; kısa vadeli mevduatlarla her türlü tasarruf mevduatı ve M1 kapsamına giren parayı, M2Y; yurt içinde yerleşik kişilerin açtıkları döviz tevdiat hesaplarıyla M2 kapsamına giren parayı, M3A; mevduat bankalarındaki resmi mevduat ile M2 kapsamına giren paranın toplamını, M3; uzun vadeli tasarruf mevduatı ve M3A kapsamına giren parayı ifade eder. M1'den dar anlamda para arzı, M2'den geniş anlamda para arzı olarak söz etmek mümkündür. Para arzı, mal ve hizmet üretim artış oranından daha hızlı artarsa enflasyon olur.

Maddi mallar
Belli bir fizik yapıya sahip olan mallar

Maddi olmayan mallar
Maddi görünümü olmayan mallar. Bir başka deyişle hizmetlerdir.

Mahsup
Üyelerin, bir piyasadan doğan alacaklarını talimatları doğrultusunda diğer bir piyasa işleminden doğan borçlarını ödemede kullanabilmeleridir.

Makro ekonomi
Ekonomik olayları global olarak ele alan ve çözümleyen ekonomi. Makro büyüklükler, toplam üretim, toplam istihdam, toplam işsizlik, genel fiyat düzeyinin değişme oranı, ekonominin büyüme hızı gibi büyüklüklerdir. İngiliz ekonomisti Keynes'in ileri sürdüğü, "Birey için doğru olan, toplum için doğru olmayabilir. Toplum için doğru olan da birey için doğru olmayabilir" anlayışından yola çıkılarak ortaya atılan mikro ekonomi karşıtıdır.

Maksimum Lot
Hisse senedi bazında belirlenen ve alım satım sistemine limit fiyatlı emir olarak bir defada girilebilen en yüksek miktardır.

Maktu
Borsa üyeleri tarafından hisse senetleri piyasasında işlem yapabilmek için yatırılması gereken teminatın tüm aracı kuruluşlar için sabit tutar olarak belirlenen kısmıdır.

Mal karşılığı ödeme
*İthalatçının kendisine yollanan malı teslim aldıktan sonra ödemeyi yapması
*"İhraç edilen malın bedelinin, malın ihracatçı tarafından teslim alınmasından sonra ödenmesidir. "

Mal Manifestosu
Kaptanın gemi ile taşıdığı yükün neden ibaret olduğunu gösteren ve varılan yerin gümrük idaresine yapılan bildiri.

Mali Endeks
Ulusal Pazar’da işlem gören ve sadece mali sektörde yer alan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişmeler dikkate alınarak hesaplanan hisse senetleri piyasası endeksidir.

Mali İstikrar
Geniş anlamda mali sistemin ya da altyapısının, dar anlamda da mali piyasanın dengede olmasıdır. Mali sistem, tasarrufların toplanarak yatırımcılara ya da tüketicilere aktarılmasını sağlayan mekanizmalar (banka, kooperatif ya da para, tahvil gibi...) bütünüdür.

Mali Politika
Kamunun; vergi, masraf ve borç idaresiyle piyasadaki para miktarını kontrol etmesine yönelik politikaların bütünüdür. Ekonomistlere göre, para politikasından daha etkilidir.

Mali Tablolar
Türk Vergi Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu’nca bazı şirketler için zorunlu olarak tutulan, şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu hazırlamak ve yayınlamak (halka açık şirketler, aracı kurumlar vb.) zorunda oldukları ve ilgili şirketin performansını gösteren, standartlaştırılmış muhasebe kayıtlarıdır. Başlıcaları bilanço, gelir-gider tablosu, satılan malın maliyeti, kâr dağıtım, fon ve nakit akım tablolarıdır.

MALİ PİYASA
Fon arz ve talebinde fon akımlarını düzenleyen kurumlar ve bunları düzenleyen kurallardan oluşan piyasadır.

Mali kriz
Parasal bunalım; (1) bir firmanın kredi alabilme ve kullanabilme imkanlarını önemli ölçüde kaybederek ödeme güçlüğü içine düşmesi, (2) menkul değerler piyasasında geleceğe ilişkin kötümser beklentiler nedeniyle kişilerin ve kurumların ellerinde bulunan menkul değerleri satmak üzere piyasaya hücum etmeleri, menkul değer talebinin büyük ölçüde azalması sonucu, menkul değer fiyatlarının çok büyük boyutlarda düşmesi, iflaslar nedeniyle endüstriyel mülkiyette önemli değişmeler olması ve bütün bu gelişmeler sonucunda piyasaya olan güvenin ortadan kalkması, mali piyasanın çökmesi

Mali sektör
*Bir ekonomide iktisadi faaliyetlerin finansmanında rol oynayan tüm kurumların içinde yer aldığı sektör. Bankacılık sistemi, sosyal güvenlik sistemi, sigorta şirketleri, toplu tasarruf kuruluşları ve kredi kooperatifleri, sermaye piyasası ve örgütlenmemiş kredi piyasası, mali sektörü oluşturan temel kurumlardır.
*Ekonomide iktisadi faaliyetlerin finansmanında rol oynayan kurumlardan oluşan sektördür

Mali yardım
Mali açıdan güç durumda bulunan veya desteklenmesi gerekli görülen kamu ve özel kesim üretici birimlerine belirli ekonomik ve sosyal amaçlarla yapılan ödemeler. Özellikle kaynak dağılımında etkinlik sağlanması ve adil gelir bölüşümünün gerçekleştirilmesi için yapılır. Negatif vergiler olarak da adlandırılan bu yardımlar, kamu iktisadi kuruluşlarına, katma bütçeli idarelere, özel kişi ve kuruluşlara transfer harcamaları çerçevesinde gerçekleşir.

Mali yıl
Bütçe yılı, kamu maliyesi ve ona bağlı olarak bir ekonomide devlet tarafından düzenlenen ya da denetlenen yıllık mali işlemler için kabul edilen 12 aylık süre. Yılın herhangi bir ayında başlayabilir.

Maliye
Kamu faaliyetleriyle ilgili gelir ve giderlerin düzenlenmesi; özel ya da tüzel kişilerin yatırım, üretim ve satış faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve bu faaliyetlerin istenen düzeyde sürdürülmesi için gerekli parasal değerlerin saklanması, ödenmesi, bunlarla ilgili maliyetleri de içeren para bulma ve kullanma etkinliği. Özel kuruluşlar bankalardaki fonları, kamu kesimi ise emisyon, menkul değer ihracı, dış borçlanma gibi kaynakları kullanır.

Maliye Politikası (Fiscal Policy)
Hükümetlerin, istihdam, büyüme ve enflasyon gibi belli amaçları gerçekleştirebilmek amacıyla gelir toplama (vergilendirme) ve harcama yapma yöntemlerini şekillendirmeleridir.

Maliyet enflasyonu
Enflasyon sürecinin başlangıcının, toplam talep harcamalarından bağımsız olarak üretim maliyetlerindeki artışlara bağlanması

Malthusçu ekonomi
İnsan nüfusunun geometrik, insanı besleyecek besin kaynaklarının aritmetik bir oranla arttığını ileri sürerek yaygın ölümlere neden olup insanların aç kalmasına engel olduğundan yoksulluğun olumlu bir durum olduğunu savunan ve yoksul ailelerin çocuk sayısını ekonomik olanaklarına göre sınırlandırmaları gerektiğini ileri süren ekonomik anlayış

Maltusçuluk
İnsan nüfusunun geometrik (2,4,8,16,..), insanı besleyecek besin maddelerinin ise aritmetik (2,3,4,5,...) bir oranla artığını ileri sürerek, yaygın ölümlere neden olup insanlığın aç kalmasına engel olduğundan yoksulluğun olumlu bir durum olduğunu savunan ve yoksul ailelerin çocuk sayısını ekonomik imkanlarına göre sınırlandırmaları gerektiğini, doğumun isteyerek denetim altına alınmasını öngören ekonomik anlayış

Manchester Okulu
Liberal ekonominin uygulama ve felsefesine aşırı ölçüde bağlı okul. Özellikle İngiltere'de 1820-1850 arası tahıl yasasına karşı yürütülen propaganda faaliyetleri süresince etkili olmuştur. Hareket, Richard Cobden ve John Bright tarafından yürütülmüştür.

Maquiladora
İkiz fabrika. Bu tip fabrikalar ABD-Meksika sınırı yakınlarına kurulmuştur. Meksika firmaları, ABD'de imal edilmiş parçaları gümrüksüz olarak ithal etmekte ve bunların montajını yaptıktan sonra genellikle ABD pazarına ihraç etmektedir. ABD ise malın tümüne gümrük vergisi koymayıp yalnız Meksika'da eklenen değeri vergilemektedir.

Marjinal ekonomi
Marjinalizm; 1870'e doğru ortaya atılan, bir ürünün değişim değerini, kullanılabilecek son birimin faydalılığı ile açıklayan ekonomik kuramı

Marjinal fayda
Belli bir malın tüketici tarafından kullanılan ek biriminin, o malın toplam faydasında yaptığı değişiklik

Marjinal firma
Bir faaliyet kolunda aynı malı üreten firmalar içinden normal kar eden firma

Marjinalcilik
1870'e doğru ortaya atılan ve yüzyılımızda Schumpeter, Keynes gibi ekonomistler tarafından savunulmuş olan, bir ürünün değişim değerini, kullanılabilecek son birimin faydalılığı ile açıklayan ekonomi kuramı

Marshall Planı
*Avrupa'nın ekonomik kalkınması için toplu yardımı öngören ve ABD Dışişleri Bakanı General Marshall tarafından 1947 haziran ayında ileri sürülen plan. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Doğu Avrupa'da Sovyetlerin desteği ile komünist partilerin iktidara gelmesinden ve komünistlerin Batı Avrupa'da da güçlenmesinden endişeye kapılan Amerikan yönetimi bir yardım planı hazırlama gereği duymuştur.
*ABD Dışişleri Bakanı G. Marshall tarafından ortaya atılan 2. Dünya Savaşı sırasında büyük yıkıma uğramış Avrupa ülkelerine ekonomik yardım öngören program. 1948 yılında başvurumuz üzerine Türkiye de plan kapsamı içine alınmıştır.

Marksizm
Alman iktisatçı Karl Marx tarafından ortaya atılan ekonomik görüş. Felsefe, tarih, ekonomi, sosyoloji ve siyaset bilimlerini birleşik bir sosyal bilim içinde özgün bir bakış açısıyla açıklar. İnsanlık tarihinin gelişimini belirleyen, sınıf mücadeleleridir. Maddeciliğe (materyalizm) dayanır.

Matrah
Vergi borcunun hesaplanmasına temel oluşturan bir değer ya da miktar

Mavi yakalılar
Fabrika işçileri

Medyan Değerleri
Küçükten büyüğe doğru sıralanmış istatistiksel bir seride tam ortaya düşen ve seriyi iki eşit parçaya bölen değer

Menkul kıymet
Ortaklık veya alacaklılık sağlayan belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan dönemsel gelir getiren, misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları kurulca belirlenen kıymetli evraktır.

Menkul Kıymet Borsaları
Menkul kıymetlerin arz ve talebinin karşılaştığı örgütlenmiş piyasalardır.

Menkul kıymet ihracı
Sermaye piyasası araçlarının ihraççılar tarafından çıkarılıp halka arz edilerek veya halka arz edilmeksizin satışıdır.

Menkul kıymet iradı
Menkul ve gayri menkullerden elde edilen faiz, kira, rant gibi hasılatı ifade etmektedir.

Menkul Kıymet Ödünç İşlemleri
Aracı kuruluş ile müşteri arasında düzenlenen sözleşmede belirlenen esaslar dahilinde, ödünç veren taraftan açığa satış amacıyla ödünç alan tarafa, belirli bir dönem için menkul kıymetlerin verilmesi ve aynı cins menkul kıymetlerin mislen geri alınmasını

Menşe Şahadetnamesi
Bir malın üretildiği veya yapıldığı ülkeyi gösteren ve idari makamlarınca onaylanmış ve alıcı ülkenin konsoloslarınca vize edilen bir belgedir

Mercosur
Brezilya, Paraguay, Uruguay ve Arjantin'in oluşturduğu Latin Amerika Ortak Pazarı. Anlaşmanın yürürlüğe giriş tarihi 1994'tür. Merkezi Uruguay'dadır. Temeli Asuncion Antlaşması'yla atılmıştır. Antlaşmaya imza koyan ülkeler arasında gümrüklerin kaldırılmasını, tarım, sanayi, ulaşım ve mali konularda işbirliğini öngörür

Meritokrasi
Düşünsel yönden üstün nitelikli bir seçkinler grubu ve bu grubun ülke yönetimi içinde önemli konumlara geldiği sistem

Merkantil
ekonomi merkantilizm

Merkantilizm
Ticarete dayanan ekonomik sistem; ekonomik ulusalcılık ve devletçilik. Bu akımın doğuşunun temelinde uluslararası ticaretin gelişmesi ve ticaret sermayesinin güç kazanması bulunmaktadır. Merkantilistlerin önemle üzerinde durdukları noktaların başında bir ülkenin serveti ya da zenginliği ile dış ticaret bilançosu arasındaki ilişki gelmektedir. Ulusal ekonominin gösterdiği gelişmenin farkına varan merkantilistler, devletin ulusal zenginliği çoğaltmak amacıyla ekonomik faaliyetlere müdahalesini savunmuşlardır.

Merkez bankası
evletin para çıkarmak, para piyasasını denetlemek, altın stokunu, döviz rezervlerini kontrol altında tutmak gibi işlevler için kurduğu banka
*Banknot ihraç eden, hükümetin para ve kredi politikasını yürütmede yardımcı olan, veznedarlık görevini üstlenmiş, devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan bir kurumdur.

Merkez Bankası Bağımsızlığı
Kavramsal olarak merkez bankalarının kararlarında dış faktörlerden (çoğunlukla politik) etkilenmeden, kendi öngördükleri para politikası araçlarını serbestçe kullanabilmelerini ifade eder. Bağımsızlık kavramının içeriği ve kapsamı son derece geniş olup, tanımlanması zordur. Bu kavramı sayısallaştırmak, bağımsızlığı ölçmek amacı ile, yasal bağımsızlığı temsil eden Merkez Bankası Kanunu (hedefleri ve araçları kimin saptadığı, diğer kamu kurumları ile ne türden bir ilişkiye sahip olunduğu, başkanın seçilme ve görevden alınma süreçleri vs), ile uygulamadaki bağımsızlığı temsil ettiği düşünülen, o ülkedeki kurumsal ve kültürel yapı ile kişisel faktörler kullanılmaktadır. Enflasyonla Merkez Bankası bağımsızlığı arasında gözlemlenen yakın ilişki bu kavramın önemini artırmıştır.

Merkez Bankası Müdahalesi
Merkez Bankalarının kısa ve uzun dönemli para politikaları amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik olarak piyasalarda alım-satım yapmalarıdır. Müdahale ile müdahale edilen, döviz ve faiz gibi değişkenlerin piyasa fiyatlarının politika öngörülerindeki düzeylere düşürülmesi/yükseltilmesi hedeflenir. Müdahale yöntemleri farklılık gösterebilir. Merkez Bankaları taraf olup kendilerini göstererek doğrudan ve açık olarak müdahale edebilecekleri gibi dolaylı olarak da müdahale edebilirler. Benzer şekilde, Merkez Bankası müdahaleleri zaman ve miktar açısından önceden bildirilebileceği gibi, herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın da gerçekleştirilebilir. Müdahaleyi gerektiren durumlar, uygulanmakta olan para politikası hedefleri çerçevesinde şekillenir

Merkezi Takas
Borsa’da gerçekleşen tüm işlemlerin takasının yine Borsa’da sonuçlandırılmasıdır.

Mevduat
*Tevdiat, rehin, teminat akçesi, vadesi bir yıla kadar olan banka birikimleri.
* Belirli dönem için geri ödemek koşuluyla belirli bir
bedel karşılığında mevduat sahibi kişilerce bankalara tevdi edilen
paradır.

Mevduat sertifikası
Bankalara belirli bir vade ile yatırılan paralar karşılığında mevduat sahibine, yatırdığı mevduatın tutarını ve vadesini göstermek üzere verilen, hamiline yazılı belge. Mevduat sertifikasını, vadeli hesaba sahip mudilere verilen karne veya senet şeklindeki banka tahvili olarak da tanımlamak mümkündür.

Mevki rantı
Gayrimenkullerin piyasalara ya da şehir merkezlerine yakınlıklarına göre ortaya çıkan artı değer

Mevsimlik işsizlik
Dönemsel işsizlik; belirli mevsimlerde bazı üretim dallarında iş gücü talebinin artması veya azalması sonucu ortaya çıkan işsizlik. En çok tarım ve inşaat sektöründe kendini gösterir.

Mikro ekonomi
Ekonomik olayları bireysel açıdan ele alan ve çözümleyen ekonomi. Özellikle tüketicilerin ve firmaların davranış biçimlerini inceleme konusu yapar.

milli gelir
Bir ülkede bir dönemde yaratılan mal ve hizmetlerin parasal değerlerinin toplamından, amortismanların ve vasıtalı vergilerin çıkarılmasından sonra geriye kalan parasal değer

Millileştirme
*Yabancı firmalara ait ekonomik kuruluşların kamu mülkiyetine geçirilmesi
*Özel girişimcilerin elinde bulunan doğal kaynak, hizmet ve kuruluşların siyasal, toplumsal ya da ekonomik nedenlerle ulus adına devlete geçirilerek kamu yararına göre düzenlenmesi

Mizan
Muhasebede kontrol aracı olarak hesapların belli tarihlerde tekrar incelendikten sonra borç ve alacak toplamlarıyla bakiyelerinin bir cetvele toplu halde yazılması. Defterikebirin özetidir. Bankalar ve ticari kuruluşlar, ay ve yıl sonlarında ya da istenen herhangi bir tarihte durumlarını tespit edebilmek için defterikebir hesaplarının numara ve isimleri, zimmet ve matlup toplamları ile bakiyelerini gösterecek şekilde cetvel çıkarırlar. Mizana önce aktif hesaplar, sonra pasif hesaplar ve en son da nazım hesaplar yazılır.

monetarizm
Paranın klasik miktar teorisinin yeniden yorumlanması. 1940'lı ve 50'li yıllarda parlak dönemini yaşayan Keynes teorisinin 1960'larda gelişmiş sanayi ülkelerinde ortaya çıkan ekonomik sorunları açıklamakta ve gidermekte çaresiz kalması, monetarizmin gelişimini güçlendirmiştir.

Monetizasyon
Kağıt ya da madeni parayı tedavüle koyma. Zaman zaman iç borçtan kurtulma çaresi olarak sunulan monetizasyon, para basılarak iç borçların ödenmesidir. Genellikle monetizasyon denilince basılan parayla iç borçların tamamının bir seferde ödenmesi kastedilir.

Monopol
İnhisar, tekel, (1) bir malın üretim, dağıtım ve satışının ya da hizmetinin tek bir kuruluşun denetiminde olması, (2) sermayenin büyüdüğü ve yeni teknolojilerin büyük sermaye yatırımları gerektirdiği koşullarda belli bir malın ya da hizmetin pazardaki payının, malın arz koşullarını ve fiyatını belirleyecek oranını elinde tutan kuruluş.(3) İkame edilemeyen bir mal ya da hizmet üreticisinin piyasayı tek başına denetlemesi.

Monopson
Alıcı tekeli; bir mal veya hizmet için tek bir alıcının, çok sayıda satıcının bulunduğu piyasa türü. Haşhaşın tek alıcısının devlet olması gibi. Böyle bir piyasada fiyatın ne olacağını tek alıcı belirler. Satıcılar ise bu fiyatı kabullenmek zorunda kalır. Bir başka örnek pancar üreticileridir. İreticiler, ürünlerini sadece şeker fabrikalarına satmak zorundadırlar.

Montaj sanayi
Belirli bir üretim aşamasından geçmiş mamul parçaları bir araya getirmek suretiyle nihai malı üretme sanayi. İthal edilen yabancı malı parçaları birleştirip hiç bir yeni değer katmadan mamul mal haline getiren sanayii de ifade eder. Bu anlamıyla özel bir dolaysız yabancı sermaye yatırımıdır. Yabancı sermayedarın amaçları, ev sahibi ülkedeki ucuz iş gücünden yararlanmak, taşıma giderlerinden tasarruf etmek ve yabancı piyasayı ele geçirmek olabilir. Ev sahibi ülkenin bu sanayiden beklentileri ise döviz tasarrufu sağlanması, döviz gelirlerini artırması, işsizliğin yoğun olduğu ülkelerde yeni istihdam olanaklarının sağlanmasıdır.

Moratoryum
*Borç erteleme; vadesi gelmiş borçların tümünün veya bir bölümünün belirli bir süre için ödenemeyeceğini bildiren resmi duyuru veya hükümet kararı. Moratoryum, konsolidasyonun dış borçlar için uygulanan şekli olarak tanımlanabilir. Vadesi gelen dış borçlarını ödemek için kaynak bulamayan devletler, moratoryum ilan ederek ödemeyi daha sonra yapacağını beyan eder. Moratoryum ilanının sonuçları da konsolidasyondaki gibidir. Moratoryum ilan eden devlete olan güven sıfırlanır ve bu devletin yeni dış borç bulması imkansız hale gelir.
*Bir şirketin ya da devletin ödeyemediği borçlarını ertelemesi işlemidir.
*Borçlanıcının, ödeme gücünü kaybetmesi nedeniyle borçlarının tümünü veya bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etmesidir. Genelde borçlu ve alıcı arasında borcun yeniden yapılandırılması ile sonuçlanır.

Muhafaza fiyatı
Satıcıların ellerindeki belirli bir malı satmaya razı oldukları en düşük fiyat

Muhasebe
İşletmelerde meydana gelen ve para ile ifade edilebilen işlemleri kayıtlara geçirerek bunlardan doğan sonuçları saptama ve yorumlama etkinlikleri

Multilateralizm
Herhangi bir sorunda eyleme geçmek için iki veya daha fazla devletin katılımını sağlama politikası. Daha çok uluslararası politikada kullanılır

Mundell Modeli
Ekonomide iç ve dış dengenin sağlanması için hangi iktisat politikalarının izlenmesi gerektiğini açıklamaya çalışan model. 1962'de R.A. Mundell tarafından geliştirilmiştir. Mundell'e göre para politikası dış dengeyi, maliye politikası ise iç dengeyi sağlamak amacıyla kullanılmalıdır. Maliye politikası tam istihdamın ve fiyat istikrarının sağlanması açısından para politikasından daha etkindir.

Munzam karşılıklar
Bankaların topladıkları mevduatın belirli bir oranını merkez bankasına güvence olarak yatırmaları

Mutlak rant
Bir ülkede tüm toprakların üretime açılması sonucu, tarımsal ürün fiyatlarının, topraklarda çalışan üreticilerin de kar edebilecekleri bir düzeye çıkmaları sonucu oluşan rant

Mükellef
Hissesine düşen vergi yükünü ödemeye mecbur olan gerçek ya da hükmi şahıs

Mülkiyet
Bir eşya üzerinde sahibine kullanma, faydalanma ve tasarruf yetkilerini veren haktır. Mülkiyet hakkına konu olan eşya taşınabilir ise "menkul mülkiyet", taşınamaz ise "gayrımenkul mülkiyet" adını alır.

Müterakki vergi
Kademeli vergi; artan oranlı vergi; gelir vergisine tabi matrah yükseldikçe vergi oranının da arttığı vergileme türü. Vergi oranının artışının tek kaynağı matrahın fazlalaşması olmayabilir. Örneğin veraset ve intikal vergisinde kendisine miras kalan kişinin mirası bırakana yakınlık derecesi de vergi oranını etkiler. Zaman, medeni durum gibi faktörler de bu vergi oranını değiştirebilir. Bu nedenle artan oranlar, özellikle gelir ve servet vergilerinde uygulanmaktadır.

Müteselsil borç
Bir borç ilişkisinde birden fazla kişinin alacaklıya karşı aynı nedenden dolayı ve her birinin borcun tamamı için asıl borçlu sıfatıyla sorumlu tutulabilmesi hali. Müteselsil borçlarda alacaklı kişi, borçluların birinden ya da bir bölümünden alacağın tamamını veya bir kısmını isteyebilir. Bir kısmının tahsili halinde ödemede bulunan borçlu da dahil olmak üzere tüm borçlular kalan borcu ödemekle yükümlüdür.

Müteşebbis
Üretim faktörlerini belli bir organizasyon dahilinde birleştirerek mal ve hizmet üreten, bunu yaparken de kar veya zarara katlanmak zorunda olan kişi

Müşteri bazında saklama
1995 yılından itibaren borsa yatırımcılarının borsa üyeleri nezdindeki saklama hesaplarının Takas bank nezdinde eşlenerek müşterinin kod ve şifresini kullanarak Takas bank nezdindeki bakiyesini takip edebilmesini sağlayan hizmettir.

Müşteri Emirleri
Müşterilerin Borsa’da menkul kıymet alıp satmak amacıyla Borsa üyelerine yazılı ya da sözlü şekilde ilettikleri emirlerdir.

Müşteri İsmine Saklama Sistemi
Takasbank sisteminde Müşteri kodlarıyla takip edilem alt hesapların Takasbank’ın yapacağı düzenleme ile isme çevrilmesini, her bir yatırımcı için verilecek sicil numarası ile takip edilerek yatırımcının kimlik bilgilerinin tespitinin mümkün hale getirilmesi.

N

NAFTA

Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması. ABD, Kanada ve Meksika'yı kapsar. Amerika ile Kanada serbest ticaret anlaşmasına 1989'da girmiş, Meksika ile olan anlaşma da Ekim 1992'de imzalanmıştır.

NAKİT AKIM TABLOSU
İşletmenin nakit giriş ve çıkışlarını gösteren tablodur. Düzenlendiği dönem itibariyle nakit açığı veya fazlasını gösterir ve finansal planlamada kullanılır.

NAKİT AKIŞ ORANI
işletmenin nakit rezervlerinin yabancı kaynakları karşılama gücünü göstermektedir. Net Dönem Kari+Amortismanlar-Nakit çıkışı Gerektirmeyen Giderler(Toplam) / Kısa Vadeli Borçlar-Uzun Vadeli Borçlar

Nakit Piyasalar
Vade uygulanmadan aynı gün valörlü işlemlerin yapıldığı piyasalardır.

Nakit Tahsilat
Satıcı firmanın , riskine veya factoring uygulamasından doğan masraflara karşı factoring kuruluşuna yaptığı ödemeler .

Nakliyat Acentası
"Malların taşınması ile uzmanlaşmış kişi, genellikle nakliyat komisyoncusudur. "

Nakliyat Sigortası
Taşımada mallara veya taşıma araçlarına gelecek zararları karşılayacak olan sigorta

Nakliye Vesaiki
Malın yüklenmek veya sevk edilmek üzere teslim alındığını gösteren vesika.

Nama Yazılı Hisse Senetleri
Hisse senedinin üzerinde sahibinin adının yazılı olduğu ve şirketin pay defterine bu adın kaydedildiği hisse senetleridir.

Narh
*Mal ve hizmet fiyatlarının kamu otoriteleri tarafından belirlenmesi. Tek fiyat olarak uygulanabileceği gibi asgari ve azami fiyat sınırları içinde de kalabilir. Uygulama tavan fiyat ve taban fiyat olmak üzere iki yönlü olabilir. Tavan fiyat uygulamasında mal ve hizmetin satılabileceği en yüksek fiyat belirlenir. Temel amaç tüketiciyi korumaktır.
*Kamu otoritesi tarafından temel ve zorunlu ihtiyaç maddeleriyle hizmetlerin toptan ya da perakende fiyatları için bir taban ya da tavan belirlenmesi.

NASDAQ (National Association of Securities Dealers Automated Quotations)
Tezgah üstü piyasalarda (resmi bir düzenleyicisi olmayan) işlem gören menkul kıymetler için alım-satım fiyatlarının gösterildiği otomatik bilgi ağı .

Navlun
*Bir limandan başka bir limana götürülmek üzere gemiye yüklenen yük.
* "Taşıyıcının nam ve hesabına ödenecek olan, eşya ve yolcunun taşınmasına ilişkin ücretlerin tamamıdır. "

Negatif gelir vergisi
Gelir düzeyleri yetersiz olanlara devletçe bir kerede ödenmesi gereken bir tür sosyal transfer harcaması. İlk olarak Amerikalı ekonomist Milton Friedman tarafından ortaya atılmıştır.

Neoklasik İktisat Okulu
1870'li yıllardan özellikle 1920 yılının sonlarına kadar geçen dönem içinde klasik değer teorisinde köklü değişmeler yapmakla birlikte klasik görüşleri ve liberal ideolojiyi sürdüren iktisatçılar tarafından savunulmaktadır.

Net yatırım
Bir ülkede bir dönemde ekonomideki mevcut sermaye stokuna yapılan net ilave

Net Bugünkü Değer (Present Value)
Bir yatırımın yatırım dönemi boyunca sağladığı getirinin piyasa faizi veya kendi faizi ile iskonto edilmesi, bugüne indirgenmesi sonucu ulaşılan değerdir

NET KAR MARJI ORANI
işletmenin satışlarının vergi sonrası kara göre karlılığını ölçmektedir. Net Dönem Kari / Net satışlar

Net İç Varlıklar
Merkez Bankası’nın net iç varlıkları (NİV), para tabanından ay sonu cari kurlar ile hesaplanan Net Dış Varlıklar kalemi çıkartılarak hesaplanır. Para tabanı, Merkez Bankası emisyonu artı bankacılık sektörünün Merkez Bankası nezdindeki TL mevduatları olarak tanımlanır. Merkez Bankası’nın net dış varlıkları ise, Bankanın net uluslararası rezervlerinin, orta vadeli döviz kredilerinin (net) ve diğer net dış varlıkların toplamı olarak tanımlanır.

New Deal Yeni Düzen.
1929 dünya ekonomik krizinin etkisinden kurtulmak amacıyla ABD başkanlarından Franklin Roosevelt'in seçim kampanyasında ortaya attığı ve 1933 yılında uygulamaya koyduğu, 1945'e kadar süren önlemler paketi.

NIBOR
New York'daki en büyük 12 kredi kurumunun altı aylık faiz ortalaması (New York Interbank Borrowing Offer Rate)

NICs (Newly Industrialized Countries)
Yeni sanayileşmekte olan ülkeler

Nihai mal
Üretim aşamalarından geçerek son biçimini almış ve doğrudan tüketime hazır bir hale gelmiş mal

Nominal faiz
Bir üretim faktörünün getirisi açısından belli bir zaman süresinde sermaye birikimini kullanmanın fiyatı olan faizin cari değeri

NOMİNAL FAİZ ORANI
Piyasada uygulanan cari faiz oranlarıdır. Fiyat hareketlerinden arındırılmadığından reel faiz düzeyini göstermez.

Nominal Değer (Par Value)
Menkul değerlerin üzerinde yazılı olan değerdir. Bir hisse senedi başına sermayeden düşen payı belirtir. İMKB, borsaya kote olmuş tüm senetlerin nominal değerlerini 1.000 lira olarak kabul etmiştir. Fakat, kote olmayan şirketlerin genelinde de nominal değer 1.000 lira olarak kullanılmasına karşın 500 lira veya 5.000 lira gibi nominal değerler de kullanılmaktadır.

Nominal fiyat
Tahvil ve hisse senedi gibi değerli kağıtların üstünde yazılı olan itibari değer

Nominal gelir
Gelirin para ile ifade edilen şekli. "Nakdi gelir" ya da "parasal gelir" olarak da ifade edilen bu kavram gelirin satın alma gücünü içermez. Bu nedenle fiyatlar genel düzeyinin sürekli yükselme gösterdiği ekonomilerde nominal gelirdeki artışlar gelirdeki gerçek artışları yansıtmayacaktır. Gelirdeki gerçek değişmelerin hesaplanmasında reel gelir kavramından yararlanılır.

Nominal ücret
Üretim faaliyetine katılan emek faktörünün, yarattığı maldan aldığı nakit para miktarı

Normal Emir
Küsüratsız şekilde tam olarak, önceden belirlenmiş işlem birimi ve katları halinde verilmiş olan emirlerdir

Normatif ekonomi
Basitleştirilmiş ekonomik ortamda bulunan bir ekonomik birimin ne yönde karar almasının uygun olacağının belirlenmesi

O

OAPEC Petrol İhraç eden Arap İlkeleri Teşkilatı (Organization of Arab Petroleum Exporting Countries)
1968'de petrol ihracatçısı Arap ülkeleri arasında ticari ve endüstriyel dayanışmayı gerçekleştirmek amacıyla kurulmuştur.

Odalar Birliği
Tüzel kişiliği olan meslek kuruluşu

OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Organisation for Economic Cooporation and Development)
1960 yılının aralık ayında imzalanan bir konvansiyonla 1961'in eylül ayında faaliyete geçmiştir. Merkezi Paris'tedir.

Offset
Denkleştirme, karşılık, telafi; çok büyük projelerde, proje sahibi ülkeye dolaylı yollardan döviz kazandırma sistemine verilen ad. Bu sistem ilk defa Batılı şirketler tarafından Doğu ülkelerinde başgösteren döviz sıkıntısı üzerine ortaya atılmıştır.

Offshore
Kıyı ötesi. İngilizce konuşulan ülkelerde metropol dışı bölgelerde girişilen iktisadi işlemleri ifade etmek için kullanılır. Deyim, ABD'nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'ya yaptığı Marshall yardımı sırasında yaygınlaşmış, sonraları NATO terminolojisinin içinde de yer almıştır. NATO ihtiyaçları dolayısıyla üye ülkeler tarafından verilen siparişler, bu devletlerin ödemeler bilançosunda "offshore" başlığı altında toplanmaktadır.

OGEC Gaz İhraç eden İlkeler Teşkilatı (Organization of Gas Exporting Countries).
Üyeler: Cezayir, Nijerya, Endonezya ve Katar'dır. Bu ülkeler petrol rezervlerinin tükeneceğini hesaplamakta, ölçülmeyecek derecede geniş doğal gaz rezervlerini kullanma eğiliminde görülmektedirler.

Okyanus Taşımacılığı Fişi
Okyanus üzerinde taşımacılık yapabileceğine dair Uluslararası Taşımacılık Birliğinden verilen belge.

Oligopol
*Satıcıların tekeli; piyasanın bir çok üreticiye dağılmış olması; tekel karşılığı; az sayıda üreticinin veya satıcının fiyatları etkileyebildiği ve pazarı büyük ölçüde denetleyebildiği piyasa türü
*Belli bir malın üretiminin sınırlı sayıda firma tarafından yapıldığı piyasa türü.

Oligopson
Alıcıların tekeli; alıcının sınırlı sayıda, satıcının ise çok sayıda olduğu piyasa türü. Bu durumda alıcılar piyasaya egemendir. Bu piyasada her alıcı satın aldığı miktarın ve ödediği fiyatın rakip firmaların satın alacağı miktara ve ödeyeceği fiyata etki edeceğini bilir.

Onaylanmış Kredi Mektubu
Yabancı bir banka tarafından yazılmış, yurt içinde bir banka tarafından geçerliliği kabul edilmiş kredi mektubudur.Eğer yabancı alıcı veya yabancı banka yükümlülüklerini yerine getirmese bile, yerli bankanın, ihracatçının ödeme koşullarını güvence altına alan onaylanmış kredi mektubudur.

Onaylı Alacak
Belli bir anda her bir alıcı için IF tarafından verilmiş olan garanti limitinin içinde kalan alacaklardır.

Onaysız Alacak
Belli bir anda her bir alıcı için IF tarafından verilmiş olan garanti limitinin üzerindeki alacaklardır

OPEC Petrol İhraçeden İlkeler Teşkilatı (Organisation of Petroleum Exporting Countries)
1960 yılının eylül ayında, İran, Irak, Suudi Arabistan, Kuveyt, Venezuela ve Katar, Caracas«ta bir araya gelerek OPEC'i oluşturmuştur. Birliğin kurulmasında öncü, Venezuela'dır. Daha sonra Endonezya, Libya, Abu Dhabi, Cezayir, Nijerya, Ekvador ve Gabon bu kartele katılmıştır. Amaç, ham petrol fiyatına istikrar kazandırmak, petrol ihraç politikalarını koordine etmektir.

Opoze Hisse Senedi
Üzerinde devir ve satış yasağı bulunan hisse senedidir.

Oportünizm
Fırsatçılık, az gelişmiş ülkelerden elde edilen büyük karların gelişmiş ülkelerin üst tabakaları tarafından da paylaşılması, genel prensiplere önem vermeyerek hal ve zaman fırsatlarından yararlanma, geniş anlamda iki yüzlülük, uzlaştırıcılık

Opsiyon
*Tercih, daha önceden belirlenen bir fiyatla belirli bir tarihte alış veya satış yapma hakkı. Opsiyonu satan kişi yükümlülüğünden vazgeçemez. Alan ise kullanıp kullanmama hakkını dilediği yönde belirler. İster kullanır, ister vazgeçer.
*Bir malın belli bir süre içinde belli fiyattan satılması için alıcıya tanınan süre. Bir satıcının satmak üzere aldığı malın parasını belli bir süre sonra ödeme hakkıdır.
*Belirli bir kıymeti, önceden belli bir vade ve fiyattan alma-satma hakkı veren kontratlardır. Kontratı elinde tutan kontrata konu olan kıymeti alma (call-option) veya satma (put-option) hakkına sahip olurken, kontrattan kaynaklanan herhangi bir yükümlülüğü yoktur. Kontratı satan (yazan) taraf ise vadede kontratı elinde tutan tarafın, kontrata konu olan kıymeti kontrat şartları içerisinde almak-satmak istemesi halinde, sözleşme hükümlerini yerine getirmekle yükümlüdür. Opsiyonu satan (yazan) taraflar bu işlem karşılığı prim geliri elde etmektedirler. Belirsizliğin (volatilitenin) yüksek olduğu piyasalarda, kontrat karşılığı prim talepleri çok yüksek boyutlara ulaşabilmektedir.

Opsiyon Primi
Opsiyon sözleşmesinin satın alan tarafın önceden belirlenmiş bir kullanım fiyatından belli miktarda bir kıymeti belli bir tarihte, veya öncesinde satın alma veya satma hakkını elde etmek amacıyla opsiyon sözleşmesini satan tarafa ödediği fiyattır.

Opsiyon Sözleşmesi
Belli miktarda bir malı, menkul kıymeti veya finansal göstergeyi belli bir fiyattan ileride önceden belirlenmiş bir tarihte veya öncesinde alma veya satma hakkıdır

Optimal
Ekonomide sık olarak kullanılan ve belirli amaçlara bağlı olarak bir değişkenin alabileceği en iyi değeri ifade eden kavram. Örneğin bir firmanın amacı kar maksimizasyonu ise o firmanın optimum ya da en iyi üretim seviyesi, karın maksimum olduğu üretim seviyesidir.

Optimal refah düzeyi
Toplumu oluşturan kişilerden en az birinin refahını azaltmadan diğer kişilerin refah düzeyini artırmanın mümkün olmaması hali

Optimum tarife
Bir ülkenin ithalata uyguladığı gümrük tarifesinin bir sınırdan sonra yükseltilmesi

Oransal Teminat
Üçer aylık dönemlerde hesaplanan ve Borsa üyelerinin Hisse Senetleri Piyasası’nda gerçekleştirdikleri işlemlerin günlük ortalama tutarının % 4’üdür.

Ordino Ticari
Yükleme ve boşaltma yapılmadan önce bunun ne şekilde yapılacağını göstermek üzere gemi acentalarının kaptana veya nakliye acentalarının nakliyeciye hitaben yazdıkları talimat.

Ordinal fayda
Belli bir malın faydasının, rakamlarla ölçülmeyip malların faydaları yönünden sıralanması

Orjinal Fatura
Hareket limanlarında her boşaltma limanı için ayrı ayrı düzenlenen ve hareket limanlarındaki gümrük memurları tarafından imza olunmuş şekilde boşaltım yapılacağı liman gümrüklerine ibraz olunan manifestolar.

Ortak Taşıyıcı
Tazminat için kişileri veya malları taşıyan şahıs, ortaklık veya şirkete denir.

Orta fiyat
Ne düşük ne de yüksek olan fiyat

Orta vadeli kredi
Genellikle 2.5 yıl süreli krediler

Ortaklık
İki veya daha fazla kişinin ortak bir amacı gerçekleştirmek için belli bir ortaklık sözleşmesiyle kurduğu şirket

Ortak Taşıyıcı
Tazminat için kişileri veya malları taşıyan şahıs, ortaklık veya şirkete denir.

Ortalama Teminat
Üçer aylık hesaplama dönemlerinde tüm Borsa üyeleri için hesaplanan oransal teminat tutarlarının basit ortalamasıdır.

Ortalama gelir
Firmanın ürettiği her birimden elde ettiği gelir

Otomatik İşleme Kapama
Bir menkul kıymet yada menkul kıymet grubununfiyat ve/veya işlem miktarının, belirlenen bi r süre içerisinde belirlenen bir parametreyi aşan bir değişim göstermesi durumunda, o menkul kıymetlere aitişlemlerin geçicibir süre için otomatik olarak durdurulma

Otarşi
*Bir ülkenin kendi kendine yetmesi, dış ülkelere ihtiyacı olmaması
*Kendi kendine yeterlilik; ülkenin tüm dış ekonomik bağlılıklarının ortadan kaldırılması.

Ortodoks İstikrar Programı
Uluslararası Para Fonu IMF’nin 1970’li yıllardan bu yana enflasyonla mücadele eden ülkelere tavsiye ettiği programlara genel olarak verilen addır. Ortodoks kelimesi burada klasikleşmiş, klişeleşmiş istikrar programları anlamında kullanılmaktadır. Bu programda IMF ücretlerin dondurulmasını, program öncesi belirli bir oranda devalüasyon sonrası yavaşlatılmış kur politikasını tavsiye eder ve tüketimi kısarak enflasyonun kontrol altında tutulmasını önerir. Bu klasik program bir çok uygulayıcı ülkede başarıya ulaşamamış, hatta enflasyonun daha da hızlanmasına neden olmuştur.

Operasyonel Bütçe Dengesi
Faiz hariç ve dahil bütçe dengesini gösteren geleneksel tanımların, özellikle ekonomik istikrara sahip olmayan ülkelerde açığın etkilerini tam olarak yansıtmadığı düşüncesi ile oluşturulmuş bir kavramdır. Esas olarak bütçe açığının önemi açığın ekonomideki toplam büyüklükler (toplam talep, toplam arz) üzerinde yarattığı etkiden kaynaklanmaktadır. Operasyonel bütçe açığı kavramı, toplam talep üzerinde etkili olan açığın, bütçe dönemi içerisinde ödenen faiz ödemelerinin reel kısmı olduğunu, nominal kısmın, toplam talep üzerinde etkili olmadığı varsayımından hareket eder. Bu çerçevede nominal faiz ödemeleri, faiz ödemesini elde eden birimler tarafından dönem başındaki servetlerinin reel değerinin amortismanında (korunmasında) kullanılmakta ve aynı amaçla yeniden yatırıma tabi tutulmakta, dolayısıyla tüketim harcamalarına yönelmemekte ve toplam talep üzerinde bu anlamı ile etkili olmamaktadır. Dolayısıyla, talep artışı sadece reel faiz ödemelerinden kaynaklanmakta ve operasyonel bütçe açığı bu anlamı ile açığı ifade etmektedir.

Oto finansman
Bir işletmenin kendi gücüyle sermaye ortaya koyması; kuruluşun kendi öz kaynaklarından yeni bir yatırım gerektirdiği fonları sağlayabilmesi. Kredi, hisse senedi ve tahvil gibi araçlara başvurulmadan iç finansman gücünün yüksek olduğu bir mali yapıya sahip şirketler tarafından uygulanır. Otofinansman, bir işletmede yatırımların o işletmenin karı ile gerçekleştirilmesidir. Safi kardan kurumlar ve gelir vergisi düşüldükten sonra kalan kısmın dağıtılmayıp işletmenin bünyesinde bırakılmasıyla sağlanır.

Otonom
ihracat Ulusal gelirden bağımsız olarak artan ya da azalan ihracat

Outlet center
Malların üreticiler tarafından tüketiciye doğrudan sunumu; fabrikadan halka direkt satış yapılan mağaza. Daha çok imalat ve ihraç fazlasının eritildiği merkezler olarak bilinir. Böylece marka da korunmuş olmaktadır. Ağırlıklı olarak tekstil sektörü bu tip mağazalara ihtiyaç duyar. Bu alışveriş merkezlerinin ana vatanı Amerika Birleşik Devletleri«dir.

Oyun kuramı
Çıkarları çatışan rakiplerin davranışlarına ilişkin çeşitli varsayımlar altında ortak bir dengeye ulaşılıp ulaşılamayacağını analiz eden kuram

Ö

Ödemeler bilançosu
Bir ülke ile diğer bir ülke arasında bir yılda tüm iktisadi ilişkilerin sistemli bir biçimde yer aldığı bilanço

Ödeme Emri
Alacaklı olan kişinin verecek olan kişiye resmi olmayan ödeme talimatıdır.Belirli miktarda para , daha önce belirlenmiş veya belirlenecek bir tarihte ödenecektir.

Ödemeler dengesi
*Bir ülkenin ithalat harcamalarıyla ihracat gelirleri arasında dengeyi tanımlayan makro-ekonomik terim. Çift kayıtlı muhasebe sistemine göre tutulur. Yabancılardan ödeme yapılmasını sağlayan işlemler alacak, yabancılara ödeme yapılmasına neden olan kalemler ise borçlu kaydedilir. Dışarıya yapılan ödemelerin fazla olması durumunda pasif, tersinde aktif ödemeler dengesi söz konusudur. Bazı ülkelerde, "görülen ticaret"teki açık "görünmez ticaret"teki fazlalıkla giderilir. Açık çoğu zaman dışarıdan gelen kredilerle ya da ulusal altın ve döviz rezervleri kullanılarak kapatılır.
*Bir ülkenin yıl içinde diş ülkelere yaptığı ödemeler ile diş ülkelerden sağladığı gelirleri gösteren bilançodur.

Ödenmiş Sermaye
Esas sermaye sistemine tabi ortaklıklarda, ortaklarca taahhüt edilen sermayenin nakden ödenmiş kısmıdır.

Ödenmiş Ve Sigortalanmış Taşıma
"Taşıma ücretinin veya taşıma ve sigorta ücretlerinin birlikte daha önce belirlenmiş hedef yer için yatırılmasını ücretlendirilen terimdir. Eğer taşıma şekli deniz yolu ile yapılmıyorsa ödenmiş taşıma,"ücret ve nakliye" terimi yerine ; ödenmiş ve sigortalanmış taşıma da “ücret,sigorta ve nakliye” terimi yerine kullanılır."

Ön Ödeme
Factoring şirketi tarafından temellük edilen alacaklara ilişkin olarak belli oranda müşteriye yapılan ödemeler .

Ölçek ekonomileri
Maliyet masraflarının düşürülmesi yoluyla elde edilen kazançlar; geniş çaplı üretimin sağlamış olduğu tasarruflar. İçsel ve dışsal ekonomiler olmak üzere ikiye ayrılır. Ölçek ekonomisi firmanın içinde veya firmanın bulunduğu sanayi dalında meydana geliyorsa bu ekonomiler içsel olarak adlandırılır. Firmaların daha çok üretmek yoluyla emek ve teçhizatı daha verimli kullanmalarını, pazarlama ve yönetim masraflarını azaltmalarını ifade eder. Dışsal ekonomiler ise firmaların birbirinden bağımsız olarak aldığı kararlarla diğerlerinin giderlerinde yarattıkları azaltıcı etkileri belirtir. Kısaca bir üreticinin diğer bir üreticiye yapmış olduğu karşılıksız yararlar olarak tanımlanabilir.

Ölü zaman
Üretimde boşa geçen zaman, makinenin ya da araçların bozulmasıyla işin durması

Örtülü sermaye
Bir kurumun sermayesine dahil olması gerekli değerlerin ödünç alınmış gibi tutulması

Örümcek ağı teorisi
Tarımsal ürün arzının, talebine uyum göstermesinde belli bir zamana ihtiyaç duyulması, şimdiki dönemin arzının geçmiş dönem fiyatlarına bağlı olması ve bu nedenle tarımsal ürün fiyat, talep ve arzlarındaki dalgalanmalardır. Bu dalgalanmaların bir şekil üzerinde açıklanmasından elde edilen eğriler, örümcek ağına benzediğinden bu kuram, örümcek ağı kuramı olarak bilinmektedir.

ÖZ SERMAYE KARLILIĞI ORANI
işletmelerin öz sermaye karlılığını göstermektedir. Net Dönem Kari / öz sermaye

Özel Denetleme
Menkul kıymetlerin halka arzı için kayda alınmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu’na başvuran veya Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında olup, birleşme, devir veya tasfiye durumunda bulunan anonim ortaklıklar ile aracı kurumlar ve yatırım ortaklıklarından Kurul

Özel Emir
Borsa Yönetim Kurulu’nca her hisse senedi için ayrı ayrı belirlenmiş olan "bir seferde girilebilecek işlem miktarı"nı aşan ve blok satış miktarından az miktarlı olan emirlerdir.

Özel Limit Fiyatlı (OLFE)
Emir miktarının "Sıfır-0" olarak girildiği, sadece fiyat verilerek sisteme aktarılan emirlerdir.

Özel Sektör Tahvilleri
Anonim şirketler tarafından çıkarılan borçlanma senetleridir. Vadeleri en az iki yıl olmak üzere serbestçe belirlenebilir ve sabit veya değişken faizli olarak ihraç edilebilir. Kupon ödemeleri yılda 1,2 ya da 4 defa olabilir

Özelleştirme
*Kamu yönetimi ve mülkiyetindeki iktisadi teşebbüslerin özel kişi ve kuruluşlara devredilmesi. Kamu mülkiyetindeki anonim şirketlerin hisse senetlerinin özel kişi veya kuruluşlara satışı yoluyla ya da kamu-özel sektör ortaklığı kurma yoluyla gerçekleştirilir.

P

Paketleme Listesi
Bu liste ürünün neyden yapıldığı, neler içerdiği, nasıl yükleme yapılacağı ve benzeri bilgileri içermektedir.

Panik
Halkın finans yapısına güvenini kaybettiği ekonomik ve mali kriz. Böyle bir durum, borsaların düşmesi, mevduat sahiplerinin bankalara hücum etmesi, şirketlerin iflas etmesi şeklinde karakterize edilir. Modern kapitalizmde ilk panikler, 1720«de Fransa ve İngiltere«de yaşanmıştır. ABD ilk paniği 1819 yılında görmüş, bundan sonra 1837, 1857, 1869, 1873, 1907, 1929 ve 1987 de panik yılları olmuştur.

Para
*Nakit, servet, alışverişte mübadele aracı. Malların ve hizmetlerin değerini ölçmekte kullanılan soyut hesap birimidir. Bir toplumun kıymet ölçüsü ve mübadele vasıtası olarak kullanmayı kabul ettiği nesnedir. Kıymet ölçüsü ve mübadele vasıtası olmasının yanı sıra kıymet taşıyıcısı ya da kıymet biriktirme aracıdır. Mal gibi üretilir, piyasaya arz edilir ve talep edilir. Ancak diğer mallardan farklı özelliği, bir mübadele aracı olmasıdır. Kolaylıkla el değiştirebilir. Ayrıca diğer malların tüketilerek son bulma özelliğine karşılık para ekonomide tekrar kullanılmak üzere kalır ve dolaşır. Aynı zamanda kıymet ölçüsüdür.
*Mal ve hizmetlerin değişim aracı. Ekonomide madeni, banknot para birimlerinin yanı sıra vadesiz mevduatlar ve kredi kartları da para unsurları içinde sayılır. Değişim aracı, değer ölçütü ve saklama işlevi vardır. Vadeli mevduat, devlet tahvili gibi değişim araçları da para benzeri olarak değerlendirilir.

Para aldanması
İşçilerin ücretlerinde yapılacak bir indirime karşı direnirlerken, parasal ücretleri aynı kaldığı halde fiyatlar genel düzeyindeki yükselme sonucu reel ücretlerdeki azalmaya daha duyarlı olmaları

Para arzı
*Merkez bankası tarafından ekonominin genel ihtiyaçlarına göre dolaşıma çıkarılan para
*Para stoku anlamında da kullanılır. Belirli bir anda ekonomide dolanımda bulunan ve para olarak kullanılan araçların toplamıdır.

Para ekonomisi
Değişim aracı olarak paranın kullanıldığı ekonomi, (1) ekonomik yaşama paranın egemen olması, (2) takas yoluyla değişimin yerini para ile değişimin aldığı ve böylece üretimin çok geniş ölçüde tüketim için değil pazar için yapıldığı ekonomi sistemi.

Para erozyonu
Enflasyonun etkisiyle paranın değerinde oluşan yıpranma

Para Kurulu (Currency Board)
Döviz kuru rejimlerinden biridir. Bu tür bir uygulamada, ulusal paranın değeri yabancı bir para birimine veya yabancı para birimlerinden oluşan bir sepete karşı sabitlenir. Para politikası uygulaması açısından bakıldığında parasal tabanın sadece yabancı para karşılığında yapılan işlemlerle değişmesine izin verir. Diğer bir deyişle, merkez bankasına önceden belirlenmiş sabit bir kurdan döviz satıldığı zaman para miktarı artar, merkez bankasından döviz alındığı zaman azalır.

Para piyasası
*Kısa vadeli kredi talepleriyle kısa vadeli kredi arzlarının karşılaşması
*Kısa vadeli fon (kredi) arz ve talebinin karşılaştığı, genellikle merkez bankaları tarafından yönlendirilen piyasalardır.
*Kısa vadeli (uluslararası piyasalar için 90 gün ve daha az), yüksek likiditeye sahip finansal enstrümanların işlem gördüğü piyasalardır

Para Politikası
*Bir ülke ekonomisindeki para arz hacmini değiştirmeye yönelik politikalar bütünüdür. Uygulama yöntemleri arasında Merkez Bankası’nın senetleri nakite çevirdiği açık piyasa müdahalesi, banka işlemleri ve kredi tavanının değiştirilmesi sayılabilir. Para politikaları depresyonda yetersiz kalır.
*Ekonomik büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı gibi hedeflere ulaşabilmek için paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik olarak alınan kararları ifade eder. Uygulanmasından sorumlu kuruluşlar merkez bankalarıdır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda, Bankanın temel amacının fiyat istikrarı olduğu ifade edilmiştir.

Para Politikası Kurulu - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Monetary Policy Committee)
Fiyat istikrarını sağlamak amacıyla para politikası ilke ve stratejilerinin ve bu stratejiler çerçevesinde Hükümet ile birlikte enflasyon hedefinin belirlemesi, Türk Lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirlerin alınması ve yabancı paralar ile altın karşısındaki muadeletini tesbit etmeye yönelik kur rejiminin, yine Hükümet ile birlikte belirlenmesi ile görevli ve yetkili olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde oluşturulmuş bir kuruldur. Para Politikası Kurulu, Başkan (Guvernör)ın başkanlığı altında, Başkan (Guvernör) Yardımcıları, Banka Meclisince üyeleri arasından seçilecek bir üye ve Başkan (Guvernör)ın önerisi üzerine müşterek kararla atanacak bir üyeden oluşur. Hazine Müsteşarı veya belirleyeceği Müsteşar Yardımcısı toplantılara oy hakkı olmaksızın katılabilir.

Para talebi
Bir ülkede belirli bir dönemde kişilerin ekonomik varlıklarını para olarak ellerinde bulundurma istekleri

Paranın Dolaşım Hızı (Velocity)
Bir birim paranın kaç birim mal veya hizmetin el değiştirmesine imkan sağladığını gösterir. GSMH / Para Stoğu ile ifade edilir.

Parasal Aktarım Mekanizması (Monetary Transmission Mechanism)
Para politikası kararlarının üretim, tüketim, istihdam gibi reel ekonomik aktiviteleri ekonominin kendi dinamikleri aracılığı ile etkilemesini sağlayan mekanizmadır. Örneğin, Merkez Bankasının kısa vadeli faizleri değiştirerek, enflasyon beklentileri, piyasa faiz oranları, vade yapısı, para - kredi büyüklükleri ile aktif fiyatlarını etkilemesi ve belli bir süre sonra bu değişmelerin reel büyüklükler üzerinde etkili olması bu mekanizmanın çalışma biçimini oluşturur. Ancak, böyle bir mekanizmanın net olarak tespit edilmesi, davranışsal bir takım tanımlamalar da gerektirdiğinden, oldukça zordur.

Parafiskal gelirler
Devletin kendilerine verdiği yetkiye dayanarak ticaret odası, tabipler odası gibi kamu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sosyal güvenlik kuruluşları tarafından tahsil edilen ancak devlet bütçesine dahil edilmeyen kamu geliri türü. Parafiskal gelirlerin vergiye benzeyen yönü, bunların vergi gibi cebri bir yükümlülük olmasıdır.

Pareto optimumu
Toplumsal refah kriteri. Toplumdaki bireylerden en az birinin refahını azaltmadan diğer birinin refahını artırma imkanı yoksa o toplumun refahı optimumdur. Pareto optimumunun gerçekleşmesi için hem üretimde hem de tüketimde etkinlik sağlanmalıdır. Kanun, İsviçre-İtalyan soyundan gelmiş bir iktisatçı ve sosyal bilimci olan Vilfredo Pareto'nun (1848-1923) adıyla anılır. Pareto'ya göre toplumun belli başlı sınıfları arasındaki gelir dağılımını saptayan iki unsur vardır. Biri toplumun kültürü, diğeri ekonomideki verimlilik düzeyidir. Ekonomi ne kadar verimli olursa gelirdeki eşitlik de o kadar iyi olur. Verim ne kadar azalırsa gelir eşitliği de o kadar düşer. Vergiler bunu değiştiremez. Mali devleti savunanlar, büyük ölçüde vergilerin gelir dağılımını etkin ve kalıcı biçimde değiştirebileceği iddiasına dayanmaktadırlar.

Parite
(1) karşılıklı ilişkilerde iki tarafın birbirine eşit olması, herhangi bir uyuşmazlığın bir sorunun çözümünde tarafların eşit temsili ilkesi, (2) aynı değerde olmayan çeşitli ülke paralarının kambiyo değerleri bakımından ve karşılıkları olan altına oranları açısından eşit olmaları, farklı ülke paralarının muadil kıymetleri, iki ülkenin ulusal para birimleri arasındaki dönüşüm haddi, (3) fiyat eşitliği

Parkinson Kanunu
Kamu yönetiminde bürokrasinin artması sonucu iş veriminin düşmesi, devletin ve özel kesimin ücretle çalıştırdığı personeline, genel fiyat düzeyindeki yükselmelere oranla daha az ücret ödemesi durumu. Özellikle kronik enflasyon dönemlerinde devlet gelirleri veya şirket kazançları arttığında elemana aynı oranda bir zam yapılmamaktadır. Başka bir tanımla ücretler enflasyon oranının altında kalmaktadır.

Parti Kiralama
Özel bir formda hazırlanmış yazılı kontrattır. Nakliye aracının sahibi ile bu aracın tamamını veya bir bölümünü kiralayan kişi arasında imzalanır. Kontrat genellikle nakliye ücretlerini ve bu nakliye işleminde kullanılacak olan limanları içerir.

Pasif
*Bir bilançonun aktifi işletmenin varlıklarını gösterirken, pasifi bu varlıkların hangi kaynaklardan sağlandığını sergiler. Pasif, işletmenin aynı zamanda hukuki ve mali yapısını yansıtır. Varlıkların ne kadarının öz sermaye ile karşılandığı ve işletmenin ne kadar yabancı kaynak kullandığı pasif tarafta görülür. Sermaye, yedek akçeler, karşılıklar ve yıl karı pasif tarafın öz sermayeyi oluşturan kalemleri iken, işletmeye herhangi bir şekilde verilen avanslar, açılan krediler, ödenecek olan vergiler, emanet olarak yatırılan paralar yabancı kaynağı oluşturan kalemler olmaktadır.
*Bilançoda gösterilen borç ve yükümlülükler toplamıdır. Aktiflerin hangi kaynaklarla temin edildiğini gösterir.üç ana kalemden oluşur; Kısa Vadeli Borçlar, Uzun Vadeli Borçlar ve öz sermaye. Borçlar, genelde finansal ve ticari olarak ikiye ayrılır. öz sermaye altında şirketin sermayesi, yedekler, yeniden değerleme artış fonu ve net kar gösterilir.

Pasifik Çanağı İlkeleri
Çok kısa sürede büyük bir gelişme gösteren Pasifik ülkelerine verilen genel ad. Bunlar; Çin, Kore, Hong Kong, Japonya, Tayvan, Filipinler, Vietnam, Laos, Tayland, Kamboçya, Singapur, Endonezya, Malezya, Myanmar (Burma)'dır. Ekonomik ve endüstriyel zenginlikleri, planlama ve teşebbüs karışımı üzerine kuruludur. Bu modele Konfüçyus Kapitalizmi adı da verilmektedir.

Paternalizm
Patronun işçisine babalık ettiği görüşü

PAYE (Pay As You Earn)
Kazandıkça öde, vergide "kazanırken öde" yöntemi; personel ücretlerinin ödenmesi sırasında gelir vergisinin kesilmesi

Pazarlama
Bir satıcının karlı alışverişlerinin gerçekleştirilmesi amacına yönelik bilgi birikimi ve uyguladığı etkin işlemler. Satış, dağıtım, reklam, pazar araştırması, ürün planlaması gibi. Modern anlamda pazarlamacılık ilkeleri İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra şekillenmiştir.

Per diem
Gündelik, yevmiye, günlük, yolluk ya da ücretin günlük esasa göre belirlenmesi

Permi
İthal ve ihraç edilecek mallarla, yurt dışına çıkartılacak döviz ve değerler için kamu otoriteleri tarafından verilen izin.

Perestroika
Sovyet lideri Gorbaçov'un ekonomide gerçekleştirmeye çalıştığı yeniden yapılanma hareketi

Perspektif planı
15 yıl veya daha fazla süreler için hazırlanan uzun vadeli planlar. Ekonomik yapının alacağı şekli ve uzun dönemli ekonomik ve sosyal hedefleri belirler.

Peşin Dokümanları
Yükleme belgelerinin güvenliği üzerine yapılan borçlanma

Peşin İskonto
Spot işlemlerin farklı bir uygulamasıdır. Bu işlemlerde alınan ödeme vasıtalarının ya da müşterinin yapacağı ödemelerin ağırlıklı ortalama vadesi hesaplanır ve bu ortalama vadeye uygulanacak sabit factoring ücreti ve komisyon tutarı çıktiktan sonra bakiye

Peter Prensibi
Her kişinin kendi yetersizlik seviyesine ulaşacağı prensibi. 1969'da Lawrence Peter tarafından yazılan bir kitapta ortaya atılan bu prensibe göre kişiler bulundukları pozisyondaki işlerini çok iyi yaptıkları için bir üst pozisyona yükseltilebilir. Bu pozisyon da genelde becerileri zorlayacak yeni bir iştir. Ancak herkesin bir yeterlilik sınırı vardır ve kişi eğer yaptığı işte başarılı olamıyorsa artık terfi etmeyecek demektir. Prensibin bir başka bakış açısı da, insanlar sürekli terfi ettirildiği için belli bir anda bir çok makamın yetersiz kişiler tarafından doldurulacağı inancıdır.

Petro-dollar
Petrol satışlarından elde edilen muazzam kazançlar, petrol ihracatçısı Orta Doğu ülkelerinin Avrupa ve Amerikan bankalarına yatırdıkları fonlar

Phillips Eğrisi
Enflasyon hızı ile işsizlik oranı arasında var olduğu ileri sürülen ters yönlü ilişki. 1960«lı yıllarda İngiliz iktisatçı A.W. Phillips tarafından ortaya atılmıştır. İcret-fiyat sarmalının yüksek istihdam düzeylerinde daha hızlı yükseldiği biçiminde yorumlanmıştır. Ancak özellikle az gelişmiş ülkelerde 1970«li yıllarda yaygın olarak görülen yüksek enflasyon ve yüksek işsizliğin bir arada bulunması olgusunu açıklamakta yetersiz kaldığından inandırıcılığını kaybetmiştir.

Pigou Etkisi
Fiyatlarda meydana gelen düşme sonucu reel servette ortaya çıkan artışın tüketim harcamaları üzerindeki etkisi. Parasal ücretlerin esnek olması halinde tam istihdama ulaşılabileceğini ileri sürer. Buna göre ekonomide parasal ücretlerin azalmasıyla fiyatlar genel seviyesinin de düşmesi halinde daha önce biriktirilmiş tasarrufların reel değerleri artacak ve fertler bu nedenle daha az tasarruf ederek fiyatları düşen tüketim mallarına olan taleplerini artıracaklardır. Fiyatların düşüp servetlerin artmasıyla ortaya çıkan bu tasarruf azaltıcı veya toplam harcamaları artırıcı etkiye "reel balans etkisi" ya da "Pigou etkisi" denir.

Pilot bölge
Uygulamaya konması düşünülen bir politikayı ya da yöntemi özel ve sınırlı bir deneye tabi tutmak amacıyla seçilen bölge. Bu bölgede yapılacak çalışmalar, daha sonraki geniş kapsamlı uygulamada ortaya çıkabilecek sorun ve aksaklıkların önceden belirlenebilmesini amaçlar.

Pirinç levha işlemleri
Kıyı (offshore) bankaların fonksiyonel bankacılıkla uğraşmamaları nedeniyle meşgul oldukları işe verilen ad

Piyasa ekonomisi
Birbirinden bağımsız hareket eden, çok sayıda tüketici ve üreticiden meydana gelen, fiyat mekanizmasına dayalı mübadele ekonomisi. Hangi mal ve hizmetin üretileceğine tüketici karar verir. Tüketici tercihlerinin açıklanmasında piyasa göstergesi fiyatlardır.

Piyasa Yapıcılığı Sistemi (Primary Dealer)
*Birincil piyasa işlemlerinde etkinliği artırmak, ikincil piyasaların işleyişini kolaylaştırmak amacı ile, hazine veya merkez bankalarının, borçlanma senedi ihracı (ihale), döviz müdahalesi türü işlemlerinde sadece belli kriterlere göre seçtiği banka ve diğer bazı kuruluşları taraf kabul ettiği bir sistemdir. Piyasa yapıcısı adı altında seçilen kuruluşlar, ikincil piyasalarda aralıksız işlem yapmak, kotasyon vermek, bir ihracın belli bir miktarını satın almak gibi yükümlülüklere sahiptir
*Piyasanın dürüst, düzenli ve etkin çalışmasını sağlamak ve görevli olduğu sermaye piyasası araçlarında likit ve sürekli bir piyasanın oluşmasını sağlamak için kendi nam ve hesabınaçift taraflı kotasyon vermekle yükümlü olan aracı kuruluştur.

Piyasaya Göre Ayarlama
Vadeli işlem sözleşmesinde pozisyon alındığı tarihten itibaren cari uzlaşma fiyatı ile bir önceki gün piyasada oluşan uzlaşma fiyatı arasındaki farkın, açık pozisyon sahiplerinin hesaplarına yansıtılmasıdır.

Planlı ekonomi
Kaynakların kullanımının devlet tarafından belirlendiği ve kontrol edildiği ekonomi. üretim, yatırım ve dağılım kararlarının tamamı veya büyük kısmı, merkezi yönetim tarafından alınmaktadır. Bu terim, İkinci Dünya Savaşı öncesinde sadece Sovyetler Birliği için kullanılırken daha sonra diğer sosyalist ülkeler ve az gelişmiş ülkeler için de geçerli bir hale gelmiştir. Az gelişmiş ülkeler, ellerindeki kıt kaynakları en verimli şekilde kullanmak, daha yüksek bir gelişmişlik düzeyine ulaşmak, gelişmiş ülkelerle arasındaki açığı hızla kapatmak için planlı ekonomiye ihtiyaç duymaktadır

Plasman
Paranın gelir getirici bir alacağa, menkul ya da gayrimenkul değerlere ayrılması. Yatırım, sermaye stokuna yapılan ilave iken plasman bu stokun el değiştirmesidir. Yeni fabrika tesis etmek yatırımdır, tesis edilmiş bir fabrikayı satın almak ise plasmandır.

Plütokrasi
Zenginler hakimiyeti, servet sahipleri sınıfı, plütokrasi, bir ülkede egemenliğin zenginlere ait olduğu siyasal yapı, zengin sınıfların en zenginlerinden oluşan yönetici kesim

Poliarşi
Modern sanayileşmiş toplumlarda tam bir elit yönetiminin değil, birden fazla elit grubunun aynı anda toplumsal ve siyasal süreçleri etkilemesiyle ortaya çıkan bir elit çoğulculuğunu ifade eden yönetim tarzı. Seçilen yönetici elitler, toplumdaki bütün önemli karar merkezlerine anahtar niteliğindeki işlere nüfuz edememekte, bu alanlar alternatif elitler tarafından doldurulmakta, bu yüzden de herşeyi denetiminde tutan tek bir elitin yönetimi mümkün olmamaktadır.

Poliçe
"Senet metninde poliçe kelimesi veya yabancı dilde karşılığı olan kelimeyi, belirli bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız şartsız olarak havaleyi, ödeyecek olan muhatabın ad ve soyadını, keşide tarihi ve yerini, keşidecinin imzasını taşıyan senet. "

Politik ekonomi
Bir taraftan ekonomi diğer taraftan da siyaset ilminin kurallarını inceleyen ve bu kuralları devletin ekonomik rolünü belirlemek için bir araya getiren ekonomi modeli. Oluşan ortak alan, gelişmiş ülkelerde küçük olduğu halde sanayileşmesini tamamlayamamış gelişmekte olan ülkelerde daha büyüktür. Çünkü gelişmiş ekonomilerde sorunların çoğu, mevcut kurumsal ve yasal çerçeve içinde ekonomik kurallara uygun olarak çözümlenir. Ekonominin düzenli işleyebilmesi için ekonomik yapıda kurumsal ve yasal köklü değişikliklerin hepsinin aynı anda gerçekleşmesi gerekir

Politik Risk
İhracat finansında temel sorun iki para birimi arasında alacağınız ücretin azalmasıdır. Bazı önemli durumlarda savaş, istila, darbe gibi durumlarda bu tarz politik riskler daha da büyümektedir

Portföy
(1) evrak cüzdanı veya çantası, (2) bankanın elinde bulundurduğu senetlerin tümü (3) Bir yatırımcının sahip olduğu menkul kıymetlerin tümüne verilen addır.
(4)Sahip olunan varlıkların aynı veya farklı özelliğe sahip birden fazla kıymete yatırılması sonucu oluşan toplam değerdir.

PORTFÖY YÖNETİCİLİĞİ
*Sermaye piyasası araçlarından oluşan portföylerin ne zaman ne kadar alınıp satılacağını belirlemeye yönelik çalışmalar ve yapılan işlemlerdir.
*Kıymetli madenlere dayalı olanlar dahil olmak üzere sermaye piyasası araçlarından oluşturulan portföylerin müşteriler hesabına vekil sıfatıyla yönetilmesidir

Portföy Teorileri
Çeşitli risk ve getiri yaklaşımları altında portföy oluşumlarını inceler. Portföy oluşumu ve yönetime ilişkin, risk-getiri yaklaşımı altında portföyde yer alacak kıymetlerin seçim sürecinin nasıl ve hangi kriterlere göre yapılacağına ilişkin ilk teorik çalışma 1952 yılında "portfolio selection" adı altında Harry Markowitz tarafından yapılmıştır (Bu ve sonraki çalışmaları ile 1990 yılında Nobel Ekonomi ödülünü bu konunun diğer teorisyenleri ile paylaşmıştır). Teorik yapı, Markowitz Modeli, 1963 yılında William Sharpe’ın (1990 nobel ödüllü diğer teorisyen) "Single Index Model" adı altında geliştirdiği model ile basitleştirilmiş, bir anlamda hesaplama güçlüklerinden arındırılarak daha uygulamaya yönelik bir hale getirilmiştir. Teorik yapının gelişme süreci, 1964 yılında Sharp, 1965 yılında Linther, 1966 yılında Mossin’ in ayrı ayrı geliştirdikleri "Capital Assets Pricing" model adlı çalışmalar ile devam etmiştir. 1967 yılında Steve Ross bu teori ile bağlantılı olarak "Arbitrage Price Theory" adı altında yeni bir yaklaşım oluşturmuştur. Bu tür teorik çalışmalar, optimal portföy yönetimi altında yoğun bir biçimde kullanılmaktadır.

Proforma Fatura
*Tedarikçinin malın nasıl gideceğini, alıcıya mal hakkında tür ve miktar hakkında bilgileri verdiği ve değerinin ne kadar olduğunu gösterdiği belge.
*"Alıcıya satılacak malın cinsi, kalitesi, tahmini fiyatı ve bedeli, satış koşulları hakkında bir bilgi vermek üzere düzenlenen ve daha çok bir teklif niteliği taşıyan fatura çeşidir. "

Pozitif ekonomi
Ekonominin ne olması gerektiği ile değil ne olduğu ile ilgilenir. Ekonomik olayları ve alınan kararları objektif olarak inceleyerek bunları bilimsel kurallara dayandırmaya çalışır. Bu açıdan normatif ekonominin tam karşıtı olarak değerlendirilebilir.

Pozisyon Fazlası (Long Position)
Döviz, menkul kıymet veya herhangi bir finansal enstrumanda sahip olunan net fazla pozisyonu ifade eder. Örneğin, 10 milyon ABD doları nakit pozisyon fazlasına sahip olmak, bir portföyde net olarak (nakit ABD doları borçları düşüldükten sonra) 10 milyon ABD doları nakde sahip olmak anlamındadır. Diğer bir deyişle bir kıymetteki fazla sahipliği ifade eder.

Prefinansman
Bir firmanın belirli bir sürede yerine getirmek üzere anlaşma yaptığı bir siparişte süre dolmadan önce sipariş bedelini kısmen veya tamamen alması

Prim
(1) taksitle ödenen sigorta primi, (2) bir şeye gerçek değerinden fazla verilen fiyat, ikramiye (3) hisse senetleri veya paranın mübadele farkı, acyo, (4) ücretsiz ya da indirimli verilerek başka malların satışının sağlamasına çalışılan şey, (5) zamana göre belirlenmiş olan asıl ücretin yanısıra işin kapsamı ve niteliği dikkate alınarak yapılan ek ödeme. Çalışan kişiyi teşvik edici bir ödüllendirme aracıdır. İşverenin değerlendirmesine bağlı olarak verilebileceği gibi toplu sözleşme hükmü gereği olarak da verilebilir.

Prodüktivite
Verimlilik, üretkenlik; bir ya da birden çok üretim faktörünün kullanılmasıyla herhangi bir çalışmadan veya mamulden elde edilen verim; üretim faaliyetinden elde edilenle, bu faaliyete konulanın fiziki miktarlarının birbirine oranı; randıman, prodüktivite, belirli bir kaliteyi korumak şartıyla birim ürünü en az maliyetle üretmek, bir elemanın saat başına tamamladığı faydalı işin ölçüsü

Proforma
Satıştan önce müşteriye malın cinsini fiyatını niteliklerini bildirmek için verilen ön fatura, proforma fatura, teklif mektubu niteliğindeki ticari belge

Proje kredisi
Önceden saptanmış belirli bir projenin finansmanı için verilen dış kredi

Proletarya
Ücretle çalışan sınıftan, emekçi

Proletarya diktatörlüğü
Marksist kuramda işçi sınıfının, toplumsal sosyalist dönüşümü gerçekleştirmek amacıyla kurması öngörülen geçici politik iktidar. Amaç, sınıfsız komünist bir toplum oluşturmaktır. 1960'ların sonlarına kadar tüm dünya komünist partilerinin tartışmasız kabul ettiği bu kavram daha sonra etkisini kaybetmiştir.

Promosyon
Satışı artırmak için yapılan yenilikler veya sunulan avantajlar

Protesto
Bir vergiyi istemeyerek ödediğine dair mükellefin itirazı

Provizyon
(1) Çekin karşılığının bulunup bulunmadığının sorulması; çekin üzerindeki yazılı değerin ödenebilmesi için karşılığının olup olmadığının ilgili bankaya sorularak kontrol edilmesi; akreditif karşılığı yapılan ithalatta, akreditif tutarı dövizin muhabir banka nezdinde hazır olduğunun ve mal belgeleri teslimi karşılığında satıcıya ödeme yapılması için yetki verildiğinin amir bankaya bildirilmesi, (2) İşletme zararlarının karşılanabilmesi için ayrılan para. Bir işletmenin yedekleri dönem karından ayrıldığı halde karşılık ayırmak için işletmenin kar etmesi gerekmemektedir. Varlıkların değerindeki azalmalara karşı alınan önlemler olarak ve işletme için bir yükümlülük doğurabilecek olaylar için karşılık ayrılır.

Put Option
Satma hakkını ifade eder. Elinde opsiyon kontratını bulunduran tarafa, opsiyona konu olan kıymeti yine opsiyonda belirtilen şartlarda satma hakkını verir ancak bir yükümlülük getirmez. Piyasa koşullarına bağlı olarak opsiyonu elinde bulunduran taraf opsiyonu kullanmayabilir. Opsiyonun kullanılması "exercise" edilmesi olarak ifade edilir. Opsiyonu satan taraf ise, alan tarafın opsiyonu kullanmak istemesi durumunda kontrat şatlarını yerine getirmekle yükümlüdür.

R

Radikalizm
Ekonomik sistemde köklü reformlar istenmesi

Rant
Faiz geliri, gayrimenkul kiraları gibi kazanılmadan elde edilen getiri

Rantabilite
Herhangi bir yatırım konusunun yatırılan sermayeye gelir sağlama olanağı; işletmenin belirli bir dönemde elde ettiği karın o dönemde işletmede kullanılan sermayeye oranı

Rantiye
(1) gayrimenkul kiralarından ve banka faizlerinden geçinen kişi, (2) Fransız hükümet fonlarına yatırım yapmış kişi_

Rasyo
Bir işletmede çeşitli değerlerin birbirine oranlaması ile elde edilen ölçüler; mali analiz işlerinde kullanılan, bir kuruluşun bilançosunu, işletme kar ve zarar hesaplarını tahsil etmek için çeşitli muhasebe kalemleri arasında kurulan oranlar

Rasyonalizasyon
(1) paraya çevirme, paraya tahvil etme, malını satıp nakde çevirme, (2) bir işletmenin verimliliğini artırıcı önlemler; herhangi bir etkinlik alanında herhangi bir iş sürecinde emeğin üretkenliğini artırıcı, ürünün kalitesini yükseltici, otomatizasyonu sağlayıcı gelişmelerin tümü; bir işletmede üretim ve yönetim çalışmalarının ekonomik hale getirilmesi; yapılan masrafla alınan iş sonucunun birbirine uygunluğunun sağlanması

Rating
*Dereceleme, kredi riskini sınıflandırma, kredi kalitesinin veya borçlanma araçları üzerindeki risk derecesinin belirlenmesi operasyonu. Amaç, menkul değer ihraç ederek borçlanmak isteyen şirketlerin durumu hakkında fikir edinmektir.
* İhraçcıların (şirket, devlet, vs.) ihraç ettikleri borç niteliğindeki menkul kıymetlerin (tahvil, finansman bonosu vs.) anapara ve faizini zamanında geri ödeme yeterliliğine ne ölçüde sahip olduklarını göstermek amacıyla bağımsız kuruluşlar tarafından yap

RCD (Regional Cooperation for Development)
Kalkınma için Bölgesel İşbirliği. CENTO'yu tamamlayıcı nitelikte bir örgüt olmuştur. 1964 yılında CENTO üyeleri olan Türkiye, İran ve Pakistan tarafından oluşturulan örgütün amacı, söz konusu ülkeler arasındaki ekonomik, teknik ve kültürel işbirliğini geliştirmektir. 1979'da İran'da Şah'ın devrilmesi sonucunda önemini kaybetmiş bir süre sonra da faaliyetine son vermiştir.

Re Eksport
Diğer ülkelerden yurda ithal edilen malların daha sonra yurtdışına ihraç edilmesidir.

Reasürans
Bir sigortanın bir başka sigortaya teminatı, mükerrer sigorta

Reel faiz
*Nominal faizin enflasyon oranıyla düzenlenmiş şekli
* Fiyat değişimlerinden arındırılmış faizdir.

Reel Faiz Oranı (Real Interest Rate)
Nominal faizin enflasyondan arındırılmış halidir. Teknik olarak, nominal faiz oranından, beklenen enflasyon oranının çıkarılması ile bulunur. Örneğin, faiz oranı % 70, beklenen enflasyon oranı % 60 ise, reel faiz oranı % 10’ dur.

Reel milli gelir
Bir ülkede belli bir dönemde yaratılan mal ve hizmetlerin fiziki miktarlarının o dönemin cari fiyatlarıyla değil de temel alınan yılın fiyatlarıyla ilişkilendirilmesi sonucu elde edilen değer

Reel ücret
Üretim faaliyetine katılan emek faktörünün, yarattığı maldan elde ettiği nominal ücretin satın alma gücü

Reel Sektör (Reel Kesim)
Ulusal ekonomide tarım, sanayi ve hizmetler ana sektörlerinde üretici ve tüketici konumundaki bireylerin tümünü temsil eden kesimdir. Bu kesimin gerçekleştirdiği tasarruflar finansal kesim tarafından toplanır ve tekrar reel kesime kullandırılır.

Reel yatırım
Bir ülkede belli bir dönemde ekonomide mevcut sermaye stokuna yapılan ilaveler

Reeskont
*Bir bankanın elinde bulundurduğu ödeme sırası henüz gelmemiş senetleri bir başka bankaya iskonto ettirmesi
* İskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı (iskonto) el değiştirmiş olan kıymetlerin yeniden bir bedel karşılığı (re-iskonto) el değiştirmesini ifade eder. Merkez bankalarının, şartlarını kendileri belirlemek şartı ile çeşitli senetleri iskontoya tabi tutarak (re-iskonto), reeskont penceresi adı altında para politikası uygulamalarında kullandıkları bir araçtır.

Reeskont haddi
Merkez bankasının kabul ettiği ve uygulamak üzere açıklamış olduğu faiz haddi

Refah ekonomisi
Bireyin ve toplumun ekonomik refahını artırmak için alınması gerekli tedbirlerin esaslarını belirlemeye çalışan ekonomi. Sorunlar toplumun refahı açısından ele alınır ve refah maksimizasyonu için kriterler ortaya konmaya çalışılır.

Referans Fiyat
Bir hisse senedinin işlem görebileceği en üst ve en alt fiyat limitlerinin belirlenmesinde esas teşkil etmeyen, fiyat tescili yapılıncaya kadar üyelerce referans değer olarak kullanılması amaçlanan fiyattır. Sadece Rüchan Hakkı Kupon Pazarı’nda işlem görmesi.

Reflasyon
Deflasyon içinde bulunan veya deflasyona kaymakta olan bir piyasanın yeniden dengeye getirilmesi, önceki fiyat düzeyine yeniden ulaşmak için tedavüldeki paranın azaltılması ya da çoğaltılması, sistemi önceki şartlarına döndürme, deflasyon ortamında bulunan veya durgunluğa kaymakta olan piyasaların yeniden dengeye getirilmesi. Ekonominin istikrarlı fiyat koşullarında daha geniş bir istihdam hacmine geçtiği enflasyonsuz gelişmedir.

Reform
Değişim, yeniden kuruluş, toplumsal siyasal yapının temellerine dokunmadan var olan düzeni koruyarak devletin yönetim çevrelerince gerçekleştirilen yenileşme, düzenleme

Reformizm
(1) kapitalizmi kökünden söküp atmak yerine değişiklikler yapma fikri. Marksist teoride toplumsal dönüşmeleri devrimle değil reformla sağlamak isteyenlerin ideolojisi, eldeki kurum ve olanaklarla devrime başvurmadan toplumun daha iyi bir duruma getirilebileceğini sosyal adaletin sağlanabileceğini ileri süren siyasal sistem, (2) bir toplumsal ya da siyasal programın düzeltilmesi

Rejim Hak Sahibi
Gümrük beyanını yapan veya hesabına gümrük beyanı yapılan kişi veya bu kişiye ait bir gümrük rejimi ile ilgili hakların ve yükümlülüklerin devredildiği kişiyi ifade eder.

Rekabet
(1) üretim araçları üzerinde özel mülkiyete dayalı ekonomilerde daha iyi üretim koşulları ve mal sürümü için özel işletme sahipleri arasındaki mal üretimine özgü savaşım, (2) herhangi bir etkinlik alanında ayrı ayrı kişi ya da gruplar arasında sürdürülen yarış, firmalar arasında pazar payı, kar, ciro gibi kriterler üzerinden öne geçmek için verilen mücadele

Repartimiento
(1) Latin Amerika«nın 16. yüzyıldaki koloni döneminde Karaib adalarındakine benzer, tavizlere dayalı bir çalışma yöntemi. (2) Meksika«nın koloni olduğu dönemde, yerlilerin bölgelere ayrıldığı bir çalışma düzeni. Peru da benzer bir çalışma yöntemini uygulamıştır.

Repo
*Geri satın alma anlaşması. Satıcı olan firnansal kuruluşun hazine bonosu, tahvil gibi menkul değere daha önce belirlenen bir fiyattan geri satın almayı taahhüt etmesi koşuluyla gerçekleştirdiği bir tür kısa vadeli mevduat toplama yöntemi
*Bir menkul kıymetin işlem başlangıç valöründe satılıp bitiş valöründe geri alınmasını ifade eder. Repo yapan taraf parayı kullanan taraftır. Açılımı "geri alım vaadiyle satış"tır.
*Bir kıymetin belli bir tarihte, belli bir orandan geri satım vaadi ile alımını ifade eder. İşleme konu olan kıymet ödünç verilen para için teminat niteliğindedir. Merkez bankası açısından repo işlemi Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, piyasaya, işlem vadesi süresince, repoya tabi kıymetler karşılığında geçici olarak para verilmesini ifade eder

Resesyon
Ekonomik hayatın canlılığını kaybetmesi, üretim faaliyetlerinin daralması, duraklama, ekonomik etkinliklerde görülen hafif düşme. Resesyon, ekonominin büyüme hızının, nüfus artış hızının altına inmesi ve dolayısıyla kişi başına milli gelirin yerinde saymasıdır. ABD«de yılın iki çeyreğinde büyüme hızının sıfıra yaklaşması halinde resesyon teşhisi konulmaktadır. Avrupa«da ve Türkiye«de ise üç çeyrek dönemde büyüme hızının yüzde -1 ile yüzde 2 arasında kalması durgunluk olarak tanımlanmaktadır

Resim
Bir hizmetten ya da haktan yararlanmanın karşılığı olarak alınan bedel

Resmi Müzayede Pazarı
Mahkemelerin, icra dairelerinin ve diğer resmi dairelerin Borsa’da yapılmasına gerek gördükleri menkul kıymet satım işlemlerinin yapıldığı pazardır

Revalorizasyon
Paranın değerini yeniden belirleme, paraya yitirdiği değerin tümünü ya da bir bölümünü yeniden kazandırmak için gerçekleştirilen işlem

Revalüasyon
*Yeniden kıymet biçme, kıymetini artırma; ulusal paranın dış değerinin hükümet kararıyla yükseltilmesi; bir ülke parasının altına ya da yabancı ülke paralarına göre değerinin yükseltilerek yeniden ayarlanması
*Bir ülke parasının diğer ülkelerinin paraları karşısında değer kazanması sürecidir.
*Ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin artmasını ifade eder. Örneğin, Türk Lirasının ABD doları karşısındaki değerininin 1.300.000 TL’den 1.200.000 TL’ ye yükselmesi (ABD dolarının değer kaybetmesi), TL’ nin 100.000 Lira değer kazanması anlamındadır.

Revizyonizm
Gözden geçiricilik; gözden geçirerek yeniden düzenleme. Var olan yapıda değişiklik ister.

rezerv
İhtiyat, karşılık, yedek, (1) bir şeyin daha sonra ortaya çıkabilecek bir ihtiyaç için ya da özel durumlarda kullanılmak üzere saklanan kısmı, karşılık olarak kardan ayrılan kısım, (2) yeni ve tamamlayıcı malzeme, araç ya da kadroların sağlandığı kaynak. Rezervlerin bir bölümü merkez bankalarında olur. Bu rezervlere ticari bankalardaki döviz rezervleri ve altın mevcudu eklenince brüt rezervlere ulaşılır.

Rezerv para
*Uluslararası ticaretin büyük bölümünü finanse eden ve hükümetlerle uluslararası kuruluşların portföylerinde bulundurmak istediği ödeme araçları. Döviz, altın ve SDR'den oluşur.
*Uluslararası mali kuruluşlar ile hükümetlerin ellerinde bulundurdukları altın ve dövize verilen addır

Re’sen Alım/Satım
Temerrüt halinin Borsa Yönetim Kurulu’nun belirlediği süreyi doldurması halinde, sürenin bitimini takip eden ilk iş günü işlem konusu hisse senetlerinin temerrüde düşen üyenin pozisyonuna göre Hisse Senetleri Piyasası Müdürlüğü’nce elektronik ortamda ayrı ayrı alım.satım.

Reverse Repo (Reverse Repurchase Agreement)
Bir kıymetin belli bir tarihte, belli bir orandan geri alım vaadi ile satımını ifade eder. Merkez bankası açısından reverse repo işlemi Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, piyasadan, işlem vadesi süresince, verilen kıymetler karşılığında geçici olarak para çekilmesini ifade eder.

Ricardo«nun rant teorisi
Klasik iktisatçılardan David Ricardo«nun, toprak rantının kaynağını açıklayan kuramıdır. Buna göre rantın kaynağı, topraklar arasındaki verimlilik farkı veya doğanın cimriliğidir. Toprakta azalan verimler kanunu geçerlidir. Nüfus artışından kaynaklanan talep artışını karşılayabilmek için giderek daha verimsiz ya da daha uzak topraklar kullanıma açılmak zorundadır. Diğer taraftan tam rekabetin geçerli olduğu piyasada tarımsal bir malın tek fiyatı vardır. Bu fiyat, en verimsiz toprağın ürün maliyetine eşittir. Bu fiyatla verimli toprakların birim maliyeti arasındaki fark toprağın rantını oluşturur.

Rıhtım Sigortası
Rıhtımda bekleyen gemilere ve içlerindeki yüklere uygulanan bir tür sigorta.

Rıhtımdan Rıhtıma (LCL / LCL)
Kargonun hazırlanması ve boşaltılması işlemi taşıyıcı tarafından gerçekleştirilir. Her iki işlemde taşıyıcının tesislerinde yapılır.

Risk
Ticarette zarar etme tehlikesi, risk, kazanma ihtimalinin yanında kaybetme tehlikesinin de bulunduğu durum, riziko; herhangi bir teşebbüs konusunda sonucun kötü olabileceği düşüncesine fazla yer vermeden işe başlama ve yürütmeye çalışma kavramı

Risk-Getiri
Bir yatırımın öngörülen getirisi karşılığında mevcut riskini ifade eder. Risk genelde yatırımın geçmiş getirilerinin standart sapması (historical volatility) ile ifade edilir. Yatırımdan beklenen getiri ise (expected return), geçmiş getirilerinin ortalamasıdır. Belli bir risk karşılığında elde edilebilecek maksimum getirilerin oluşturduğu risk-getiri eğrisine "efficient frontier" adı verilip, özellikle karşılaştırma, ölçüt (benchmark) amaçlı kullanımı söz konusudur. Vadesine kadar elde tutulduğunda getirisi kesin olan tahvil-bono türü yatırımlar bu tür analizlerde genelde risksiz yatırım olarak kabul edilirler. Ancak bu tür kıymetler üzerinde vadesinden önce işlem yapılması söz konusu ise benzer piyasa riskleri (faiz, kur) söz konusudur.

Riskten Kaçınma (Risk Averse) ,Risk Alma (Risk Lover), Risk Neutral
Bir yatırımcının risk karşısında takındığı tavırları ifade etmekte kullanılan kavramlardır. "Risk averse" bir yatırımcı riskli bir portföyü ancak riskini karşılayacak garanti bir prim karşılığı kabul eden, "risk lover" bir yatırımcı yüksek bir riske rağmen bir prim talep etmeksizin garanti bir düşük getiriye razı olan, "risk neutral" bir yatırımcı ise riskle değil yatırımın getirisi ile ilgili olan yatırımcı türünü ifade eder.

Risk Sermayesi Yatırım Ortaklığı
Kayıtlı sermayeli olarak kurulan ve çıkarılmış sermayelerini esas olarak sermaye ve faiz kazancı elde etmek amacıyla risk sermayesi yatırımlarına yönelten halka açık anonim ortaklıklardır.

Robertson Gecikmesi
Ekonomik birimlerin gelirlerini elde ettikleri an ile harcadıkları an arasındaki belli bir gecikme

Roma Kulübü
Güvenli bir geleceğin olanaklarını araştıran, sorunlara çözüm bulmak ve yapılan araştırmaları kolaylaştırmak amacını güden, bilim adamları, sanayicileri ve ekonomistleri bünyesinde toplayan özel bir kuruluştur. 1968 yılının nisan ayında İtalyan sanayici Aurelio Peccei'nin önderliğinde oluşturulmuştur.

Royalty
İmtiyaz veya berat ücreti; telif hakkı; bir lisans hakkı veya ticari marka sahibi olan kişinin bir başkasına devrettiği bu hak ya da marka karşılığı almış olduğu bedel

Rotatif Akreditif
"Verilen talimatta tespit edilmiş akreditif tutarının tamamının veya bir kısmının kullanılması veya çekilen poliçenin ödenmesi halinde, talimatta belirtilen miktarda aynı şartla ve otomatik olarak yenilenen akreditiftir. Bu tür akreditif genellikle aynı ci"

Rüçhan Hakkı
Ortaklıkların bedelli sermaye artırımlarına mevcut ortakların öncelikle katılma hakkıdır. Sözkonusu hak, hisse senedine bağlı "Yeni Pay Alma Kuponları" karşılığında ve ayrıca hisse senedi ibrazına gerek kalmaksızın kullandırılır.

S

Sabit gelir

Maaş, ücret, kira gibi belli dönemlerde elde edilen, ekonomik göstergelerdeki değişmelerden etkilenmeyen gelir

Sabit kur sistemi
*Bir ülke parasının yabancı ülke paraları karşısındaki değerinin hükümet tarafından belirlendiği ve döviz piyasasındaki arz ve talep koşullarından bağımsız olarak sabit tutulduğu döviz kuru sistemi
*Belirli bir ülkenin ulusal parasının, belli bir parite üzerinden konvertibl (Konvertibilte) bir dövize bağlanarak değerinin ayarlanmasıdır.
*Ulusal bir paranın yabancı bir para veya paralardan oluşan bir sepet değerine sabitlendiği ve bu değerin sürmesinin para otoritesi tarafından bazen açık bazen de zımni olarak garanti edildiği sistemlerdir. Ulusal paranın değeri önceden belirlendiğinden o andaki arz talep koşullarını yansıtmaz

Sabit Getirili Menkul Kıymetler
Alacaklılık hakkı sağlayan, belirli bir meblağı temsil eden, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve yatırım aracı olarak kullanılan borçlanma senetleridir. İhraç eden kuruluşların niteliğine göre kamu ve özel kuruluşlar.

Sabit miktarlı vergiler
Vergi tutarının matraha bakılmaksızın önceden saptanması

Saklama Hizmeti (Custodian Service)
Tahvil, bono, altın ve benzeri kıymetlerin sahip olan kişi veya kurum adına bir sözleşme çerçevesinde saklanması hizmetidir (safe keeping). Türkiye’de menkul kıymetlere yönelik olarak müşteri bazında bu tür bir hizmet "Takasbank" tarafından verilmektedir.

Saklama Kuruluşu
Müşterisi adına menkul kıymetleri saklamaya yetkili kurum ve kuruluşlardır.

Samurai Bonds
Yabancılar tarafından, Japonya’da, Japon Yeni üzerinden yapılan menkul kıymet ihraçlarıdır. Çoğunlukla 5 yıl ve üzeri vadede yapılan ihraçlardır. İlk ihraç 1970 yılında Asya Kalkınma Bankası tarafından yapılmıştır.

Sanayi Endüstri;
insanların ihtiyaç ve isteklerini karşılamak üzere hammaddeleri mamul mal haline getirmeye yönelik üretim faaliyetleri ve bu üretimde kullanılan araçların bütünü. Dar anlamda imalatçılığı, geniş anlamda da müteşebbis tarafından kurulan kara yönelik mal ve hizmet üretimini ifade eder. Doğal araçlar, emek, sermaye ve yönetim, endüstriyi meydana getiren başlıca unsurlardır. Doğal araçlar; doğada bulunan hammaddeler, imal işlerinde kullanılacak enerjiyi elde etmek için başvurulan kömür, petrol, gaz, atom ve su gibi doğal zenginliklerdir.

Sanayi Devrimi
1750-1850 yılları arasında İngiltere'yi tarım toplumundan sanayi toplumuna çeviren radikal değişikliği tanımlamak için Friedrich Engels (1820-1895) ve Arnold Toynbee tarafından kullanılan terim. Birinci Sanayi Devrimi, dokuma tezgahları, buhar makineleri, demir çelik sanayiindeki gelişmeler ve kok kömürünün kullanılmasıyla başlamıştır

Sanayileşme
Bir toplumdaki ekonomik faaliyetlerin ağırlığının sanayi kesimine kayması; iş bölümü ve uzmanlaşmış iş gücüyle geniş bir pazara hem üretim hem tüketim mallarının sunulması ve buna bağlı olarak da büyük ölçekli üretim ve makine kullanımıyla ortaya çıkan teknolojik gelişme süreci ve bu sürece eşlik eden hızlı kentleşme

SAPTA (South Asean Preferential Trade Area)
Güney Asya Tercihli Ticaret Bölgesi

Satın alma gücü
Belli bir miktar para ile satın alınabilen mal miktarının ölçüsü

Satın Alma Gücü Paritesi (SGP)
Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır. Eldeki toplu bir para parite oranı ile farklı bir para birimine dönüştürüldüğünde, tüm ülkelerde aynı sepetteki mal ve hizmetler satın alınabilir. SGP ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarını yok ederek, ulusal para birimlerini birbirlerini dönüştüren orandır

Satış (Ask, Offer)
Piyasa katılımcılarının, piyasada işlem gören değerleri (döviz, menkul kıymet gibi) satmaya istekli oldukları fiyattır

Satış karteli
Firmaların hukuki varlıklarını korumak koşuluyla ürettikleri malların satış koşullarında birlik sağlamak üzere birleşmeleri

Satış Bedeli Yöntemi
İthal eşyasının Gümrük kıymetinin fiilen ödenen kıymet esas alınarak belirlenmesidir. Yani Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satış sırasında ortaya çıkan ve ithal eşyası ile ilgili olan tüm unsurların kıymetlerini de kapsayan gerçekte ödenen veya ödenecek fiyattır

Satış vergisi
Harcamalar üzerinden alınan bir dolaylı vergi türü. Genel satış vergileri ve özel satış vergileri olmak üzere ikiye ayrılır. Genel satış vergileri, çeşitli üretim aşamalarında malların el değiştirmesi sırasında alınan vergilerdir. Özel satış vergileri belirli bir malı genellikle tüketim aşamasında vergileyen bir vergi türüdür.

Savaş ekonomisi
Savaş dönemlerinde tüm ekonomik kaynakların savaşın gerektirdiği malların üretimine tahsis edildiği, üretim, bölüşüm ve tüketim kararlarının, fiyat belirlenmesinin tamamen veya büyük ölçüde devlet denetimine alındığı ekonomik düzen

Say Kanunu
"Her arz kendi talebini yaratır" cümlesiyle ifade edilen kanun. "Mahreçler Kanunu" olarak da bilinir. Buna göre serbest bir ekonomide talep yetersizliğinden veya aşırı üretimden dolayı yaygın bir istek dışı işsizliğin ortaya çıkması mümkün değildir. Bir mal üretildiği zaman sadece bir arz yapılmış olmamakta, aynı zamanda üretilen mal miktarı kadar da bir talep yaratılmış olmaktadır. Her arz kendi talebini yaratacağına göre ekonomide toplam talep daima toplam arza eşit olacak, elde satılmayan mal fazlası kalmayacaktır.

Schengen Anlaşması
Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Fransa ve Almanya'nın imzaladığı gümrük anlaşması. Buna göre sınırların açılması kabul edilmiş, pasaport uygulaması kaldırılmıştır. Schengen, Lüksemburg'da Fransa sınırına yakın bir kasabadır.

SDR (Special Drawing Right) Özel Çekme Hakkı.
IMF'nin kullandığı para birimidir. Dünya likidite ihtiyacına cevap vermek üzere otomatik bir çekme hakkı olarak oluşturulmuştur. "Kağıt altın" da denir. Kağıt üzerinde yaratılan ve karşılığı olmayan bir ödeme aracıdır.

Seferberlik
Ekonomik imkanları harekete geçirme

Sektör
Bir ekonominin ortak ve birleştirilebilen niteliklere sahip ve diğer faaliyetlerden yalıtılarak incelenebilen bölümü. Ekonomik faaliyetlerin (tarım, sanayi, hizmet) ve faaliyette bulunan kişilerin (kamu, özel) niteliğine göre bölümleme yapılabilmektedir.

Sendika
Çalışma şartlarını ve çalışanların ekonomik koşullarını düzeltmek için oluşturulan işçi kuruluşu. Tarih boyunca iki türde sendika olmuştur. Bunlardan biri; yatay sendikalar ya da zanaat sendikaları olarak bilinir.

Sendikacılık
Sendikaları toplum düzeninin çekirdekleri sayan ve sendikaların siyasal partilerden bütünüyle bağımsız olmaları gerektiğini savunan doktrin. Sendikacılık İngiltere'de sanayi devriminden de önceki yıllarda, 18. yüzyılda gelişmeye başlamıştır. Bunlar hastalık ve yaşlılığa karşı ortak sigorta sağlamışlar, işverenle ücret ve iş koşulları üzerinde pazarlık yapmışlardır. Ancak o sıralarda sendikalar halk düzenine karşı radikal bir tehdit olarak görüldüklerinden düşmanlıkla karşılanmıştır. 1869 Kraliyet Komisyonu'ndan ve 1871 Sendika Kanunu'nun kabulünden sonra sendikacılık, sanayi işçilerinin büyük bir çoğunluğunu çekmeye başlamıştır. Bu arada kanuni bir pazarlık aracı olarak grev kabul edilmiştir.

Sendikalizm
Genel grev yoluyla üretim araçlarını işçi birliklerine devretmeye çalışan görüş. Bir ulusun hayatında sendikaların rol oynamasını amaç edinir. Sanayinin doğrudan eylemle işçiler tarafından denetimini sağlamaya çalışır. Çalışan toplulukların birliğini esas tutar. Kapitalizme karşı olmakla birlikte devleti yıkmayı hedef tutmaması bakımından sosyalizmden ayrılır. Devletin endüstriyi kontrol altında tutması bu sistemin görüşüne aykırıdır.

Senyoraj "Beylik Hakkı" (Seniorage)
Para basma yetkisini elinde tutan kurumun, bu yetkisi dolayısıyla para basarak elde ettiği reel gelirdir. Para stoğundaki değişimin fiyatlar genel seviyesine oranı ile ifade edilir. Enflasyonun sadece para miktarındaki artışından kaynaklanması durumunda, senyoraj ve enflasyon vergisi birbirine eşit olur.

Serbest bölge (liman)
*Bir ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla birlikte gümrük sınırları dışında kalan, ticari ve sınai etkinliklerin ev sahibi ülkenin diğer bölgelerine oranla daha fazla teşvik edildiği yöredir. Bu alan bir limanda ya da havaalanı yakınlarında bulunur. Etrafı tel örgü ve duvarlarla çevrilidir. Bu alanda, depolar, montaj atölyeleri, fabrikalar, yükleme-boşaltma araçları, haberleşme, enerji, ulaşım gibi gerekli donanımlar yer alır. Ayrıca banka şubeleri, gemi sigorta acenteleri ile bölge, ülke içinde ülke görünümü alır. Serbest bölgeler, hükümetler ya da hakkın devredildiği gerçek veya tüzel kişilerce yönetilir. Burada çalışan işçiler ve diğer personel pasaport benzeri bir belge ile bölgeye girip çıkarlar. Çalışanlar gümrük kontrolundan geçerler ve aranırlar. Bölgede görevlilerin dışındakilere ikamet izni verilmez.
* Ulusal gümrük sınırı dışında bırakılmış özel idari statüye bağlı yerlerdir. Vergi kanunları ile mali yükümlülükler buralarda tamamen veya kısmen uygulanmayabilir
* Bir ülkenin ulusal sınırları içinde bulunmakla birlikte, gümrük sınırları dışında kalan ve özel idari statüye bağlı yerlerdir.

Serbest dalgalanma (Free float)
Serbest dalgalanan kur sisteminde ülke parasının değeri piyasa tarafından belirlenmektedir. Döviz piyasasına yapılan müdahaleler, kurların istenilen düzeyde oluşmasını sağlamak yerine, bu piyasadaki gereksiz dalgalanmaları önlemek ve değişimleri daha ılımlı hale getirmek için yapılmaktadır. Bu sistemde para politikası, daha etkin hale gelmekte ve ülkenin tutması gereken uluslararası rezerv miktarı azalmaktadır. Serbest dalgalanan döviz kuru sisteminden kaynaklanan olumsuzluk ise, dış ekonomik ilişkilerde belirsizlikleri ve riskleri artırması nedeniyle kaynak dağılımını olumsuz etkilemesidir.

Serbest Döviz
Konvertibl ulusal para. Yurtiçinde başka ulusal paralara tahvili serbest olup, yurtdışına transferlerine çeşitli sınırlar konmuş olabilir.

Serbest Dolaşım
Malları hedef noktaya taşınacakları aracın yanına getirmek için ekstra ücret alınmayacağını,bunun daha önce belirtilen fiyata dahil olduğunu belirten ücretlendirme terimidir.

Serbest Dolaşımda Bulunan Eşya
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara ait hükümler saklı kalmak kaydıyla, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutularak Türkiye Gümrük Bölgesine giren eşya ile üretiminde kullanılan girdilerin yerli olup olmadığına bakılmaksızın,18 ve 19 uncu madde hükümlerine göre Türk menşeli sayılan eşyayı ifade eder.

Serbest Giriş
Malların taşındığı aracı kiralayan kişinin, malların yükleme ve boşaltma ücretlerinden sorumlu olduğunu belirten ücretlendirme terimidir.

Serbest mal
Üretimleri için özel bir çaba ve faaliyet gösterilmeyen mallar

Serbest Liman
*Malların yasal olarak gümrük vergisi ödenmeden getirilebileceği alanlardır.
*Gümrük sınırı dışında sayılan ve belli ölçülerde gümrükçe denetlenen limana denir.

Serbest piyasa ekonomisi
Ekonomik faaliyetlerin tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılabildiği, ekonomik sorunların çözümünün devletin ekonomiye müdahalesiyle değil fiyat mekanizması aracılığı ile gerçekleştirildiği ekonomi. Arz ve talebin temel belirleyici olarak kabul edildiği bu tür ekonomilerde fiyat mekanizmasının iyi işlemesi zorunludur.

Serbest ticaret
*Malların ülkeler arasında serbestçe değişimi; gümrüklerle engellenmeyen ticaret. Uluslararası bir ticaret sistemidir. Bu sistemde malların gidiş gelişi hiç bir gümrük barajı tarafından engellenmez. Bu sistemin uygulandığı bir ülkede yerli ve yabancı mallar fark gözetilmeksizin birbiriyle rekabet eder. Sistem 18. yüzyılda İngiltere'de doğmuştur. Prensip ilk kez Adam Smith tarafından "Ulusların Zenginliği" (Wealth of Nations - 1776) adlı eserinde ortaya atılmış ve yine ilk kez 1846'da İngiltere'de uygulanmıştır.
*Bir ülkenin hükümeti tarafından belirlenen, yasaklanmamış olan malların gümrüksüz olarak sokulabileceği limandır.Mallar bu bölge içinde depolanabilir,sergilenebilir veya üretim için kullanılabilir ve gümrük vergisi ödenmeden tekrar ihraç edilebilir.Bu mallardan gümrük vergisi alınması, ancak malların bu bölgeden, gümrük vergisi alınan başka bir bölgeye nakledilmesi ile olur.

Sermaye Anamal, anapara, kapital;
*Bir teşebbüsün kuruluşunu ve faaliyete geçmesini sağlamak amacıyla öz kaynak olarak konulan ya da taahhüt edilen para veya mal şeklindeki kıymet; mübadele yoluyla gelir sağlamaya tahsis edilen servet; klasik ekonomide gelir elde edebilmek için işletilebilecek her türlü mal ve para; Marksist kuramda artık değer yaratmak için kullanılan üretim araçları ve para. Sermaye sahibine kira, faiz, kar şekillerinde gelir getirir. Bankada parası olanlar, hisse senedi, tahvil sahipleri, ev tarla çiftlik sahipleri birer sermayedardır.
*Üretimde kullanılan ve kendileri de üretilmiş olan mal ve değerlerdir.

Sermaye piyasası
*Uzun vadeli kredi talepleri ile uzun vadeli kredi arzlarının karşılaştığı piyasalar
*Genellikle uzun vadeli fon ihtiyaçlarının karşılandığı ve Hazine tarafından kontrol edilen piyasadır
*Bir yıldan uzun vadeli yatırım araçlarının ihraç edildiği ve işlem gördüğü piyasalardır.

Sermaye Artırımı
Yeni hisse senedi ihraç edilerek mevcut ödenmiş / çıkarılmış sermayenin artırılmasıdır.

Sert kredi
Dış yardım alan bir ülkenin, borcunu konvertibl bir parayla ödemesi koşulunu içeren kredi

Servet vergileri
Gerçek ve tüzel kişilerin belli bir zamanda sahip oldukları her çeşit menkul ve gayrimenkuller ile paralardan oluşan iktisadi değerleri üstünden alınan vasıtasız vergi

Sevk Öncesi Finansman
"İthalatçıdan siparişi alan ihracatçının, ihraç malı üretmek, satın almak veya göndermek için ihtiyaç duyduğu, işletme sermayesi özelliğinde olan bir finans türü. "

Sevk Sonrası Finansman
"Malların sevkiyle, ihraç bedellerinin tahsili arasındaki döneme ilişkin bir ihracat finansmanı türü. "

Sevk Vesaiki
"Fatura, konşimento, koli listesi, menşe şehadetnamesi A - TR Belgesi, sigorta poliçesi gibi vesaiki kapsayan ve ihracatçının bankası tarafından, şubesine veya ithalatçının ülkesindeki aracı bankaya gönderilip, sözkonusu bankanın ithalatçı poliçeyi ödediği"

Sevkiyat
Malların ihracatçıdan bir acentaya getirilmesi işlemidir.Acentanın malları ihracatçı adına satması ön koşuldur.Acenta malları satana kadar mallar ihracatçının ismiyle işlem görür.Acenta sattığı mallar üzerinden komisyon alır.

Sherman Anti-Tröst Kanunu
ABD'de onaylanan ve ekonomik tekelciliği ortadan kaldıran yasadır. 1800'lü yıllarda bazı gruplar, pazarları kontrol altına almaya, malların fiyatlarını da kendi isteklerine göre düzenlemeye çalışmışlardır. Tröst haline gelen bu gruplar, çalıştırdıkları kimselere de çok az ücret ödemişlerdir. Çünkü sanayi alanında işçilerin çalışabilecekleri başka bir alan olmamıştır. Tröstlerin bu tekelciliği de 1890'da kabul edilen ve tekelle sonuçlanacak her tür ticari birleşmeyi yasaklayan Sherman yasası ile ortadan kaldırılmıştır.

Sınai Endeks
Ulusal Pazar’da işlem gören ve sadece sanayi sektöründe yer alan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişmeler dikkate alınarak hesaplanan hisse senetleri piyasası endeksidir.

Sınıf
Toplumsal üretim sistemindeki yerlerine, üretim araçlarıyla ilişkilerine, emeğin toplumsal örgütlenişindeki rollerine ve dolayısıyla da sahip oldukları toplumsal zenginlikten ne yoldan pay aldıklarına, aldıkları payın miktarına göre birbirlerinden farklılıklar gösteren insan grupları

Sınıf mücadelesi
Üretim sürecine emeği ile aktif olarak katılan fakat üretim araçlarının mülkiyetine sahip olamayan sınıf ile üretim araçlarının mülkiyetini elinde bulunduran sınıf arasındaki mücadele; sömüren ve sömürülen mücadelesi

Sınır ticareti
Komşu ülkeler arasında özel anlaşmalara dayanılarak yapılan ve her iki ülkenin sınıra yakın yerleşim bölgelerini kapsamına alan ticaret türü. Normal dış ticaret işlemleri, sınır ticaretinde büyük ölçüde azaltılır ve taşıma giderlerinden tasarruf edilir. İlkeleri sınır ticaretine yönelten etkenler, yüksek taşıma giderlerinden kaçınma isteği ve bu yolla gerçekleşecek ticaret potansiyelinin önemidir.

Singer-Prebisch Tezi
Dış ticaret hadlerinin uzun dönemde az gelişmiş ülkelerin aleyhine döndüğünü ileri süren görüş. Alman iktisatçı Hans Singer ve Arjantinli iktisatçı Raoul Prebisch'in 1945'de geliştirdiği ortak tezidir.

Sirküler
(1) bir kuruluş veya ticari işletmeyi temsil eden şahsın ya da şahısların imza örneklerini veya imza yetkilerini gösteren resmi belge, (2) yüksek bir makamın alt makamlara gönderdiği direktif niteliğindeki yazılı genelge, tamim, (3) adreslere postalanan, elde dağıtılan, ambalaj içine konan basılı ilan

Sipariş Ticari
Bir malın satın alınması amacıyla ısmarlanması.

Siparişle Ödeme
Alıcının malın siparişini vermesiyle birlikte ödemeyi yapmasıdır.

Smithsonian Anlaşması
1971 sonunda para değerini saptamak amacıyla yapılan girişim. Washington'un Smithsonian Enstitüsü'nde toplanan konferans, sabit para değerini saptamak için çalışmalar yapmıştır.

Soğurma
Dış ticaret dengesinin oluşabilmesi için iç üretimin harcamaları karşılayabilmesi. Üretim fazla harcamalar az olursa dış ticarette fazlalık, harcamalar çok üretim az olursa açık oluşur.

Son Kredi Mercii (Lender of Last Resort)
Merkez bankalarının, para otoritesi olma sıfatları ve finansal istikrarı sağlama yükümlülükleri nedeniyle, sistemde ortaya çıkan fon açıklarının piyasadan karşılanamaması halinde, son başvuru mercii merkez bankasına başvurup, bu ad altında düzenlenmiş imkanlardan faydalanmasını ifade eden bir kavramdır.

Sosyal planlama
Bir ülkenin beşeri alt yapısını oluşturan insan gücünün ve insan gücünün oluşturduğu toplumsal yapının ekonomik kalkınmayı destekleyecek biçimde gelişmesi için uygulanması gereken sosyal, ekonomik ve siyasal politikaların ve yapılması gerekli düzenlemelerin planlanması

Sosyal fayda
Belirli bir ekonomik karar sonucu bütün toplumun refahında meydana gelen artış. Sosyal fayda, devlet tarafından alınan bir karar sonucu toplumun tümüne yönelik olarak üretilen mal ve hizmetlerin tamamını kapsar. Bu kavram sadece devlet tarafından alınan kararların tüm topluma etkisini değil aynı zamanda bazı kişiler tarafından alınan kararların ya da yürütülen ekonomik faaliyetlerin sonucunda toplumsal refahta meydana gelen artışları da ifade eder. Bir kişinin eğitim görmesinden sadece kendisinin değil tüm toplumun fayda sağlaması gibi.

Sosyal refah
Yoksullara yapılan organize yardımı tanımlayan kavram. İlk kez 1601 yılında İngiltere«de yoksullara yardım programı hazırlanmıştır. Ancak sağlığı yerinde olanların çalışması, çocukların belirli bir çıraklık döneminden geçirilmesi de zorunlu hale getirilmiştir. Sadece yoksulları değil, tüm halkı kapsayan sosyal güvenlik programı, ilk kez 1880«lerde Almanya«da işçilere sağlık sigortası yapılmasıyla başlamıştır.

Sosyal sınıf
Üretici araçlara sahip olup olmama, üretici güçler üzerinde denetim gücü bulunup bulunmama, toplumsal iş bölümü düzeninde aldıkları yere ve toplumsal zenginliğin bölüşümüyle yönetiminde söz sahibi olup olmamalarına göre birbirlerinden ayrılan geniş insan kümeleri

Sosyalist ekonomi
Ekonomik alanda ferdin kontrolu yerine toplumun kontrolunu esas tutan sistem. Servetin toplumun elinde olmasını, toplumun işlerinin herkes tarafından bölüşülmesini amaç edinir. Bireyciliğe karşıdır.

Sosyalizm
Ekonomik alanda ferdin kontrolu yerine toplumun kontrolunu esas tutar. Ekonomik faaliyetlerin bir bütün olarak, özellikle toplum yararına planlandığı ve denetlendiği bir toplum şeklidir. Servetin toplum elinde olmasını, toplum işlerinin herkes tarafından bölüşülmesini amaç edinir. Bireyciliğe karşıdır. Bu doktrini sistematik hale getiren, Charles Fournier olmuştur.

Soyguncu baronlar
ABD'de 20. yüzyılın başlarında piyasadaki boşluklardan yararlanan, kapitalizmi acımasızca uygulayıp rekabet koşullarını ortadan kaldıran, bu yollarla büyük servet sahibi olmuş iş adamları

STOK DEVİR HIZI
Stokların yıl içinde kaç kez satışlara dönüştürüldüğünü göstermektedir. Devir hızının yüksek olması işletmenin daha fazla kar etmesine olanak sağlamaktadır. satışların Maliyeti / (D.Başı Stok-D.Sonu Stok)/2

Spot İşlemler
Belirlenen bir vadeye sabit bir factoring ücreti uygulanarak kullandırılan ön ödemeli işlemlerdir. Temlik alınan alacak tutarının veya tahsile alınan ödeme vasıtalarının belli bir yüzdesi müşteriye finansman olarak kullandırılır.

Spot Valör
Mali piyasalarda gerçekleştirilen bir işleme bağlı ödemelerin işlemin yapıldığı günü takip eden iki iş günü sonrasında gerçekleştirilmesidir.Spot valörle yapılan bir işlem, örneğin Pazartesi günü gerçekleşmiş ise ödemeler Çarşamba günü yapılmaktadır. Diğer bir deyişle spot valör, paranın kullanıma hazır olacağı tarihi ifade eder. İşlem tarihi ile kullanım tarihi arasındaki fark, mesajların hazırlanması, kontrollerin yapılması, fonların temini gibi işlemlerin belli bir zaman gerektirmesindendir.

Spekülasyon
*Vurgunculuk; satın alınan malların ya da değerli kağıtların aşırı karla başka kişilere ya da kurumlara satılması; piyasanın yükseleceği umuduyla mal almak, depolamak, borsalarda fiyatlardan meydana gelebilecek farkları değerlendirebilmek için yapılan alışveriş. Bu faaliyetler kriz dönemlerinde yoğunlaşır. "Değer düşüklüğü" üzerine ve "değer yükselişi" üzerine olmak üzere iki türlü yapılır
*Bireyin gelecekle ilgili beklentileri doğrultusunda fiyat ya da döviz kurundaki değişmelerden bir gelir elde etmek amacıyla yapılan işlemdir.
*İleride ortaya çıkabilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak kazanç sağlamaktır

Spekülatör
Gelecekteki fiyat değişikliklerini tahmin etmeye çalışan ve kar elde etme amacıyla tahminler ve beklentiler üzerine işlem yapan kimse

Spesifik vergi
Verginin hesaplanmasında vergi oranının uygulanacağı matrahın sayı, adet, metre, metreküp, kilo, litre vs gibi fiziki ölçüler üzerinden hesaplanacağı vergi türü. Günümüzde spesifik vergilerin sayısı giderek azalmaktadır. Motorlu kara taşıtları vergisi, bir spesifik vergi örneğidir. Spesifik vergilerin en ilginç örneklerinden biri 1926 yılına kadar Fransa'da yürürlükte olan kapı ve pencere vergisi olmuştur. Bu verginin matrahı binanın kapı ve pencere sayısıdır.

Stagflasyon
Ekonomik durgunluk içinde fiyat artışı; durgunluk içinde enflasyon; yüksek işsizlik oranı ile yüksek enflasyon oranının bir arada bulunduğu ekonomi; üretimde durgunluk ve artan işsizlikle birlikte fiyatların yükseldiği durum, resesyon ve depresyon dönemlerinde durgunluk ve gerileme. Düşük fiyat düzeyleriyle seyreder. Normalde ekonomi durgunluğa girdiğinde fiyat artışlarının hız kesmesi ve enflasyonun gerilemesi gerekir.

STRIP (Separate Trading of Registered Interest and Principal of Securities):
Kuponlu bir menkul kıymetin anaparası ve kuponlarının ayrı ayrı işlem görebilmesi amacı ile ayrıştırılmasını ifade eder. Amaç, özellikle uzun vadeli kuponlu ihraçların yatırımcı açısından kullanım alanını genişletmek ve bu tür ihraçların talebini artırmaktır. T.C. Hazinesi tarafından bu amaçla bazı değişken faizli kuponlu ihraçların anapara ve kuponları ayrıştırılmıştır.

Standart Değişim Sistemi
Hariçte işlemi kapsamında yurt dışına gönderilen eşya karşığılında geri getirilen eşyanın aynı tarife numarası, aynı ticari kalite ve aynıi teknik karakterde olması halinde gümrük vergileri alınmamasıdır.

Standart Endüstriyel Kodlama
Uluslar arası Anlaşmalara göre ürünlere verilen standart kodlar. Bu sayede ürünün sınıfı ve alanı belli olur.

Stand By Düzenlemeleri
Kredi işlemlerinde kullanılan bir terimdir. Stand by, dış ödeme güçlüğü çeken ve IMF' ye üye olan ülkelere, uygulanacak istikrar programları çerçevesinde belirlenmiş bir takvime göre kaynak aktarmak amacıyla IMF ile üye ülke arasında imzalanan sözleşmedir.

Sünger proje
Bu proje, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından gelişmekte olan ülkelerdeki istihdam sorununun çözümü için ortaya atılmıştır. İnsan gücünü devreden çıkaran yatırımlar yerine döviz harcaması gerektirmeden, emek-yoğun üretim alanlarına yatırım yapılmasını esas tutar. Böylece işsizliğin bu yatırımlarla sünger gibi emilmesi öngürülür.

Sürdürme Teminatı
Borsa tarafından belirlenen ve başlangıç teminatının, vadeli işlemler piyasasındaki olumsuz fiyat değişmeleri sonucu oluşan zarar dolayısıyla, ineceği asgari teminat seviyesini gösteren tutardır.

Sürekli Denetleme
Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi ortaklıkların, mevzuat ve genel kabul görmüş denetim ve muhasebe esas ve ilkelerine uygunluk yönünden, defter, kayıt ve belgelerinin her yıl denetlenmesidir.

Süre (Duration)
Sabit getirili, kupon ödemeli bir menkul kıymetin, anapara ve kupon ödemelerinin net bugünkü değerlerinin, kupon ödeme dönemleri ile ağırlıklandırılarak bulunan vadesidir. İskontolu, kupon ödemesi olmayan kıymetlerde, duration, kıymetin vadeye kalan süresine eşittir. Risk ölçümü açısından, menkul kıymetin piyasa faizine olan duyarlılığını ölçer. Düşük kupon ödemeli, uzun vadeli kıymetlerin süresi (duration) daha uzun, diğer bir deyişle, faiz riski daha fazladır. Farklı vade ve kuponlu yatırım araçları ile bu tür mali araçlardan oluşan portföylerin birbirlerine göre hangi oranda faiz riski ile karşı karşıya olduklarının karşılaştırılmasında kullanılır. Efektif vade olarak da adlandırılır.

Sürüngen kur sistemi
İlkelerin döviz kurlarında gerekli olduğu hallerde sürekli olarak ve küçük ölçüde ayarlamalar yapabildikleri döviz kuru sistemi. En önemli özelliği, yapılacak kur değişikliğinin üst sınırının önceden belirlenmiş bir süre içinde gerçekleşmesidir. Temel amaç, döviz kurlarında büyük oranlı değişikliklerin yol açabileceği spekülatif sermaye hareketlerinin önlenmesidir. Bir başka amaç ise ülkelerin ödemeler bilançolarındaki geçici dengesizliklerin giderilmesini sağlamaktır.

Standardizasyon Standart hale getirme,
Kitlesel üretimde ürünlerin isteklere uygun olarak tek bir biçime sokulması; bir malı piyasada satılabilecek belirli niteliklere uydurma; bir işin yapılması için izlenecek yöntemleri belirleme. ISO (International Standard Organization) ise şöyle bir tanımlama yapar: ``Belirli bir faaliyetle ilgili olarak ekonomik fayda sağlamak üzere, bütün ilgili tarafların yardım ve işbirliği ile belirli kurallar koyma ve bu kuralları uygulama işlemi'

Standby anlaşması
Günümüzde uluslararası kredi işlemlerinde kullanılır. Her an verilebilecek kredileri niteler. En belirgin uygulaması uluslararası para fonu (IMF) bünyesinde görülür. Kuruluşta ilgili üyeler için üzerinde anlaşmaya varılan belirli süreler dahilinde ve belli miktara kadar söz konusu olan kullanılabilir fonları ifade eder. Bu anlaşmalar genelde bir yıl sürelidir.

Standby kredisi
IMF'in bir istikrar programı uygulamakta olan bir ülkeye bu programı desteklemek için verdiği kredi

Standart Endüstriyel Kodlama
Uluslar arası Anlaşmalara göre ürünlere verilen standart kodlar. Bu sayede ürünün sınıfı ve alanı belli olur.

Stok
Sürekli ya da geçici olarak belli bir zaman boyutuna sahip olmayan ekonomik bir varlık kütlesi

Sübvansiyon
Bazı malların üreticilerine hükümet tarafından yapılan destek amaçlı ödeme

Swap
İki ülkenin merkez bankaları aracılığıyla birbirlerinin karşılıklı olarak ulusal paralarını kabul etmeleri

Ş

Şartlı Muafiyet Sistemi
Serbest dolaşımda olmayan eşya, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebilir. Eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminat iade olunur. Eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına şartlı muafiyet sistemi denir.

Şeker Yasası
İngiltere«nin Amerika«daki kolonilere Fransa ve Hollanda Batı Hint Adaları«ndan kaçak olarak şeker ve melas getirilmesini önlemek ve kolonilerden sağladığı gelirleri artırmak amacıyla 1764«te çıkardığı yasadır. Bir etkisi kalmamış olan 1733 tarihli Melas Yasası«nı canlandırmayı amaçlayan yasa, şeker ve melasa konan gümrük vergilerinin sıkı biçimde uygulanmasını öngörmüştür. Ancak yasa, kolonilerde büyük bir tepkiye neden olmuştur.

Şimdiki mallar
Yaşanan dönem içinde varolan, insanların ihtiyaçlarını tatmin için emre hazır halde tutulan bütün mallar

Şirket
Ticari faaliyette bulunulan kuruluş. "Adi" ve "ticaret" olmak üzere iki gruba ayrılır. Adi şirketler iki veya daha fazla sayıda kişinin ortak bir amaç için mal ve emeklerini birleştirmeyi kabul ettikleri kuruluşlardır. Yasal olarak belirlenmiş bir kuruluş şekli yoktur. Ticaret Kanunu«nda tanımlanan şirket özelliklerini taşımaz. Dolayısıyla yasayla belirlenmiş bir biçimi yoktur. Kuruluş yazılı olarak noterde onaylatılabileceği gibi sözlü anlaşmayla da kurulabilir.

T

Taban fiyat
*Devletin genellikle tarım üreticisini korumak üzere ürününün fiyatının, piyasa fiyatının altına düşmesini önlemek amacıyla saptadığı fiyat
*Hisse senetlerinin bir seans içinde işlem görebileceği en düşük fiyattır. Her hisse senedi için fiyat ve fiyat adımı gözönüne alınarak ayrı olarak hesaplanır.

Tahvil
*İşletmeler tarafından yatırımların finansmanında kullanılmak üzere yapılan bir tür borç derlemesi
*Anonim şirketlerin kaynak bulmak amacıyla Ticaret ya da Sermaye Piyasası kanunlarına göre, itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetidir.
*İhraç vadesi 1 yıldan uzun menkul kıymetlerdir
*Devletin 1 yıl, anonim ortaklıkların en az 2 yıl ve daha uzun vadeyle, ödünç para bulmak amacıyla, itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetleridir.
*Ödünç para sağlamak amacıyla devlet, kamu kuruluşları ve anonim şirketler tarafından çıkartılan nominal değeri eşit ve biareleri aynı olan borç senedi.

TAHVİL VE BONO FONU
Portföyünün en az %51'inin devamlı olarak borçlanma araçlarına yatırılmış fonlardır.

Tahıl Yasaları
İngiliz tarihinde tahıl ihracı ve ithali ile ilgili düzenlemeler yapan yasalar. İlk kez 12. yüzyılda çıkarılmış, 18. yüzyılın sonlarıyla 19. yüzyılın başlarında nüfus artışı ve savaşların neden olduğu darlık nedeniyle önem kazanmıştır. Sanayicilerin yoğun tepkisi üzerine de 1846«da kaldırılmıştır. Yasaların yürürlükte olduğu yıllarda tahıl fiyatları sürekli artmış, bu artış kötü hasat dönemlerinde daha hızlı olmuştur. Yasalar, bir dizi ayaklanmaya da yol açmıştır.

Takas
*Para kullanılmaksızın mal ve hizmetlerin doğrudan değişimi
*Borsa’da gerçekleştirilen işlemler sonucunda oluşan borç ve alacakların karşılıklı olarak tasfiye edilmesidir.
*Para kullanılmaksızın bir malın bir diğeriyle değiştirilmesidir.Takas, para birimi kolayca değiştirilemeyen ülkeler için önemli bir ticaret koludur.

Takas bank
Borsada kote olan senetlerin işlemlerin düzgün olarak işlenmesi ve düzenli olarak tutulması amacıyla borsada saklanmasıdır. İMKB’de işlem gören senetlerin muhafazası ile görevli olan İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş., kote olan senetlerin büyük bir kısmını muhafaza ettiği için ayrıca fiziki bir dolaşıma engel olmakta ve şirketleri senet basma külfetinden kurtarmaktadır.

Takas odası
Bankalar ile diğer mali kuruluşlar ve borsalar arasındaki takas işlemlerinin yapıldığı yer. Takas odaları, para kullanmadan ödeme sisteminin gelişmesi için gerekli kurumlardır. Takas odasında her üye bankanın bir masası veya bürosu bulunur. Bankalar müşteriler tarafından kendilerine verilen ve başka bir banka tarafından ödenecek olan çekleri diğer bankalar tarafından tahsil edilmek üzere yollanan çeklerle karşılaştırarak takas ederler.

Talep
Belli bir malın belirli bir anda ve belirli piyasada muhtemel fiyatları karşısında alıcıların o maldan satın almayı düşündükleri miktar

Talep enflasyonu
Harcamalar ve dış satım toplamının üretim ve dışalım tutarını aşması sonucu fiyatlarda görülen artış. Diğer bir deyişle talepte meydana gelen artışı karşılamak üzere arzın yeterli derecede artırılmaması sonucu fiyatların yükselmesine yol açan süreçtir. Mal ve hizmet fiyatlarında meydana gelen artış, girdi fiyatlarına yansıyarak mal ve hizmet fiyatlarının daha da yükselmesine yol açabilmektedir.

Talon
Hisse senedinin kuponlarından oluşan kısmına verilen isimdir.

Tam istihdam
Bir ekonomide tüm üretim faktörlerinin çalışır durumda olduğu bir düzey

Tamamlayıcı mallar
Tatmini istenen bir ihtiyacın sağlanması için bir mala katılması zorunlu olan mallar

Tarh
Verginin yasalarda gösterilen şekilde vergi dairelerince hesaplanması, vergiye konu olan maddi ve gayrımaddi şeylerin kıymetini takdir. Beyandan sonra tahakkuktan önce yapılır.

Tarım kooperatifleri
Ortakları çiftçi ve faaliyet alanları tarım olan kooperatifler. Tek amaçlı ve çok amaçlı tarım kooperatifleri olmak üzere iki gruba ayrılır. Alım kooperatifleri, kredi kooperatifleri, sigorta kooperatifleri, satış kooperatifleri, arazi kullanma kooperatifleri, işleme kooperatifleri, hizmet kooperatifleri, tek amaçlı kooperatiflerdir. Çok amaçlı kooperatifler ise kredi alım, sigorta vs gibi amaçlar için ortaklarının her konudaki ihtiyacını karşılamak üzere kurulan kooperatiflerdir.

Tarımsal kredi
İlke içinde ve dışında pazarlanma olanakları bulunan tarımsal ürünlerin üretimine hizmet eden kredi. Tarımsal kalkınma kredileri, teşvik ve geliştirme kredileri, toprak ve tarım reformu kredileri gibi. Bu krediler süre, miktar, risk, garanti, karlılık ve faiz bakımından diğer sektörlere verilen kredilerden ayrılır.

Tarımsal sermaye
Tarım sektöründeki bütün mallar, makine, araç, gereç, hayvanlar, malzemeler, binalar ve paralar. Tarımsal sermaye dört grupta toplanır: (1) Sabit sermaye: Toprak, binalar, (2) Verimli sermaye: Bitkiler, hayvanlar, (3) Yardımcı sermaye: Aletler, makineler, (4) Değişir sermaye: Hammadde, mal, gübre, para, ihtiyat, amortisman.

Tarımsal sigorta
Tarımsal üretimde kullanılan hayvanların, araç gerecin ve elde edilen ürünün gelecekte ortaya çıkabilecek risklere karşı güvence altına alınması. Tarımsal sigorta; ürün ve hayvan sigortaları şeklinde iki gruba ayrılır. İrün sigortaları; ürünün dolu, don, kuraklık, fazla yağış, rüzgar ve yangına karşı sigorta ettirilmesidir. Hayvan sigortaları ise; hayvanların ölüm, kaza, hastalanma, verimden düşme gibi tehlikelere karşı sigortalanmasıdır. Tüm çiftlik alet ve makinelerinin, çiftlik binalarının yangına karşı sigortalanması da tarımsal sigorta kapsamına girer.

Tarımsal sübvansiyonlar
Devletin herhangi bir karşılık beklemeksizin tarımsal üretimin desteklenmesi, teşvik edilmesi ve devamının sağlanması için tarım ürünleri üreticilerine yaptığı parasal veya para olarak karşılığı bulunan yardımlar. Para ile ifade edilebilen sübvansiyonlardan tarımsal kredi sübvansiyonu, devletin tarımsal üretim artışı sağlamak ve maliyeti düşürmek amacıyla piyasa faiz haddiyle tarımsal işletmelere kredi açmasıdır. Burada verilen, kredi değil normal faiz haddinden düşük faiz hadleri sübvansiyon olarak kabul edilir.

Tarif
İthalat ve ihracat üzerine hükümetin koyduğu vergi; fiyat listesi; bir ülke sınırından ticaret amacıyla geçirilen mallardan alınan vergi. Kısaca, ithal edilen mallar üzerinden alınan vergilerdir. Birkaç biçimde uygulanabilir. Sınırda doğrudan vergilendirme ya da malın belli miktarlarda ithal edilebilmesi için önceden bir lisans ya da permi alınmasını gerektiren dolaylı vergilendirme bunlar arasındadır. Her maldan gümrük vergisi alınabilir. Ancak pratik nedenlerle genellikle kolayca belirlenebilen, sınıflandırılabilen, ölçülebilen ya da değer biçilebilen mallara uygulanır.

Tarife Benzeri Engeller
Malların girişinde alınan Gümrük vergisinden başka vergiler gibi, Gümrük tarifesinin etkisini taşıyan engellerdir.

Tarife Dışı Engeller
Giriş kısıntı ve yasakları, tekeller, giriş işlemleri, giriş izni vb. gibi, uluslararası tecimde uygulanan gümrük tarifelerinde ya da tarife etkisini taşıyanlardan başka engellerdir.

Tarife Numarası
Gümrük ithalat genel tarife cetvelinde her mal veya mal grupları için saptanan numaralardır.

Tasarruf
*Artırılmış para, gelirin tüketime ayrılmayan kısmı. Gelirin tüketilmeyen bölümünün tasarruf kabul edilebilmesi için bir kısmının elde para olarak tutulması şart değildir. Bu açıdan tasarruf, elde hazır bir satın alma gücü bulundurma arzusuna dayanan stoklamadan farklıdır.
*Gelirden tüketimin çıkartılması ile elde edilir.

Tasarruf mevduatı
Resmi ve ticari mevduat dışında halkın daha çok geleceğe yönelik bir güvence olarak bankalarda ve genelde vadesiz hesaplarda tuttuğu mevduat

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
Tasarruf mevduatı sahiplerini belirli bir tutara kadar ilgili bankanın ödeme yetersizliği riskine karşın sigorta etmektir.

Tasarruf paradoksu
Gelir düzeyindeki değişmelerin, yatırım kararlarını etkilediği bir ekonomide bireylerin daha fazla tasarrufta bulunmak istemelerinin toplam tasarrufları azaltması sonucunu doğurması

Tasfiye
(1) borcu tasfiye etme, hesap kesme, tasfiye, işi kapatma, ticarette elden hemen çıkarılmak istenen stokların düşük fiyatla piyasaya sürülmesi, indirimli satışla tasfiye, çalışmalarını durdurmuş bir işletmenin aktifini paraya çevirmesi, vadeli işlemlerin belli dönemlerde kesilip hesapların görülmesi

Tasfiye Değeri / Likiditasyon Değeri
Şirket varlıklarının belirli bir süre içinde zorunlu satışı ile sağlanabilecek değerden tüm borçlar ödendikten sonra kalan miktarın, hisse senedi sayısına bölünmesi sonucu bulunan değerdir.

Tavan fiyat
*Tüketiciyi korumak amacıyla herhangi bir mal veya hizmetin fiyatının, yetkili kuruluşlar tarafından saptanan en yüksek fiyatı
*Hisse senetlerinin bir seans içerisinde görebileceği en yüksek fiyattır. Her hisse senedi için fiyat ve fiyat adımı gözönüne alınarak ayrı olarak hesaplanır.

Tavsiye Bankası
İhracatçının ülkesinde faaliyet gösteren bankadır.Başka bir ülke bankası adına yazılan kredi mektupları ile ilgilenir, ihracatçı firmaya kredinin kendi lehlerine açıldığını bildirir.Banka,ödeme sorumluluğuna girmek zorunda olmadan, ihracatçıyı kredi mektubu konusunda detaylı bir şekilde bilgilendirir.

Tavsiye Kapasitesi
Nakliyeci acentanın veya temsilcisinin, grubun onayı olmadan kesin kararlar veremeyeceğini belirten terimdir.

Taylor ekonomisi
Amerikalı mühendis Taylor'un ileri sürdüğü, üretimde iş bölümünü artıran ve zaman kaybettirici bütün öğeleri ayıklayan, işçi emeğinden alabildiğince fazla yararlanmayı, iş verimini artırmayı hedefleyen sistem

Taylorizm
1881 yılında Amerikalı Frederick Winslow Taylor'ın (1856-1915) ileri sürdüğü, üretimde iş bölümünü artıran ve zaman kaybettirici tüm öğeleri ayıklayan, işçi emeğinden olabildiğince fazla yararlanmayı, iş verimini artırmayı hedefleyen sistem. 20. yüzyılın ilk yıllarında uygulanmaya başlanmıştır. İş düzenine ve zaman denetimine önem verir. Personel yönetimine otoriter bir kavrayış getirir. Buna rağmen psikolojik faktörleri görmezlikten gelmez. Taylor, sıkıcı işlerde çalışanların sık sık dinlenmek zorunda olduğunu ilk olarak düşünen ve savunan kişidir.

Tedavül
Sirkülasyon, para dolaşımı, satış miktarı. Bir paranın tedavüldeki oranı yüzde 50'yi aşarsa daha büyük bir para basıp piyasaya sürmek gerekir.

TEFE
Toptan Eşya Fiyat Endeksi. Enflasyon rakamı olarak alınır.

Tefecilik
*Aşırı faizcilik; yasanın izin verdiğinden daha yüksek faiz oranı uygulamak. Fon talebinde bulunanlara, bunların içinde bulundukları güç koşullardan yararlanarak çok yüksek faiz oranlarıyla borç verilmesidir
*Yasal sınırın üzerinde aşırı faiz alarak borç para verme işi.

Tek vergi
Tek oranı olan vergi. Herkese ve tüm vergi tabanına uygulanabilir. Gerçek tek vergi uygulamasında yüzde 15-16'lık bir oran ile klasik sistemin yüzde 15-20'lik oranının getirdiğine eşit gelir sağlanır. Sistem vergi kaçırılmasını zorlaştırır, basit bir yapıya sahip olduğundan bürokrasiyi azaltır.

Tekel
Tek bir satıcı ve karşılığında çok miktarda alıcı olan piyasadır.

Teknik analiz
*Hisse senedi veya borsa endeksi fiyatının ya da işlem miktarında meydana gelen değişmelerin genellikle grafiklerle açıklanması ve geleceğe yönelik trend belirleme aracıdır.
*Fiyat, hacim gibi göstergelerden hareketle, geçmiş dönem piyasa hareketlerinin analiz edilerek bu yolla geleceğe yönelik olarak fiyat tahminleri yapılmasıdır. Bu amaçla, çeşitli grafik oluşumlarından ve istatistiksel metodlardan faydalanılır. Grafikler üzerinde geçmiş fiyat hareketleri nedeniyle ortaya çıkan oluşumların gelecek için gösterge oluşturduğu, dolayısıyla bu tür oluşumların alım-satım için gösterge olarak kullanılabileceği varsayımına dayanır. Bu tür analizler, örneğin, geçmişte gerçekleşen en düşük fiyatların, diğer bir deyişle fiyatların döndüğü, yükselmeye başladığı noktaların"destek noktası" olduğu, dolayısıyla alım için bu noktaların beklenmesi (kriter olması) gerektiğini, yine geçmişte gerçekleşen en yüksek fiyatların "direnç" noktası olduğunu ve satım için dikkate alınması gerektiğini öngörür.
*Geçmişte piyasada oluşmuş çeşitli verilerin, bilgisayar ve grafikler yardımıyla geleceği tahmin etmede kullanıldığı bir değerleme yöntemidir.

Temel analiz
Hisse senetlerinin gerçeğe en yakın fiyatlarını bulmaya yönelik bir yöntemdir.

Temellük
Alacağın devralınması

Temerrüt
*Taahhütlerinin gerektirdiği ödeme veya menkul kıymet teslimatlarını belirlenen süreler içinde gerçekleştirmeyen borsa üyesi, herhangi bir ihbara gerek kalmaksızın temerrüde düşmüş sayılır.
*Borsa’da yapılan işlemler sonucunda, taahhütlerin gerektirdiği ödeme veya menkul kıymet teslimatlarının belirlenen süreler içinde gerçekleştirilmemesi sonucu oluşan durumdur.

Temettü
(Kar payı) Ortakların dönem içinde elde ettikleri kardan mevcut ortakların pay alma hakkıdır.

Temettü getirisi
Hisse senedinin yıllık getirisidir.

Teminat
Borsa üyelerinin, borsa işlemleri dolayısı ile müşterilerine ve borsaya verebilecekleri zararlara karşılık olmak üzere, Borsa tüzel kişiliği adına yatırdıkları meblağa denir.

Teminat mektupları
Alıcı ile satıcı arasındaki güvenin sağlanması için bir banka aracılığına ihtiyaç duyulur. Bankalar borçluya kefil olarak bu güveni sağlar.

Teminat Tamamlama Çağrısı
Vadeli işlemler piyasasında alınan pozisyonlar için yatırılmış bulunan teminatın sürdürme teminatı düzeyine gerilemesi vya daha altına düşmesi durumunda, yatırımcının teminatını başlangıç teminatı seviyesine çıkarması için borsa tarafından yapılan çağrıdı

Temiz Konşimentosu
Taşıyıcı tarafından hazırlanan, getirdiği malların iyi durumda olduğunu,herhangi bir zarar görmediklerini bildiren makbuzdur.

Temiz Taslak
Üzerine hiçbir belge iliştirilmemiş taslaktır.

Temlik
Alacağın Devredilmesi.

Temlik Notu
Faturanın üzerine yapıştırılan veya fatura basımında eklenen ve Factoring şirketine temlik edildiğini ve vadesinde o makama ödeneceğini gösteren nottur. Borçlunun dilinde yazılır.

Teknokrasi
Yönetimde teknokratların belirleyici olduğu sistem. Terim, yönetici durumundaki teknik elemanları ifade etmek amacıyla kullanılır. Geleceğin toplumlarını politikacıların değil teknik elemanların yöneteceğini ilk defa ileri süren kişi, Saint-Simon'dur. Saint-Simon, yöneticilerin politikacılardan, bilginlerden değil, tek amaçları halkın günlük ihtiyaçlarını üretmek olan sanayicilerden, teknik adamlardan oluşması gerektiğini ileri sürmüştür.

Teknokrat
İnsan unsurunu her zaman yeterince göz önünde bulundurmayan devlet adamı veya memur

Teknoloji transferi
Az gelişmiş ülkelerin sanayi ülkeleriyle aralarında var olan teknolojik açığı kapatabilmek için bu ülkelerde üretilmiş olan teknolojiyi kendi ülkelerine aktarmaları. Bunlar; yatırım malları ithali yoluyla transfer, özel yabancı sermaye yoluyla transfer, patent satın alma ve lisans anlaşmaları yapma yoluyla transfer, bilimsel konferanslar, teknik bültenler ve yabancı bilim adamları alış-verişi yoluyla transferdir.

Teknolojik işsizlik
Bir ülkede gelişen teknolojilerin üretimde maliyetleri düşürürken daha az emek kullanımı nedeniyle el emeğine ihtiyaç duymamasından kaynaklanan işsizlik. Bununla birlikte kişi başına verimliliği artıran ve bunun ekonomiye hemen uyumuna imkan veren her yeni teknoloji böyle bir işsizliğe neden olmaz. Teknolojik gelişimin açıkta bıraktığı işsizler yeniden istihdam edilebilirler.

Teknopark
İleri teknolojiye dayalı yeni projelerin desteklenmesi amacıyla üniversite kampüslerinde oluşturulan bağımsız alanlar. Sanayi ve ticaret bakanlıklarınca desteklenir.

Teknotronik
Endüstri döneminin de aşıldığı çağ. Endüstri üstü toplumu (post industrial society) ifade etmekte kullanılır. Bu yakıştırmayı ilk kez Beyaz Saray eski danışmanlarından Zbigniew Brzezinski yapmıştır. Yeni çağın başlıca özellikleri; yükselen orta sınıf, gelişen hizmet sektörü, zaman ve mekan içinde yayılan üniversiteler, büyük ölçüde artan bilim adamı sayısıdır. Teknoloji ve elektronik kelimelerinin birleştirilmesinden oluşur.

Telafi edici
finansman Az gelişmiş ülkelerin ihracat gelirlerindeki istikrarsızlığı önlemek amacıyla önerilen finansman biçimi

Telafi edici vergi
Dış ticarette gümrük vergisi dışında uygulanan korumacılık yöntemi. Yerli sanayii korumak için ithal edilen mallara konan ek vergidir. İhracatçı ülkenin uyguladığı sübvansiyon ve teşviklerin karşılığı olarak aynı oranda konur.

Ters repo
Bir menkul kıymetin başlangıç tarihinde alınıp bitiş tarihinde geri satılması işlemidir. Ters repo yapan parayı kullandıran taraftır.

Tesadüfileştirme
Örnek tüketicilerin tesadüfi ve tarafsız olarak seçilip bütün pazarı temsil ettiğinin kabul edilmesi

Tescil
Borsa’da gerçekleştirilen işlemlerin fiyatlarının doğruda, Borsa dışında gerçekleştirilen işlemlerin fiyatlarının ise bu işlemlerin Borsa’ya bildirimi sonrasında Borsa kaydına alınması işlemidir.

Tescile Mesnet
Kayıtlı sermaye sistemine tabi anonim ortaklıklarda, sermaye artırımı işlemleri tamamlandıktan sonra sermaye artırımının tescili için, Sermaye Piyasası Kurulu’nca verilen ve ödenmiş hisse senedi tutarını gösteren belgedir.

Teslim Karşılığı Ödeme Prensibi
Borsa işlemlerinin takasında, tarafların, takasa olan borçlarını ödedikleri nisbette alacaklarının ödenmesi prensibidir.

Teyid Eden Banka
Akreditif bedelinin amir banka tarafından ödenmediğinde kendisi tarafından ödeneceğini lehdara taahhüt eden banka.

Teyitli Akreditif
"Amir banka tarafından, sağlamlaştırma ve doğrulayıcı yönde kendi sorumluluk ve taahhütlerini de ekleyerek açılan akreditif. "

Teyitsiz Akreditif
Bu tür akreditiflerde muhabir banka herhangi bir mali sorumluluk yüklenmez. Akreditifin açılmış olduğunu ve şartlarını lehdara bildirmekle yetinir.

Tezgah Üstü Piyasa(Over The Counter-OTC)
*Değerli evrakların ticaretinin yapıldığı standardize edilmemiş piyasalardır.
*Organize olmayan, belli bir yapı altında toplanmayan piyasalardır. İşlemler taraflar arasında karşılıklı anlaşma yoluyla gerçekleştirilir.

Teşvik
Özendirme, ekonomi açısından stratejik önem taşıyan sektörlerin devletçe desteklenmesi

Teşvik dönemi
Bir üreticinin ya da toptancının satış örgütü tarafından perakende satıcılar ya da tüketiciler arasında alıcı olabilecek kimselere kısa bir süre hesaplı veya satış artırıcı koşullarla satış yapılması için hazırlanan bir program dönemi

TIR sözleşmesi
Taraf ülkeler arasında 1959'da Cenevre'de imzalanan ve karayolu taşımacılığını düzenleyen sözleşme

Ticaret
Kar amacıyla malın yer ve zaman faydasını artırarak alım satım faaliyetleriyle uğraşmak

Ticaret dengesi
*İthalat ve ihracat arasındaki fark. Bir ülkenin ödemeler bilançosunda toplam mal ithalatı ile toplam mal ihracatı arasındaki farktır. İlkenin ithal ettiği malların toplam değeri ihraç ettiği malların toplam değerinden büyük olursa ticaret dengesi açığı söz konusudur. Bu kavram ilk kez 16. yüzyılda merkantilizmin gelişmesiyle önem kazanmaya başlamıştır.
*Bir ülkenin toplam ihracat ve ithalatı arasındaki farktır.Eğer ihracat ithalattan fazla ise istenilen ticaret dengesi kurulmuştur, değil de ticaret açığı var denilir.

Ticaret markası
Patent, kopya, ticari sırlar gibi soyut değerlerin sahipliği, korunması ve kontrolu ile ilgili haklar

Ticaret Odası
Ticareti ve üyelerinin ticari çıkarlarını geliştirmek amacıyla kurulan işadamları birliğidir. Bazı ülkelerde Ticaret Odaları'nın yarı resmi statüsü bulunmaktadır. Örneğin özel sektörü temsil etmek ve menşe şehadetnamesi gibi belgeler verme yetkisine sahiptir.

Ticaret özgürlüğü
Ekonomik liberalizmin bir ilkesidir. Ticaret özgürlüğü, önce batıda varolan ve yeni ekonomik girişimler için devletin iznini gerektiren kooperatif sistemini ortadan kaldırmıştır. Örneğin Fransa'da 2-17 mart 1791 tarihli yasa 'herkes istediği ticaret, meslek, sanat ve zanaatle uğraşmakta özgürdür' demektedir. Bu yasa, Fransa'da hala yürürlüktedir. Ticaret özgürlüğünün iki esası vardır. Birincisi, herkesin istediği ticari işle uğraşabilmesidir. İkincisi her tüccarın genel kurallara ve sosyal yaşamın gereklerine uymak kaydıyla mesleğini istediği gibi yürütebilmesidir.

Ticaret Hadleri
İhracat fiyatlarının ithalat fiyatlarına oranıdır

Ticari kazançlar
Gerçek kişilerin ticari ve sınai faaliyetten elde ettikleri para veya para ile ölçülebilen çıkarlar. Ticari faaliyetler kapsamına genel olarak mal alım satımı, satın alınan malların özelliklerinin değiştirilmesi ile elde edilen ürünün satışı ve hizmet işletmeciliği girer.

Ticari mevduat
Ticari işlerle uğraşanların, derneklerin, kooperatiflerin ve birliklerin kurmuş bulundukları ticaretle uğraşan firmaların, bankalara bu amaçlarını gerçekleştirmek üzere yatırmış bulundukları mevduat

Ticaret Politikası Önlemleri
Gözetim veya korunma önlemleri, miktar kısıtlamaları ve ithalat veya ihracat yasaklamaları gibi eşyanın ithal ve ihracı ile ilgili hükümlerle belirlenmiş tarife dışı önlemleri ifade eder.

Ticari Ateşe
Kendi ülkesindeki elçilikte bulunan görevliler konusunda uzmandır.

Ticari Fatura
*Yüklenmiş olan malların listesidir.Genellikle ihracatçının alım kağıtları üzerinden yapılır.
*Alıcı ile satıcı arasında yapılan işlemin bir kaydıdır

Ticari Tarifeler Üzerine Genel Anlaşma
İmzalayan ülkeler arasındaki ticari zorlukları azaltmak ve ticaret hacmini yükseltmek amacıyla hazırlanmış çok yönlü bir anlaşmadır.

Tokluk kanunu
Bütün ihtiyaçların tatmin edildikçe azalmaları ve doyum haline ulaşıldığında da yok olmaları

Tokyo Görüşmeleri
1973'te Tokyo'da başlatılan 12 nisan 1979'da sonuçlanan GATT görüşmeleridir. Başlıca hedefi GATT'ın varlık nedenini tehdit eden yeni korumacılık savaşını sona erdirmektir. Görüşmeler sonunda alınan kararlarda gümrük tarifelerinde yapılacak indirimlerin yıllık ve eşit oranlarda olması öngörülmüştür.

Toplam kalite
Bir ürünün tasarımından pazarlanmasına kadar geçirdiği tüm aşamalardaki kalite kontrolu. Tüm üretim sürecine hükmeder. 1980«li yıllarda ABD ve Avrupa'da kalite, sadece hataların tespiti ve giderilmesi için yapılan bir inceleme işi olarak görülmüştür. Oysa bugün toplam kalite en çok ilgi gören ve uygulanmaya çalışılan yönetim tekniği olarak kabul edilir.

Toplam talep
Bir ekonomide mal ve hizmetlere yönelik talebin toplam miktarı. Toplam talebi oluşturan başlıca unsurlar şunlardır: (1) Kişilerin mal ve hizmetlere yönelik talebi, (2) Firmalar ve devletin yatırım malları ve diğer mal ve hizmetlere yönelik talebi, (3) Diğer ülkelerdeki tüketici ve firmaların söz konusu ülkelerde üretilen mal ve hizmetlere yönelik talebi

Toplu iş sözleşmeleri
Hizmet akitlerinin düzenlenmesi için işçi ve işveren sendikaları arasında yapılan sözleşme

Toplu muamele vergileri
Vergi konusu olan mal veya malların üretimlerinden tüketimlerine kadar olan aşamalarının herbirinden alınan vergi

Toprak reformu
Tarımın kurumsal yapısının belirli siyasal amaçlar doğrultusunda değiştirilmesi amacıyla devlet tarafından toprak mülkiyeti ve toprağın işletme düzenine çeşitli biçimlerde yapılan müdahale. Her ülkede var olan ekonomik ve toplumsal koşullara karşı oluşan şiddetli tepkiler, devletin toprak mülkiyet düzenine müdahalesini gerektirmiştir.

Toptan eşya fiyatları endeksi
Bir ekonomideki genel fiyat düzeyini ve paranın satın alma gücündeki değişimleri belirlemek için seçilmiş malların toptan fiyatları izlenerek düzenlenen endeks

Toptan Satışlar Pazarı
Alıcıları önceden belli olan veya olmayan, belli bir miktarın üzerindeki hisse senedi işlemlerinin Borsa’da güven ve şeffaflık ortamında organize bir piyasada gerçekleşmesini sağlayan pazardır.

Trampa
Bireylerin ihtiyaç duydukları malları, ellerindeki diğer mallarla değiştirmeleri

Transfer harcamaları
Devletin veya kamu yönetim organlarının, bir mal veya hizmet alımı olmaksızın yaptığı harcamalar. Bu harcamalar milli gelir hesaplarına girmez.

Transit mallar
Bir ülkeden diğerine yollanan malların, üçüncü bir ülke sınırlarından serbestçe geçebilmesi

Transit Taşıma
Döviz tahsis edilerek veya edilmeksizin satın alınan yabancı menşeli malların transit olarak veya doğrudan doğruya başka bir ülkeye satılması.

Tranş
Tahvil ve Bono Piyasası’nda işlem yapabilme limiti içerisindeki her bir kademedir.

Triffin Planı
Uluslararası ödemelerin çok yanlı olarak denkleştirilmesi ve uluslararası likiditenin istenen zamanda ve istenen ölçüde artırılabilmesi amacıyla 1960'lı yıllarda dünya rezervlerinin merkezileşmesini savunan iktisatçı Robert Triffin tarafından önerilen plan. Buna göre önerilen genişletilmiş uluslararası para fonu merkez bankalarının bankası rolünü oynayacaktır.

Tröst
*Şirketler şirketi; birçok işletmenin iktisadi, mali ve teknik güçlerini biraraya getirerek tek bir işletme halinde kaynaşmasını sağlayan mali bileşim. Fiyat konusunda bir anlaşma yapmak için kendi rızalarıyla gruplaşmaları, birçok işletmenin kaynaşmasından doğan, hiç bir üretici faaliyeti olmayan ve her biri tüzel kişiliği olan şirketleri denetleyen veya yöneten mali şirket. Bir araya toplanmış işletmelerin amaçları birbirine yakınsa tröst kurulabilir. Tröstün iki amacı vardır. Bunlardan birincisi ister üretilmiş veya piyasaya sürülmüş mallara, ister fiyatlara hakim olabilmek için piyasada kendi çıkarına bir tekel yaratmaktır. İkincisi, üretimi rasyonelleştirmek ve maliyeti azaltmak için tröstleşmeye gitmektir.
*Birden fazla işletmenin iktisadi, mali ve teknik güçlerini bir araya getirerek tek bir işletme halinde birleşmeleriyle ortaya çıkan iktisadi kuruluş.

Tuğla harç operasyonu
Bir işin temelini girişimcinin kendi elleriyle atması

TÜFE
Tüketici Fiyat Endeksi

Tüketim
İstihlak; doğal ve endüstriyel maddelerin kullanılması. Dört türlü tüketim vardır. Fertler arasında yapılan özel tüketim, devletin yetkili makamları tarafından yapılan tüketim, yararlı bir şey vermeyen verimsiz tüketim ve başka bir zenginliğin üretimi için kullanılan verimli tüketim. Verimli tüketim de kendi bünyesinde endüstriyel tüketim ve zevk için tüketim olarak ikiye ayrılmaktadır

Tüketim fonları
Ulusal gelirini halkın bireysel tüketimine, halka hizmet sunan kurumların harcamalarına, bilimsel kurumlara giden bölümü. Sosyalist toplumlarda ulusal gelirin, toplum üyelerine karşılıksız ya da çok uygun koşullarda dağıtılan parçasına ise "toplumsal tüketim fonları" denmektedir.

Tümünü Yüklenim
Sermaye piyasası araçlarının, bedeli satışın başlamasından önce tam ve nakden ödenmek suretiyle tamamının satın alınarak halka satılacağının, satışı yapana karşı taahhüt edilmesidir.

Türdeş mal
Piyasada mübadelesi söz konusu malın bütün birimlerinin birbirinden ayırt edilemeyecek nitelikte olması

Türev Ürünler (Derivative Products)
Getirisi başka bir kıymetin getirisine bağlanmış, diğer bir deyişle başka bir kıymetin getirisinden türetilmiş mali araçlardır. Futures ve Opsiyon sözleşmeleri bu enstrümanlara örnektir. Bu tür enstrümanlar, döviz, faiz, altın gibi her türlü ürün üzerine yazılabilir. Böyle bir durumda, örneğin döviz üzerine yazılan bir opsiyon kontratında, opsiyon kontratının getirisi üzerine yazıldığı dövizin piyasadaki hareketine bağlı olacaktır.

Türev Piyasalar
İlerideki bir tarihte teslimatı veya nakit uzlaşması yapılmak üzere herhangi ibr malın veya finansal aracın bugünden alım satımının yapıldığı piyasalardır. Türev piyasaların tanımı forward, futures ve opsiyon işlemlerinin tamamını içermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinde Yerleşik Kişi
"a) Bu bölgede kanuni ikametgâhı olan bütün gerçek kişileri; b) Bu bölgede kayıtlı işyeri, kanuni iş merkezi veya şubesi bulunan bütün tüzel kişi veya kişiler ortaklığını ifade eder"

Tüzel kişi
Başlı başına bir varlık olmak üzere kurulan ve belirli amaç için meydana getirilen devlet, şirket gibi maddi olmayan varlık.

U

Ulusal gelir
Bir ulusun bir yıl içinde ürettiği toplam değer; bir ekonomide belli bir döneme ilişkin safi milli hasıla değerinden aynı dönemde alınan dolaylı vergiler toplamının çıkarılmasıyla elde edilen tutar. İretim, gelirler ve harcamalar üzerinden üç yöntemle hesaplanabilir. Üretim yönünden milli gelir, ekonomide yaratılan nihai mal ve hizmetlerin toplamının net değeridir. Gelir yönünden milli gelir, ekonomide üretime katılan üretim faktörlerinin elde ettikleri gelirlerin toplamını ifade eder. Harcama yönünden milli gelir ise fertlerin bir dönemde yaptıkları harcamalar toplamına eşittir.

Uluslararası döviz rezervleri
Uluslararası ödemelerde kabul gören ödeme araçları rezervi. Altın, döviz, özel çekme hakları (SDR) ve IMF'deki rezerv pozisyonları gibi.

Uluslararası ekonomi
Bağımsız devletler arasındaki ekonomik ilişkilerin tüm yönlerini inceleyen bilim dalı. Kapsamına giren en önemli konularından biri dış ticaret hareketleridir. Emek, sermaye, teknoloji, girişim gibi üretim faktörlerinin uluslararası dolaşımı da, diğer konularıdır.

Uluslararası likidite
Bir ülkenin para otoritelerinin dış ödemeler dengesi açıklarını kapatmakta kullanabilecekleri her tür kaynak. Altın döviz rezervleri, aktifler ve uluslararası kurumlardan borçlanma imkanları gibi.

Uluslararası ticaret
Uluslararasında gerçekleşen mal ve hizmet akımları. İç ticaretten farkı, uluslararası ticaretin dövizle yapılması, gümrük tarifeleri, kotalar, döviz kontrolleri gibi çeşitli uygulamalara konu olmasıdır. Uluslararası ticareti gerektiren etkenler; ülkeler arasındaki verimlilik farkları, faktör yoğunluğu farkları ve ticarete konu olan malların yokluğudur.

Ulusal 100 Endeksi
1986 yılında 40 şirketin hisse senedi ile başlayarak zamanla sayısı 100 şirketin hisse senedi ile sınırlanan Bileşik Endeks'in devamı niteliğindedir.

Ulusal Pazar
Borsa Yönetim Kurulu kararı ile pazarı açılmış, endekse dahil olan ve olmayan Borsa kotunda yer alan her şirket hisse senedi için alım satım işlemlerinin gerçekleştirildiği pazardır.

Uluslararası Pazar
İMKB Uluslararası Menkul Kıymetler Serbest Bölgesi içinde "Serbest Bölgeler Mevzuatına" göre faaliyet gösterecek esas olarak eski Doğu Bloku Ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve Orta Doğu ülkelerindeki şirketlere ait menkul kıymetlerin işlem göreceği pazardır

UNCTAD BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UN Conference on Trade and Development)
BM Genel Kurulu'nun 30 aralık 1964 tarihli kararı ile kurulmuştur. Ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek üzere uluslararası ticaretin gelişmesini desteklemek, uluslararası ticarete ilişkin ilkeler ve politikalar saptamak, BM'ye bağlı diğer ekonomik kuruluşların ekonomik kalkınma ve uluslararası ticarete ilişkin çabalarında koordinasyon sağlamaya çalışmak, uluslararası ticaretle ilgili çok taraflı anlaşmalar yapılmasını sağlamak, başlıca amaçlarını oluşturmaktadır.

UNIDO BM Sınai Kalkınma Teşkilatı (UN Industrial Development Organization).
Gelişmekte olan ülkelerin endüstriyel kalkınmalarına yardımcı olur. Az gelişmiş ülkelerin dünya sanayi üretimi içindeki payını 2000 yılına kadar yüzde 10'dan yüzde 25'e çıkarmayı hedef almıştır. 17 kasım 1966'da kurulmuştur. Merkezi Viyana'dadır.

UNLAEC BM Latin Amerika Ekonomik Komisyonu (UN Latin American Economic Commission)
BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi tarafından 25 şubat 1948 tarihinde kurulmuştur. Latin Amerika ve Karaibler'in 29 ülkesiyle, ABD, İngiltere, Fransa ve Kanada'yı biraraya getirir. Görevi, Latin Amerika ülkelerinin ortak çaba harcamasını sağlamaktır. Sekreterliği Şili'nin başkenti Santiago'dadır.

Uyarılmış yatırım
Bir ülkede belli bir dönemde gelir ve tüketim düzeyindeki değişmelere bağlı olarak değişen yatırımlar

Uydu firma
Üİretim, arz ve fiyatlarla ilgili ekonomik kararlarda başka firmaya ya da firmalara bağımlı olarak davranmak durumunda olan firma

Uygulamalı ekonomi
Ekonomik kanunların çeşitli ekonomik etkinlik kesimlerinde, çeşitli zaman ve yerde oluşumunun ve olayların istenen yönde saptırılması için alınan ve alınması gereken ekonomik önlemlerin analize tabi tutulması

Uyumsuzluk
Sunulan belgeler, kredi mektubuna uymuyorsa buna uyumsuzluk denir.

Uyuşmazlık Komitesi
"Borsa işlemleri ile ilgili olarak; üyeler arasında veya üyeler ile müşterileri arasında çıkan uyuşmazlıkların idari yoldan çözülmesine yardımcı olan komitedir."

Uzlaşma Fiyatı
Vadeli işlemler piyasasında pozisyon alan hesapların günlük kar/zarar ve teminat yükümlülüklerinin hesaplanmasında kullanılan fiyattır. Genelde seansın sonuna doğru oluşan fiyatların ortalaması şeklinde hesaplanır.

Uzun Pozisyon
Bir malı, menkul kıymeti veyavadeli işlem sözleşmesini satın almaktır.

Uzun dönem
Üretim faktörlerinin değişken olduğu dönem

Ü

Ücret

Bir üretim faaliyetine, üretim faktörü olarak katılan emeğin, yaratılan üründen aldığı pay

Ücret enflasyonu
Ücret artışlarının maliyetlere yansıtılıp fiyatların yükselmesi

Ücret farklılığı
Ekonomideki çalışma koşullarından, bireylerin kapasite ve becerilerinden, piyasaların farklılıklarından kaynaklanan ücret değişimleri; aynı işi yapan işçiler arasında ücret farklılaşması

Ücret fiyat spirali
Fiyat artışlarının ücretlerde ve dolayısıyla maliyetlerde bir artış yaratarak tekrar fiyatlara yansıması; bir işyerinde çalışanların ücretlerinde üretimden daha fazla artış sağlamaları. Daha yüksek ücret, işveren için artan maliyet demektir. Bu da, fiyatların artmasına, yüksek fiyatlar da işçilerin tekrar yüksek ücret için girişimde bulunmasına neden olur. Böylece fiyatlar ve ücretler kısır bir döngü içine girer.

Ücretin tunç kanunu
Kapitalist sistemde işçi ücretlerinin geçim düzeyi üzerine çıkma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürer. İşçiler, sürekli olarak ancak geçimlerini sağlayacak yaşam koşullarına razı olmak zorundadır. İşçilerin asgari geçimlerini sağlayacak düzeyin üzerine çıkmaları halinde, bunun nüfus artışını teşvik edeceği ve buna bağlı olarak artan emek arzının ücretleri tekrar asgari geçim düzeyine indireceği ileri sürülür. Kanun, 1825-1864 arası yaşamış olan Alman filolog Ferdinand Lasalle tarafından geliştirilmiştir.

Üç tarla sistemi
Ortaçağda Avrupa«da uygulamaya konan ve üretim tekniklerinde kesin bir ilerlemeyi temsil eden tarımsal örgütlenme şekli. Toprağın üçte biri nadasa bırakılır. Ekim için ayrılan bölümlerden birine sonbaharda buğday, arpa, çavdar, diğerine de ilkbaharda yulaf, arpa, fasulye ve bezelye gibi baklagiller ekilir. Baklagiller iyi bir besin kaynağı olmanın yanı sıra azot tutma özellikleriyle yetiştikleri toprağı da zenginleştirir. İç tarla sistemiyle aynı yıl içinde iki hasat yapıldığından ürün kaybı ve kıtlık tehlikesi azalmış olur. Ortaya çıkan yulaf fazlasından hayvan yemi olarak da yararlanılmıştır.

Üçüncül Piyasa
Tezgahüstü piyasalarda (OTC) yapılan işlemler, üçüncül piyasa işlemi olarak adlandırılır

Üçüncü Ülke
AB üyesi ülkeler dışındaki ülkeler ile Türkiye gümrük bölgesi üzerindeki serbest bölgeler

Üretim
İstihsal; kıt malların miktarını ya da sağladığı faydayı artırmak amacıyla harcanan çabaların tümü; bir kuruluşun, bir malı pazarlanmaya hazır duruma getirmek için gerçekleştirdiği işlemler, insanların toplumun varlığı ve gelişmesi için zorunlu olan nesneleri sağlamak üzere amaçlı etkinlikleriyle doğal çevrelerini değiştirmeleri ve bunu yaparken kendi kendilerini de değiştirmeleri süreci, mal ve hizmetleri halka getiren ekonomik işlem dizisinin ilk adımı

Üretim anarşisi
Plansız kendiliğinden olan toplumsal üretim. İretim araçları üzerindeki özel mülkiyete ve üretimin sosyal karakteriyle mülkiyetin özel kapitalistlik biçimi arasındaki uzlaşmaz çelişkilere dayanır. Kapitalist üretim anarşisi, kaçınılmaz olarak periyodik fazla üretim krizlerine, döviz finans bunalımlarına, işsizliğe, emekçilerin hayat seviyelerinin düşmesine ve emekle kapital arasında sert antagonizme yol açar.

Üretim faktörleri
Bir üretim sürecinde kullanılan her türlü unsur. Bunlar doğal kaynaklar, emek, sermaye ve girişimcidir.

Üretim Sertifikası
Üreticinin, malları, alıcının gelip götürmesi için hazır hale getirdiğini gösteren belgedir.(Genelde noter onaylıdır)

Ürün
Bir işten elde edilen sonuç, ürün; faaliyetlerin ve proseslerin sonucu; değer katılmış olarak satışa sunulan madde; yapılması ya da üretimi tamamlanmış, tüketime ya da satışa hazır durumda bulunan mal

Ürün farklılaştırması
Aynı ihtiyaca cevap veren, birbirinin yerine rahatça ikame edilebilecek ürünlerin farklı ambalaj, farklı görünüş ve farklı markalar altında piyasaya sürülmesi, bu farklılığın tüketici zihnine yerleştirilmeye çalışılması.

Üst yapı
Bir toplumun maddi ilişki ve temelinin dışında kalan fikir, kültür, politika ve kurumlarını belirleyen terim

Üye Temsilcisi
Borsa’da işlem yapma yetkisine sahip aracı kuruluş temsilcisidir.

V

Vade
(1) borçluya borcunu ödemesi için verilen zaman, bir borcun veya senedin ödenmesi gerektiği gün. Senedin vadesi taraflar arasında yapılan sözleşme ile alacaklı tarafından ya da kanunlarla saptanır. Ticari senetlerin vadeleri dört şekilde belirlenir. Görüldüğünde, görüldükten belli bir süre sonra, keşide gününden belli bir süre sonra, belirli bir günde. (2) bir bankanın diğer bir bankaya sağladığı kredinin başka bir deyişle paranın süresi.

Vadeli döviz piyasası
Dövizin gelecekte belirli bir tarihte ve sabit bir fiyat üzerinden teslim edileceğine ilişkin sözleşmelerin yapıldığı döviz piyasası

Vadeli İşlemler
Spot (iki iş günü) işlem tarihini aşan ileri bir tarihte teslimi söz konusu olacak bir kıymetin (döviz, faiz, mal) vadesi, miktarı ve fiyatının bugünden belirlenerek sözleşmeye bağlandığı işlemlerdir. Forward, future ve opsiyonlar bu tür işlemlere örnektir

Vadeli işlem sözleşmesi
Sözleşmenin taraflarını belirlenen ileri bir tarihte üzerinde anlaşılan fiyattan standartlaştırılmış miktardaki bir mali veya kıymeti alma veya satma yükümlülüğüne sokan sözleşmedir

Vadeli mevduat
Bankalara belli bir süre sonunda çekilmek koşuluyla yatırılan para

Vadeli piyasa
*Alım satıma konu olan bono, tahvil gibi kıymetli evrakların ya da malların gelecekteki bir tarihte ve önceden belirlenmiş sabit bir fiyat üzerinden işlem göreceğine ilişkin sözleşmelerinin yapıldığı piyasa
*Gelecekte belirlenmiş bir zamanda belirlenen bir fiyat üzerinden mal ve hizmetlerin satılıp alındığı piyasalardır.

Vadeye Kadar Getiri (Effective Rate of Return)
Bir menkul kıymetin vadesine kadar tutulması sonucu elde edilecek getiriyi ifade eder. "Effective rate of return" olarak da adlandırılır

Vadeye Kalan Gün
Menkul kıymetin valör tarihinden itfasına kalan gün sayısıdır

Vadesiz mevduat
İstendiği anda çekilmek üzere bankalara yatırılan para

Vakıf
Okul veya hastane gibi müesseselerin iane olarak verilmiş sermayesi

Valorem
Değere göre

Valör
(1) Kıymet, para, değer, kaynağın ilk alındığı gündeki değeri, kullanım değeri, (2) Bankacılıkta faizin başlangıç tarihi,(3) Kredi ya da mevduat için bankaca faizin işletilmeye başlandığı tarihe denir.(4) Üzerinde anlaşma sağlanan bir işlemin, fiilen yerine getirileceği örneğin, karşılıklı olarak hesaplara alacak ve borç kaydedileceği tarihtir. Benzer şekilde bir fonun, örneğin mevduatın sahibi tarafından fiilen kullanılabileceği tarihi ifade eder.

Value at Risk (VaR)
Döviz, menkul kıymet ve benzeri yatırım araçlarının ya da bunlardan oluşan bir portföyün içerdiği piyasa riskinin ölçülmesi amacı ile kullanılan istatistiksel bir yöntemdir. Bu tür bir ölçümle, piyasa riski olarak adlandırılan, kur ve faiz riskinin yatırımın mevcut değerini çeşitli olasılık değerlerine ve süreye bağlı olarak ne ölçüde etkileyebileceği bulunmaya çalışılmaktadır. Diğer bir deyişle bir yatırımın, yatırım değeri cinsinden karşı karşıya olduğu riski ölçer. Örneğin 10.000.000 USD tutarında bir yatırım için 1.000.000 USD’ lik VaR değeri, belli bir dönemde, örneğin 1 haftada, bu yatırımın olasılık değerine, örneğin % 1 olasılık, bağlı olarak karşı karşıya olduğu risk’in parasal değerini ifade eder. Portföyde ortaya çıkabilecek kaybın tahminidir. Geçmiş veya örneğin opsiyon fiyatlarından ulaşılan "implied" volatilite üzerinden yapılan hesaplamalara dayanır. Dolayısıyla tahmin yöntemlerine ilişkin, geçmiş geleceği ne kadar tahmin eder gibi kısıtlar bu yöntem içinde geçerlidir. Yönteme ilişkin metodolojik, örneğin ölçüme konu olan değerin getirisinin normal dağıldığı varsayımı, kısıtlar da söz konusudur. Sermaye yeterliliklerinde, sermayenin piyasa koşulları nedeniyle risk altında olan kısmı ile ilgili olarak, BIS tarafından bankaların uyması gereken bir ölçüt olarak da kullanımı mevcuttur

Varlığa Dayalı Menkul Kıymet
İhraçcıların kendi ticari işlemlerinden doğmuş alacakları veya temellük edecekleri alacaklar karşılığında, ihraç edebilecekleri kıymetli evraktır.

Varlık vergisi
Gerçek ve tüzel kişilerin belli bir zamanda sahip bulundukları her türlü menkul ve gayrımenkul ile paradan oluşan ekonomik değerleri üzerinden alınan dolaysız vergi. Türkiye'de 1942 yılında uygulamaya konmuş, ödemeyenler zorunlu bedensel çalışmaya tabi tutulmuştur. Mükellef, matrah ve oranların keyfi bir biçimde belirlenmesi nedeniyle olumsuz sonuçlar yaratan vergi İkinci Dünya Savaşı sonrasında uygulamadan kaldırılmıştır.

Vasıflı emek
Belli bir öğrenim, bilgi ve beceriden geçmiş emek

Vasıfsız emek
Herhangi bir bilgi, eğitim ve öğrenime ihtiyaç göstermeyen emek

Vasıtalı vergi
Üretilen satılan veya tüketilen mallardan alınan vergi; yasama organı tarafından fiyatlara dahil edilmesi istenerek üreticiden alınan vergi. Satış fiyatının içinde olur.

Veizenbaum Teorisi
Teknolojik devrimin hızlanmasıyla modern dünyada bilgisayarların hızla yaygınlaşması ve iş yerlerinin yanı sıra evlere de girmeye başlamasının getirdiği potansiyel tehlikelere işaret ederek sosyal ölçüleri zedeleyecek ölçüde makine-insan ilişkisinin öne çıkmasını eleştiren teori. Kişinin yalnızlığını başka insanlar yerine bilgisayar ekranıyla paylaşması düşüncesine karşı çıkar.

Veraset ve intikal vergisi
Bedelsiz veya karşılıksız bir şekilde elde edilen servet unsurlarına uygulanan varlık vergisi türü. Miras veya bağıştan gelen varlıklar için ödenir. Bu iki verginin bir arada uygulanmasının sebebi, vergi kaçırma olanaklarının ortadan kaldırılmasıdır. Bu verginin aleyhinde olanlar, verginin mülkiyet hakkını zedelediğini, sermaye birikimini olumsuz yönde etkilediğini ileri sürerler.

Vergi
Devlet veya devredilmiş vergilendirme yetkisine sahip kamu kuruluşları tarafından mükelleflerden alınan para

Vergi bağışıklığı
Belli kişilerden vergi alınmaması. Geliri belli bir düzeyin altında olanlardan, hayır kurumlarından, elçilik ve konsolosluk görevlilerinden vergi alınmaması gibi.

Vergi iadesi
Vergi sorumlusunun çifte vergilendirilmesini telafi etmek veya ihracatı, üretimi, herhangi bir ekonomik faaliyeti teşvik etmek amacıyla bazı vergi konularında önceden alınan verginin bir kısmının veya tamamının mükellefe geri verilmesi.

Vergi istisnası
Belli mallardan vergi alınmaması veya belirli sınırların altında vergi kesilmemesi. İstisnalarda genellikle bir vergi sınırlandırması vardır.

Vergi muafiyeti
Vergi istisnası; belli kişi ve kurumların ekonomik nedenlerle vergi dışı bırakılması. Verilendirmede kimsenin ayırım gözetilmemesini öngören "genellik" kuralına rağmen sosyal ekonomik, teknik ve bazen de politik bazı istisnalar olmaktadır. Hayır kurumlarının vergi kapsamı dışında bırakılması gibi.

Vergi mükellefi
Vergi yükümlüsü. Hukuken kendisine vergi borcu düşen fert ve kurumlardır. İki tür vergi yükümlüsü vardır: Kanuni yükümlü ve iktisadi anlamda gerçek yükümlü. "Kanuni yükümlü", vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu isabet eden, vergiyi ödemesi gereken kişidir. İktisadi anlamda "gerçek yükümlü" ise ödenen verginin yükünü taşıyan kimsedir.

Vergi oranı
Vergi borcunu hesaplayabilmek amacıyla vergi matrahına uygulanan rakam. Matrah ne olursa olsun vergi oranı değişmezse "düz oranlı" (sabit vergi), matrahın büyümesiyle vergi oranı da büyürse "artan oranlı" (müterakki vergi), matrah büyüdükçe vergi oranı küçülürse "azalan oranlı" (mütedenni vergi) söz konusu olur. Kurumlar vergisi düz oranlı, gelir vergisi artan oranlıdır. Azalan oranlar, genellikle vasıtalı vergilerde uygulanmaktadır.

Vergi politikası
Belli ekonomik, mali ve sosyal amaçlara ulaşmak için vergilerin miktarında ve bileşiminde yapılan ayarlamalar. Şu amaçlarla yapılır: (1) Kamu harcamalarının finansmanını sağlamak, (2) Gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmak, (3) Ödemeler dengesi açığını azaltmak, (4) Ekonomik kalkınmayı sağlamak ve bölgesel eşitsizlikleri azaltmak amacıyla belli sektör ve bölgelerin gelişmesini teşvik etmek.

Vergi teşvik tedbirleri
Vergileme yoluyla özel yatırımları özendirici araçlar. Teşvik tedbirlerinin iki fonksiyonu vardır. Birincisi vergi yükünü azaltmak yoluyla yatırımlara ayrılacak fonları artırmaktır. İkincisi ise yatırımların arzulanan alanlara kaymasını sağlamaktır. Vergi teşvik tedbirleri, yurt içi ve yabancı sermaye yatırımlarını özendirici araçlar olarak iki temel gruba ayrılabilir.

Vergi yansıması
Fiilen ödenmiş bir vergi yükünün arz, talep, fiyat, süre, piyasa koşulları gibi ekonomik olanaklardan yararlanarak kısmen ya da tamamen bir başkasına devredilmesi. Yansıma süreci dört aşamada oluşur. İlk aşama verginin ödenmesidir. Yansımanın söz konusu olabilmesi için vergi, kanuni yükümlüsü tarafından kanuni esaslar çerçevesinde ödenmiş olmalıdır.

Vergilendirme
Vergi tahsili, tarh; alınacak verginin saptanması. Bunun için önce vergilendirilecek değerin (matrah) belirlenmesi gerekir. Vergilendirmede üç yöntem kullanılır. Bunlar beyanname (vergi bildirimi) yöntemi, götürü yöntem ve belirti yöntemidir. Bildirim yönteminde verginin matrahını ve alınacak vergiyi bizzat mükellef bildirir. Götürü yönteminde belli bir grup mükellefe aynı vergi uygulanır. Belirti yönteminde ise kira, çalışan işçi ve memur sayısı gibi etkenler vergilendirmede dikkate alınır

Veri İşleme Tekniği
Belirli miktardaki ithal eşyasının işlenmesi sonucunda elde edlien işlem görmüş ürünlerin miktarı veya yüzde oranı anlamına gelir

Verim Eğrisi (Yield Curve)
Belli bir anda bir yatırım aracının çeşitli vadeleri ile bu vadelerdeki getirileri arasındaki ilişkinin grafiksel ifadesidir. Dikey eksende verim (yield), yatay eksende ise vadeler yer alır. Pozitif eğimli (normal) verim eğrisi, negatif eğimli (inverted) verim eğrisi, düz verim eğrisi ve orta vadelerde yüksek verimi ifade eden (bell shape) verim eğrileri olarak sınıflandırılırlar. Eğrinin zaman içindeki hareketleri; dikleşmesi, "steeping" (pozitif eğimli bir eğri söz konusu ise eğrinin orijine uzak kısmının yükselmesi, yakın kısmının düşmesi, eğimin artması), düzleşmesi, "flattening" (pozitif eğimli verim eğrilerinde orijine uzak kısmın düşmesi, yakın kısmın yükselmesi, eğimin azalması) ve eğrinin şeklinin değişmeden yukarı aşağı hareket etmesi, "paralel shift" olarak adlandırılır. Eğrinin eğiminin artması, uzun vadede faizlerin (enflasyonun) yükseleceği beklentisini yansıtır. Eğimin azalması, diğer bir deyişle pozitif eğimli bir verim eğrisinin düzleşmesi (orijine yakın tarafın yükselip, uzak tarafın düşmesi) ise, yatırımcıların ileride faizlerin düşeceği beklentisi ile mevcut faiz oranlarından daha uzun süre faydalanmak için uzun vadeye yönelmelerini, dolayısıyla artan talep ile bu vadede verimin düşmesini, fon talep edenlerin de ileride daha düşük faiz oranlarından borçlanma imkanı doğacağı beklentisi ile kısa vadeyi tercih etmelerini, dolayısıyla arz fazlası nedeniyle verimin artmasını ifade eder.

Verimlilik Oranı
Belirli miktardaki ithal eşyasının işlenmesi sonucunda elde edlien işlem görmüş ürünlerin miktarı veya yüzde oranı anlamına gelir

Vesaik
"Ticarette kullanılan konşimento, poliçe, konsolosluk faturası, uzman raporu gibi çeşitli belgelere verilen isim.

Vesaik Mukabili Kabul
İthalatçının malları alabilmesi için gerekli evrakların ancak ihracatçı tarafından keşide edilen poliçelerin kabulü karşılında teslimi

Vesaik karşılığı ödeme
*İthalatçının, bir dış ülkeden yollanan herhangi bir mala ilişkin belgeleri alabilmesi için ihracatçının talimat verdiği bankaya mal bedelini ödemesi
*İhracatçının malını gönderdikten sonra ithalatçının ülkesindeki bir yetkili aracı bankaya başvurarak söz konusu bankaya sevk evrakı yolladığı ve bu evrakın ithalat bedelinin ödenmesinden sonra ithalatçıya teslimi konusunda talimat verdiği ödeme biçimidir

Volatilite (Volatility)
*Bir kıymetin fiyatındaki değişkenliğin ifadesidir. Çoğunlukla standart sapma ile ölçülür. Yüksek bir volatilite artan bir belirsizliğin göstergesidir.
*Bir menkul kıymetin fiyatının veya piyasanın genelinin kısa bir zaman aralığı içerisinde gösterdiği dalgalanma özelliği. Oynaklığı yüksek bir menkkul kıymetin fiyatında hızlı değişim ve aşırı dalgalanma özellikleri görülür.

Y

Yabancı sermaye
Bir ülkedeki sermaye stokuna başka bir ülke tarafından yapılan katkı

Yabancı Hisse Senedi
Yabancı ortaklıklarca bulundukları ülke mevzuatına uygun olarak çıkarılan ve ortaklık hakkını temsil eden menkul kıymetlerdir.

Yabancı Kambiyo
Yabancı bir ülkenin döviz veya kredi belgesidir.Döviz alış ve satışlarını da içerir.

Yabancı Ortaklık
Türk Parasını Kıymetini Koruma mevzuatında tanımlanan dışarıda yerleşik kişilerden ilgili ülke mevzuatına göre yabancı sermaye piyasası araçlarını çıkaran ortaklıklar ile yatırım ortaklıklarıdır.

Yabancı Satış Acentası
Yerli üreticinin yurt dışındaki temsilciliğini yapan kişi veya şirkettir.Üretici için yurt dışında satış imkanlarını araştırır.

Yabancı Sermaye Piyasası Araçları
Çıkarıldıkları ülke borsalarında alım satım konusu olan ve Kurulca niteliği belirlenen menkul kıymetler ile hak ve alacakları temsil eden diğer kağıtlardır.

Yabancı Yatırım Fonu
Kanun’da tanımlanan yatırım fonlarına benzer özellikleri taşıdığı Kurul’ca kabul edilen, yurtdışında kurulmuş yatırım fonlarıdır.

Yapısal işsizlik
Kronik işsizlik; hızlı nüfus artışı ile üretim faktörleri artışı arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan, istihdam olanaklarının yetersizliği ve çalışmak isteyenlerin sürekli ve yaygın bir biçimde açıkta kalmaları şeklinde beliren işsizlik

Yaşam standardı
Yaşama düzeyi, insanların maddi ve kültürel ihtiyaçlarını karşılama düzeyi. Çeşitli göstergelerle ifade edilir. Bunların en önemlileri, gerçek gelir, kişi başına tüketim, hizmet görebilme ve iskandır.

Yatay birleşmeler
Tanımlanmış bir iş kolunda çalışan firmaların, başka bir ifadeyle aynı malı üreten firmaların, hukuki varlıklarını korumak veya kaybetmek üzere birleşmeleri

Yatay kartel
Aynı malı üreten firmaların hukuki varlıklarını korumak üzere, ekonomik açıdan piyasayı etkileri altına almak amacıyla birleşmeleri

Yatay tröst
Aynı malı üreten firmaların ekonomik ve hukuki varlıklarını kaybederek birleşmeleri

Yatırım
*Uzun vadeli sermaye yatırımı, bir sermayenin gelir sağlamak amacıyla bir işe yatırılması; belli bir dönem içinde ekonomideki üretim araçları mevcuduna yapılan eklemeler ve bu eklemeleri mümkün kılan harcamalar. Ekonomideki gelir ve istihdamı artıran temel unsurdur. İretimi artırmayan harcamalar, yatırım niteliğinde değildir.
* Belli bir getiri sağlamak amacıyla, belirli vadelerde birikimlerin yatırım araçlarına bağlanmasıdır.Yatırımcı yaptığı yatırımın maliyetini üstlenir. Bu onun riskidir. Eğer yatırımcı kendi öz fonlarını kullanarak yatırım yapıyorsa, en azından bu fonların maliyetini karşılaması gerekir. Yatırımcı, elindeki bu fonlarla tahvil alış satışı veya vadeli mevduat ile faiz geliri de sağlayabilir. Faiz hadleri, gelir seviyesi, borçlanabilme imkanları ve risk yatırımı etkileyen unsurlardandır.

Yatırım bölgesi
İstihdamı ve yatırımları artırmak için firmalara özel teşvikler verilen, ekonomik açıdan geri kalmış bölgeler. Daha çok yerli firmalara yöneliktir. İlk kez 1977'de İngiltere'de denenmiştir.

Yatırım danışmanlığı
Müşterilere sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık ve kuruluşlar, yönlendirici nitelikte yazılı veya sözlü yorum ve yatırım tavsiyelerinde bulunulması faaliyetidir.

Yatırım fonları
Halktan katılma belgeleri karşılığı toplanan paralarla belge sahipleri hesabına, oluşturulan portföyü işletmek amacıyla kurulan malvarlığıdır.

Yatırım Fonu Katılma Belgesi
Belge sahibinin kurucu ve saklayıcı kuruma karşı sahip olduğu hakları taşıyan ve fona kaç pay ile katıldığını gösteren kıymetli evraktır.

Yatırım ortaklıkları
*Sermaye piyasası araçları ile altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek üzere anonim ortaklık şeklinde ve kayıtlı sermaye esasına göre kurulan sermaye piyasası kurumlarıdır.
*Sermaye piyasası araçları ile ulusal ve uluslararası borsalarda veya borsa dışı organize piyasalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek üzere anonim ortaklık şeklinde ve kayıtlı sermaye esasına göre kurulan sermaye piyasası kur

Yayılı muamele vergisi
Vergi konusu olan malların, üretimlerinden tüketimlerine kadar geçen her aşamalarından alınan vergi

Yeni Hisse Pazarı
Hisse senetleri Borsa’da işlem gören şirketlerin sermaye artırımlarının bir hesap dönemi içinde temettü ödemesinden önce gerçekleşmesi durumunda, üzerinde geçmiş yıl temettü kuponu bulunmayan "Yeni" hisse senetlerinin, temettünün ödenmeye başladığı ilk gün"

Yeni korumacılık
Sanayileşmiş ülkelerde, özellikle 1970'lerin ikinci yarısında önem kazanan ve tarife dışı ithalat kısıtlamalarının yaygınlaşması biçimini alan dış ticaret politikası. Temelinde, sanayileşmiş ülkelerde büyüyen ve daha çok emek-yoğun sanayi dallarını etkisi altına alan durgunluk ve işsizlik vardır. Yeni korumacılık; ithalat kotaları, ithal izninin lisansla belli ithalatçılara verilmesi, sağlık, güvenlik ve standardizasyon koşullarını taşımadığı gerekçesiyle az gelişmiş ülkelerden gelen ithal mallarının limanlarda bekletilmesi ya da az gelişmiş ülkelerden ithalatın gönüllü ihraç kotaları ile kısıtlanması gibi biçimler almaktadır. Az gelişmiş ülkelerin tekstil, konfeksiyon, deri mamulleri, işlenmiş besin ürünleri, hassas aletler ve elektronik cihazlar ihracatını olumsuz yönde etkilemektedir.

Yeni Şirketler Pazarı
Yeni kurulmuş olmakla birlikte büyüme potansiyeli taşıyan ve hisse senetlerini Borsa’da veya Borsa dışında ilk kez halka arz etmek suretiyle halka açılacak şirketlerin hisse senetlerinin Borsa'’a güven ve şeffaflık ortamında, organize bir piyasada işlem görmesi.

Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen
Üçüncü Dünya ülkeleri olarak bilinen az gelişmiş ülkelerin hızlı sanayileşmelerini sağlamak ve bunun için daha sıkı bir işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla 1974'de Birleşmiş Milletler'de benimsenen eylem planıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyada oluşturulan ekonomik düzende galip Batılı ülkelerin, özellikle de ABD'nin belirleyici etkisini görmek mümkündür.

Yeşil Devrim
İkinci Dünya Savaşı sonrası, gelişmekte olan ülkelerin tarım üretimini artırma çabaları. İlaçlama yapılarak, sulama sistemi geliştirilerek, kimyasal gübre ve verimli tohum kullanarak gerçekleştirilmiştir. Yeşil Devrim geçiren ülkelerin bazıları Meksika, Hindistan, Pakistan ve Filipinler«dir. Bazı bilim adamları ekolojik dengeyi bozduğu gerekçesiyle modern tarım yöntemlerine karşı çıkmaktadır.

Yetenek rantı
Bazı kişilerin aynı eğitimi görmelerine rağmen sahip bulundukları başkaca özellikler nedeniyle farklı bir gelir elde etmeleri

Yumuşak kredi
Dış yardım alan bir ülkenin borcunu kendi ulusal parasıyla ödemesi koşulunu içeren kredi

Z

Zaibatsu
Japonya'da uzun dönemli ticari ilişkilerle birbirine bağlanmış finans ve endüstri şirketleri grubuna verilen ad. Bu şirketlerin en önemli özelliği geniş aile şirketleri olmasıdır. İkinci Dünya Savaşı öncesi ülke ekonomisinde önemli rolleri olmuştur

Zaman Önceliği
Hisse Senetleri Piyasası’nda, fiyat eşitliği halinde, sisteme zaman açısından daha önce kaydedilen emirlerin öncelikli olarak karşılanmasıdır.

Zaman ücreti
Bir üretim faaliyetine, üretim faktörü olarak katılan emeğin, üretim faaliyeti için geçen süreye göre yaratılan maldan pay alması

Zenginler Kulübü
Dünya ticareti ve uluslararası para konularında etkili olan ülkeler grubu

Zihni emek
Zihne, düşünceye dayanan, sonuçta zihinsel yorgunluğa yol açan emek

Zorunlu ihtiyaç
Yeme, içme, giyinme, barınma gibi kişinin yaşamını sürdürmesi açısından vazgeçemeyeceği ihtiyaç

Zorunlu olmayan ihtiyaç
Giderildikçe haz veren, giderilmedikçe de üzen ancak hayati olmayan ihtiyaç

Zorlayıcı Neden
Denizcilik kontratlarında bulunan standart bir maddedir.Deprem, sel, savaş gibi elde olmayan nedenlerden dolayı yükümlülükler yerine getirilmediği takdirde, kişiler otomatik olarak bu yükümlülüklerinden muaf sayılırlar.


 
Dış Ekonomi - Ticaret
 
cupidkreasyon.com

gelinlik abiye nışanlık ihracatı
(0 Gelen 1341 Giden)

Ihlamur Şifalı Bitkiler ve Baharat

Şifalı Bitkiler,Baharat,Doğal Afrodizyaklar,Bitkisel Kozmetikler
(0 Gelen 1027 Giden)

Papatya Bitki Evi Şifalı Bitkiler ve Baharat

Şifalı Bitkiler,Baharat,Doğal Afrodizyaklar,Bitkisel Kozmetikler
(0 Gelen 780 Giden)

Senin linkin burada olsun mu?
O zaman buraya kaydını yaptır:
=> Kayda git
 
Bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol